Her eve bir psikolog şart oldu

Yayın Tarihi: 30/11/15 08:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Kuzey Kıbrıs'ta 2001'den 2014 yılına kadar 72 cinayet işlendi, 78 kişi bu cinayetlerde can verdi. Cinayetler sonucunda ikisi çocuk olmak üzere 52 erkek hayatını kaybederken, 26 kadın da cinayete kurban gitti. Onlarca çocuk öksüz kaldı.

** Toplumun önemli bir kesim psikolojik tedavi almayı reddederken önemli bir kısmı da ilaçlara teslim olmuş durumda. Özellikle mutluluk hapı adı altında piyasaya çıkan ilaçların satışında ciddi patlama var. Bu ilaçları psikoz vakalarını iyileştiren diğer psikolojik ilaçlar takip ediyor.

Hafta sonu yaşanan kardeşin kardeşi kelime anlamıyla katletmesi hepimizi derinden hem tedirgin etti hem de üzdü. Cinayeti işleyen genci zaman zaman Cumhurbaşkanlığına gittiğimde servis yaparken gördüğümü hatırlıyorum. İnsanın aklına böyle şeyler gelmiyor tabii. Çıkan haberlere ilk baktığımızda odası yüzünden bir kavga çıktı ve bu cinayet işlendi diye görünüyor. Hiç kimse kimseyi oda kavgası yüzünden öldürmez, dahası kardeş kardeşi vurmaz hem de dört el ateş ederek. Altında yatan sebepler elbette ki polis sorgusunun ardından ortaya çıkacak. Ancak gerçekten bir oda kavgasıysa sadece bu durum işte o zaman psikolojik rahatsızlıklar akla gelecek.

Her ne sebepten olursa olsun son derece vahim ve sarsıcı bir durumdur toplum açısından. Cinayet kelimesi dahi yeteri kadar soğuk bir kelimedir.

Oldukça ilginç ve bu küçük ülke de tüylerimizi diken diken edecek bir tablo çıktı karşıma. Öncelikle cinayetlerden yola çıkalım.

Kuzey Kıbrıs'ta 2001'den 2014 yılına kadar 72 cinayet işlendi, 78 kişi bu cinayetlerde can verdi. 58 cinayet aydınlandı, 14 cinayet ise faili meçhul kaldı.

Cinayetler sonucunda ikisi çocuk olmak üzere 52 erkek hayatını kaybederken, 26 kadın da cinayete kurban gitti.

Cinayetlerde dikkat çeken önemli noktalardan biri de son iki yıl içerisinde 'av tüfeği' ile meydana gelen ölümlerde artış yaşanması oldu.

İŞTE KÖTÜ TABLO

Mağusa ve Lefkoşa cinayetlerin başını çekiyor. 2001 yılında 4, 2002'de 7, 2003'te 8, 2004'te 9,2005'te 6, 2006'da 7, 2007'de 4, 2008'de 3, 2009'da 5, 2010'da 4 cinayet, 2011'de 4, 2012'de 3, 2013'de 3 cinayet ve 2014'de ise 5 cinayet gerçekleşti.

Son 13 yıl içerisinde en fazla cinayet Mağusa bölgesinde işlenirken, ikinci sırada da Girne bölgesi yer aldı. Mağusa bölgesinde 19, Girne'de 17, Lefkoşa'da 18, Güzelyurt'ta 9, Lapta'da 5, Karpaz'da 3 ve İskele bölgesinde de 1 cinayet işlendi.

Gerek anlaşmazlıklardan gerekse kıskançlıktan eşleri tarafından öldürülen kadınların sayısı da az değil. Son 13 yılda 26 kadının bir şekilde öldürülmek suretiyle yaşamlarını kaybetmesi, toplumun nasıl bir travma ve kabusla karşı karşıya olduğunun bir göstergesi aslında.

ŞİDDET ŞEKLİ VE ORANI

2012 yılında yaklaşık bin evli kadınla yapılan birebir anket sonrasında gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koyan rakamlar çıkıyor karşımıza.

İlk olarak katılımcıların aile içi şiddet denilince ne tür bir şiddet algıladıkları ölçülmüştür. Beklenildiği üzere fiziki şiddet en fazla algılanılan tanım olarak ortaya çıkmıştır.

Katılımcıların aile içi şiddet denilince akıllarına gelen şiddet türleri şunlardır:

- Fiziksel şiddet: %61.4

- Psikolojik şiddet: %43.1

- Ekonomik şiddet: %37.7

- Özgürlüğün kısıtlanması: %34.9

- Cinsel şiddet: %20.6

http://www.yeniduzen.com/Ekler/gaile/241/kibris-in-kuzeyinde-aile-ici-siddet/916

Gazete sayfalarına yansıyan ve belli tarihlerde yapılan anketler bize sadece buz dağının üstünü gösteriyor, açıkçası bunu anlıyoruz.

Düşünsenize kıskançlık ya da şiddetli geçimsizlikten ötürü kocalar kendi eşlerini öldürebiliyor. Bireyin kıskandığı ya da geçinemediği hayat arkadaşını öldürme yolunu tercih etmesi, aramızda ruhsal bozukluk yaşayan belki de binlerce kadın ya da erkeğin olduğunu ortaya koymanın ötesinde, toplumun küçümsenemeyecek bir kesiminin psikolojik bakım ve ilaç tedavisine ihtiyacı olduğu gerçeğini koyuyor ortaya.

ANTİDEPRESANLARDA PATLAMA

Toplumun önemli bir kesim psikolojik tedavi almayı reddederken önemli bir kısmı da ilaçlara teslim olmuş durumda. Özellikle mutluluk hapı adı altında piyasaya çıkan ilaçların satışında ciddi patlama var. Bu ilaçları psikoz vakalarını iyileştiren diğer psikolojik ilaçlar takip ediyor.

Ülkede kullanılan antidepresan ilaçlarının başını Xanax çekiyor. Ülkede Xanax marka antidepresan ilacının kullanım oranı rekor seviyeye ulaşarak, aynı yıl 484 bin 870 adet Xanax marka ilaç kullanıldığı belirtildi. Diğer yandan Xanax marka ilacın yanı sıra ülkede yaygın olarak kullanılan antidepresan ilaçların arasında Diazem 177 bin 800 kutu tüketilirken, 300 bin kutu Cipram marka antidepresan ilacı kullanıldığı öğrenildi.

Bu kadar yaygın ilaç kullanımı toplumun psikolojik travma noktasında nerelerde olduğunu anlamamıza yetiyor da artıyor bile.

Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının hemen tedbir alması gerekiyor. Özellikle Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın kadınların sahiplenmesi ve korunması yönünde daha belirgin çalışmalar yapması ve daha da önemlisi yapılan işlerden toplumun haberdar edilmesi gerekiyor ki; mağduriyet yaşayan kadınlar hangi adrese gideceklerini bilsinler.

*****************

KIBRIS MÜZAKERELERİ DAHA İYİ ANLATILMALI

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Kıbrıslı Türklerin haklarını masada en iyi şekilde savunduğuna zerre kadar şüphem yok. Son derece de iyi, dikkatli ve haklarımızı koruyan bir müzakere yürütüyor. Yalnız Cumhurbaşkanlığı ekibinin mesele ile yaşanan süreci kamuoyuna daha iyi anlatma mecburiyeti vardır. Gerek Barış Burcu'ya gerekse Gürdal Hüdaoğlu'na büyük saygım. Her biriyle de ayrı dostluklarımız vardır ancak bir gazeteci olarak bir aydır yaptığım davetlere ya geri dönüş alamıyorum ya da ret cevabı alıyorum. Baktım ki diğer meslektaşlarımda da konuk olarak görmüyorum görüşmeci ekibini. Herkes de bir yoğunluktur gidiyor. Kimsenin başını kaldıracak vakti yok. Bazı çevrelerce kamuoyunda ciddi bir bilgi eksikliği ve Cumhurbaşkanının müzakere sürecini yanlış algılatma operasyonu olduğunu da hatırlatırım. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Akıncı kendisi televizyonlara süreç açısından bir müddet çıkmamayı düşünse dahi birileri bu halkı bilgilendirmeli. Düzenli basına açıklama yaparak ve bu haberleri sadece servis ederek süreci anlatamazsınız. Gazeteci soracak yetkililer anlatacak. Bu benimkisi naçizane bir tavsiye.

*******************

MEHMET TALAYKURT HEPİMİZİ ÜZDÜ

Merhum Mehmet Talaykurt'u Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter'i ziyarete gittiğimde hemen kapısının girişinde görürdüm. Çok da fazla tanımadığımı ifade etmek isterim. Ancak ne zaman gitsem takım elbisesini giymiş, son derece beyefendi ve nezaket içerisinde "Gökhan bey hoş geldiniz nasılsınız" der ve memleket meselelerini ayak üstü de olsa kısaca konuşma fırsatı bulurduk. Ölümü tanımasam da bu genç dostumun beni hayli üzdü. Kardeşi Halil Talaykurt ve kıymetli ailesine başsağlığı diliyorum. Bu beyefendi ve alçak gönüllü kardeşimi gerçekten daha çok tanımayı isterdim. Kilo ne yazık ki birçok insanın baş derdi oldu çıktı. Makamın Ala olsun Mehmet kardeşim. Şeyh Nazım efendi öyle deyin derdi. Makamın Ala olsun. Huzur içinde uyu.

**************

YARIMBAŞ'TAN BÜYÜK DUYARLILIK

Eğitim Bakanlığı ve Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığının birlikte yürüttükleri uyuşturucu ile mücadele projesi istinaden bugün bir tiyatro oyunu sergilenecek. Çanakkale sanat tiyatrosunun hem öğrencilere hem de velilere sergileyecekleri oyun bu gece saat 19:00'da gerçekleşecek. Bende davet aldım ama bu gece ki canlı yayınımdan ötürü ne yazık ki katılamayacağım. Her anne baba çocuğunu alıp bu oyunu izlemeye gitmelidir. Bakan Dürüst'ü ve bizzat Sivil Savunma Teşkilat Başkanı Yarımbaş'ı bu tür projeler gerçekleştirdikleri için yürekten kutluyorum. Çok önemli ve çok doğru bir iş yapıyorsunuz. Devamı mutlaka gelmeli.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Her gelen sevmez ve hiçbir seven gitmez unutma. Bil ki; giden dönüyorsa sevdiğinden değil, kaybettiğindendir asIında !

NAZIM HİKMET

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları