Fakir başbakandan, Nikos'a gol

Yayın Tarihi: 22/11/16 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Kıbrıs'ta bir çözüm olacaksa Türkler tek bir şekilde evet der Türkiye'nin "fiili" etkin garantisi ve Türk askerinin varlığı olması koşuluyla. 1960'ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda da Kıbrıslı Türkler dünyalı olmuş ve bir kimliğe sahip olmuşlardı ama bunu canlarıyla ödemişlerdi.
  • Atina'da bugün hayalperest bir başbakan olabilir ama yarın cuntanın ya da şahin bir başbakanın yönetimde olmayacağını kimse garanti edemez ve Tsipras şunu unutmamalı; Yunanistan'dan gelen on binlerce Yunan askeri masum binlerce Türkü katletti; eğer garanti antlaşması olmamış olsaydı bugün ben dahi bu yazıyı yazamayacaktım. Bunun şahin olmakla, Anavatancı olmakla bir alakası yok bunun Rumlara ve Yunan devletine güvensizlikle doğrudan alakası var. Fakir Yunanistan'ın hayalperest başbakanı bunu iyi idrak etmeli.

Kıbrıs müzakerelerinde ortam hiç beklenmedik bir cepheden gerildi. Bu cephenin adı Atina; yani bir başka deyişle fakir Yunanistan'ın fakir başkentinin hayalperest başbakanı Tsipras. Geçtiğimiz hafta BKP Genel Başkanı İzzet İzcan'a Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun bana anlattığı Kiprianu-Denktaş görüşmelerindeki örnek olayı sormuştum. Vakti zamanında Kıbrıs konusunda Denktaş ve Kiprianu çözüme çok yaklaşırlar ve Kiprianu bir hafta ara isteyip "Atina'ya bir gidip geleyim " der ve Atina'ya da gider gitmesine ama Kiprianu bir daha çözüm masasına dönmez.

İşte bu olayı İzcan'a anlattığımda ki kendisi Yunanistan Başbakanı Tsipras'ın da yakın dostudur, bana der ki "Ama bu sefer olay farklı, çünkü Atina'da çözüm isteyen bir başbakan var, o zaman çözüm isteyen bir başbakan yoktu".

Tarih bize ne yazık ki Tahsin Ertuğruloğlu'nu haklı çıkarmıştır gelin görün ki. Ne yazık ki diyorum zira Tahsin bey de çözüm ister İzzet bey de her ne kadar çözüm anlayışları farklı olsa dahi. Ama Tahsin beyin verdiği örnek geçerli oldu yine.

Anastasiadis, Atina'ya gitti ve Tsipras'tan koca bir ohi aldı. Nedir bu ohi peki? Türk askeri gidecek, garantiler kalkacak, bunun garantisi verilecek sonra beşli zirveye katılacak Tsipras.

Çözümü en katıksız isteyenlerden biri olan İzzet İzcan bile garantilerin olmazsa olmaz olduğunu kaçtır ifade ediyor.

Zirve çökmeye mahkum

Neresinden tutarsanız tutun zirveye umut bağlamaya çalışsak dahi bu zirvenin çökmesi için Atina ve çözüm istemeyen Rum cephesi elinden geleni yapıyor. Öyle anlaşılıyor ki çözümü ciddi anlamda isteyen Anastasiadis, kendi anavatanı tarafından yalnız bırakıldı ve kendi ifadesiyle köşeye sıkıştırıldı. Aslında Nikos'u köşeye sıkıştıran biz değiliz, kendi cephesi.

Kritik saatler devam ede dursun Mont Pelerin'de, Atina çözüm masasına tam anlamıyla bir bomba atmıştır ama bomba hala patlamamıştır, illaki bu bomba Atina'ya Amerika üzerinden geri dönecektir.

Komünistler, Washington'u sevmez

Bildiğiniz gibi batmış bitmiş Yunanistan halkı belki umut olur diye sosyalist bir kimliğe sahip Tsipras'ı seçmiştir. Kimdir peki Tsipras? Her sosyalist gibi Rusya hayranı Amerika'nın düşmanı bir siyasidir. Yunanistan'ın Rusya'ya patates bile satmasına izin verilmezken, çözümü şiddetli şekilde destekleyen Amerika'nın çözüm masasını toz duman etmesine izin vereceğini sanmıyorum. Adınız gibi emin olun, çoktan Tsipras üzerinde baskılar kurulmuştur ve şu an kurulmaktadır.

Rusya ile yatağa girme heyecanında olan Tsipras'ın yeniden terbiye edilmesi bir ay sonra yeniden gündeme gelebilir.

Çipras, Nikos'u zorda bıraktı

Gelinen son noktada Nikos Anastasiadis'in pek çok tepkiyi üstüne toplamasına rağmen AKEL'in de geçtiğimiz günlerde desteğini alarak çözüme odaklandığını ve beşli zirve için Atina'ya gittiğini biliyoruz. Ancak ortak düzenlenen toplantıda kelime anlamıyla kamuoyu önünde Tsipras tarafından mahçup edildiğini biliyoruz.

Tabii Rum liderin pozisyonu farklı; Rumlar ekonomik olarak her ne kadar yara almış bir millet olsalar da unutmayın ki Atina'ya 50 milyon avro yardım yapmış bir devletin sahibiler. Bu nedenle Nikos çözümü zorlamaya devam edecektir ama nereye kadar ve nasıl?

Amerika'nın da devreye girerek AKEL'i DİSİ'ye yaklaştırdığını biliyoruz. İşte şimdi Amerika ne yapacak nasıl bir tavır sergileyecek bekleyip göreceğiz.

Masa çökerse sorumlusu Tsipras

Şunu açıkça ifade etmek gerekiyor ki gerek Cumhurbaşkanı Akıncı olsun gerekse Ankara; Kıbrıslı Türklerin hakları korunarak bir çözüme ulaşılabilmesi konusunda diplomatik anlamda gereken neyse onu yapmıştır ve halen yapmaktadır. Buradaki sorun güven sorunudur. Türk askerinin varlığı ne yazık ki yalnızca Yunanistan tarafından değil tüm dünya tarafından ortadan kaldırılmak isteniyor.

Kıbrıs'ta bir çözüm olacaksa Türkler tek bir şekilde evet der Türkiye'nin "fiili" etkin garantisi ve Türk askerinin varlığı olması koşuluyla. 1960'ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda da Kıbrıslı Türkler dünyalı olmuş ve bir kimliğe sahip olmuşlardı ama bunu canlarıyla ödemişlerdi.

Atina'da bugün hayalperest bir başbakan olabilir ama yarın cuntanın ya da şahin bir başbakanın yönetimde olmayacağını kimse garanti edemez ve Tsipras şunu unutmamalı; Yunanistan'dan gelen on binlerce Yunan askeri masum binlerce Türkü katletti; eğer garanti antlaşması olmamış olsaydı bugün ben dahi bu yazıyı yazamayacaktım.

Bunun şahin olmakla, Anavatancı olmakla bir alakası yok bunun Rumlara ve Yunan devletine güvensizlikle doğrudan alakası var.

Fakir Yunanistan'ın hayalperest başbakanı bunu iyi idrak etmeli.

************

Arter'den mesaj gibi fıkra

Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter beni zaman zaman arar ve sohbet ederiz; her aradığında da güzel bir fıkrayla sohbeti sonlandırır. İsmail beyin fıkraları adeta mesajlarla dolu bir fıkradır. Yine öyle bir fıkra anlattı ki bu kime mesaj diye sormaktan kendimi alamadım, o bir mesaj yok dese de gülerek, ondan izin alıp fıkrasını sizlerle paylaşmak istedim. Mesajı olan alsın. :)

"Nasrettin hoca bir gün arkadaşıyla ormanda kurt avına çıkmışlar; derken bir mağara görmüşler ve hocanın arkadaşı mağaraya dalmış bir bakmış ki yavru bir kurt içeride yalnız başına oturuyor. Adam yavru kurdu yakalamaya çalışırken aniden anne kurt gelivermiş; yavrusunun çalınmaya çalışıldığını anlayan anne kurt doğru mağaraya dalıyormuş ki Nasrettin Hoca anne kurdu kuyruğundan yakalamış çekiyor ve içeriye bırakmıyor. Bir toz dumandır derken, Hocanın arkadaşı içeriden hocaya seslenerek, hocam nedir ama yaptığın ortalık toz duman oldu diye seslenince, Hoca adam bağırarak dua et kurdun kuyruğu kopmasın yoksa görecen toz dumanın ne olduğunu " demiş.

Artık mesajı olan alsın diyelim…

************

Günün Sözü

Biliyorum sana giden yollar kapalı, üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni…

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.