Sosyalist yoksa fakirlik mi?

Yayın Tarihi: 25/01/16 15:11
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Hepimizin gözü Türkiye'de kurulması zayıf bir ihtimal olan koalisyon ya da daha güçlü ihtimalle erken seçime çevrilmiş durumda. Şöyle hatırlıyorum da eskiden verilen kavgalar daha çok ideoloji üzerindenmiş gibiydi geliyor bana. Ancak gelin görün ki şimdilerde tüm kavgalar artık ekonomik ve bireysel menfaatlere dayanıyor. Türkiye dolar ve Euro ile yaşamını şekillendirirken, bizler bu ülkede sterlin ve Euro ile yaşamaya çalışıyoruz. Ev alacaksan sterlinle alıyorsun; çünkü tüm inşaat malzemeleri İngiltere'den geliyor ya ondan. Hade arabaları anlıyorum; Avrupa'dan gelenler Euro, Japonya, Kore gibi ülkelerden gelenler ise Dolarla getiriliyor. Peki ya şu evleri ne yapacağız?

Gelin görün ki yabancı para artık Türkiye'yi sevmiyor, güvenli olarak görmüyor. Hep yazdım yine yazayım yeri gelmişken. Kelime anlamıyla bahtı kara bir memleketiz biz, kelime anlamıyla bahtı kara.

Eğer bu ülkede çözüm olsaydı gözlerimiz döviz kurlarının kaç olduğuna bakmayacaktı; Türkiye'nin nezlesinden biz zatürre oluruz diye endişe etmeyecektik. Siyasetin ve üretimin kalitesi yükselecekti. Bu iki kurum birbiriyle son derece bağlantılıdır, buna bir ara değiniriz.

Peki ne var şimdi elimizde? Gelin bir bakalım. Yaklaşık 1,5 yılda ülkeyi seçimden seçime sürükleyen bir ton siyasetçiyle çalışma mekanizmaları demokratik anlayıştan uzak partiler var; ürettiğini satamadığı için batan üreticiler, borçlarını ödeyemediği için hapis yatmış ve yatacak vatandaşlar. Hade yurttaş deyim, sosyalist bir hükümet var ne olmasa. Uyuşturucu kullanımı arttı, intihar ve de cinayetler arttı. Dahası tecavüzlerde arttı bu memlekette.

Ne karamsar tablo değil mi? Karamsar usta karamsar, bu anlattıklarımdan ibaret KKTC. Bu kadar net. Gençlerin neredeyse hepsi kaçmak istiyor bu ülkeden, birçoğu nereye gideceğini bilmeden.

Aile kurumu dediğimiz yapı çöktü. Aldatmalar aldı başını gitti. Boşanan çiftler, ortada kalan çocuklar ve tüm bunlara yetişemeyen bir Sosyal Güvenlik bakanlığı. Yetişemez de bütçesi yok ki.

Şimdi ben yazının başlığını bahtı kara diye atsam "ey yahu sen da amma negatifsin ha" diyenler çıkacak illaki.

Yalan mı?

Yalnızca elektrik değil devletin çeşitli kademelerinde de zamlar olacak. Asgari ücretin hali belli. Kolay kolay artmaz. Artacak olsa da 30 lira 50 lira artar. O kadar. Hür-İş federasyonu asgari ücretin artması için İçişleri Bakanı Asım Akansoy'a çağrı yapacağını duyurdu. Hatırladığım kadarıyla Yakup Latifoğlu bir türlü Bakan Akansıoy'dan görüşmek için bir randevu dahi alamamış durumdaydı. Durum değişti mi bilemem.

Yapın kardeşim elektriği de zamlayın. Sterlin almış başını gitmiş, ne olmasa KIBTEK batacak, bu zamlarla vatandaş elektrik borcu ödeyemez ki.

Hele Sn Talat, bu memlekete refah gelsin diye dönmedi mi aktif siyasete. Kendi kendimize yeteceğiz diye yapılıyor bu zamlar. Biz ne kendimize ne de gölgemize yetemiyoruz işte. Talat2ın şu an ki derdi gazete sayısı çok kapansın, daha az yazar, gazeteci olsun memlekette. Bu kadar iletişim mezunu da elma satsın bandabulya da. Öyle ya başka ne yapacak iletişim fakültesinden mezun olanlar.

Bir de bu saçmalıkla uğraşıyor fakir vatandaş. Asgari ücret artacak mı artmayacak mı? 40 lira mı artacak 42 lira mı artacak. Yıl sonuna kadar tartış babam tartış. Bakın göreceksiniz bu komisyon yine toplanmaz, toplansa da karar üretemez.

SENDİKALAR HAYLİ SAKİN

Genel anlamdaki zamlar konusunda Sendikalar olması gereken tepkileri veremiyorlar. Yazımı kaleme alırken şöyle bir baktım ama herhangi bir açıklamasını bulamadım. Ülke genelindeki sorunlarla ilgili de ne Hür-İş federasyonuna bağlı sendikaların ne de KTAMS gibi büyük sendikaların ses verme konusunda yetersiz kaldıklarını net bir şekilde görüyorum. Yakın zamanda ciddi zamlar ve ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalacak bir memlekette sendikaların göz dağı vermesi gerekiyor. Eylemcik yapıyorlar ama eylem yapamıyorlar ne yazık ki.

EKONOMİK PROGRAM UYGULANACAK MI?

Büyükelçiliğin mali protokol ile ilgili yaptığı açıklamayı tam olarak hala kimse değerlendirmedi. İlerleyen günlerde bunu daha geniş bir dille ele alacağız ancak ekonomik protokolün uygulanmadığı ve uygulanmadığı için de yeni protokol diye bir şeyden söz edilemeyeceği ifadeleri yer almıştı baş müşavirliğin açıklamalarında. Bu durumda Sn Talat kendi programını mı uygulayacak? Ankara ile yeni bir pazarlığa mı oturacak yoksa mevcudu tekrara mı gidilecek? Nasıl olacak bunu merak ediyorum.

Bu konuda hiç konuşulmuyor.

Reform hükümeti hayatın ucuzlaması için uğraşmak yerine zamlarla zaman harcıyor. Kimsenin ekonomik refahın nasıl olacağını söylediği yok. Gelin görün ki devlet yönetmek Ankara'ya kafa tutmak gibi söylem üzerinde kolay olmuyor işte.

Çözüm konusunda ise umutlu olmak isterdim ama sanırım çözümden ziyade sadece açılımlarla yetinmek zorunda kalacağız.

**********

GÜNÜN SÖZÜ

Erkekleri ayrılık, kadınları ise ayrılıktan sonraki süreç acıtır; çünkü beklemek sadece kadınlığa verilmiş en büyük cezadır!

PauloCoelho

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.