AKP ve CHP'den büyüme uzlaşısı!

Yayın Tarihi: 14/08/15 07:44
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+
  • AKP-CHP görüşmesinden aslında uzlaşı ve win-win çıktı. Yani erken seçim olacak. HDP baraj altı kalacak, AK Parti tek başına iktidara gelecek ve CHP oylarını artıracak.Fotoğraf tam olarak böyle. Türkiye siyasi tarihinde iktidar ile ana muhalefet ilginç bir dayanışma içindeler diyebiliriz.

Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun görüşmesinden erken seçim kararı çıktı. Açıkçası gün içerisinde bu görüşme başlarken umutluydum sonrasında bu görüşmeden erken seçim kararı çıkacağını düşünmeye başladım. Hem de bu erken seçim hem AK Parti'nin hem de CHP'nin lehine sonuçlanacak bir erken seçim olacağı kesin diye tahmin ediyorum.

Gelin olaya mantıklı bir açıdan bakalım. Hem AK parti'den ama ağırlıklı olarak CHP'den HDP'ye önemli bir oy kaydı. Hepimiz biliyoruz ki HDP'nin oyu % 5-7 arasında. Zaten seçim bittiği gün HDP bu oyların emanet olduğunu bildiklerini ve bunun sorumluluğunu bilerek hareket edeceklerini açıklamıştı.

AK Parti hükümeti ilk önce İŞİD'i vururmuş gibi yaptı ancak sonrasında hedef PKK olarak belirlendi ve anlaşma son buldu. Sonuç itibariyle AK Parti hükümeti başlatmış olduğu bu savaş karşısında Türkiye'de hakim olan tüm milliyetçi duyguları, dini duyguları hareketlendirdi ve kötüye dönüşmüş tüm imajı adeta unutturdu. AK Parti için olağanüstü bir hamle oldu bu.

Öte yandan CHP'den HDP'ye giden oyların da bu saatten sonra geri döneceği muhtemelen aşikar.

Yani anlayacağınız dünkü AKP-CHP görüşmesinden aslında uzlaşı ve win-win çıktı. Yani erken seçim olacak. HDP baraj altı kalacak, AK Parti tek başına iktidara gelecek ve CHP oylarını artıracak.

Fotoğraf tam olarak böyle. Türkiye siyasi tarihinde iktidar ile ana muhalefet ilginç bir dayanışma içindeler diyebiliriz.

Her ne kadar eleştiriliyor olsa dahi şuan geldiğimiz noktada Türkiye'de olmazsa olmaz pozisyonunda önemli bir liderdir Sayın Erdoğan. Bugünkü yazımızda aslında Türkiye'nin içinde bulunduğu yapıyı, geldiği noktayı ve bundan sonrasını işlemeyi daha mantıklı buldum; bir parçada ülkemizin gelecekte özellikle yakın gelecekte nasıl bir pozisyonda olacağına değiniriz.

Şimdi gelelim Türkiye'nin içinde bulunduğu duruma. AK partinin son seçimlerde aldığı oy oranını hepimiz biliyoruz ki tek başına bir hükümet kurmaya yeterli değil. İlginç olan bir başka nokta daha var ki gerek CHP gerek MHP gerek ise HDP, AK partiyi iktidardan götürme konusunda ant içmiş üç partidir.

TÜRKİYE YÖNETİLMESİ KOLAY BİR ÜLKE DEĞİL

Türkiye'nin şuan en çok ihtiyacı olduğu konu ise doğru ve iyi yönetilmek, ne kadar eleştirirsek eleştirelim son 10 yıldır AK parti hükümeti bunu en iyi şekilde yapıyor. Elbette ki birtakım yanlışları var; komşuları ile ilgili yaşamış olduğu sorunlar, iç siyasete yaşanan karmaşalar, Türk lirasının uğramış olduğu değer kaybı; hep bunlar hepimizin bildiği sıkıntılardır. Unutmamak gerekir ki AK parti hükümeti dönemi öncesinde Türkiye'de iktidar diğer partiler Türkiye'yi daha iyi noktalara değil daha kötü noktalara taşımışlardır. Yani şunu açık ve net bir şekilde söyleyebiliriz ki AK parti dışında kurulabilecek herhangi bir koalisyon hükümeti Türkiye'yi ileriye değil geriye götürür. Bunu duymak ister hoşunuza gitsin ister gitmesin gerçek budur. Tabii şimdi Türkiye'de ne olacağı neyin nasıl şekilleneceği son derece önemli.

Türkiye için en mantıklı yol en erken zamanda bir erken seçime gitmek ki bunun için kasım ayı Türkiye'de artık yüksek sesle konuşuluyor.

Öyle tahmin ediyorum ki özellikle HDP şuan almış olduğu oyun daha altında bir oy alırsa, baraj altı kalacaktır. Bu da yeniden AK partiyi tek başına iktidara taşımaya fazlasıyla yetecektir.

Burada hepimizin daha doğrusu bir çoğumuzun kaçırdığı bir başka önemli nokta daha var. İktidarda olan daima eleştirilir, daima yanlış bulunur yaptığı bir çok icraat, yanlış kötü ve eksik olarak değerlendirilir ancak şuan Türkiye kamuoyuna da hakim olan önemli bir görüşü sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye şuan geldiği pozisyon itibarıyla kolay yönetilebilecek bir ülke değildir. İçerisinde bir çok dengeyi, bir çok önemli unsuru barındırmaktadır, bu nedenle doğru şekilde yönetilme zarureti vardır.

Şunu kabul etmeliyiz ki AK parti hükümeti işte bu anlattıklarımı diğer partiler içerisinde en iyi ve en sağlıklı şekilde yönetebilecek tek partidir. Bu nedenle Türkiye'de en azından şuan Suriye'de yaşanan iç savaşı Irak'ta yaşanan dağınıklığı ve iç savaşı da göz önünde bulundurduğumuzda şuan olması yeniden AK parti başkanlığında gerek bir koalisyon hükümetidir; daha da ileriye gidecek olursak tek başına bir AK parti hükümeti kurulması Türk halkının menfaatine olan tek yoldur.

Bunun aksi kelime anlamıyla karışıklıktır, kötü ekonomidir, ciddi sıkıntılardır bunu ister kabul edin ister etmeyin; bu gerçek ister hoşunuza gitsin ister gitmesin şu an gelinen nokta Türkiye açısından budur.

AK PARTİ'NİN YÖNETİMDE OLMA ZORUNLULUĞU VARDIR

Tabii Türkiye'de AK partinin de yerine getirmesi gereken önemli görevleri vardır. Avrupa birliğine her ne kadar katılması mümkün olmayacak olsa bile ilişkilerin iyi yönde tekrardan tesis edilmesi, komşularla olan sorunların hızlı bir şekilde çözülmesi en azından bunun için ciddi gayret sarf edilmesi ılımlı bir Türkiye havasının yeniden yaratılması gerekiyor. AK parti Hükümeti'nin gerek koalisyon gerekse tek başına iktidar olması halinde yapması gereken en önemli şeylerden biri budur.

Öte yandan Türkiye'de paraya gereğinden fazla müdahale ediliyor, paraya müdahale edilmesi, merkez bankasına müdahale edilmesi gelin görün ki yabancı sıcak para girişini Türkiye'den uzaklaştırmaktadır.

AK parti içerisinde, ekonomiyi yeniden doğru ve yüksek performansa getirebilecek yeterli ekipler var bunu hepimiz biliyoruz. AK parti bir kere oldukça kolektif ve bir çok partiden oluşan değerli bireylerin partisidir. Bu nedenle AK parti başkanlığında bir koalisyon Hükümeti'nin yada tek başına bir iktidar olarak AK parti Hükümeti'nin tekrardan Türkiye'nin başına gelmesi ve gerek içinde yaşanan sıkıntıların gerek komşularla olan sorunların gerek Avrupa birliği ile yaşanan sıkıntıların giderilmesi ve Türkiye'nin yeniden pozitif ılımlı, güvenilir ülke havasına sokulması gerekiyor.

2016 ÇOK ŞEYLERE GEBE

Bazı meslektaşlarımla yapmış olduğum konuşmalarda Kıbrıs'ta önemli gelişmelerin yaşanacağı, bunun için Türkiye'nin burada belirleyici bir aktör olarak yeniden boy göstereceği, bilhassa 2016 yılının Kıbrıs açısından Türkiye açısından ilginç bir yıl olacağını görebiliyoruz.

Bunu her ne kadar yazamasak da yazamamamızın tek nedeni konuların ne olduğunu bilmememizden kaynaklanıyordu, bazı konularda aydınlandık, artık daha bilinçli yazabileceğiz.

Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanımız Sayın Akıncı ile içinde bulunduğu son derece iyi ve pozitif bir dostluk ilişkisi var. Yeni hükümete bakacak olursak Sayın Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen Talatı'n genel başkan olması ve geniş tabanlı bir hükümet ile ülkeyi önemli gelişmelere hazırlayacak olması dünkü yazımda da ifade ettiğim gibi son derece değerlendirmeye muhtaç önemli bir konudur. Elbette ki bu noktada hem Türkiye'ye hem Akıncı'ya hem de Talat'a destek vermemiz gerekiyor.

SİYASİ YAPIYA GÜVENMELİYİZ

Bakınız; olaylara istediğimiz kadar eleştirisel yaklaşabiliriz, yüksek sesle negatif konuşmalar yapabiliriz ancak bilmemiz gereken önemli bir gerçek var ki şuan gerek Türkiye'de gerekse Kıbrıs'ta siyaseti en doğru ve en iyi yönetebilecek kişiler iktidardadır ve biz bu Siyasal yapıya güvenmek ve desteklemek durumundayız.

Burada beni asıl korkutan mesele şudur ki bu denli hem profesyonel hem akil bir siyasi yapının, Kıbrıs Türk halkının yakın geleceğini iyi yönde değil de kötü yönde etkilemesi halinde şüphesiz Kıbrıs'ta geriye dönüşü zor ciddi sonuçlar doğuracaktır

Ama şu an yapılması gereken süreci dikkatle, destekle ve elbette ki biraz kaygıyla izlemek ve bu sürece sahip çıkmaktır.

Sonuç olarak özellikle önümüzdeki yıl yani 2016 yılında Kıbrıs'ı önemli bazı gelişmeler bekliyor bunun ne olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz ama hissediyoruz. Bakalım perde ne zaman aralanacak…

*************

GÜNÜN SÖZÜ

Oysa Allah sevdiğine kavuştursun diyen hiç bir dilenciyi boş geçmemiştim ben.

EDİP CANSEVER

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.