Trafik kazalarına hapislik cezası sorgulanmalı

Yayın Tarihi: 23/03/15 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

* Ortada bir gerçek var ki ölüme sebep veren, haklı ya da haksız bir sürücüye mahkeme tarafından verilen hapislik cezası hiçbir şekilde kimsenin acısını dindirmiyor. Ne gideni geri getiriyor ne de vicdanları rahatlatıyor. Dahası ölüm sebebiyet verdiği için hapse düşen sürücü cezaevinden psikolojisi bozulmuş bir insan olarak topluma çıkıyor ve bu insanı da kaybediyoruz. Ne aile düzeni kalıyor ne de geleceği.

**Yargıçlar günün sonunda, siyasilerin yaptığı yasaları uyguluyor ve illaki bir hapislik cezası veriyorlar, veriyorlar vermesine ama kısa bir süre sonra kimse öleni hatırlamıyor, kimse hapse gireni de hatırlamıyor ama hapse giren hapisten çıktıktan sonra normal hayatına geri dönemiyor.

Uzun zamandır kaleme almayı planlıyor olsam da şu seçim gündemi hayli beni oyaladı diyebilirim. Muhtemelen bu hafta da önemli yazılar kaleme alacağım seçim kritiğiyle ilgili olarak. Ancak haftanın o karmaşık havasında kaybolmadan önemli bir konuyu ele alalım; trafik kazaları, ölümler ve hapse düşen insanlar. Olayı neresinden alırsanız alın, neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Bir tarafta trafik kazası sonucu hayatını kaybedenler diğer taraftan da hapse düşen ya da düşme tehlikesiyle psikolojileri bozulan insanlar.

Yazının hemen başında belirteyim, bu yazımdaki dikkat çekmeye çalıştığım haksız yere başı belaya giren sürücüler içindir. Telefon kullanan, alkol alan, sürat yapan sürücüler bu kapsamın dışındadır.

Kendi halinizde yolunuzda giderken, belki bir iş çıkışı, belki yemeğe yetişme çabası ya da sevdiklerinizle geçen bir Pazar günü, sağına soluna bakmadan yola atılan dikkatsiz bir yaya çarpmanız sonrasında yaya hayatını kaybediyor ve sizin için dram dolu günler başlıyor. Halbuki siz o gün işinizden yorgun argın çıkmış eve, sevdiklerinize ulaşma çabasındasınız, belki nezlesiniz, belki hasta belki de çok keyifli ama dikkatsiz bir motor sürücüsü ya da dikkatsiz bir yayanın yola atılması sonrasında herşey siyah oluveriyor birden.

DİKKATSİZ SÜRÜŞ ALLAHIN EMRİ

Eğer ortada ölümlü bir trafik kazası varsa illa ki dikkatsiz bir sürüş vardır, yoksa da vardır. Alkol alan ya da süratli araç kullanan bir sürücüyü hiçbir zaman savunan yazılar yazacak değilim. Bu kabul edilebilir değil zaten. Ancak kendi halinde işine gücüne giderken dikkatsiz bir yaya sizin başınızı pek la derde sokabilir. Özellikle son birkaç yıldır yolun içine sağına soluna bakmadan atılan o kadar motor sürücüsü ve yaya var ki şaşar kalırsınız.

Trafikteyken bu insanlara son derece dikkat etmeniz gerekiyor. Çünkü eğer bir yayaya çarpmışsanız ve ölmüşse size cezaevinin yolu gözükmüş demektir. Siz dikkatsiz sürüş yapan birisinizdir. Ve gelin görün ki mahkemeler, yargıçlar kendiliğinden oluşan kamuoyu baskısının da etkisiyle olsa gerek, yasaların kendilerine verdiği yetkiyi çekinmeden hapislikten yana kullanabiliyorlar.

SONUÇ DEĞİŞMEYECEK

Ortada bir gerçek var ki ölüme sebep veren, haklı ya da haksız bir sürücüye mahkeme tarafından verilen hapislik cezası hiçbir şekilde kimsenin acısını dindirmiyor. Ne gideni geri getiriyor ne de vicdanları rahatlatıyor. Dahası ölüm sebebiyet verdiği için hapse düşen sürücü cezaevinden psikolojisi bozulmuş bir insan olarak topluma çıkıyor ve bu insanı da kaybediyoruz. Ne aile düzeni kalıyor ne de geleceği.

Yargıçlar günün sonunda, siyasilerin yaptığı yasaları uyguluyor ve illaki bir hapislik cezası veriyorlar, veriyorlar vermesine ama kısa bir süre sonra kimse öleni hatırlamıyor, kimse hapse gireni de hatırlamıyor ama hapse giren hapisten çıktıktan sonra normal hayatına geri dönemiyor.

Tabii burada yargıçların bir suçu yok, yasayı yapan meclis. Ölümlü trafik kazalarına sebebiyet veren ve suçlu olan sürücüler için dahi farklı cezalar uygulanması gerektiğine inanıyorum. Bu belki de uzun süre trafikten men cezası, belki de önemli miktarda tazminat veya başka ağır cezalar. Her ne pahasına olursa olsun kazaya sebebiyet veren unutmayın ki genç bir çocuk, çocuklarına bakmak zorunda olan bir anne ve baba ve herşeyden önemlisi tüm yuvasını dağılma noktasına getirecek bir aileye veriliyor bu ceza.

Bu nedenle meclis ki toplanma ve iş yapma özürlü olmuştur artık, trafik kazalarına hapislik ön gören yasayı tekrardan gözen geçirip iyileştirmek zorundadır.

Unutmayın kazayı yapan sade bir vatandaş olabileceği gibi bir yargıç, bir vekil, bir bakan hatta bir başbakan da olabilir.

Demem o ki bu kötü kader bir gün sizin kapınızı da çalabilir. Kazada kaybedilenin ardından bir de kazayı yapanı kaybetmenin topluma bir faydası var mı?

Bu ülkenin ne cezaevinde, ne yollarında ne de düzeninde bir iyileşme olmadığı sürece hep bizler mağdur olacağız ve kötü piyango herkesin kapısını her an çalabilir.

****************

GİRNE BELEDİYESİ AYARI TUTTURAMAMIŞ

Bir okurumdan dün bana bir fotoğraf ulaştı. Girne belediyesi şehir meydanındaki bir ağacı budamış, budamış budamasına da ayarını fazla kaçırmış budamanın. Okurum hayli isyandaydı. "böyle budamamı olur, ağaç gitti resmen, geriye hiçbirşey kalmamış" diye de not düştü altına. Nidai başkan dikkatinize getiriyorum bu konuyu.

****************

KAMU-İŞ EN NİHAYET SES VERDİ

Kamu-İŞ sendikası en nihayet sessizliğini bozdu ve genel grev kararı aldı. "Kamu çalışanlarının aylık (maaş-ücret) ve diğer ödeneklerinin düzenlenmesi yasası diğer adıyla "Göç Yasası" diye bilinen yasanın Toplu İş Sözleşmelerine müdahalesi, çeşitli aşamalarda Hükümet'e, yetkililere, Meclis'in en yüksek kademesine, intikal ettirilmiş, ancak bugüne kadar bir sonuca ulaştırılmamıştır." gerekçesiyle 25 Mart günü bir günlük genel grev yapacak. Elbette ki iyi bir gelişme. Uzun zamandır Sami başkanın sesi soluğu çıkmıyordu. Zaman zaman yapılan açıklamalar Kamu-İş gibi güçlü bir sendika için cılız kalıyordu açıkçası. Sami başkanım sendikacı ruhunuzu bu hükümete göstermenizin zamanı geldi artık değil mi ama…

*************

GÜNÜN SÖZÜ

Kimseyi suçlama, Suçlanacak biri varsa o da sensin. Sonuçta o sana küçük bir umut verdi, Sen ise ona herşeyini verdin.

CEMAL SÜREYA

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları