Tazminat ödeyecek miyiz? Cevap verin...

Yayın Tarihi: 07/08/15 11:10
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

--Tam beş yıl önce Ankara da gizli bir toplantı yapılır, Rum mallarında oturan Türklerin oturdukları malları nasıl tazmin edecekleri yönünde, vakti zamanında yapılan bu toplantının detaylarına ulaştığımı ve halka söylenen yalanları deşifre ettiğimi hatırlıyorum. Dönemin gazetesi Haberdar ve yine Kıbrıs Postası'nda 9 Kasım 2010 tarihinde yayımladığım yazımı buldum.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Lider Nikos Anastasiades'in bir araya gelmesinin ardından her ne kadar küçük sayılsa da güzel jestlerle görüşmelere başlamaları hepimizin aklına acaba gerçekten bu sefer çözüm oluyor mu sorusunu getirdi. Sonuca varılması zor konuların görüşülmesi bildiğiniz gibi sonraya bırakıldı. Başta güvenlik ve güç paylaşımı konuları önemli olsa da bir o kadar hayati öneme sahip olan bir başka konu mal takasının ve tazminin ve de değiş tokuşun nasıl yapılacağı meselesidir.

Şimdiler de hiç kimse bu konuyu telaffuz dahi etmek istemiyor ancak kapsamlı bir çözüm anında en çok merak edilen bunun da ötesinde kaygı duyulan konu budur.

Acaba oturduğumuz evler ne olacak. Bu konuda felaket tellacılığı yapacak değilim ama unutmayın ki bu konuyla ilgili günü saati gelince herkes yüzleşmek zorunda kalacak.

Mal tazmin komisyonu son derece başarılşı işler yaptı, yapmadı değil ama adayı bir bütün olarak düşündüğümüzde Güney Kıbrısta Rum yönetimi hiçbir Türk malına koçan vermedi ve hiçbir Rum'a Türk toprağını peşkeş çekmedi.

Ancak gelin görün ki Kıbrıs'ın Kuzeyinde vakti zamanında başta merhum Denktaş bey olsun ve dönemin Başbakanı Derviş Eroğlu bu yönde ciddi hatalar yaparak Ruma ait malların henüz çözüm olmamışken hepsini hakkı olan ya da olmayan herkese dağıttılar.

Güneyde fazla fazla malı olan Kıbrıslı Türkler, bu malların neredeyse ancak yarısını alabildiler Kuzey'e geçtiklerinde. Birçok Türke de hakkı olmayan mallar dağıtıldı, hayali puan yaratıldı ve hakkı olmayan birçok vatandaş en kıymetli Rum mallarının üzerine oturdu.

Gelin görün ki şartlar değişti ve er ya da geç bir çözüme gidiliyor. Peki şimdi ne olacak sorusunu kimse sormuyor, sormak dahi istemiyor, çünkü kimse bu gerçekle yüzleşmek istemiyor.

Kimin malını kime vereceksiniz?

Evet, en önemli, sorun şimdi bu. Kimin malını kime vereceksiniz ya da verdiniz. Yarın sabah olası bir çözümde Rum gelip malını istediğin de ne olacak? Herkesin elinde tapusu var, herkes dediğim Rumlardan bahsediyorum, çünkü Türkler adeta kendi yöneticileri tarafından kandırılarak Rum tarafındaki mallarından feragat edip haklarını KKTC Hükümetine bahşettiler, eee?!!!

KKTC Hükümeti tanınmıyor ki, başkasının malını alıp sahibine sormadan nasıl bir başkasının malını bir başkasına verebilirsiniz ki. Bizim yıllarca seçtiğimiz yöneticiler bu işi iyi kıvırıp aslında başkasının mallarını çalmış oldular.

Pek çok insan ki hükümette yönetici ya ad bürokrat olarak yer aldılar, sonradan toprak zengini oldular.

Peki şimdi bu sorun nasıl çözülecek?!!!

Yıllar önce Dönemin Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu ile bir söyleşi yapmıştım.

Hiç unutmuyorum şu sözlerini "sanıyor musun ki sorun asker ya da Türkiye'nin buradaki varlığıdır.

Asıl sorun Kuzeyde Rum Mallarına koçan dağıtılmasıdır.

Keza Güneydeki Türk malları.

Bunları çözmektir asıl mesele".

Evet şimdi ne olacak?

On binlerce dönüm tarla, arsa var ki üzerinde yüzbinlerce euro değerinde evler ve iş yerleri var.

Bunların tazmini nasıl olacak.

Birçok dedikodu aldı başını gidiyor, en belirgin dedikodu ise "Rum mallarında oturanların, ya da Rum mallarına ev yapanların bir miktar uzun taksitlerle tazminat ödemeye mahkum edilecek olması"..

Türkler tazminat ödemeye mahkum olacak mı?

Tam beş yıl önce Ankara da gizli bir toplantı yapılır, Rum mallarında oturan Türklerin oturdukları malları nasıl tazmin edecekleri yönünde, vakti zamanında yapılan bu toplantının detaylarına ulaştığımı ve halka söylenen yalanları deşifre ettiğimi hatırlıyorum.

Dönemin gazetesi Haberdar ve yine Kıbrıs Postası'nda 9 Kasım 2010 tarihinde yayımladığım yazımı buldum.

İşte O yazı, sizlerle paylaşıyorum !

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu başkanlığındaki üst düzey Devlet erkanının Ankara'ya taşınarak Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesi üzerine Kıbrıs Postası söz konusu bu görüşmenin içeriği ile ilgili temel bilgileri ele geçirmiş ve "KKTC vatandaşları kullandığı Rum malının değerinin üçte birini kendi cebinden mi ödeyecek?" şeklinde bir haber yayınlamıştık. Bu konu üzerine Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Başbakan İrsen Küçük bir gün bekledikten sonra basına yerel ve Türkiye medyasında yer alan haberlerin doğru olmadığını söylemiş ve bu konuda panik yapılmamasını istemişti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu Rum Malları ile ilgi son duruma ilişkin dün bir açıklama daha yaparak "Kimse 3'te 1 oranında vergi ya da para ödemeyecek; ben KKTC Devleti'nin lideriyim, 18 kasımda üçlü görüşmeye gidiyorum ve kendi devletimin koçanlarını sorgulatmam" dedi.

Buraya kadar her şey tamam. Zaten Kıbrıs Postası yayınladığı haberde böyle bir karar alındı demedi, böyle bir öneri yapıldı demişti. Hem Cumhurbaşkanı Eroğlu hem de Başbakan Küçük bu tür bir önerinin dahi yapıldığını yalanlamışlardı.

Kıbrıs Postası ekibi olarak bir gazetecilik başarısı sergilendi ve bu önerinin Türkiye tarafından KKTC makamlarına yapıldığı belgelendi. Her zaman söylüyorum biz belgesiz konuşmayız. Gerçekleşen görüşmede içerik son derece gizli tutulmuştu. Kıbrıs Postası Türkiye Makamları tarafından 1 Kasım 2010 tarihinde Ankara'da yapılan toplantıda KKTC makamlarına sunulan dört sayfalık önerinin tam metnini ele geçirdi. Yine altını çizerek söylemeliyim ki bu öneri Türkiye tarafından yapıldı ancak KKTC makamları bunu henüz kabul etmiş değil. Yani öneri var ama karar yok. Türkiye makamları bu önerilerinin hayata geçirilmesi konusunda ısrarlı.

Burada yazdığım sadece günlerdir konuşulan Rum mallarında oturanlar 3'te 1'ni ödeyecek mi ödemeyecek mi tartışmasının temel gerekçelerini ortaya koyuyor. Daha nice önemli maddeleri yazımın sonunda sizlerle paylaşıyorum. Bunlar iddia değil resmi görüşme belgeleridir.

Cumhurbaşkanı Eroğlu ile Başbakan Küçük'e soruyoruz:

1-Kıbrıslı Türkler için hayati önem taşıyan bu görüşmenin gerçek yüzünü neden size güvenen halkınızdan saklıyorsunuz?

2- Türkiye Hükümeti'nin bu yöndeki taleplerine karşın cevabız ne oldu? Bunları hala kamuoyundan gizlemeyi düşünüyor musunuz?

3- Mal tazmin komisyonun ekonomik problemler içinde boğuşan Kıbrıs Türk Halkından söz konusu paraları talep etmeyeceğine dair nasıl bir garanti verebilirsiniz?

http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/1/col/160/art/9645/PageName/KIBRIS_POSTASI

Gündeme gelmesi gereken ve son derece önemli olan konu aslında bu; üzerinde oturduğumuz Rum mallarının tazminatını hakikaten her geçen gün fakirleşen Kıbrıs Türk halkı mı ödeyecek?

Çözüm kapının arkasındaysa bu dert de kapının arkasında dostlar !

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

GEMİDE İSYAN ÇIKTIYSA SEBEBİNİ AŞÇIYA SORUN

VİKİNG ATASÖZÜ

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.