KTÖS'e yakışmadı

Yayın Tarihi: 30/12/16 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
  • Peki ne oldu şimdi, sendikanın imajı sarsıldı. Böyle olacağı tahmin ediliyor muydu bilemem ama KTÖS'e yakışmadı, gerek yoktu bunlara. Bu ülkenin eğrisiyle doğrusuyla bir geçmişi var ve elbette ki savaş görmüş her toplumda olduğu gibi gurur duyulacak yaşanmışlık olduğu gibi utanılacak acılar da var. İşte tüm bunlar bir kitapta belgeleriyle toplanıp yazılabilir, dediğim gibi bu farklı bir şey ama böylesi yanlış olmuş.
  • Siz okurlarımdan rica edeyim, lütfen çevrenizdeki ihtiyaçlı insanlara yardım edin. Cebiniz ne kadar müsaade ederse o kadar yardım edin ama edin. Mangalı yakıp viskileri açacağız birçoğumuz değil mi? Başkaları da tencerede bir tavuk kaynatsın yanına da makarna pişirebilsin. Bu son derece önemli dostlar, çünkü hem evine hem de çocuklarına yeni yıl hediyesi, erzak alamayan ailelerin sayısı az değil.

Sosyal medya ile birlikte tüm memleket KTÖS'ün yeni yıl ajandasıyla sallandı. İçerik malum, birçok öğretmen, sivil toplum örgütü ve vatandaş rahatsızlık duydu. Haksız da sayılmazlar. Ben de tasvip etmedim. KTÖS günün sonunda bir kitle sendikası. Öğretmenleri temsil ediyor ve onlardan onay almadan böyle bir şey yapmamalıydılar. Bunu KTÖS Yönetim Kurulu'nda olup da bağımsız bir şekilde bir kitap halinde bir öğretmen yapsaydı, beğenelim ya da beğenmeyelim daha farklı olurdu. Belgelere göre ya da kendine göre birçok iddiayı ya da gerçeği yazıp kitap şeklinde yayımlayabilirdi. Günün sonunda böyle bir kitap yazarını bağlamış olurdu ama Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası yönetiminin böyle bir ajanda çıkarması tüm öğretmenler adına hareket etmiş olduğunu gösterir; işte bu hata.

Peki ne oldu şimdi, sendikanın imajı sarsıldı. Böyle olacağı tahmin ediliyor muydu bilemem ama KTÖS'e yakışmadı, gerek yoktu bunlara. Bu ülkenin eğrisiyle doğrusuyla bir geçmişi var ve elbette ki savaş görmüş her toplumda olduğu gibi gurur duyulacak yaşanmışlık olduğu gibi utanılacak acılar da var. İşte tüm bunlar bir kitapta belgeleriyle toplanıp yazılabilir, dediğim gibi bu farklı bir şey ama böylesi yanlış olmuş.

2016 yılı herkes için zor bir yıl oldu Güzel getirileri de oldu tabii. Ancak hem siyasi açıdan hem de yaşanan sosyal patlamalar açısından tansiyonu yüksek bir yıl oldu. 2016 yılı adına son yazı ama ben sonları sevmem. Bu nedenle 2017 ne isterse olsun yeni umutları bağladığım bir yıl. Umut dolu olmalı, çaremiz yok.

Çaresizlik bana göre değil, size göre de olmasın.

Bu yıl en fazla gözlemlediğim kötü gelişmelerden biri de fakir insanların sayısındaki artış. Belki çok farkında değiliz ama bilin ki çevremizde ciddi anlamda fakirlik çeken ve evine doğru düzgün alışveriş yapamayan insanlar var.

Yazının hemen başında siz okurlarımdan rica edeyim, lütfen çevrenizdeki ihtiyaçlı insanlara yardım edin. Cebiniz ne kadar müsaade ederse o kadar yardım edin ama edin.

Mangalı yakıp viskileri açacağız birçoğumuz değil mi? Başkaları da tencerede bir tavuk kaynatsın yanına da makarna pişirebilsin.

Bu son derece önemli dostlar, çünkü hem evine hem de çocuklarına yeni yıl hediyesi, erzak alamayan ailelerin sayısı az değil.

Genç ölümler ve umutsuzluk

2016 yılının en önemli olayları nedir diye sordum kendime; aklıma ilk gelen trafik kazalarında meydana gelen aşırı ölümler ve bu ölümlerin birçoğunun genç ölümler olması. Umarım 2017 yılında ölümler artık azalır, maalesef durmayacağını biliyoruz. Yılbaşı arifesinde açıkçası herkes gibi ben de ölümü düşünmek dahi istemiyorum.

Aklıma gelen ikinci trajedi de birçok insanın işsiz olması, kendilerine iş bulmam konusunda o kadar çok insan beni aradı ki pek azına yardımcı olabilmenin rahatsızlığını hep içimde yaşadım. Ama bu kolay bir olay değil.

Umutsuzluk ve buna bağlı olarak mutsuz bir yaşamdan uzak kalmanın yollarını sürekli arayıp durduk, sanırım psikologlar iyi iş yapmıştır ancak kimlik bunalımını ve işe yararlılığını sorgulayan pek çok genç hala mutsuzdur. Hükümetin özellikle işsiz gençlere iş bulma ve onları sosyalleştirme yönünde ciddi adımlar atması gerektiği inancındayım. Evet bu başlı başına bir para ve kaynak işidir ancak her şeyden önce niyet işidir, ekip işidir. Muhalif diye geçinen herkes de buna yardımcı olmalıdır.

Muhalefet daha girişken olmalı

2016 yılına oldukça güçlü girdi muhalefet partileri ancak siyasi partiler ile sendikalarında birbirlerine ters düşmelerinin ardından muhalefet etkinliğini iyice yitirdi diyebiliriz. Her ne olursa olsun daha organize bir muhalefetin oluşması gerekiyor. Hükümeti denetleyen ve atacağı yanlış adımlar konusunda tedirgin edebilecek bir muhalefet. Aksi takdirde ülke bir yere gidemez. Yani bir dengenin kurulması önemli.

Son söz olarak mutsuz, kaygılarla dolu bir yılı bir daha yaşamamak adına, herkese keyifli bir yılbaşı ve güzel bir yeni yıl diliyorum. Bu hayat yaşamaktan vazgeçecek kadar uzun değil, bunu aklımızdan çıkarmadan yaşayalım.

Sevgiyle…

*****************

Günün Sözü

Ey hayat! Güzel öp beni.

Mehmet Kansu

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları