Elçiliğin açıklaması ve Talat'ın istifa yürüyüşü

Yayın Tarihi: 08/01/16 07:45
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliği akşam saatlerinde yaptığı önemli bir basın açıklamasıyla bilhassa su konusunda ve aslında buna devamla hala imzalanmamış olan mali protokolün perde gerisini tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Büyükelçilik herşeyi açık bir dille anlattı. Bir süre önce Kıbrıs Postası'nın da zaten elçiliğin açıklamalarında yer alan konuları anlatan ve iki ülke arasında aslında belki de bir taslak metin diyebileceğimiz belgeleri yayınladığını hatırlayın.

Elçiliğin yaptığı açıklamada özellikle su konusunda atılacak adımların CTP parti meclisi tarafından değil, hükümetin bakanlar kurulu tarafından atılması gerektiğine dikkat çekiyor ki bu noktada Ankara yüzde yüz haklıdır.

Daha önce de kaleme aldık yine söylemekte çekinmiyorum. Kıbrıs Türk halkı deyin KKTC halkı deyin adını ne koyarsanız koyun partilerin seçmiş olduğu 50 vekilin uyum sağlayan mutlak çoğunluğundan ortaya çıkan bir hükümet tarafından yönetilmeyi kabul ediyor. Sosyalistlere hatırlatayım buna demokrasi deniliyor.

Örneğin ben "buradaki beni seçmen olarak ifade ediyorum" CTP'ye ya da UBP'ye oy verdiğimi ve bu iki partinin iktidar olmasına vesile olduğumu düşüneyim. Ben CTP'li değilim ve CTP Parti meclisini ben seçmiyorum. CTP Parti meclisi benim kaderimle ne hakla oynuyor sorusunu sormak en doğal hakkımdır. Diyebilirsiniz ki CTP'de işler böyle yürüyor; işte o zamanda bir gazeteci olarak halka CTP'ye oy verirseniz sizi temsil eden oy verdiğiniz adaylar değil, CTP parti meclisinde büyük ihtimalle de birçoğumuzun tanımadığı kişilere geleceğinizi emanet ediyorsunuz uyarısını yapmak durumunda kalırız.

UBP'YE YAKIŞTIRAMIYORUM

Kimse kusura bakmasın ama Ulusal Birlik Partisi şu an CTP Parti meclisi tarafından yaratılan krizden belki zarar görmemek hissiyatıyla sessiz durmaya çalışmanın da ötesinde aman da sakın hükümet bozulur korkusuyla CTP ne derse onu yapmakla meşgul. Kelime anlamıyla maddi krizle karşı karşıya bırakıldığımız şu günlerde UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün'ün tek bir açıklama dahi yapmaması, Talat'ın hükümet bozulur blöfünü göze alamayarak sessizliğe bürünmesini ben ne Sn Özgürgün'e ne de UBP'ye yakıştıramadım. Hele hele bakanlara sorduğunuzda "biz gayet uyumluyuz" cevabını alıyorsunuz. Beyler olacak iş mi Allah aşkına?

TALAT DA BİLMİYORMUŞ

Vatandaş para bekliyor, üretici para bekliyor; Talat'a ne olacağı soruluyor ve "bilmem" diyor; düşünebiliyor musunuz ? hocam siz CTP Genel Başkanı ve müstakbel hükümeti perde gerisinde yöneten zatı muhteremsiniz "bilmem" ne demek? Siz bilmezseniz kim bilecek? Çoban Ahmet dayı mı yoksa terzi Ayşe teyze mi? Kim bilecek? Ve gelin görün ki hükümetin UBP kanadında aman bir güncük daha bakan kalayım da banane zaten CTP yıpranıyor diyen bakanlar durdukça, onlara yalakalık yaparak menfaat sağlamaya çalışan kişiler oldukça, bu halk daha ne olduğunu bilmediği, tanımadığı, öğrenmediği Halkın Partisine yarın sabah seçim olsa anında iktidara taşır hem de belki de tek başına.

TALAT İSTİFAYA SÜRÜKLENECEK

Bir kere eğri oturup doğru konuşalım. Talat başkanlığındaki CTP hükümeti daha ilk krizden başarısız olmuştur ya da başarısızlığa doğru sürüklenmektedir. Ortada öyle bir tablo var ki Talat bir genel başkan olarak CTP parti meclisini yönetemiyor ve ikna edemiyor. Halkın kaderini ve geleceğini elinde bulunduran bir partinin kabinesinin değil parti meclisi üyelerinin salt çoğunluğunun tüm ülkeyi kötü bir geleceğe sürüklediği şu günlerde öyle tahmin ediyorum ki Talat ya Mart ayında yapılacak kurultayda aday olmayacak ve siyasete veda edecek, ya da ben parti meclisimi dinledim deyip kurultaya talip olup kazanacak ve yoluna devam edecek ama Türkiye ile yaşanacak maddi kriz sonrasında erken seçime gitmek zorunda kalarak belki seçilmiş ama partisini belki de ana muhalefet olmaktan daha da uzağa taşımış bir lider durumuna düşecektir.

Kim istemez KKTC kendi ayaklarının üzerinde dursun, kendi kendine yetebilsin, kimsenin parasına ihtiyaç duymasın, kim istemez ki bunları. Her Kıbrıslı Türk ister. Ancak burada yıllardır menfaat düzeni kuruldu ve bu düzenden ne yazık ki hepimiz mutluyuz, hepimiz bu düzenden geçiniyoruz ve bu vesileyle Türkiye'ye bağımlı hale geldik, getirildik. Bunu hem Türk hem de Bizim yöneticilerimiz el birliği ile yaptı. Şimdi ise ben yöneteceğim, ben yapacağım, sen ver de karışma, barra Türkiye, ne paranı ne elçini ; madem öyle al sana böyle oluyor işte günün sonunda.

13. maaşların bugün ödenemeyecek oluşu daha doğrudan söyleyecek olursak KKTC hükümetinin, Talat Hükümetinin bir maaş ekstra ödeyemeyecek kadar aciz olduğunu görmüş olduk.

Kimse alınmasın ama Talat'ın perde gerisinden yönettiği hükümetimiz maaş dahi ödeyemiyorken suyu yönetmeye pardon işletmeye talip. Ne büyük çelişkidir ne büyük ikilemdir bu.

Beyler unutmayın ki bu halk kendisine fakirliği layık gören her siyasiyi evine göndermiştir.

***********************

GÜNÜN SÖZÜ

Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması. Ne kötüdür ona an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması!

NAZIM HİKMET

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları