Erdoğan yeniden doğuyor

Yayın Tarihi: 29/06/16 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Ansızdan sihirli bir değnek değdi her nasıl olmuşsa ve İngiltere Avrupa Birliği ile yollarını ayırdı. Hani şu üzerinde güneş batmayan imparatorluk hızla dağılma noktasına geldi. İskoçya ve Galler'in restiyle karşı karşıya. Dört milyona yakın imzaya karşın İngiltere de referandum tekrarlanmayacak. Bu referandum Birleşik Krallık Başbakanını da temizledi bir yandan.

Bir sabah kalktık ve İtalya'nın başkenti Roma'da İsrail'le kopan ilişkiler yeniden bağlandı, düzeldi. Üstelik de Gazze'ye Türkiye yardım göndermeye devam edebilecek. Elbette ki Amerika'nın bir parmağı vardır bu işte.

Tüm bu yaşananların ardından ertesi gün kalktık ve Ankara-Moskova ilişkilerinin düzelme sinyallerini aldık. Hatta hatta Başbakan Binali Yıldırım, uçağı düşürülen aileye tazminat ödeyebileceklerinden bahsetti. http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/06/160627_yildirim_rusya_israil

Yani anlayacağınız bir yerlerden bir sihirli el dokundu ve Türkiye bir anda sorunlu komşularıyla barıştı. Şaka bir durum değil, çok çok önemli gelişmeler bunlar.

Zaman zaman Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı desteklediğim için eleştirilirim dostlarım tarafından. Elbette ki yanlışları olan bir lider, yeri geldikçe onları da defalarca kez yazdım, okuyanlar bilir ama bakın lider diyorum. Örneğin Turgut Özal bir liderdi, Türkiye'nin önünü açtı. Fazla açmaya kalkınca uzun yaşamasına izin vermediler. Recep Tayyip Erdoğan'a da aynısını yapmaya kalktılar ama başaramadılar.

Tayyip bey 2001 yılında Türkiye'yi yönetmek adına kapıyı açıp içeriye girdiğindeki yılları geldi aklıma İsrail ile Rusya ilişkileri normalleşince. Komşularla sıfır sorun diyordu, AB ile ilişkileri düzeltme noktasında ciddi çabalara imza atıyor, Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüm olması için dönemin Cumhurbaşkanı Talat'a ve CTP'ye inanılmaz destek veriyordu.

Sonra zamanla Tayyip bey gereğinden fazla başarılı olunca birileri yeter gitsin bu adam dedi ve var olma savaşı verdi aslında, belki de herkesle her şeyle ilişkilerin gerilmesinin temel nedenleri bundandır.

Son bir haftada yaşananlar adeta Tanrı'nın eline kalemi alıp kırılan yerleri yeniden çizme müdahalesi gibi geliyor bana.

İngiltere ve İngiltere ile on ülkenin AB'den çıkma hazırlıklarının başlaması gözleri yeniden AB-Türkiye ilişkilerine çevirdi. Türkiye'yi yarın sabah AB'ye almazlar ama kapalı duran birçok başlık yeniden açılacak, bunu söylemek lazım.

Sterlin ve Euro, Türk lirası karşısında değer kaybetmeye başladı ve bu devam edecek. Çünkü Avrupa Birliği en güçlü müttefiklerinden birini kaybetti.

Öte yandan İngiltere'nin kredi notu iki puan düşürüldü. Bilmeyenler varsa öğrensin İngiltere batmış bir ekonomiye sahip, bunu kimse konuşmuyor.

Demem o ki son bir haftadır yaşananlar adeta Türkiye'nin lehine çalıştırmaya başladı çarkları. Bunu doğru okumak lazım.

İşte ben tüm bu yaşananları Erdoğan'ın yeniden doğuşu olarak değerlendiriyorum. Çünkü son bir hafta yaşananlar Tayyip beyin Türkiye'yi yönetmek adına siyasetin kapısından girdiği günleri çağrıştırıyor.

ERDOĞAN GİTMEZ/ GİTMEMELİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gitmesi için uygun koşullar AK Parti'nin oy kaybettiği ve muhalefetin AK Partisiz bir hükümet kurabilecek koşulları yarattığı zaman bile Türkiye'deki muhalefet bu hükümeti kurmadı. Yeni bir hükümet kurarak adeta AK Parti'yi bitirebilirlerdi, onlarca dava dosyala bilirlerdi ama yapmadılar. İşte bu nedenle ben Türkiye'deki muhalefeti de samimiyetsiz buluyorum.

Türkiye artık yönetilmesi kolay bir ülke değildir. Açılımları olduğu gibi ciddi sorunları da vardır ve bu sorunları Erdoğan gibi bir liderden başka ancak bir Abdullah Gül yapabilir. Başka da biri yok.

Şu an siyaset sahnesinde Tayyip bey olduğuna göre de bu yol Tayyip beyle yürünecek ve Türkiye'nin sorunları azaltılacak. Azaltılamaz mı? Türkiye bölünecek mi? Türkiye bölünmez, Erdoğan orada otururken herkes rahat olsun Türkiye bölünmez.

Beyler ; Tayyip bey gitsin diye yapılmadık iş kalmadı ve tüm bu yaşanan sorunlar bence Tayyip beyin gerek Türkiye gerekse KKTC'ye olan ilgisini istemeden de olsa düşürdü.

Bu saatten sonra hem Kıbrıs'taki çözümün yolu açılacak ve yatırımlar artacak hem de Türkiye ekonomik anlamda büyüyecek.

Rum Lider Nikos'un Kıbrıs sorunu bitmeli diye yaptığı dünkü açıklamanın perde gerisini iyi okuyun. Dünyanın mimarları resmi yeniden çiziyor.

Picasso'ya ait olduğunu bilmediğiniz bir tablo size önemli gelmezken Picasso'ya ait olduğunuz fotoğraf her nedense herkeste bir hayranlık oluşturur. Fotoğrafa iyi bakın derim…

*****************

BİR BÜYÜK ŞAİR GÖÇTÜ

Yıllar önce iyi saatte olsun Şair-Yazar Mehmet Kansu'nun Düşün Işığı Sanat Grubu diye bir ekibi vardı; şiire olan ilgimden beni de almıştı. Pek çok değerli genç vardı grupta. Kansu hoca her hafta bir sanatçı davet eder bizimle sohbet etmesini sağlardı. İşte öyle günlerden bir günde tanıdım Filiz Naldöven'i. Çok değerli bir öğretmen ve çok değerli bir şairdi. Kadın gibi kadındı desem yeridir, güçlü ve her kadına örnek olabilecek bir hanımefendiydi. Yine yıllar önce bana şiir kitabını imzalayıp hediye ederken beyaz bir sayfa açarak "iyi yaşamak hakkımızdır Gökhan, teslim olma" diye not düşmüş ve imza koymuştu. Hayat bizi hayırsız yaptı ne yazık ki. En son Kansu hocayla bir sohbetimizde, Filiz ablanın bana iyi olmadığını söylemişti. Böbrek rahatsızlığı çok zordur, bende dayımı kaybettim bilirim. Artık eski tadı yok hiçbir şeyin. Ne eski yazarlar ne de eski şairler kaldı. Yeni yetme şairleri şairden saymıyorum ben, onlarca kitap çıkaranları da. Çünkü pek azı geçmişin, acının süzgecinden geçmiştir.

Şiir ne büyük yaşanmışlık ister öyle. Ne kadar acı insan ne olursa olsun sesleri asla unutmuyor. Ne kadar da eksik yaşıyoruz bu hayatı. Makamın Ala olsun ablam, makamın ala olsun…Allah sana rahmet etsin…

**************

DOSTLARI OKYAY SADIKOĞLU'NA SİTEMLİ

Ülkemizin tanınmış işadamlarından, Fuarcılık ve Müsiad alanındaki çalışmalarıyla kendinden övgüyle söz ettiren Okyay Sadıkoğlu'ndan şu sıralar bazı dostları şikayetçi. Ramazan ayının vermiş olduğu yoğunluk olsa gerek her dostla zaman geçirmek zor tahmin edebiliyoruz ama sizi sevenleri de çok ihmal etmeyin. Özellikle genç girişimci arkadaşınız Mustafa Varol'u bir arayın derim Sn Başkan..

*******************

GÜNÜN SÖZÜ

Aşk; bir bakıma sobaya dokunmak gibidir. Bir defa yanarsın, İzi kalır. Sonra bir daha dokunmazsın sadece yanına yaklaşırsın...

SUNAY AKIN

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları