Mezarda emeklilik "65"

Yayın Tarihi: 06/06/16 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

• Sosyal sigortaların içinde olduğu borç açmazını bilmeyenimiz yok. Vatandaşın paraları bir şekilde devlet tarafından kullanıldı ve her ay emekliler borçlanılarak ödeniyor. Bunun şimdilik bir çaresi de yok. Sosyal sigortaların borcu zaman içinde ödensin diye emeklilik yaşı beş yıl daha artırılırsa birçoğumuz emekli olamadan ya da kısa süreliğine emekli olarak hayata veda edeceğiz. Öyleyse sormak gerekiyor; paramı çarçur eden bir devlete neden prim ödeyeyim, ya da ödemeli miyim?

• Borçlanılan 70 milyon liranın yıllık 8 milyonluk faizinin ödenebilmesi için 19.705 "on dokuz bin yedi yüz beş" asgari ücretli çalışanın aktif yatırımı bu faize gidiyor. İşte bu durum kötünün de kötüsü. Düşünsenize Çalışma Bakanlığı emekli maaşlarını ödeyebilmek için borçlandığı paranın faizini aktif çalışan 19,705 asgari ücretli insanımızın yatırımını kullanıyor. Yani bu herhangi bir devlet bütçesinden karşılanmıyor.

• Hal böyle de olunca borç ödenmiyor, borcun faizini de çalışan insanlarımızın geleceğinden çalınarak ödeniyor.

Yıllar önce deniz kenarında yürüyorum. Karı- koca bir çift turist gördüm. Adam yaşlıcaydı ve ayaklarının damarları atılmış haldeydi. Artık emekli çıkıp Kıbrıs'a tatil için geldikleri belliydi. Adam yaşlıca dediysem çok da yaşlı değil. Bir süre önce yine mali protokol çerçevesinde emeklilik yaşı artırılmıştı. Buna gerekçe olarak da hem Avrupa'daki hem dünyanın çeşitli ülkelerindeki emeklilik yaşı örnek gösterilmişti. Elli ya da elli beş yaşında emekli olmak da neydi. En azından altmış yaşına kadar her birey çalışmalıydı. Ekonomik protokol bunu emrediyordu. Öte yandan dünya standartları da bunu emrediyordu ve bu pek hoşumuza gitmese de önemli bir gerçekti. 55 yaş emeklilik için erkendi. 55 yaşında bir insan emekli çıkıp ne yapacaktı ki. İkinci iş yapsa da bu durum birçok genç insanın işsiz kalması anlamına geliyordu.

Toplum 60 yaşında emekliliği tedirginlik ile karşılasa da bir yerde sesini çıkarmadı ve bu durum tepkilere dahi neden olmadı.

Gelelim bugüne. Zar zor imzalanan ve perde gerisinde nasıl imzalandıysa bir an da Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım'dan öğrendiğimiz ekonomik protokol de emeklilik yaşı 65 olarak konuşuluyor. Eğer hükümetten çıkıp birileri bu haberi yalanmadığı sürece ki yalan bir haber olmadığını tahmin ediyorum; bir yurttaşın zaten emekli olduktan sonra kaç yıl yaşayacağını her ne kadar kestiremesek de bunun çok da uzun olmayacağını genellemeye bakarak görebiliriz.

Hatta hattakanser ve trafik kazasından hayatını kaybeden yurttaşlarımızı da hesaba katarsakki her sene bunun sayısı artıyor birçok yurttaşın devlete boşu boşuna sosyal sigorta primi ödediğini düşünebiliriz.

EMEKLİLİK DİYE BİR OLAY KALMAYACAK

Düşünsenize insanlar uzun yıllar çalışıyorlar ve sigorta primleri birçoğunun eksik yatırılıyor. Eksik ya da tamam yatırılsa dahi her biri emekli çıkacağı günü bekliyor. Hatta birçok yurttaş emekli çıkıp bir ikinci iş yapmaya çalışıyor ve bu şekilde ekonomiye bir artı getiriyor. Elbette ki genç nüfus açısından bunun eksileri de var.

Gelin görün ki KKTC'de ki emeklilik yaşı 65'e çıkarıldığı anda birçok yurttaş ya devletten fazla emekli maaş alamadan ölecek ya da birçoğu emekliliği dahi göremeyecek.

Yurttaşlar devletine sonradan almak koşuluyla gelecek bir yatırım amacıyla sosyal sigorta primi yatırıyor, dahası bu yatırımları sayesinde devletin hastanesini kullanıyor, her ne kadar layıkıyla kullanamasa da. Ve bir gün gelip emekli çıkıp devletinin ona bakmasını istiyor.

Peki devleti ne yapıyor?

DEVLET SİGORTALIYI HEM ÇALACAK HEM GEÇ EMEKLİ EDECEK

Sosyal sigortaların içinde olduğu borç açmazını bilmeyenimiz yok. Vatandaşın paraları bir şekilde devlet tarafından kullanıldı ve her ay emekliler borçlanılarak ödeniyor. Bunun şimdilik bir çaresi de yok. Sosyal sigortaların borcu zaman içinde ödensin diye emeklilik yaşı beş yıl daha artırılırsa birçoğumuz emekli olamadan ya da kısa süreliğine emekli olarak hayata veda edeceğiz.

Öyleyse sormak gerekiyor; paramı çarçur eden bir devlete neden prim ödeyeyim, ya da ödemeli miyim?

SOSYAL SİGORTALAR BATTI

Hür-İş Federasyonu Genel Başkanı Yakup Latifoğlu ile geçtiğimiz haftalarda son derece önemli bir konuyu konuşmak için bir araya geldik. Mesele rakamlarla sabit olan Sosyal Sigortaların batmış olduğu gerçeği. Latifoğlu bana Çalışma Bakanlığına bağlı Sosyal Sigortaların sürekli borçlanarak emekli maaşlarını ödediğini bu borcun 70,5 milyon lirayı bulduğunu söyledi. Üstelik de % 11,5 faizle. Artık varın faiz hesabını siz yapın. Yıllık 8 milyon civarında bir faiz bu. Her ay bu faiz artıyor.

Oturur oturmaz Yakup başkan kötü tablonun fotoğrafını önüme koydu. Nisan ayının maaşlarının ödenebilmesi için özel bankalardan borçlanılmış 70,5 milyon tl ve bu paranın yaklaşık 8 milyon liralık faizi. Bunu kaleme alırken Çalışma Bakanı Ersan Saner'i kötülemek adına yazmıyorum, sonuç olarak bu geçmiş hükümetlerinde şimdiki bakana teslim ettiği bir günah.

Çeşitli bankalardan her ay maaşlar ödenebilmesi için borçlanılıyor, bu borçlanma her ay artış gösteriyor ve ne yazık ki Çalışma Bakanlığı emeklilerin ödenebilmesi için borçlanılan bu paranın sadece faizini ödeyebiliyor. Ana para yani borçlanılan paraya hiçbir şekilde ödeme yapılmıyor.

Her şey burada bitse iyi ama bir başka kötü durum daha var.

19,705 ÇALIŞANIN PRİMİ FAİZ BORCUNA GİDİYOR

Borçlanılan 70 milyon liranın yıllık 8 milyonluk faizinin ödenebilmesi için 19.705 "on dokuz bin yedi yüz beş" asgari ücretli çalışanın aktif yatırımı bu faize gidiyor. İşte bu durum kötünün de kötüsü. Düşünsenize Çalışma Bakanlığı emekli maaşlarını ödeyebilmek için borçlandığı paranın faizini aktif çalışan 19,705 asgari ücretli insanımızın yatırımını kullanıyor. Yani bu herhangi bir devlet bütçesinden karşılanmıyor.

Hal böyle de olunca borç ödenmiyor, borcun faizini de çalışan insanlarımızın geleceğinden çalınarak ödeniyor.

İşte Sosyal Sigortalarda ki vahim durum bu. Buna kelime anlamıyla sigortalar battı diyebiliriz, adete her yerinden su alan bir gemi gibi bir deliği bir başka delik açarak kapatılmaya çalışılıyor.

SSK ALACAKLARINI TAHSİL EDEMİYOR

Bir başka sorunda bu; Sosyal Sigortalar kurumu alacaklarını da tahsil edemiyor. Yani bir tür tahsilat problemi de var. Bunun içinde en büyük payı belediyeler oluştururken Hükümetler, belediyelerle ne mahsuplaşmaya ne de anlaşmaya gitmiyor.

SENDİKALAR BUNA GEREKEN TEPKİYİ KOYMALI

Her geçen gün sendikacılığın zayıfladığı ülkemizde sendikaların buna sert bir tepki koyması gerekiyor aksi takdirde protokolde bu şart değiştirilmezse geçecek geçmesini bırakın uygulanacak ki geçmiş olması lazım ve bir yurttaş emekli olabilmek için 65 yıl bekleyecek. Bu durum insanların geleceğini çalmak değildir de nedir?

Umarım para gelsin de nasıl gelirse gelsin algısı yaratmış hükümet bu işe evet demez.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Aşk karşı duruldukça bütün bütün devleşir, her türlü engel, büyümesi için ona bir vesiledir.

Balzac

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları