Yeni yol yok... Çözüme odaklanın

Yayın Tarihi: 25/10/16 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

  • Çözüm istemeyen kesimlerin sıkça başvurduğu bir konuşma şeklidir. Eğer çözüm olmazsa biz de kendi yolumuzu çizeriz. İnsanın gülesi geliyor. Zaten yıllardır çözüm yok ve biz kendimize KKTC'yi kurarak yeni bir yol çizmedik mi? Peki ne oldu? Koca bir hiç. Sahte bir zenginlik yarattık ve tek kelimeyle Türkiye'ye bağımlı bir bölge haline getirdik. Türkiye dahil bizi kimsenin tanıdığı yok. Bunlar acı gerçekler. Çözüm olmazsa yeni yol çizilecek ! Peki nasıl yeni bir yol çizeceğiz, biri bana anlatsın.
  • Liderlerin anlaştığı ve Türklerin evet Rumların hayır diyeceği bir anlaşma otomatik olarak Kıbrıs Türk tarafına apayrı imtiyazların tanınmasına neden olacak. İşte o zaman belki konfederal bir yapı gündeme gelecek ya da Tayvan modeli gündeme gelecek ya da Rumlar çözüme başka türlü zorlanacak hale getirilecek. Ama ayrı bir devlet kurulacak ve dünya bu devleti tanıyacak ya da AB'ye alacak ben bunları uzak bir hayal olarak görüyorum.
  • Kıbrıs'ın bölünmesine ne Avrupa Birliği ne de Amerika hiçbir şekilde izin vermez. Kimse çocuk olmasın. Türkiye'nin her iki yapıyla da birçok alanda iş birliği vardır ve herkes sınırlarını bildiği için bunu çekip atmaz. Nasıl ki Türkiye'nin şu an adadaki duruşuna ses çıkarmıyorlarsa Türkiye de adayı bölme yoluna gidemez.

BM Daimi Büyükelçisi Feridun Sinirlioğlu'nun açıklamasını okudum ve politik bir manevra mı yani göz korkutma mı yoksa gerçekten bir yol ayrımı mı onu düşündüm. Kötü geçen New York zirvesinin ardından Cumhurbaşkanı Akıncı'nın açıklamaları ile Sinirlioğlu'nun açıklamaları neredeyse örtüşüyor aslında. Kötü geçen zirvenin ardından Akıncı da "Rumlar ya bir çözüme yanaşır ya da Türkiye ile komşu olurlar" demişti. Açıklamalarının geneline baktığımızda bir yol ayırımını vurgulamıştı.

Yol ayırımına gitmek kimsenin işine gelmez elbette ki ancak bu yönde bir algı da oluşturulmaya başlandı anladığım kadarıyla.

Hem Akıncı'nın hem de Sinirlioğlu'nun yine ortak noktası 2017 yılı içinde Birleşik Kıbrıs'ta buluşulacağına olan inanç. Aslında bu durum da son derece ilginç.

Ağırlıklı olarak Türk tarafı yakın bir zamanda çözüm olacağına ciddi ciddi inanıyor ve bunu sıkça dile getiriyor. New York zirvesinin ardından bir süre bocalayan Rum tarafı da şimdilerde son derece yumuşak bir dil kullanıyor.

Anlayacağınız herkes çözümü yüksek sesle konuşuyor ve eğer olmazsa ifadesini masa altından bir sopa niyetine gösteriyor.

Gelin çözümü ve çözümsüzlüğü son şekline göre bir daha değerlendirelim

Çözüm olmazsa yeni yol mümkün mü?

Çözüm istemeyen kesimlerin sıkça başvurduğu bir konuşma şeklidir. Eğer çözüm olmazsa biz de kendi yolumuzu çizeriz. İnsanın gülesi geliyor. Zaten yıllardır çözüm yok ve biz kendimize KKTC'yi kurarak yeni bir yol çizmedik mi? Peki ne oldu? Koca bir hiç.

Sahte bir zenginlik yarattık ve tek kelimeyle Türkiye'ye bağımlı bir bölge haline getirdik. Türkiye dahil bizi kimsenin tanıdığı yok. Bunlar acı gerçekler. Çözüm olmazsa yeni yol çizilecek! Peki nasıl yeni bir yol çizeceğiz, biri bana anlatsın. Ne yapacağız KKTC'yi yıkıp Kıbrıs Türk Devleti'ni mi ilan edeceğiz?

Ne değişecek? Kapı gibi BM kararları ve Türkiye'nin AB-Amerika ilişkileri dururken bu mümkün mü?

Referandum neden önemli?

Akıncı'nın ve Türk dışişlerinin çabalarını ve müzakere yeteneğini hayranlıkla takip ediyorum. Tür tarafı olarak olası en mümkün anlaşma zemininde bir referanduma götürmeye çalışıyorlar süreci. Bunu da başaracaklar.

Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis'in süreci referanduma götürmekten kaçınmasının en önemli gerekçelerinden biri de olası bir referandumda Rumların hayır deme olasılığının güçlü olması ve adada bir çözümsüzlüğün ikinci denemeden sonra kesinleşmesi.

İşte böyle bir durum olduğu zaman Rumların, adadın diğer sahibi ve şu anki Kıbrıs Cumhuriyeti devletinin yarı sahibi olmalarını istemedikleri ayan beyan bir kez daha ortaya çıkacak.

Haliyle uluslararası kamuoyunda, Rumlar kaka Türkler cici olacak. Rumlar mağdur eden Türkler mağdur olan olacak.

İşte bunun aşikarlaşması için bir referandum şart.

Liderlerin anlaştığı ve Türklerin evet Rumların hayır diyeceği bir anlaşma otomatik olarak Kıbrıs Türk tarafına apayrı imtiyazların tanınmasına neden olacak. İşte o zaman belki konfederal bir yapı gündeme gelecek ya da Tayvan modeli gündeme gelecek ya da Rumlar çözüme başka türlü zorlanacak hale getirilecek.

Annan Planı'nda da gördük hiçbir şey olmadı demesin kimse süreç artık çok farklı noktalara gelmiştir.

Ama ayrı bir devlet kurulacak ve dünya bu devleti tanıyacak ya da AB'ye alacak ben bunları uzak bir hayal olarak görüyorum.

Kıbrıs'ın bölünmesine ne Avrupa Birliği ne de Amerika hiçbir şekilde izin vermez. Kimse çocuk olmasın.

Türkiye'nin her iki yapıyla da birçok alanda iş birliği vardır ve herkes sınırlarını bildiği için bunu çekip atmaz. Nasıl ki Türkiye'nin şu an adadaki duruşuna ses çıkarmıyorlarsa Türkiye de adayı bölme yoluna gidemez.

Peki ne olur?

Rum tarafı daha fazla çözüme zorlanır. KKTC'nin limanları bir anda tanınır, dünya ile ticaret başlar, ambargolar kademeli olarak kaldırılmaya başlar ve bir çözüm masası daha kurulur.

Ama yeni devlet yeni tanınma olmaz.

Sonuca bağlayacak olursak, önümüzde gerek Kıbrıs sorunu olsun gerekse ülke sorunları olsun son derece iyi yönetilmesi gereken günler var. Açıkçası ben hükümette o vizyonu göremiyorum. Bundan dolayı Sn. Akıncı'nın bir devlet başkanı olarak gerekli gördüğü yerlerde ve konularda iradesini koyması gerekiyor.

Sn. Başkan da zaten bunu yapıyor.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Belki sıkıca sarılabileceğimiz bir sevgilimiz olmadı, belki yalnızız; ama bilinsin ki adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız.

AZİZ NESİN

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları