28 kadın cinayet kurbanı

Yayın Tarihi: 15/12/15 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Kasım ve Aralık ayında peşi sıra üç cinayet yaşandı. Bunlardan biri kadındı. İstatistiklere baktığımızda tablo gerçekten korkutucu. Kuzey Kıbrıs'ta 2001'den 2015 yılına kadar 76 cinayet işlendi, 82 kişi bu cinayetlerde can verdi. 62 cinayet aydınlandı, 14 cinayet ise faili meçhul kaldı. Cinayetler sonucunda ikisi çocuk olmak üzere 54 erkek hayatını kaybederken, 28 kadın da cinayete kurban gitti.
  • - Fiziksel şiddet: %61.4
  • - Psikolojik şiddet: %43.1
  • - Ekonomik şiddet: %37.7
  • - Özgürlüğün kısıtlanması: %34.9
  • - Cinsel şiddet: %20.6

Ne kadar çabuk unutuyoruz diye düşündüm, yaşanan trafik kazaları, iş kazaları, intiharlar ve cinayetler. Öylesine sık yaşamaya başladık ki çevremizde bu saydıklarımı, sanki de alıştık. Ne zaman bir kaza haberi duysak ve birileri hayatını kaybetse eğer bizden biri değilse üzülsek de çok umursamıyoruz; ya da ne zaman bir cinayet haberi duysak aynı duygularla önümüze bakıyoruz. Halbuki hayata veda eden herkes aslında bizim yakınlarımız. Üç yüz bin kişinin ancak yaşadığı KKTC'de hızla birileri hayatını çok feci şekilde kaybediyor. Şiddet her yer de şiddet. Belki bir kadın erkeği dövemiyor güçsüzlüğünden ötürü ama erkeğe ciddi psikolojik şiddet uygulayabiliyor. Ya da erkek kadına direkt fiziki şiddet uygulayabiliyor.

Günün sonunda kim haklı kim haksız tartışmasına bile zaman kalmadan birileri hayatını kaybediyor. Bu kadın ise öldürülerek, erkek ise intihar ederek.

Şöyle bir hafızamı yokladım da bu cümleyi kurduktan sonra, evet erkek kadından yana yaşadığı yıkıma karşı ya kadına zarar veriyor ya da kendini öldürüyor. 2015 yılına damgasını vuran intiharlar var ve de aynı zamanda cinayetler.

Toplum hasta mı sorusu geliyor akıllara ister istemez ve yaptığımız araştırmaların ardından toplumda ciddi psikolojik rahatsızlıklar olduğunu gözlemliyoruz. Hepsiyle ilgili çok da güncel olmasa bazı istatistiklere ulaştım. Zaman zaman yayınlıyorum güncelleyerek. Yayınlıyorum çünkü bu konuda istatistik yok denecek kadar az.

KADINA ŞİDDET ARTTI

İnsanlar tedavi olmak ya da bir aile psikoloğuna gitmek yerine boşanmayı ya da birbirlerine şiddet uygulamayı tercih ediyorlar. Bazı çiftler boşandıktan sonra dahi birbirlerine fiziki ya da psikolojik şiddet uygulayabiliyor. Mesleği ya da tabakası hiç fark etmiyor. Örneğin bir kadın kocasından şiddet gördüğü için boşanıyor ama aynı adama çocuklarını göstermeyerek bu sefer kendisi psikolojik şiddet uyguluyor. Anlayacağınız toplumun geneli bu konuda hasta denecek noktada. Öte yandan boşanan çiftlerin aileleri de kendi evlatlarına dönüşü zor hatalar yaptırıyor psikolojik baskıyla. Bu durum da genel bir psikolojik rahatsızlık aslında.

Herkes de bir ego tatminidir gidiyor. Akıl alacak gibi değil.

KADIN CİNAYETLERİ TIRMANIYOR

Kasım ve Aralık ayında peşi sıra üç cinayet yaşandı. Bunlardan biri kadındı. İstatistiklere baktığımızda tablo gerçekten korkutucu. Kuzey Kıbrıs'ta 2001'den 2015 yılına kadar 76 cinayet işlendi, 82 kişi bu cinayetlerde can verdi. 62 cinayet aydınlandı, 14 cinayet ise faili meçhul kaldı.

Cinayetler sonucunda ikisi çocuk olmak üzere 54 erkek hayatını kaybederken, 28 kadın da cinayete kurban gitti.
Cinayetlerde dikkat çeken önemli noktalardan biri de son iki yıl içerisinde 'av tüfeği' ile meydana gelen ölümlerde artış yaşanması oldu.

İŞTE KÖTÜ TABLO

Mağusa ve Lefkoşa cinayetlerin başını çekiyor. 2001 yılında 4, 2002'de 7, 2003'te 8, 2004'te 9,2005'te 6, 2006'da 7, 2007'de 4, 2008'de 3, 2009'da 5, 2010'da 4 cinayet, 2011'de 4, 2012'de 3, 2013'de 3 cinayet ve 2014'de ise 5 cinayet gerçekleşti.
Son 13 yıl içerisinde en fazla cinayet Mağusa bölgesinde işlenirken, ikinci sırada da Girne bölgesi yer aldı. Mağusa bölgesinde 19, Girne'de 17, Lefkoşa'da 18, Güzelyurt'ta 9, Lapta'da 5, Karpaz'da 3 ve İskele bölgesinde de 1 cinayet işlendi.

Gerek anlaşmazlıklardan gerekse kıskançlıktan eşleri tarafından öldürülen kadınların sayısı da az değil. Son 13 yılda 26 kadının bir şekilde öldürülmek suretiyle yaşamlarını kaybetmesi, toplumun nasıl bir travma ve kabusla karşı karşıya olduğunun bir göstergesi aslında.

ŞİDDET ŞEKLİ VE ORANI

2012 yılında yaklaşık bin evli kadınla yapılan birebir anket sonrasında gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koyan rakamlar çıkıyor karşımıza.

İlk olarak katılımcıların aile içi şiddet denilince ne tür bir şiddet algıladıkları ölçülmüştür. Beklenildiği üzere fiziki şiddet en fazla algılanılan tanım olarak ortaya çıkmıştır.

Katılımcıların aile içi şiddet denilince akıllarına gelen şiddet türleri şunlardır:

- Fiziksel şiddet: %61.4

- Psikolojik şiddet: %43.1

- Ekonomik şiddet: %37.7

- Özgürlüğün kısıtlanması: %34.9

- Cinsel şiddet: %20.6

http://www.yeniduzen.com/Ekler/gaile/241/kibris-in-kuzeyinde-aile-ici-siddet/916

Gazete sayfalarına yansıyan ve belli tarihlerde yapılan anketler bize sadece buz dağının üstünü gösteriyor, açıkçası bunu anlıyoruz.

Düşünsenize kıskançlık ya da şiddetli geçimsizlikten ötürü kocalar kendi eşlerini öldürebiliyor. Bireyin kıskandığı ya da geçinemediği hayat arkadaşını öldürme yolunu tercih etmesi, aramızda ruhsal bozukluk yaşayan belki de binlerce kadın ya da erkeğin olduğunu ortaya koymanın ötesinde, toplumun küçümsenemeyecek bir kesiminin psikolojik bakım ve ilaç tedavisine ihtiyacı olduğu gerçeğini koyuyor ortaya.

ANTİDEPRESANLARDA PATLAMA

Toplumun önemli bir kesim psikolojik tedavi almayı reddederken önemli bir kısmı da ilaçlara teslim olmuş durumda. Özellikle mutluluk hapı adı altında piyasaya çıkan ilaçların satışında ciddi patlama var. Bu ilaçları psikoz vakalarını iyileştiren diğer psikolojik ilaçlar takip ediyor.

Ülkede kullanılan antidepresan ilaçlarının başını Xanax çekiyor. Ülkede Xanax marka antidepresan ilacının kullanım oranı rekor seviyeye ulaşarak, aynı yıl 484 bin 870 adet Xanax marka ilaç kullanıldığı belirtildi. Diğer yandan Xanax marka ilacın yanı sıra ülkede yaygın olarak kullanılan antidepresan ilaçların arasında Diazem 177 bin 800 kutu tüketilirken, 300 bin kutu Cipram marka antidepresan ilacı kullanıldığı öğrenildi.

Bu kadar yaygın ilaç kullanımı toplumun psikolojik travma noktasında nerelerde olduğunu anlamamıza yetiyor da artıyor bile.

Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının hemen tedbir alması gerekiyor. Özellikle Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın kadınların sahiplenmesi ve korunması yönünde daha belirgin çalışmalar yapması ve daha da önemlisi yapılan işlerden toplumun haberdar edilmesi gerekiyor ki; mağduriyet yaşayan kadınlar hangi adrese gideceklerini bilsinler.

Oldukça soğuk bir yazı olduğunun bende farkındayım. Fakat hem Sağlık Bakanlığı hem de Çalışma Bakanlığı bu küçük toplumun hızla tedavi altına alınması gerektiğinin farkına varıp hareket etmesi gerekiyor.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Kadından meleklik bekliyorsan, ona cennetini sunacaksın.

CAN YÜCEL

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları