% 27,5 sandık protestosu yaşanabilir...

Yayın Tarihi: 03/04/15 07:37
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

* Kararsız oyları bir yana bırakın asıl sorulması gereken soru bu olmalı; sandığa yüzde kaçlık bir oran gitmeyecek ve bu gitmeyecek olanlar hangi tarafın oyları. Yani sağ seçmen mi yoksa sol seçmen mi sandığa gitmeyecek.

** Mehmet Ali Talat'ın cumhurbaşkanı seçildiği seçimlerde ki seçimlere katılımın daha düşük olduğunu görüyoruz. % 69.58'lik bir seçmen kitlesi oy kullanırken % 30.5'lik bir oran sandığı protesto etti ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanmayı reddetti. Bu önemli bir oran. Öyle görüyoruz ki 2005 ve 2010 seçimlerini dikkate alsak yalnızca her iki seçimlere katılmama oranının ortalaması yaklaşık olarak % 27.5'lik hatrı sayılı bir oranla karşımıza çıkıyor.

*** Cumhurbaşkanlığı seçimlerini olur da Derviş Eroğlu kazanırsa, kesinlikle nisan sonrasında hükümet bozulur ve UBP-DP hükümeti kurulur. Eğer Serdar Denktaş ben başbakan olacağım diye tutturursa da, işte o zaman UG'li vekiller kenar kenar UBP'ye geçer ve UBP-TDP hükümeti kurulur. Ama her halükarda Eroğlu seçilirse, CTP-DP hükümeti illaki bozulur.

En nihayet seçim yasakları girdi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için hakiki geri sayım başlamış oldu. 19 Nisan'a kadar her ne kadar uzun bir süre var gibi görünse yaklaşık iki ay sonra seçimler gerçekleşecek ve yeni cumhurbaşkanımızı seçmiş olacağız. Gözlemlerime göre seçmen artık kime oy vereceğini belirlemiş durumda. Hatırlayacağınız gibi bir süre önce ortaya atılan anketlerde adaylar, kararsız oyların dağılımından medet umuyordu ve kararsız oyları konuşuyordu. Belki ilk başlarda seçmenin en az yarısı kime oy vereceği konusunda pek kararlı değildi ancak bugün öyle sanıyorum ki seçmenin en azından % 90'ı bu kararı vermiştir.

Sorduğunuz zaman size kime oy vereceğini söyleyenler olduğu gibi doğru cevap vermeyenler de var. Ancak bu saatten sonra kimse kararsız oylardan medet ummasın.

Önümüzdeki haftalarda kamuoyuyla paylaşılacak yeni anketler olduğunu duydum. Akılcı ve yanılgı payı düşük anketler, yani yönlendirmelerden uzak anketler elbette ki daha kabul görecek .Bu nedenle kimse kimseyi gereksiz yere şişirmesin.

SANDIĞA GİTMEYECEK OLANLAR NE ORANDA?

Kararsız oyları bir yana bırakın asıl sorulması gereken soru bu olmalı; sandığa yüzde kaçlık bir oran gitmeyecek ve bu gitmeyecek olanlar hangi tarafın oyları. Yani sağ seçmen mi yoksa sol seçmen mi sandığa gitmeyecek.

2010 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki katılım oranına baktığımızda % 76,37'lik bir oran görürüz. Yani % 24 oranında vatandaş, cumhurbaşkanlığı seçiminde sandığa gitmemiştir. Bu tabloyu 2010 seçimlerini yeniden hatırlamak üzerine yayımlıyorum.

Adaylar Parti Oy sayısı %

Derviş Eroğlu (UBP) 61,491 50.38

Mehmet Ali Talat 52,302 42.85

Tahsin Ertuğruloğlu 4,648 3.81

Zeki Beşiktepeli 1,986 1.61

Mustafa Kemal Tümkan 964 0.79

Arif Salih Kırdağ 521 0.43

Ayhan Kaymak 168 0.14

Toplam (Katılım oranı 76.37%) 125,294 100

Kaynak: mahkemeler.net

Toplam seçmen sayısının 164,072 olduğu bir seçimde sandığı protesto edip gitmeyen seçmen sayısı hiç te az değil gördüğünüz gibi. Yaklaşık 40 bin kadar seçmen seçimi protesto etmişti.

Seçimlerde en yüksek katılım yüzde 93,48 ile 1990 yılında olurken, en düşük katılım da, 2005 seçimlerinde yüzde 69,58 ile gerçekleşti.

anlayacağınız bu yıl ki seçimlerin kaderini aslında kararsızlar değil sandığa gitmeyecekler belirleyecek.

2005 SEÇİMLERİNDE PROTESTO % 30.5

Mehmet Ali Talat'ın cumhurbaşkanı seçildiği seçimlerde ki seçimlere katılımın daha düşük olduğunu görüyoruz. % 69.58'lik bir seçmen kitlesi oy kullanırken % 30.5'lik bir oran sandığı protesto etti ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanmayı reddetti. Bu önemli bir oran.

Öyle görüyoruz ki 2005 ve 2010 seçimlerini dikkate alsak yalnızca her iki seçimlere katılmama oranının ortalaması yaklaşık olarak % 27.5'lik hatrı sayılı bir oranla karşımıza çıkıyor.

2013 GENEL SEÇİMLERİNDE VAHİM TABLO

En yakın seçim olan genel milletvekilliği seçimin de dahi katılım oranı % 69,61'le sınırlı kalıyor, yani seçmenin sandığı yine % 30,5'lik bir protestosu var. http://tr.wikipedia.org/wiki/2013_Kuzey_K%C4%B1br%C4%B1s_parlamento_se%C3%A7imleri

26 NİSAN SONRASI

Olaylara gerçekçi bakmak lazım; her şeyden önce CTP-DP hükümetinin şu an ki fotoğrafını bir çekelim ve yorumlayalım. Bu iki ortağın çok ilginç bir özelliği var. Birbirleriyle iyi geçinememelerine rağmen menfaatleri icabı geçinmek zorunda kalıyorlar. Bir bakıyorsunuz Serdar Denktaş bıçak kemiğe dayandığı anda başlıyor UBP ile hükümet kurarım diye tehdit sallamaya; CTP hemen su koy veriyor hal böyle olunca. Ama öte yandan da Serdar Denktaş'ın tuttuğu bakanlıkların bütçelerini alabildiğine kısıyor; ve kendi sektöründe DP'yi başarısız kılma hesapları yapıyor inceden inceye. Bu hükümet kurulduğundan bugüne, aynı tempoda giden tuhaf bir ilişkisi var bu hükümetin.

CTP, DP YÜZÜNDEN MAHKUM

Yeri gelmişken değinmeden edemeyeceğim. Vakti zamanında Ankara, Serdar Denktaş konusunda CTP'ye karşı net bir tavır koymuş ve böyle bir hükümet kurulması halinde gerekli desteğin verilmeyeceği CTP'ye söylenmişti. En azından benim hala duyduğum iddialar bu yönde. Halbuki CTP-UBP hükümeti kurulmuş olsaydı her şeyin hesabı da, kitabı da işleyişi de farklı olacaktı. CTP bunu reddetti, şimdi de hem Başarısızlığının hem de gereksiz dik kafalılığının cezasını çekiyor diye yorumlanıyor kamuoyunda.

CTP-DP HÜKÜMETİ BOZULUR MU?

Evet bu sorunun yanıtına gelelim. CTP-DP hükümeti öyle kolay kolay bozulmaz. Ama bu konuyla ilgili yakın gelecekteki muhtemel senaryolara bir bakalım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini olur da Derviş Eroğlu kazanırsa, kesinlikle nisan sonrasında hükümet bozulur ve UBP-DP hükümeti kurulur. Eğer Serdar Denktaş ben başbakan olacağım diye tutturursa da, işte o zaman UG'li vekiller kenar kenar UBP'ye geçer ve UBP-TDP hükümeti kurulur. Ama her halükarda Eroğlu seçilirse, CTP-DP hükümeti illaki bozulur. CTP'nin adayı Sibel Siber hanımefendi kazanırsa bu yarışı işte o zaman CTP-DP hükümeti yine bozulur. Çünkü Denktaş aynı tehdit ve şantajlara devam edeceği için, CTP bundan sıkılıp bu rüzgarla bir erken seçim ilan edebilir.

Sonuç olarak 19 Nisan'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden kararsız oyların pek fazla olacağını düşünmemekle birlikte sandığa gitmeyecek seçmenin önemine dikkat edilmeli. Eğer seçime katılım düşükse, bu popüler adayların kazanma şansından götürüyor.

********************

GÜNÜN SÖZÜ

Yalnızlığa yenilmemek için, sık sık hayaller kurulur; ama aslında neyin hayalini kurarsan kur, yalnızlık her hayalin sonudur.

PABLO NERUDA

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları