Kaç kişi daha "deli dana"?!

Yayın Tarihi: 16/04/15 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • "Kimseyi ürkütmeyin yahu da sinin kalın yoktur aha başkasında" diyenleri duyar gibiyim. Peki birkaç ay içinde 500 kişi de bu vakanın belirtileri bir anda görülmeye başlarsa; bununla ilgili baş edebilecek bir yoğun bakım servisimiz, ilaç hazırlığımız ya da tedbir koşullarımız var mı? Buna hazır mıyız? Ülkeyi bir anda darmadağın edecek böyle bir vaka patlamasına Sağlık Bakanlığı hazır mı?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gerçekleşmesine son dört gün diyelim artık. Kim ne derse desin sönük bir seçim yaşıyoruz. Bunun sebeplerini önceki yazılarımda kaleme almıştım. Ülkenin ciddi anlamda yaşadığı ekonomik sorunlar öylesine dayanılmaz bir hal aldı ki seçim vatandaşın gündeminden çıktı. Geriye kalan günler seçimleri elbette ki işleyeceğiz, hem de uzun uzun ama fırsat bulmuşken, dönelim de biraz evimizin ne kadar sorunlu ve ne kadar dertli olduğuna bir bakalım.

Bazen evin içini toparlamaya karar verirsiniz, o kadar bir dağınık ve pistir ki kendi kendinize neresinden tutayım diye sorar söylene söylene başlarsınız evin içini temizlemeye. Bu memleket inanılmaz sorunlu ve pis. Her anlamda pis; pis olduğu kadar da çaresiz kalmış vaziyette duruyor. Bizim sorunumuz ne homurdanıyor halk olarak ne isyan ediyoruz. Ölmek dahil herşeyi kabullendik.

Memleket sorunlarını yazmak yerine hangi belediye başkanı, hangi vekil hatta hangi bakan kimi destekliyor diye kalem oynatsam köşe yazım tıklanma rekoru kırar.

İsteyen deli hastalığından ölsün, isteyen trafik kazasında ölsün, isteyen ay sonu taksitlerini ödeyemediği için bunalıma girsin hatta hatta isteyen kanser olsun bu dertlerden deyip; bugün kü yazımda UBP ya da CTP'nin içinde bulunduğu çözülme ve buhranı kaleme alsam tıklanma rekoru kırar bu yazı.

Gerek var mı? Hayır yok; yok çünkü bunların kimseye bir faydası yok da ondan.

Bir vatandaşımız deli dana hastalığından genç denebilecek yaşta hayatını kaybetti. Tarım Bakanı Sennaroğlu'nun açıklamasını okudum ve bu hastalığın 10 ya da 20 yıl sonra insanda belirti verdiğini öğrendim. Yani işin özeti hayatını kaybetmiş olan bu vatandaşımız belki de 2000 yılında ortaya çıkan deli dana furyasında yediği hastalıklı bir etten bu rahatsızlığı kaptı.

KAÇ KİŞİ DAHA DELİ DANA?

Bakan Sennaroğlu'nun açıklamasına göre eğer ki bu hastalık kendini uzun yıllar sonra ortaya çıkarıyor ve sonuç kaçınılmaz ölüm oluyorsa; akla şu korkutucu soru geliyor ister istemez. Kaç kişi daha deli hastalığına yakalanmış durumda şu an?

Bu son derece önemli bir soru. Sağlık bakanlığının derhal ve ivedilikle ülke genelinde bir sağlık taraması başlatması gerekiyor. Bunu herkes korkuya ya da paniğe kapılsın diye yazmıyorum; ancak olası bir kargaşayı önlemek ve tedbir almak için bu şart.

GULLE İLE SENNAROĞLU GÖREVE

"Kimseyi ürkütmeyin yahu da sinin kalın yoktur aha başkasında" diyenleri duyar gibiyim. Peki birkaç ay içinde 500 kişi de bu vakanın belirtileri bir anda görülmeye başlarsa; bununla ilgili baş edebilecek bir yoğun bakım servisimiz, ilaç hazırlığımız ya da tedbir koşullarımız var mı?

Buna hazır mıyız? Ülkeyi bir anda darmadağın edecek böyle bir vaka patlamasına Sağlık Bakanlığı hazır mı? Ne toplum ne de hükümet buna hazır değil.

Bizim sağlık bakanlığımızın edindiği yeni prensip ise ; yalanlamak ve inkar etmektir." Yok böyle bir vaka yok böyle bir hastalık".

Neden böyle yapıyorlar; aman bir paniğe yol açılmasın diye. Kardeşim neredeyiz ne noktadayız bilen var mı?

Kimse bilmiyor. İşte bu nedenle Sağlık Bakanlığı vatandaşları Tarım Bakanlığı ise hayvanları denetlemeli ve olası vaka patlaması için hazırlıklı olmak zorundadır.

Bakan Sennaroğlu'nun dikkat çektiği önemli bir nokta var; kaçak ete dikkat edin diyor; evet, Rum tarafından kaçak yollardan getirilen hayvanlarda ne olduğunu biliyor muyuz? Bu etler denetimden geçmiyor; kimse ne olduğunu anlamadan bir anda bu hastalığa yakalanabilir.

İnternetten araştırıp bulmaya üşenen okurlarım için deli dana hastalığı ile ilgili biraz bilgi aktarıyorum.

"Deli Dana Hastalığı

Konuyu Hazırlayan: Doç.Dr.Jale Erten

Deli dana hastalığı sığırlarda görülen ve ölümcül sonuçlanan bir hastalıktır. Hastalık beynin süngerlenmesine neden olur. Özellikle İngilterede sığırlarda görülen salgın bir hastalıktır. Hastalık mikrobik ajanlardan çok farklı cansız bir maddeyle (protein parçasıyla) meydana gelmektedir. Hastalığın hayvanlarda uzun bir kuluçka dönemi vardır. Ortaya çıkan hastalıklar yürüme bozukluğu bunu takiben beyin fonksiyonlarının bozukluğu ve ölümle sonuçlanmaktadır.

İnsanlarda da benzer hastalıkların olduğu fakat sığırlardaki bu hastalığın insandaki hastalıklarla ilgisi olmadığı düşünülüyordu.Ancak son yıllarda İngilterede yapılan araştırmalar sonucunda insanlarda görülen benzer bir hastalığın birden arttığı aniden ortaya çıkan 10 hastadan 5 nin mezbahada çalıştığı ve bu sırada sığırlarda da deli dana hastalığında bir artış olduğu görüldü.Bilim adamlarının yaptığı araştırmalar sonucunda hayvanlardaki deli dana hastalığı ile insanlardaki Creutzfeldt-Jacob hastalığının birbirleriyle alakalı olduğunu ortaya çıkardılar.Daha sonraki çalışmalar ise bu hastalığın bulaşma yolları ve hastalığın kaynağı yönünde oldu. 2000 yılına kadar yapılan incelemeler diğer Avrupa ülkelerininde risk altında olduğunu ve Creutzfeldt-Jacob Hastalığı vakalarının artmakta olduğunu gösterdi.Kesin bir kanıt olmamakla beraber hayvanlaradaki hastalığın insanlara hayvan etleri ve ürünleriyle bulaştığı tahmin edilmektedir.

Creutzfeldt-Jacob Hastalığı Nedir?

Bu hastalık prion denilen protein parçaçıklarının neden olduğu uzun bir kuluçka dönemini takiben ortaya çıkan beyin fonksiyonlarının bozulması hızlı yaşlanma ve ölümle sonoçlanan bir enfeksiyon hastalığıdır.Hastalığın yiyeceklerle bulaştığını gösteren deliller vardır.Genellikle ileriki yaşlarda ortaya çıkan hastalık en sık 57-62 yaşlarında görülür.Hastalığın en sık rastlanan belirtileri uykusuzluk depresyon kişilik değişiklikleri ve hafıza kaybıdır. Bu bulguların ardından kısa bir sürede hızlı bir bunama konuşamama yürüme zorlukları kas seğirmeleri ve kramplar görülür.Hasta genellikle 6-12 ayda mental ve fiziksel fonksiyonlarını kaybeder.Hastalık ölümle sonuçlanır.Kesin tanı beyin dokusundan biopsi yapılarak konulur.

Hastalığın bugün için kesin tedavisi mümkün değildir. Ancak hastaların şikayetlerini azaltmaya yönelik tedavi uygulanmaktadır.

Bir porsiyon hayvansal ürünle bulaşma riski 10 milyarda bir olarak ölçülmüştür. Sakatat ve sosis gibi ürünlerde risk yüksektir. Süt ve süt ürünlerinde risk tespit edilmemiştir."

http://bilheal.bilkent.edu.tr/aykonu/ocak2001.html

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Ateş karşısında bozulmayan altın, altın karşısında bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan erkek; kalitelidir.

Maksim Gorki

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları