Çözümden korkmayın ısırmaz

Yayın Tarihi: 06/09/16 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Annan Planı döneminde çok ciddi çözüm rüzgarı vardı. Dönemin liderleri hem Denktaş'tan hem de Eroğlu'ndan halk kelime anlamıyla usanmıştı ve o plana biraz da aman kurtulalım bu baskıcı yapıdan diyerek evet demiştiler. Şu an daha stabil daha sakin bir dönemden geçiyoruz. Kimsenin kurtulmak istediği, korktuğu siyasiler yok şu an. Herkesin içinde aman malımı kaybetmeyim korkusu var, herkesin içinde aman Türkiye'nin garantörlüğü gitmesin arzusu var. Sonuç olarak bu önemli iki kaygının giderilmemesi halinde zaten bu halk çözüme evet demez, kimse evet demez. Çözüm konusunda, kazanılacak ve kaybedilecekler konusunda herkes temkinli.

İnsanlar "eğer oyunu bize vermezsen biz seni oy pusula numarandan buluruz başın belaya girer diye korkutulurdu." Ben bunları çok iyi hatırlıyorum. Kimin haddine eleştirecek, başı derde girerdi, CTP'nin vatan haini olduğu yıllardı o yıllar. Çözüm isteyen Rumcu istemeyen Anavatancıydı. Gelin görün ki şu an Anavatan çözümü istiyor.

İşte bu nedenle hükümetin çözüm konusunda ortaya koyduğu endişelerin altında yatan gerekçeler ideolojik değil menfidir. Böyle deyince de canı sıkılıyor siyasilerin.

Kıbrıs sorununda son birkaç gündür son derece ılımlı bir hava esiyor. Garantiler konusunda bir ortak yol bulunacak algısı doğmaya başladı, Rum Lider Anastasiadis'in Türkiye ile ilgili açıklamaları yumuşadı, kendi kamuoyuna yaptığı açıklamalarda hem Kıbrıslı Rumların hem de Kıbrıslı Türklerin sıkıntıları göz önünde bulundurulacaktır demesi hep bunlar ''Kıbrıs sorunu çözülüyor mu?'' sorusunu gündeme getirdi.

Ve bu soruya temkinli evet cevabının gücü hızla yükseliyor. Tabii herkesin aklında olan soru emin olun görüşmecilerin de aklında var: "Toprak konusu nasıl çözülecek?"

Bir gazeteci dostuma; öyle sanıyorum ki garantiler konusunda tıkanacaklar ve bu iş kopacak dediğimde, bana "Yanılıyorsun, garantiler konusu sadece göstermelik bir sorun, asıl sorun toprak konusu, dört özgürlükler konusu" demişti. Neyi verip neyi alacağız, bu son derece önemli.

Dönüşümlü başkanlığı alıyoruz ama acaba karşılığında neyi veriyoruz ya da Güzelyurt kalıyor ama karşılığında neyi veriyoruz gibi sorular hızla ağırlık kazanmaya başladı ve bu artarak devam edecek.

Belki de perde gerisinde bu konular çoktan bağlanmıştır ve açıklanmıyordur ya da daha konuşulmadığı için Cumhurbaşkanı Akıncı bu konularda bağlayıcı hiçbir açıklama yapmıyor.

Son uzun sürmeyecek yakın zamanda bu sorulara cevap bulacağız.

Topun ucunda şimdi Nikos var

Bir süre önce sağ ve çözüm karşıtı hükümet üyeleri Cumhurbaşkanı Akıncı'ya yüklenmişlerdi şimdi de Rum Lider Nikos'a kendi muhalifleri yükleniyor. İki lider de son kararı halkım söyleyecektir asla haklarımızı tehlikeye atmam dese de muhaliflik en üst düzeyde.

Çözüm karşıtı muhalefeti ideolojik yapanlar da var menfaat kaybı yaşamaktan korkanlar da var. İdeolojik yapanlara katılmasam da sonuna kadar saygı duyarım ama elinde para gücünü bulundurup yüzlerce dönüm Rum malı satın alan ve bu mallardan para kazanan ne siyasileri anlarım ne de iş adamlarını. Onlar tabii ki çözüm istemez; Rumlar Limasol'u vermeyi kabule ettiler deseniz dahi güvenmeyin siz onlara derler size. Böyledir bu insanlar.

Çözüm konusunda herkes temkinli

Annan Planı döneminde çok ciddi çözüm rüzgarı vardı. Dönemin liderleri hem Denktaş'tan hem de Eroğlu'ndan halk kelime anlamıyla usanmıştı ve o plana birazda aman kurtulalım bu baskıcı yapıdan diyerek evet demiştiler. Şu an daha stabil daha sakin bir dönemden geçiyoruz. Kimsenin kurtulmak istediği, korktuğu siyasiler yok şu an. Herkesin içinde aman malımı kaybetmeyim korkusu var, herkesin içinde aman Türkiye'nin garantörlüğü gitmesin arzusu var.

Sonuç olarak bu önemli iki kaygının giderilmemesi halinde zaten bu halk çözüme evet demez, kimse evet demez. Çözüm konusunda, kazanılacak ve kaybedilecekler konusunda herkes temkinli.

Annan Planı döneminde insanlar konuşmaya korktukları bir dönemden çıkmışlardı. Yaptığımız televizyon programlarında adını vermek istemeyen çok sayıda izleyici bağlanırdı telefonlara. Anlıyor musunuz nasıl bir korku vardı? Şimdi böyle bir dönem yok.

Annan Planı bu halk için bir devrin kapanıp yeni bir devrin açıldığı bir dönemdir. Bu bağlamda hem CTP'ye hem de diğer çözüm güçlerine bu halk çok şey borçludur. Dönemin Başbakanı Sn. Erdoğan'a çok şey borçludur.

İnsanlar "Eğer oyunu bize vermezsen biz seni oy pusula numarandan buluruz başın belaya girer diye korkutulurdu." Ben bunları çok iyi hatırlıyorum. Kimin haddine eleştirecek, başı derde girerdi, CTP'nin vatan haini olduğu yıllardı o yıllar. Çözüm isteyen Rumcu istemeyen Anavatancıydı.

Gelin görün ki şu an Anavatan çözümü istiyor.

İşte bu nedenle hükümetin çözüm konusunda ortaya koyduğu endişelerin altında yatan gerekçeler ideolojik değil menfidir. Böyle deyince de canı sıkılıyor siyasilerin.

Akıncı başarılı olacak

Sonuca bağlayacak olursak, önümüzde gerek Kıbrıs sorunu olsun gerekse ülke sorunları olsun son derece iyi yönetilmesi gereken günler var. Açıkçası ben hükümette o vizyonu göremiyorum. Bundan dolayı Sn. Akıncı'nın bir Devlet Başkanı olarak gerekli gördüğü yerlerde ve konularda iradesini koyması gerekiyor. Sn. Başkan da zaten bunu yapıyor.

Reisicumhur'un bu makam hakkıydı, gerçekten hakkıydı, Allah da bu hakkı teslim etti. Oldukça zor bir görevi var, yıpranması için bazı yerler ciddi çaba sarf edecek, Akıncı bunlara hazırlıklı olmalı.

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Türkiye ile ilişkisi, ki bunu bir bütün olarak varsayarsak olması gerektiği gibi yani tam anlamıyla iki devlet seviyesinde. Bir o kadar da samimi diyebiliriz.

Mustafa Akıncı'nın arkasında iki ciddi güç var. Birincisi Kıbrıs Türk halkının iradesi ve desteği, bu Akıncı'nın hem boynunda asılı hem de omuzlarında bir diğer güç ise Türkiye'nin uluslararası alandaki gücü ve potansiyeli. Sohbetin geneline yani fotoğrafın büyüğüne baktığımda net olarak bunu gördüm. Arkasında hem kendi halkının gücü hem de Türkiye gibi prestijli bir ülkenin gücü olan bir devlet başkanının elbette ki görüşme masasındaki morali de yerinde olacak.

Çözümü gerçekleştirecek ve bunun hem başarısını hem de başarısızlığını yani tüm sonuçlarını karşılayacak maneviyata ve enerjiye kendini hazırlamalı.

Mustafa Akıncı, bugünlere kolay gelmedi; azim, sabır, hoşgörü ve inancı onu halkın sevgilisi yaptı yeniden.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Belki sıkıca sarılabileceğimiz bir sevgilimiz olmadı, belki yalnızız; ama bilinsin ki adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız.

AZİZ NESİN

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.