Hükümetten çözüme darbe denemesi

Yayın Tarihi: 31/08/16 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Açıkçası hükümetin bir kısmını bilgisiz bir kısmını da provokatif buluyorum ben. Türkiye'de yaşananlar ortada, tam bir ateş çemberinin içinde ve Türkiye'de yaşanan her ne varsa KKTC'de de yaşanma ihtimali aynı orandadır. En önemlisi bir türlü toparlayamadığımız ekonomimiz, yasal olmayan onlarca işe menfaat alarak imza atan siyasiler, adı her gün rüşvet iddialarına karışan isimler, hukuksuzluk, devlet ciddiyetinden uzak yaşamak, hep bunlar gerçek bir devlet olamamanın negatif sonuçları değil midir?Buradan yola çıkarak Türkiye'nin garantisi, dört özgürlük ve AB'nin birincil hukuku kazanımlarını elde etmemiz halinde neden çözüm istemeyelim?

  • Bu memlekette çözüm denilince akla gelen ilk parti CTP'dir; açıkçası hükümetin Cumhurbaşkanı'na göstermiş olduğu dayanıksız saldırganlığa karşı CTP'nin tepki koymasını beklerdim. Ne yazık ki CTP'de bu tepki olması gerektiği gibi değil, kaldı ki CTP'nin milletvekili de şu an görüşmeci heyetinde yer alıyor. Eğer Akıncı'nın yıpranması Talat'a ya da CTP'ye yarayacak sanıyorsanız yanılırsınız; hükümetin şu anki tepkisi hükümetten bir temsilci olsun tepkisinden de öte "aman çözüm oluyor" tepkisidir. Mesele bu kadar basit ve açıktır.

  • Devletin zirvesinde tek taraflı başlatılan ve gündemi yanlış, boş yere meşgul eden bu kavganın bir an önce sonlandırılması gerekiyor. Hükümetin icraat yapma vizyonundan yoksun bir şekilde yürüttüğü siyaseti gündem değişikliği ile örtbas etme denemesinin yanı sıra bu girişimi çözüme yapılan bir darbe girişimi olarak da yorumlayabiliriz.

Devletin zirvesinde son derece gereksiz ve saçma bir kavga devam ediyor. Temel gerekçesinin ne olduğunu kimse anlamış değil, kimse anlamış değil diyorum çünkü perde gerisinde bizim bilmediğimiz başka bir faktör adeta bu kavgayı körüklüyor. Yani sanki Cumhurbaşkanı Akıncı, hükümetten bir temsilci alsa görüşme heyetine bu iş çözülecek ya da bu kavga bitecek.

Hükümetin sergilediği tavır son derece yanlış ve kesinlikle kamuoyundan takdir toplamıyor. İnanın ki toplamıyor, Hükümetten bir temsilcinin görüşme heyetinde olması ya da olmaması vatandaşın hiçbir şekilde umurunda değil. Bakınız net söylüyorum. Hükümetin şu an yaptığı adeta görüşme masasına bomba atma çabasıdır, yanlıştır. Aylardır görüşmelerde umut belirtisi yokken hükümetten çıt ses yoktu ne vakit ki görüşme umudu arttı, yani bir diğer deyişle iş ciddiye bindi hükümet adeta Cumhurbaşkanı'nı topa tuttu.

Bu işin sonucunda hiçbir şey çıkmaz. Hükümet bağırır çağırır yerine oturur. Cumhurbaşkanı'nın arkasında ciddi bir halk desteği olduğu gibi Ankara desteği de var. Ama gelin görün ki hükümetin arkasında böyle bir destek yok.

Kimse kusura bakmasın ama hükümetin bu tavrını ben görüşmelere vurulmaya çalışılan bir darbe olarak değerlendiriyorum sadece.

Asıl görüşülmesi, konuşulması gereken çözümden sonrası durumun ne olacağı hiç konuşulmuyor. Besbelli çözüme gidiliyor ya da bir referanduma gidiliyor, olası bir çözümden sonra Kıbrıs'ın kuzeyinde nasıl bir ekonomik durumla karşı karşıya kalacağız bunları konuşmamız, bunları tartışmamız gerekiyor.

Görüşme metinlerini okumayan hükümet gibi siyasette de tembel davranıyor…

Halk çözüm istiyor

Hükümeti bir bütün olarak ele almak lazım, zira Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak farklı ses veriyorlar ama sesin geneline baktığınızda son derece dayanıksız ve gerçeklerden uzak konuşmalar olduğunu görüyoruz. Açıkçası hükümetin bir kısmını bilgisiz bir kısmını da provokatif buluyorum ben. Türkiye'de yaşananlar ortada, tam bir ateş çemberinin içinde ve Türkiye'de yaşanan her ne varsa KKTC'de de yaşanma ihtimali aynı orandadır. En önemlisi bir türlü toparlayamadığımız ekonomimiz, yasal olmayan onlarca işe menfaat alarak imza atan siyasiler, adı hergün rüşvet iddialarına karışan isimler, hukuksuzluk, devlet ciddiyetinden uzak yaşamak, hep bunlar gerçek bir devlet olamamanın negatif sonuçları değil midir?

Buradan yola çıkarak Türkiye'nin garantisi, dört özgürlük ve AB'nin birincil hukuku kazanımlarını elde etmemiz halinde neden çözüm istemeyelim?

Vatandaş artık yarını aydınlık bir ülkede yaşamak istiyor. Bu memlekette ne yazık ki herkes siyasilerin çocukları gibi şanslı değil ki.

Bu memlekette herkes siyasilerin çocukları gibi iş yerlerine sahip değil ki.

Bu insanlar vatan millet diyerek ciddi menfaatler elde ettiler. Bunu herkes biliyor ve konuşuyor. Bu nedenle çözüm istenci olan ve samimi bir duruş sergileyen Cumhurbaşkanı'na karşı hükümetin elde edeceği bir savaş kazanımı yoktur.

Çözüm isteyen siyasilerin karşısındaki çözüm istemeyen siyasiler o kadar bir antipatik kişilerdir ki artık toplum bu tür insanlara prim vermiyor.

CTP'nin muhalefetine ne oldu?

Bu memlekette çözüm denilince akla gelen ilk parti CTP'dir; açıkçası hükümetin Cumhurbaşkanı'na göstermiş olduğu dayanıksız saldırganlığa karşı CTP'nin tepki koymasını beklerdim. Ne yazık ki CTP'de bu tepki olması gerektiği gibi değil, kaldı ki CTP'nin milletvekili de şu an görüşmeci heyetinde yer alıyor.

Eğer Akıncı'nın yıpranması Talat'a ya da CTP'ye yarayacak sanıyorsanız yanılırsınız; Hükümetin şu anki tepkisi hükümetten bir temsilci olsun tepkisinden de öte "aman çözüm oluyor" tepkisidir. Mesele bu kadar basit ve açıktır.

Akıncı henüz yeni seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olmasından ötürü görev süresi bitmeden bu ülkede çözüm olacaksa Akıncı Cumhurbaşkanıyken olacak.

Bu nedenle CTP ya çözüme destek verecek ya da çözüm olmaması için uğraşıp yine çözümden beslenen siyasetine devam edecektir. Bu kadar acı ve gerçektir durum.

Ama şunu da yeri gelmişken söylemekte fayda var CTP şu an hiçbir konuda muhalefet yapmıyor, hükümete karşı herhangi agresif bir tavrını göremiyoruz CTP'nin…

Akıncı sakin olmalı

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın gergin günlerden geçtiğini tahmin edebiliyoruz. Hem çözüm bulmak için uğraşacaksınız hem de iç muhalefet yaşayacaksınız hem de Ana Muhalefet Partisi size destek olmayacak; elbette ki kolay değil. Ancak daha sakin bir tavır içinde olmalı, zira hükümetin bu tavırları içi boş olmakla birlikte şüphesiz ki psikolojik bir savaşa dönüşecektir. Akıncı'nın buna hazır olması gerekiyor

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın en önemli eksikliğini bir kez daha dile getirmekte fayda görüyorum. Sn. Başkan ne kadar yoğun olursa olsun bir süre önce yapmış olduğu basınla, yazarlarla, TV programcılarıyla yeniden bir araya gelmelidir, gerekirse bir defalığına mahsus TV programlarına çıkmalıdır. Aksi takdirde medya desteği olmadan hükümet tarafından kendisine yönelik başlatılan psikolojik savaşı ve toplumu çözüm konusunda korkutacak politikalara karşı baş edemez.

Medya bu konuda kullanması ve halka etkili şekilde ulaşabileceği tek güçtür.

Sonuç olarak devletin zirvesinde tek taraflı başlatılan ve gündemi yanlış, boş yere meşgul eden bu kavganın bir an önce sonlandırılması gerekiyor.

Hükümetin icraat yapma vizyonundan yoksun bir şekilde yürüttüğü siyaseti gündem değişikliği ile örtbas etme denemesinin yanı sıra bu girişimi çözüme yapılan bir darbe girişimi olarak da yorumlayabiliriz.

***********

GÜNÜN SÖZÜ

Demokrasi karşıtı en iyi argüman averaj bir oy verenle beş dakikalık muhabbettir.

Winston Churchill

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları