Kıbrıs'tan bir Büyükelçi geçti

Yayın Tarihi: 23/07/15 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

*Beni Sn Akça'da en çok etkileyen mesele ise şu olmuştur; Halil beyle biz birçok Cuma namazında denk geldi birlikte namaz kıldık. O beni birçoğunda görmedi bile. Ama benim Cuma namazlarında gördüğüm büyükelçi çok farklı bir büyükelçiydi. Halkın arasına karışan , kimseye büyüklük taslamayan sade bir Müslüman olarak, bir Kıbrıslı Türk olarak davranıyor olması benim hep ilgimi çekmiştir.

*Sn Akça, Kıbrıslı Türklerin var olma adına, hayata tutunma mücadelelerinde onlara gereken hoşgörüyü, desteği gönülden veren birisi olarak hep aklımda kalacak.

*Tanıştığımız ilk günlerde soğuk, ve adeta konuşmaya çekindiğimiz bir büyükelçiyi , neşeli, şaka yapan ve Kıbrıslı Türkleri ciddi anlamda seven bir birey olarak tanımanın sevinci bize kalsın, vedalaşmak beni açıkçası üzüyor.

Türkiye Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça'nın görev süresi tamamlandı ve adamızdan ayrılıyor. Bir zamanlar oldukça soğuk, sosyal ilişkileri zayıf olarak gözlemlediğim biriydi. Yeni büyükelçi olduğu günlerdeki izlenimi buydu benim için. Hele hele Kaya Türkmen gibi dost canlısı bir büyükelçi'nin ardından kendi kendime "nasıl olacak bu iş, nasıl uyum sağlayacak Sn Akça, toplum muhtemelen kabul etmeyecek" diye söylendiğimi hatırlıyorum.

Sonra zaman geçti, geçtikçe Sn Büyükelçi'nin açıklamalarını, Kıbrıs Türküne bakışını, yaşam tarzını, hayata bakışını, hayat felsefesini daha iyi anlama fırsatını buldum pek tabii.

Geçmişte Sn Büyükelçi ile ilgili kaleme aldığım ilk yazıdan bazı kesitler aktaracağım, ancak bundan önce içimden geçen bazı konulara temas edeyim.

Ekonomik olarak çok ciddi bir vizyona ihtiyaç duyan ve gelişmekte zorlanan bir ülke olarak Halil Akça gibi bir ekonomi uzmanından gerektiği gibi yararlanılamadığını düşünüyorum. Sn Akça'nın siyasilerimizce yeteri kadar anlaşılamadığını düşünüyorum. Böyle bir değerin görev süresinin dolması ve gidecek olması ülkemiz açısından ciddi bir kayıptır. Yağ bal olsun diye yazmıyorum bunları, bugün ekonomik anlamda bu ülke bir parça düzlüğe çıkmışsa bu başarının altında Halil beyin desteği ve emeği çoktur.

Beni tanıyanlar Şeyh Nazım Kıbrisi hazretlerine ve Lefke'deki dergaha yakınlığımı bilirler. Nakşibendiler daime sadelikten yana yaşarlar hayatı.

Beni Sn Akça'da en çok etkileyen mesele ise şu olmuştur; Halil beyle biz birçok Cuma namazında denk geldi birlikte namaz kıldık. O beni birçoğunda görmedi bile. Ama benim Cuma namazlarında gördüğüm büyükelçi çok farklı bir büyükelçiydi. Halkın arasına karışan , kimseye büyüklük taslamayan sade bir Müslüman olarak, bir Kıbrıslı Türk olarak davranıyor olması benim hep ilgimi çekmiştir.

Sn Akça, Kıbrıslı Türklerin var olma adına, hayata tutunma mücadelelerinde onlara gereken hoşgörüyü, desteği gönülden veren birisi olarak hep aklımda kalacak.

Tanıştığımız ilk günlerde soğuk, ve adeta konuşmaya çekindiğimiz bir büyükelçiyi , neşeli, şaka yapan ve Kıbrıslı Türkleri ciddi anlamda seven bir birey olarak tanımanın sevinci bize kalsın, vedalaşmak beni açıkçası üzüyor.

Sn Akça ile ilgili kaleme aldığım bir yazıyı bulup sizlerle paylaşıyorum:

Büyükelçi Akça'yı kararlı gördüm ama ya sendikalar?!

http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/1/col/160/art/11415/PageName/KIBRIS_POSTASI

Gelişi ve Elçilik görevini alışı sendikalar ve partiler tarafından bir hayli gürültülü karşılanan Türkiye Büyükelçisi Halil Akça dün Haberdar Gazetesi'ni ziyaret etti.

Öncelikle belirtmeliyim ki soğuk bir adam değil.

Yani anlatıldığı gibi konuştuğunda siz karşısında sinir olmuyorsunuz.

Yalnız diplomat olmamasından ötürü sorularıma bir şekilde cevap vermek yerine geçiştirmeyi denedi diyebilirim.

Kim bilir belki de görevine yeni atanmasından kaynaklanabilir bu.

Haberdar Gazetesi'nin Yönetim Kadrosu ve köşe yazarları tarafından ağırlanan Büyükelçi Akça sohbetimiz sırsında kısa kısa espriler yapmaktan da geri durmadı.

Bu davranışı gayri ihtiyari ılımlı bir sohbet havası yarattı.

Ancak karşısına oturmuş 6-7 tane ülkenin en cin gibi köşe yazarları karşısından bazı soruları uzun yanıtlama ihtiyacı hissederken bazı sorulara da ilerleyen konuşmalarımızda konu açıldığında cevap veririm dedi.

Bu tür görüşmelerin ardından hep ne yazacağım diye düşünürüm; zira hep off the record olayı hakimdir bu tür sohbetlerde.

SORU SORDUM AMA YANIT ALAMADIM

Daha uzun bir sohbet olmasını arzu ederdim ama kısa bir sohbet oldu desem yeridir. Sorularıma cevap alamadığım için sorularımı Off the record'un dışında tutmayı tercih ediyorum.

Büyükelçi Akça KKTC'nin 2012'de bütçe açığının minimum seviyelere düşeceğini ve çok eleştrilen protokolün aslında KKTC'yi daha iyi noktalara taşıyacağını söyledi.

Ben de bu söz üzerine "Kamuoyunda Hükümet'in yetkilerini üstleneceğiniz yönünde bir algı var, ne düşünüyorsunuz" diye sordum Büyükelçi bunu ilerleyen dakikalarda konuşuruz dedi ancak ilerleyen dakikalarda yoğunluğundan ötürü kalkmak zorunda kaldı.

Sorduğum an soruma cevap almayı çok isterdim ancak kısmet olmadı, neyse bir daha kisefere diyeceğiz artık.

BÜYÜKELÇİ AKÇA'YI KARARLI GÖRDÜM AMA YA SENDİKALAR?!

Konuşmanın toplamında Büyükelçi Akça'yı gerek protokolün uygulanmasında gerekse özelleştirmelerin yapılmasında oldukça kararlı olduğunu gördüm.

Tabii Sayın Büyükelçiyi kolay bir süreç beklemiyor zira hem Siyasi Partiler hem de Sendikalar Büyükelçi Akça'ya karşı tavrını üstlenmiş durumda.

Sendikaların ülkede ne kadar güçlü olduğunu bilmeyen yok.

CTP Hükümetinin iktidardan gitmesinde büyük rol oynayan sendikalar "Protokolü İki Devlet imzaladı uygulanacak" sözleri ne kadar vücud bulacak ya da ne kadar kolay olacak bekleyip göreceğiz.

Ancak anladım bir şey var ki Büyükelçi Akça'nın Kıbrıs Türk halkını daha iyi tanıması ve kendini sevdirmesi gerekecek.

"yok ben Büyükelçiyim görevimi yaparım banane"derse bu samimi olmadığını gösterecek.

Yanlış tanımamak ve ön yargılı davranmamak adına Büyükelçi'yi izlemeye devam edeceğiz.

Kaya Türkmen'i çok sevmiştik çünkü hemen halkla kaynaşmıştı; öyle inanıyorum ki bunu Halil Akça da yapacak.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Erkekleri ayrılık, kadınları ise ayrılıktan sonraki süreç acıtır. Çünkü beklemek; sadece kadınlığa verilen en büyük cezadır..

Paulo Coelho

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları