Çözüm diye bir hal olduk "amma"!!

• Tabii plağın bir de diğer yüzü var. Evlenen Türk ve Rumlar var; Türk Damat adayları ve Rum damat adayları var; ve bu sayı hiç de az değil. Rum erkek arkadaşı olan kızlarımız ve Türk Erkek arkadaşı olan Rum kızlarının sayısı hiç de az değil. Ben bunu garipsemiyorum, normal de buluyorum ama fotoğrafın büyüğüne baktığımızda Rum tarafındaki faşist etnik grupların sayısı hayli fazla ve Rum hükümetinin bu gruplar üzerindeki hakimiyeti son derece zayıf.

İnsan istiyor ki hayatında güzel şeyler de olsun, zira insanın hayatı güzel olunca etrafına yaydığı pozitif enerji de herkesi mutlu ediyor. Yetişip de insanların dertlerine ortak oldunuz mu bu her zaman su istimal edilir. Herkes size derdini uzun uzun anlatmak ister. Yani sizin pozitifliğiniz aslında onların kurtuluşu gibi görünse de negatif insanlar sizin o iyi hissiyatınızı da ortadan kaldırır. Demek ki neymiş; kötümser insanlardan uzak duracaksınız.

Örneğin ne oldu hafta sonu? Ben memlekette değildim ama mümkün mü yakından takip etmemek. Rum motorlular Derinya olayını protesto için lokmacı sınır kapısında eylem yaptılar. Zaman zaman internetten Kıbrıslı Rumlar Tasos İsaak ve Solomos Solomu'nun sınırı delme eylemlerindeki hareketlerini ve ölümlerini izlerim. Binde bir denk gelir. Kimse kimsenin ölmesini istemez ama sen gelip benim bayrağımı indireceksen buna hiç kimsenin izin vermesi mümkün değil, cezan neyse o olacak. Ölümse ölüm.

Ne soğuk kelime değil mi? Öyle soğuk. Hafta sonundaki eyleme dönecek olursam tekrardan. Lokmacı kapısında geçişler olduğu sırada motorcu Rum barbarlar kapıdan geçiş yapan Kıbrıslı Türklere saldırıp ciddi zarar verse ya da öldürse ne olur hiç düşündünüz mü?

"Yok yahu abartma sen de, felaket tellalcılığı yapmayın şu çözüme yürüdüğümüz günler de" diyenler vardır; ee usta birkaç yıl önce güneydeki bir şarap festivalinde bir kardeşimizi bıçaklamadılar mı?

Talat'ın Rum tarafında katıldığı bir etkinlikte binadan çıkmasını engellemediler mi? Polis müdahale etmese belki de Sn Talat darp edilecekti.

Geçtiğimiz haftalar da yine lokmacı sınır kapısında Sn Akıncı'ya küfretmediler mi?

Dahasını söyleyim, hangimiz Rum tarafına gittiğimizde tedirgin değiliz; hangimiz?

Tabii plağın bir de diğer yüzü var. Evlenen Türk ve Rumlar var; Türk Damat adayları ve Rum damat adayları var. Ve bu sayı hiç de az değil. Rum erkek arkadaşı olan kızlarımız ve Türk Erkek arkadaşı olan Rum kızlarının sayısı hiç de az değil.

Ben bunu garipsemiyorum, normal de buluyorum ama fotoğrafın büyüğüne baktığımızda Rum tarafındaki faşist etnik grupların sayısı hayli fazla ve Rum hükümetinin bu gruplar üzerindeki hakimiyeti son derece zayıf.

Dahası Rum tarafında bir de PKK gerçeği var. Yani Rum tarafı öyle sanıldığı gibi güvenli ve rahat bir ülke değil. Bizden daha gelişmiş ve daha parlak bir memleket oldukları son derece doğru ama bu insanlar yani Rumlar çözüm yapabileceğimiz ve yapsak da birlikte yaşayabileceğimiz kimseler midir?

ÇÖZÜM DİYE DİYE BİR HAL OLDUK AMMA !!

Şimdi geldiğimiz noktaya bakıyoruz. Her iki lider de son derece sosyal ortamlarda pozlar veriyorlar, çözümün son derece yakın olduğunu ve yıl bitmeden bunun gerçekleşebileceğini enerjisini yayıyorlar. Geçtiğimiz haftalarda Rum basınında çıkan bir haberle herkes irkildi ve çözüm sürecinin öyle anlatıldığı gibi iyi gitmediği fısıldandı kamuoyuna.

Özellikle Sn Akıncı'yı anlayabilirim yeni bir cumhurbaşkanı ve kamuoyuna çözüm isteyen ve çözümü kovuşturan, elde etmeye çalışan bir cumhurbaşkanı imajı vermeye çalışıyor. Evet gönlünde yatan da budur bundan da zerre kadar şüphem yok ama bu söylemler gerçek mi?

Cumhurbaşkanı Akıncı'ya soruyorum bu çözüm sözlerinin bu kadar havada uçuşması ve bu çözüm sözlerini bizzat Sn Akıncı'dan işitiyor olmamız Sn Akıncı'nın kendisini dahi korkutmuyor mu? Çünkü çözüm süreci dediğimiz bu yolun çökmesi bir o kadar da an meselesidir. Burada ilginç olan bir başka konu vardır ki aslında Kıbrıs konusunun çözümüyle ilgili konuşulacak birçok konu konuşuldu ve bir yere varılamadı. Ona bakarsanız aktörler de farklı değil aslında Sn Nami yine müzakereciydi Sn Talat Cumhurbaşkanıyken, şimdi de Sn Akıncı Cumhurbaşkanı, Sn Talat da gölge başbakan.

Yani aslında aktörler hemen hemen aynı. Akıncı'nın elbette ki rolünü küçümsemiyorum ama hem Türkiye'deki hem de ülkemizde ki siyasi aktörler aslında aynı. Peki o zaman çözüm olmadı da şimdi nasıl olacak diye ben soruyorum ama her iki liderin özellikle bizim liderimizin bu kadar çözüm oldu yarın bitiyor havasında açıklamalar yapmasını doğru bulmuyorum.

Kaygıları varsa Sn Akıncı'nın bunları halkıyla paylaşacak.

Sonuç olarak çözümü canı gönülden isteyenlerden biriyim ama Rum faşocuklarla bu işler çok zor…

**************

KARAATMACA'DAN ANLAMLI KÜBA ANISI

Türksel Kıbrıs Genel Müdürü Aybars Karaatmaca ile davetler dışında bir yerde karşılaşmazsak ne yazık ki buluşamıyoruz. Karşılaştığımız her etkinlikte de birşeyler içmeye sözleşir ama bunu çoğu zaman gerçekleştiremeyiz. Aramızda hiçbir sorun olmamasına karşın muhabbeti pek ilerletemedik. Kurumunu kendi pazarında başarıyla temsil eden genç bir genel müdür Aybars bey.

Geçtiğimiz haftalarda karşılaştığımız bir etkinlikte en nihayet bir yemek için yeniden sözleştik ve buluştuk. Baktım Aybars bey elinde hayli şık sarılmış bir paketle geldi. Malum paket bana. Söz konusu bir hediye ise çoğu zaman gerilen tiplerdenim. Küba purosuna ara vermiş olan Karaatmacı'yı kandırıp ateşlemesi için bir Trinidad reyes ikram ettim. Nazlansa da kabul etti, sonra da hediyemi verdi. Doğum günüm yakın geçmiş tarih bu arada. Açtım bir de baktım ki Küba purosunun tarihçesi; şık ve hayli iyi bir kitap; "en çok sizde anlam bulur diye düşündüm" dedi. Çok mutlu oldum ne yalan söyleyim. Uzun bir sohbet yaptık. Sizli bizli başlayan sohbet samimiyete dönüştü. "sergi açmışsınız, davet etseydiniz gelirdim, üzüldüm" diye de sitemini etti. Küba purosu meraklılarına ödünç okumaları için verebilirim.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır.

Paulo Coelho