CTP zamanında zücaciyeci yoktu ama fil vardı

Düşünsenize Hükümet çözüm sürecine tam destek belirtiyor, Cumhurbaşkanıyla barışık, Ankara'ya iltifatlar düzüyor, ilişkileri toparlıyor, istihdamların kapısı açıldı, borçlar ödeniyor. Yani herşey yolunda hade yıkın bakalım, yıkılmaz ki, ya da oy kaybetsinler kaybetmezler ki. Burada UBP'nin tek bir sıkıntısı var. Başbakan Özgürgün daha proaktif olmalı, çünkü algı Ferdi Sabit Soyer'in de dediği gibi Denktaş'ı fiili başbakanlığa götürüyor. Hüseyin bey de sahneye inmeli…

Talat'ın inanılmaz kaprisleri, kontrollüğü ve hükümete yansıyan çok seslilik yüzünden dönemin Maliye Bakanı Özgür hiçbirşey yapamamayı bırakın birkaç kez de Ankara'ya da mahcup oldu. Ankara'nın desteği ile Maliye Bakanı olduğu zaman ben gerçekten sevinmiştim. Türkiye'ye inanan ve ilişkilerin maksimum düzeyde tutulup tüm maddi sorunları çözecek genç bir adam vardı karşımızda. Bıraksaydılar başarılı da olacaktı. Bırakmadıkları için yapamadı. Hatta son maaşlar ödeneceğinde Özgür'e Kıb-Tek'in kasasındaki paranın kullanılması ve maaşların da ödenmesi önerildi ama Özgür bunu yapmadı. Nedenlerini bilemeyiz tabii.

Maliye Eski Bakanı Birikim Özgür'ün dün hükümete yaptığı ilginç eleştiri üzerine bir yazı yazmak vacip oldu. Bakanlığı döneminde her ne kadar kendisini bir kez dahi konuk almak mümkün olmamış olsa dahi değerli bir bakandı ve fırsat verilse iyi işler yapabilirdi düşüncem hiçbir zaman değişmeyecektir. Kaldı ki insan olarak da sevdiğim bir siyasidir. Ancak Hükümete yönelik "zücaciyeci dükkanına girmiş miyop fil" benzetmesi son derece abesle iştigal olmuş, yanlış olmuş bir başka deyişle.

Daha hükümet koltuğa oturalı bir ay bile olmadı ve bu bir aylık performansa göre oldukça ciddi adımlarda atma yolundalar. Maliye bakanı Serdar Denktaş ile siyasi görüşlerimiz uymaz aramızda hala soğuk rüzgarlarda esiyordur muhtemelen ama şunu da söylemek lazım ki Serdar Denktaş şu an hayatında yapmadığı çıkışı yapıyor hayatında yapmadığı iyi adımları atıyor. Yani işin özeti fildir devedir bir yana bırakın dört nala giden bir at benzetmesi yapabilirim rahatlıkla.

Bu yalnızca benim görüşüm değil sokaktaki vatandaşında görüşüdür. Bu nedenle Birikim Özgür'ün eleştirisi eleştirmek için yapılmış bir eleştiri zayıflığındadır şu an; velev ki öyle olmasa da.

ÖZGÜR TALAT YÜZÜNDEN HİÇBİRŞEY YAPAMADI

Bunu daha önce de yazdım yeri geldiği için yine yazıyorum; Talat'ın inanılmaz kaprisleri, kontrollüğü ve hükümete yansıyan çok seslilik yüzünden dönemin Maliye Bakanı Özgür hiçbirşey yapamamayı bırakın birkaç kez de Ankara'ya da mahcup oldu. Ankara'nın desteği ile Maliye Bakanı olduğu zaman ben gerçekten sevinmiştim. Türkiye'ye inanan ve ilişkilerin maksimum düzeyde tutulup tüm maddi sorunları çözecek genç bir adam vardı karşımızda. Bıraksaydılar başarılı da olacaktı. Bırakmadıkları için yapamadı. Hatta son maaşlar ödeneceğinde Özgür'e Kıb-Tek'in kasasındaki paranın kullanılması ve maaşların da ödenmesi önerildi ama Özgür bunu yapmadı. Nedenlerini bilemeyiz tabii.

Şu an ne değişti peki? Onu da söyleyelim, iki şey değişti. Birincisi Türkiye ile ilişkiler hızlı bir şekilde iyileştirilmeye gidildi ikincisi de Maliye Bakanlığı tüm sorunları çözmek için pozitif algıyı yaratmaya başladı.

Ama borçla ama harçla ama söylemle. CTP'de bunların hiçbiri yoktu, ne yazık ki yoktu. Zaten mali ve ekonomik anlamda Türkiye ile ters düşen bir partinin Türkiye'ye yakın bakanlarının mahcubiyetine tanık olmadık mı? Bu öyle bir mahcubiyet ki dönemin tarım Bakanı Şahali önce istifa etti sonra yanlış anlaşıldım dedi. İlk takdir ettim Erkut beyi sonra eleştirdim. İstifa etmeyi göze alamadı. Bilmiyorum belki kendine göre haklı nedenleri vardı. Ama hem Ömer beyi hem Erkut beyi hala yadırgarım. Böyle konuşan bir bakanı beş dakikadan fazla orada tuttuğu için Kalyoncu'yu istifa edeceğini söyleyip de istifa etmeyen Şahali'yi de.

Şimdi duyduğuma göre Sn Talat ile Şahali'nin arası açık, Birikim Özgür'ün de ve bazı güçlü vekillerinde. Ben öyle duydum yanlış da olabilir tabii.

Sonuç olarak Birikim dostum hükümeti eleştiri olsun diye eleştirmişse renk verdi ses verdi; haa başka ciddi gerekçeleri varsa henüz eleştiri için erken çünkü kendi daha iyi bir bakanlık yapamadı. Neyini eleştirecek Serdar Denktaş'ın.

Altı ay geçer Denktaş ciddi hatalar yapar, maliyede kara delikler çoğalır o zaman hep birlikte yerden yere vuralım Serdar beyi ama adam bakan olur olmaz piyasaya para akmaya umut akmaya başladı. Şimdi Serdar beyi eleştirseniz de havada kalır, kimse kusura kalmasın.

CTP ZAMANINDA ZÜCACİYECİ YOKTU AMA FİL VARDI

Hocam, CTP-UBP hükümeti hepimiz için hayal kırıklığı oldu. Serdar Denktaş'ın hükümetten gitmesine ya da doğrusunu yazalım götürülmesine en çok sevinenlerden biri de bendim. Çünkü Hükümeti başarısız kıldığına inandım hep. CTP-UBP olsun diye ne kalemler oynattık. Sonuç noldu peki ? koca bir hüsran.

Yanlışsam çıksın Birikim dostum yanlışsın desin. Arzu ettiği hayal ettiği ve de istediği hangi adımları atmasına izin verildi ki. Genç, performanslı bir adamın adeta prestijiyle oynadı bu hükümet. Yani bir fil vardı ortada; bu hükümetin kendisiydi. Yavaş yürüyen, sağı solu dağıtan, parası olmayan bir hükümet vardı. Girecek zücaciyeci dahi yoktu. Çam deviren ev yıkan bir hükümet oldu.

Hükümet hem yürümediği için yıkıldı hem de bireysel menfaatler için yıkıldı. Ama unutmayın iyi giden bir hükümeti kimsenin yıkmaya gücü yetmezdi.

Bu hükümet gerçekten kötü yönetildi.

FOTOĞRAF ÇOK İYİ ALGISI VAR

Bu hükümete ilk başta benimde güvenim yoktu, hala kaygılarım var ama şu an herşey hızla yoluna konuyor, ödemeler yapılıyor, gerekli istihdamlar yapılıyor özellikle sağlık alanında, elektrik konusu gündemde. Yani fotoğrafta güller açmış. Bu algı var şu an. Mesele hükümetin bunu ne kadar uzun ve ne kadar iyi yapacağıyla alakalı.

Seçime giderayak refah düzeyini bozmazlarsa Demokrat Parti ciddi oy artırarak bu seçimi göğüsleyecek, UBP iç hesaplaşmalar yüzünden zarar görecek. Özersay hızla kazandığı DP tabanını UBP tabanıyla değişecek.

Bunlar yaşanacak.

Son söz olarak kimse unutmasın; bu halk kesesinin dolmasına bakar, yanlış yapanı da keser atar. Zamanında CTP'yi nasıl zirveye taşıdıysa.

Düşünsenize Hükümet çözüm sürecine tam destek belirtiyor, Cumhurbaşkanıyla barışık, Ankara'ya iltifatlar düzüyor, ilişkileri toparlıyor, istihdamların kapısı açıldı, borçlar ödeniyor. Yani herşey yolunda hade yıkın bakalım, yıkılmaz ki, ya da oy kaybetsinler kaybetmezler ki. Burada UBP'nin tek bir sıkıntısı var. Başbakan Özgürgün daha proaktif olmalı, çünkü algı Ferdi Sabit Soyer'in de dediği gibi Denktaş'ı fiili başbakanlığa götürüyor. Hüseyin bey de sahneye inmeli…

**************

Günün Sözü

Hayatı ıskalama lüksün yok senin.

Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.

NAZIM HİKMET