Lâ ikrâhe fîd dîni

Yayın Tarihi: 12/11/15 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Biz de el malına meyletme var ya; hiç rastladınız mı Çan sesine sinir olan vatandaş. Çalsın istediği kadar; hatta hoşuna gidenler de var. Kiliseler, katedraller, yanan mumlar falan filan. Papaz onu kutsadı diye keyifle anlatan ama akşam nenesinin mevlidinde dua okuyan insanlar gördüm ben. Ezana koyu koyu söven Allahına peygamberine koyu koyu söven ama başına da bir hastalık ve bir dert geldiğinde Allaha bağlanıp, camiden eve gelmeyen insanlar da tanıdım.
  • Eğer Kıbrısın Kuzeyinde Müslüman bir halk yaşıyorsa, ki bu halk beş vakit namaz kılmayabilir, alkol tüketebilir ve dine tam anlamıyla uygunda yaşamayabilir, aile yakınlarını islamı usullere göre defnediyorsa, bir fatiha üç ihlas okuyorsa yani işin özeti İslama göre hayatını şekillendiriyorsa EVET o ülkede ezan okunacak ve hiç kimse bu ezanı susturmaya çalışmayacak. Bu inanma ve inanmama özgürlüğünden çok bir arada yaşama kültürü ve zorunluluğudur.
  • Sonuç olarak tartışılması gereken çok ama çok daha önemli konular var bu ülke de. Örneğin yargıç alımlarında avukatlar arasında en yaygın söylem biçimi haline gelen "bir torpil bulsak" söylemi Yüksek Mahkeme Yargıçları tarafından incelenmelidir. Ben torpil olduğuna inanmıyorum ama buna inanmaya başlayan avukat sayısı artıyor, bu beraberinde güvensizliği de getirir. Sağlık sistemi kelime anlamıyla vizyonsuzluğu yüzünden battı gitti, hastalar kendi ülkelerinde bile ölemiyorlar artık. Araba süreceğimiz alt yapısı düzgün yolumuz bile yok sayılacak kadar az ve en önemlisi uyuşturucu batağına düşen gençlerin rehabilitesi için hala ciddi adımlar atılmış değil.

Ne kadar saçma bir tartışma haline geldi ezan okunma meselesi. Okunsun mu okunmasın mı? Ezan sesinden cidden rahatsız olan insanlar var. Zaman zaman bende rastlıyorum. İslamı sevmeyen ya da ateist olan, Müslüman olmayan insanlar ezan sesini duyunca rahatsız oluyorlar. Saygı duymak lazım tabii böyle insanlara. Bakara süresi 256. Ayetinde Allah der ki "dinde zorlama yoktur". Ama genel inancı Müslüman olan bir memleketin de inançları doğrultusunda ezanı duymak, camiye gitmek ya da gitmemek ihtiyaç duydukları bir huzur aracıdır. İşte ezanı sevmeyen bu arkadaşların da bir ülkenin genel istek ve huzuruna saygı duymaları gerekir. Hiç kimseyi hedef almadan bu yazıyı kaleme alacağım. Benim kişilerle sorunum yok.

Mahkeme ezan okunması konusunda bir karar üretti. Şahsen ben katılmıyor ve desteklemiyorum bu kararı. Gerçi bildiğim kadarıyla mahkeme kararlarını tartışmak ya da eleştirmek suç sayılıyor bizde. Öyle bir şeyler vardı. Neyse ona da takılıp kalmayalım ki meselenin özünden kaçmayalım.

Kıbrıslı Türklerin genelinde bakınız genelinde diyorum el malına bir özenti vardır. Kendi komşusunun ürettiği balı satın almaz ama Türkiye'den gelen balı alır. Ya da kendi kooperatifinin ürettiği peyniri almaz ama Hollanda'dan geleni alır. Kendi yoğurtunu almaz gider Rum tarafındaki yoğurtu alır.

Böyledir bizim millet. Kimse kusura bakmasın. Kimse de kusura bakmasın. Bunu kendimizi aşağılamak için yazmıyorum. Herkes özgürdür, kurallar çerçevesinde dilediğini yapsın.

Öyle arkadaşlarım vardır Müslümandır ama domuz etini nasıl pişirip yediğini anlata anlata bitiremez. İslama göre domuz eti haramdır ama ona bakarsanız alkol de haramdır, dedikodu günahtır, gıybet günahtır ve bu uzar uzar gider.

Kimse mükemmel Müslüman olmak zorunda değil. Olsa tabii ki güzel olur ama zorunda değil ama olmak isteyene de saygı duymak zorundadır. Bunun aksi saygısızlık olur.

ÇAN SESİ NAPSANIZ DAHA GÜZEL

Unutmadan biz de el malına meyletme var ya; hiç rastladınız mı Çan sesine sinir olan vatandaş. Çalsın istediği kadar; hatta hoşuna gidenler de var. Kiliseler, katedraller, yanan mumlar falan filan. Papaz onu kutsadı diye keyifle anlatan ama akşam nenesinin mevlidinde dua okuyan insanlar gördüm ben.

Ezana koyu koyu söven Allahına peygamberine koyu koyu söven ama başına da bir hastalık ve bir dert geldiğinde Allaha bağlanıp, camiden eve gelmeyen insanlar da tanıdım.

Toplum olarak özentisi yüksek, hayatı işimize geldiği gibi yaşayan bir millet olduk, kimse kusura bakmasın. Öğlen cumaya, gece meyhaneye gidiyoruz yıllardır. Yani yaşam şeklimiz çelişkilerle doludur bizim, böyleyiz ne yazık ki.

Ama Hristiyan dinine mensup insanlara baktığınızda dinlerini en iyi şekilde yaşamaya çalışıyorlar. Ben genel bir analiz olması açısından bu örnekleri verdim. Günün sonunda isteyen istediğine inansın, istediğini de yapsın ama kendinden olmayana da saygı duyarak.

Ben ezan sesini duyduğumda inanılmaz bir huzur duyarım mesela; namaz kıldığımda, sadaka verdiğimde kendimi rahatlamış hissederim. Kuran dinlediğimde inanılmaz bir mutluluk gelir içime. Bu benim! ve evet bunu kınayanlar olsa da herkes saygı duymak zorundadır.

Eğer Kıbrısın Kuzeyinde Müslüman bir halk yaşıyorsa, ki bu halk beş vakit namaz kılmayabilir, alkol tüketebilir ve dine tam anlamıyla uygunda yaşamayabilir, aile yakınlarını islamı usullere göre defnediyorsa, bir fatiha üç ihlas okuyorsa yani işin özeti İslama göre hayatını şekillendiriyorsa EVET o ülkede ezan okunacak ve hiç kimse bu ezanı susturmaya çalışmayacak. Bu inanma ve inanmama özgürlüğünden çok bir arada yaşama kültürü ve zorunluluğudur.

Geçtiğimiz gün Kıbrıs Postası internet gazetesinde Ateistler daha çok yardım yapıyor şeklinde bir haber çıktı, bilmem hangi kurumun yaptığı araştırmalara göre. Gerek İslama gerekse diğer dinlere mensup kurumların binlerce baktığı, okuttuğu, karnını doyurduğu insanların varlığını yansıtan haberleri de görmeyi arzu ederim doğrusu tam da ezan kavgasının yapıldığı şu günlerde.

Sonuç olarak tartışılması gereken çok ama çok daha önemli konular var bu ülke de. Örneğin yargıç alımlarında avukatlar arasında en yaygın söylem biçimi haline gelen bir torpil bulsak söylemi Yüksek Mahkeme Yargıçları tarafından incelenmelidir. Ben torpil olduğuna inanmıyorum ama buna inanmaya başlayan avukat sayısı artıyor, bu beraberinde güvensizliği de getirir, sağlık sistemi kelime anlamıyla vizyonsuzluğu yüzünden battı gitti, hastalar kendi ülkelerinde bile ölemiyorlar artık, araba süreceğimiz alt yapısı düzgün yolumuz bile yok sayılacak kadar az, ve en önemlisi uyuşturucu batağına düşen gençlerin rehabilitesi için hala ciddi adımlar atılmış değil.

Toplumun ciddi anlamda terapiye ihtiyacı var. Ezan sesi kısık sesle okunmuş ya da yüksek sesle; zaten ne kadar yüksek sesle okunabilir ki bir ezan Allah aşkına. Biz neyin kavgasındayız, gelecek ellerimizin içinde kayıp gidiyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları