Kime kızdın sen bu kadar?

Yayın Tarihi: 22/07/15 08:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+
  • Ne şanssız ve bahtsız bir toplumuz desene Metin hoca.bir de sen bastın geçtin bu topluma. Yıllarca Rum ile savaş dur, yeni bir devlet kur, Annan planına evet de ama ne Devletini tanısınlar ne iradeni tanısınlar, hatta kazandığın para bile başkasının bankalarına yatsın. Biri çıksın desin Kıbrıslı Türkler tembeldir, bir başkası çıksın desin Kıbrıslı Türkler dinsizdir. Velhasıl kelam hassas ve tehlikeli konular bunlar. Ama hade konuşalım biraz.
  • Örneğin Türkiye takımları KKTC takımları ile maç yapamıyor ama Rum tarafında konaklayıp tanımadığı Rum yönetimiyle maç yapıyor hatta üstüne bir arbede yaşayıp rencide olup ülkelerine dönüyorlar.

  • Örneğin Kıbrıslı Türk Üreticilerinin bir kısmı Mersin kapısında takılıp kalıyor ama Gümrük antlaşmasından dolayı Türkiye-Rum Yönetimi ile mal alışverişi yapabiliyor. Siz 5 tır portakalı Türkiye'ye satamayabiliyorsunuz.

  • Örneğin Rum tankları, Kurtuluş savaşında önemli bir yeri olan Petlas firmasının lastiklerini satın alıp kullanabiliyor ama KKTC hala Türkiye'den gümrüklü alışveriş yapabiliyor.

  • Örneğin Türkiye, Rum yönetimini tanımıyor ama "Kıbrıs Cumhuriyeti" bayrağını AB ile toplantılarda bulundurmak zorunda kalıyor. Hatta, Rum Eğitim Bakanlığı orkestrası Topkapı sarayında konser dahi verebiliyor.

  • Anlayacağınız, evet Türkiye, Rum Devleti diye bir yapıyı kabul etmiyor ama birçok alanda işbirliği yapıyor. Çünkü buna mecbur, Çünkü biz beğenmesek de, Türkiye kabul etmese de maalesef "Kıbrıs Cumhuriyeti" bir devlet ve tanınıyor. Bu nedenle Türkiye de tanımamanın gerekliliklerini yerine getiremiyor. Dedim ya gerçekler!

  • O nedenle sevgili Metin Münür bazı şeyleri kaleme alırken toprağında doğduğun bu ülkeyi bir başka ülkenin halkına kötüleme, zaten her iki halkın arasını açmaya çalışanlar çoklukta.

Söze bazen nereden başlayacağınızı bilemezsiniz. Tanımadığım insanlar içinde ön yargı ağacına sarılıp ağır sözler kullanmak istemem. Malum Metin Münir'in yazısına takıldı kafam, hayli de canım sıkıldı. Kıbrıslı ve Lefkoşalı biri olarak kendi ülkesini bu kadar sert bir dille acımasız ve haksızca eleştiren bir gazeteciye yakıştıramadım doğrusu. Adını internetten arattığımda iyi de bir öz geçmiş çıkıyor karşıma. Bilmiyorum Metin bey birine mi canı sıkıldı da böyle bir yazı kaleme aldı yoksa yazacak bir konu bulamadı mı da böyle bir yazı kaleme aldı ama kendisini genç bir gazeteci bunun yanın sıra bir Kıbrıslı Türk olarak kınıyorum.

Adeta Kıbrıslı Türkleri gambur sınıfına koyan bir köşe yazısı okudum dün. KKTC olması gereken yerde değil bunu hepimiz biliyoruz. İstenilen gelişme düzeyine ulaşamadı, Türkiye'nin yardımları var, desteği var falan filan. Evet doğru siyasiler olması gereken kalitede değil, çok iyi siyasetçi de yetişmiyor o da doğru, bunların hepsi doğru da Metin hocam, senin anlattığın gibi bir Kıbrıs yok burada.

Ne kadar sık gelip gittiğiniz ben bilemem, merak etsem öğreneceğim ama merağım da yok. Sadece bu ülkenin hastanelerinde tedavi olan bu ülke de yıllardır yaşayan biri olarak sizin çizdiğiniz gibi bir fotoğraf yok Kıbrısın Kuzeyinde.

Türkiye'nin KKTC'ye her yıl katkıları var diye yazan Metin hocamız bilmiyor ki Türkiye bunları dolar para cinsinden borç yazıyor. Haberin var mı üstad bundan?

Katkıları, hibeleri yok mu Türkiye'nin var tabii ama nüfusu da var askeri de var. Senin bundan da mı haberin yok?

Yazının hepsini okuduğumda, Türkiye kamuoyuna adeta Kıbrıslı Türkleri bir zavallı statüsünde anlattığınız için size bir cevap verme ihtiyacı duydum.

Bu ülkenin % 70 gelirini kendi öz gelirleriyle karşıladığını bilmiyor musunuz siz?

Tanınmamış olduğu için adam gibi ticaret yapamadığını ve ciddi sıkıntılar yaşadığını bilmiyor musun?

Yazınızda vermişsin coşkuyu KKTC üstü açık bir çöplüktür. Elektrikler sık sık kesilir. Bir mektup Mağusa'dan Lefkoşa'ya 12 günde gelir. Lefkoşa Devlet Hastanesi'nde çıplak şilte üzerinde yatmak istemezseniz kendi çarşafınızı yanınızda götürürsünüz. KKTC'nin en büyük devlet şirketi olan Kıbrıs Elektrik Kurumu, Sayıştay denetimine kapalıdır. Oraya polis bile giremez. Devlet okulları yürekler acısıdır. Yatırım yapmak isterseniz önünüzde aşılması zor, hatta imkânsız bürokratik engeller bulursunuz. Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak en iyi saklanmış sır Ankara'nın Kıbrıslı Türklerin şımarıklığından bıktığı ve onlardan kurtulmaya can attığıdır. Ama nasıl? Barış olursa Rumlar, Kıbrıslı Türkleri yutacak. Olmazsa Kıbrıslı Türkler, Türkiye'nin parasını yutmaya devam edecek. Her iki halde de Türkiye kaybedecek. http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/35/news/167816/PageName/KIBRIS_HABERLERI

Böylesine iyi cvsi olan bir gazeteciye bu yazıyı kim yazdırmıştır diye düşünmüyor değilim. Bu ülke de doğup bir başka ülke de hayat süren biri olarak lütfen iki kere düşünerek bu tür yazılar yaz. Dünyanın her yerinde ilişkiler karşılıklı menfaate dayalıdır, kimse kimseye yük olmadığı gibi borçlu da değildir.

Ne şanssız ve bahtsız bir toplumuz desene Metin hoca.bir de sen bastın geçtin bu topluma. Yıllarca Rum ile savaş dur, yeni bir devlet kur, Annan planına evet de ama ne Devletini tanısınlar ne iradeni tanısınlar, hatta kazandığın para bile başkasının bankalarına yatsın. Biri çıksın desin Kıbrıslı Türkler tembeldir, bir başkası çıksın desin Kıbrıslı Türkler dinsizdir. Velhasıl kelam hassas ve tehlikeli konular bunlar. Ama hade konuşalım biraz. Ben defalarca kez yazdım, yine de yazmaktan çekinmem. Türkiye, KKTC'yi tanıyor ama tanımanın gerekliliklerini yerine getirmiyor, Rum tarafını tanımıyor ama tanımamanın gerekliliklerini yerine getirmiyor. Bununla ilgili sayfalarca örnek verebilirim. Ama bu durumu acımasızca eleştirmek yerine ortada bazı gerçeklerin olduğunu ve Türkiye'nin de bu gerçekleri bir yere kadar zorlayabileceğini unutmamak lazım.

TÜRKİYE, KKTC'Yİ TANIYOR AMA

Örneğin Türkiye takımları KKTC takımları ile maç yapamıyor ama Rum tarafında konaklayıp tanımadığı Rum yönetimiyle maç yapıyor hatta üstüne bir arbede yaşayıp rencide olup ülkelerine dönüyorlar.

Örneğin Kıbrıslı Türk Üreticilerinin bir kısmı Mersin kapısında takılıp kalıyor ama Gümrük antlaşmasından dolayı Türkiye-Rum Yönetimi ile mal alışverişi yapabiliyor. Siz 5 tır portakalı Türkiye'ye satamayabiliyorsunuz.

Örneğin Rum tankları, Kurtuluş savaşında önemli bir yeri olan Petlas firmasının lastiklerini satın alıp kullanabiliyor ama KKTC hala Türkiye'den gümrüklü alışveriş yapabiliyor.

Örneğin Türkiye, Rum yönetimini tanımıyor ama "Kıbrıs Cumhuriyeti" bayrağını AB ile toplantılarda bulundurmak zorunda kalıyor. Hatta, Rum Eğitim Bakanlığı orkestrası Topkapı sarayında konser dahi verebiliyor.

Anlayacağınız, evet Türkiye, Rum Devleti diye bir yapıyı kabul etmiyor ama birçok alanda işbirliği yapıyor. Çünkü buna mecbur, Çünkü biz beğenmesek de, Türkiye kabul etmese de maalesef "Kıbrıs Cumhuriyeti" bir devlet ve tanınıyor. Bu nedenle Türkiye de tanımamanın gerekliliklerini yerine getiremiyor. Dedim ya gerçekler!

O nedenle sevgili Metin Münür bazı şeyleri kaleme alırken toprağında doğduğun bu ülkeyi bir başka ülkenin halkına kötüleme, zaten her iki halkın arasını açmaya çalışanlar çoklukta.

Kıbrıslı Türkler onurlu, güçlü, çalışkan ve iradesi yüksek bir halk olmasaydı Türkiye ne borç ne de yardım edecek bir halk bulur muydu? Bulmazdı değil mi?

Siyaset kötü mü evet kötü o siyaseti de destekleyenler senin korumaya çalıştıklarından başkası değil. Sence bizden sıkılan biri var mı, ben sıkılıp giden birini görmedim.

Hade üstadım bir yazı da bu yazdıklarım için yaz…

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

B?şk?l?rının k?f?sınd?ki siz imajımızdır. Sizin k?f?nızd?ki siz ise gerçeğinizdir.

Mümin Sekm?n

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.