Eroğlu ikinci turda "ama kiminle"?

Yayın Tarihi: 17/04/15 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Ulusal Birlik Partili Lapta Belediye Başkanı Fuat Namsoy'un Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay'ı destekleyeceğini açıklaması UBP camiasında belki şok etkisi yarattı ama bende hiç de şok etkisi yaratmadı. Bir süreden beridir Fuat Namsoy ile Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu arasında bir takım sorunların bulunduğunu duyuyordum ancak bunun ne olduğu ile ilgili çok da net bilgilere sahip değilim. Namsoy'un bu kararı Ulusal Birlik Partisi ve Girne bölgesinde önemli tepkilere neden olduğunu öğrendim.

UBP Genel Sekreterliği yapmış ve uzun yıllardır UBP'den belediye başkanı seçilen Fuat Namsoy'un UBP'nin desteklediği ve UBP'nin hamisi durumundaki Derviş Eroğlu'nun en güçlü rakiplerinden biri olan Kudret Özersay'ı destekleme kararı alması elbette ki Namsoy ile UBP'nin yollarını ayırma noktasına getirecektir.

Tabii Namsoy sonuç olarak kendi hür iradesiyle bir karar üretmiştir ama öte yandan da parti kararına uymayıp UBP'nin destekleyeceği adayı desteklememe kararı almıştır. Öyle sanıyorum ki bu bir disiplin suçudur.

Fuat Namsoy'u iyi tanırım; neredeyse ömrünü UBP'ye adamış bir siyasi olarak ne oldu da böyle bir karar üretti, gerçekten bende merak ediyorum. Kendine göre elbette ki haklı nedenleri vardır diye düşünüyorum; artık bunu açıklamak Fuat başkanın sorumluluğunda.

Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre Namsoy bu kararını aslında geçtiğimiz pazartesi açıklayacaktı ancak bu bölge milletvekilleri tarafından engellendi; öyle anlaşılıyor ki sonrasında bu engellemenin önüne geçilemedi. Bir süre önce UBP Girne İlçe Başkanı Kutlu Evren ile bir yemek yemişti. Öyle sanıyorum ki bu Namsoy'u durdurma çabalarından biriydi.

Sonrasında UBP Girne Milletvekili Ünal Üstel devreye girmiş ve bu süreci geciktirmişti diye duydum. Tabii bunları birebir teyit etme şansım olmadı. Duyum olarak aktarıyorum.

Namsoy'un bu kararının UBP çevrelerinde Eroğlu lehine dönecek bir politik davranış olarak değerlendirilse de bunu Pazar akşamı Girne bölgesinden çıkacak sanık sonuçları bize gösterecek.

Öte yandan oldukça geniş bir kitleye sahip olan Çatalköy Belediye Başkanı Mehmet Hulusioğlu'nun da Kudret Özersay'a destek vereceğini açıklaması UBP Girne cephesinde deprem etkisi yarattı.

Tabii bu adımlar Kudret Özersay'ı nereye kadar çıkarır, yükseliş trendine ne kadar etki eder bunu seçim günü sandıklar açıldığında daha net görebileceğiz.

Kudret Özersay lehine özellikle Girne bölgesinde bazı hareketlenmelerin yaşandığını görüyoruz Tabii bu yükseliş dengeleri ne kadar etkileyecek, bekleyip göreceğiz.

Ama bir gerçek var ki işler hayli karışık.

EROĞLU BİRİNCİ TURDA RAHAT

Her ne olumsuzluk yaşanırsa yaşansın Eroğlu aleyhine siyaseten yine bir gerçek karşımızda duruyor ki bu da Derviş Eroğlu'nun ikinci tura kalacak olmasıdır. Yapılan anketleri de göz önünde bulundurursak ki bu anketler her ne kadar yapıldıkları günü yansıtırlar, Sn Eroğlu iyi bir puanla önde gidiyor. Açıklanmayan fakat kısa süre önce tamamlanmış anketlerde de Derviş Eroğlu ile Sibel Siber'in ikinci tura kalacaklarının gözlemlendiğini büyük kulaktan duydum.

ÜÇ ADAY BİRBİRİNE YAKIN

Seçimin son haftasında Eroğlu dışında ikinci tura kalmak için yarışan Siber, Akıncı ve Özersay'ın oldukça yakın bir mücadele içinde olduklarını birebir gözlemliyorum. Gerek Akıncı gerekse Özersay'ın ve bununla birlikte Sibel hanımın yine büyük kulaktan duyduğum verilere göre birbirlerine yakın takipte olduklarıdır. Aralarında küçük farklar bulunduğunu öğrendiğim bu üç adayın Pazar günü sandıklar kapanana kadar kendi kitlelerini sandığa taşımaları gerekiyor.

Bu nedenle filanca aday aldı başını gidiyor; bu işi kapattı gibi cümleler kullanmak abesle iştigal olur, yanlış olur.

Ama ben bazı sürprizler bekliyorum bunu da söyleyim.

KATILIM YİNE DÜŞÜK OLABİLİR

Diğer seçimlere baktığımızda son seçimlere kadar katılım oranının % 70 olduğunu görürüz. Her ne kadar bazı çevreler bu yıl ki seçimlerde katılımın yüksek olmasını bekliyor olsa da ben hal seçime katılımın düşük olacağını düşünüyorum.

Gözlemlerime göre seçmen artık kime oy vereceğini belirlemiş durumda. Hatırlayacağınız gibi bir süre önce ortaya atılan anketlerde adaylar, kararsız oyların dağılımından medet umuyordu ve kararsız oyları konuşuyordu. Belki ilk başlarda seçmenin en az yarısı kime oy vereceği konusunda pek kararlı değildi ancak bugün öyle sanıyorum ki seçmenin en azından % 90'ı bu kararı vermiştir.

Sorduğunuz zaman size kime oy vereceğini söyleyenler olduğu gibi doğru cevap vermeyenler de var. Ancak bu saatten sonra kimse kararsız oylardan medet ummasın.

Kararsız oyları bir yana bırakın asıl sorulması gereken soru bu olmalı; sandığa yüzde kaçlık bir oran gitmeyecek ve bu gitmeyecek olanlar hangi tarafın oyları. Yani sağ seçmen mi yoksa sol seçmen mi sandığa gitmeyecek.

2010 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki katılım oranına baktığımızda % 76,37'lik bir oran görürüz. Yani % 24 oranında vatandaş, cumhurbaşkanlığı seçiminde sandığa gitmemiştir. Bu tabloyu 2010 seçimlerini yeniden hatırlamak üzerine yayımlıyorum.

Adaylar Parti Oy sayısı %

Derviş Eroğlu (UBP) 61,491 50.38

Mehmet Ali Talat 52,302 42.85

Tahsin Ertuğruloğlu 4,648 3.81

Zeki Beşiktepeli 1,986 1.61

Mustafa Kemal Tümkan 964 0.79

Arif Salih Kırdağ 521 0.43

Ayhan Kaymak 168 0.14

Toplam (Katılım oranı 76.37%) 125,294 100

Kaynak: mahkemeler.net

Toplam seçmen sayısının 164,072 olduğu bir seçimde sandığı protesto edip gitmeyen seçmen sayısı hiç te az değil gördüğünüz gibi. Yaklaşık 40 bin kadar seçmen seçimi protesto etmişti.

Seçimlerde en yüksek katılım yüzde 93,48 ile 1990 yılında olurken, en düşük katılım da, 2005 seçimlerinde yüzde 69,58 ile gerçekleşti.

Anlayacağınız bu yıl ki seçimlerin kaderini aslında kararsızlar değil sandığa gitmeyecekler belirleyecek.

2005 SEÇİMLERİNDE PROTESTO % 30.5

Mehmet Ali Talat'ın cumhurbaşkanı seçildiği seçimlerde ki seçimlere katılımın daha düşük olduğunu görüyoruz. % 69.58'lik bir seçmen kitlesi oy kullanırken % 30.5'lik bir oran sandığı protesto etti ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanmayı reddetti. Bu önemli bir oran.

Öyle görüyoruz ki 2005 ve 2010 seçimlerini dikkate alsak yalnızca her iki seçimlere katılmama oranının ortalaması yaklaşık olarak % 27.5'lik hatrı sayılı bir oranla karşımıza çıkıyor.

2013 GENEL SEÇİMLERİNDE VAHİM TABLO

En yakın seçim olan genel milletvekilliği seçimin de dahi katılım oranı % 69,61'le sınırlı kalıyor, yani seçmenin sandığı yine % 30,5'lik bir protestosu var.

Sonuç olarak her yurttaş bu Pazar sandığa gidip oyunu kullanmalı bence. Doğrusu bu çünkü. En doğal ve temel vatandaşlık hakkı olan seçimi en doğru şekilde değerlendirmeniz gerekiyor.

Oy kullanırken de sanırım insanın vicdanı ne yapması gerektiğini en doğru şekilde kendisine söyler; siz de vicdanınıza bakın…

Şimdiden hayırlısı olsun.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Demokrasi karşıtı en iyi argüman averaj bir oy verenle beş dakikalık muhabbettir. Demokrasilerde halk ,tüm yanlışları denedikten sonra doğru olanı bulur.

CHURCHILL

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.