Doktorlar ikinci işten vazgeçmez

Yayın Tarihi: 24/01/17 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
  • Bugün bu konu Başbakanlık seviyesinde ele alınacak. Açıkçası ben pozitif bir karar çıkacağına şüpheyle bakıyorum. Yapılacak iyileştirmeler sonucunda devlete bu işin yükü aylık 450 bin lira olacak. Sağlık Bakanlığı bu iyileştirmenin yapılmasını ısrarla savunuyor. Haklı da. Doktorların maaşları iyileştirilsin ve doktorlar daha çok kazansınlar buna hiçbir diyeceğim yok ama bakınız tarihe not düşmek adına buraya da yazıyorum; bu iyileştirmeler olsa dahi doktorlar hiçbir şekilde ikinci işten vazgeçmezler, vazgeçmeyecekler. Çünkü özel hastanelerde ya da kendi özel kliniklerinde kazandıkları para hayli fazla. Devlet 3500 lira vermemiş de 4500 lira vermiş. Siz sanıyor musunuz bu parayla doktorların razı geleceğine? Gelmeyecekler ve ikinci işe de devam edecekler.

Ne bahtı kara bir ülkedir bizimkisi. Bu memleketin dışarıya açıp bakmak için çok penceresi var ama hangisini umutla açıp baksak umut olmadığını görürüz hep. Birçok sorunun düzeleceğine yönelik bir inancı sahiplenip bu yönde yazılar kaleme alsak da zaman zaman her gün için bunun zorluğunu ya da bir başka deyişle olamayacağını görüyoruz.

En önemli açmazımız sağlık olmuştur. İnsanın bir gün daha fazla yaşamak için tutunduğu çürük bir ip gibidir sağlık. Kopacağını bilir ama uçurumdan düşmemek için tutunur. Ve sağlığın en önemli zinciri olan doktorların çok diyemeyeceğiz bir kısmı adam gibi doktor olsa dahi büyük bir çoğunluğu ne yazık ki para düşkünüdür.

Şu an Girne mahkemesinde devam eden ve toplumu derinden yaralayan bebek ölümleri meselesi de bunun en büyük örneklerinden biridir.

Doktor vardır ki mütevazıdır, çok kazanmasa da olur, durumu idare eder, hakkının karşılığını çoğu zaman alamaz ama söylense de dediğim gibi durumu idare eder. Doktor vardır ki kaprislidir, para kazanmak ister, herkese göre en zeki odur çünkü 10 yıl okumuştur, 12 yıl okumuştur. Arabanın iyisini o sürecek, kadının ya da erkeğin güzeliyle o evlenecek, en güzel evlerde o oturacak. Çünkü o doktordur.

İkinci iş de yapacak, üçüncü iş de yapacak. Devletteki görevi sırasında özel hastanede ameliyat yapacak, istifa ederim haaa diye bakanlığı tehdit edecek, hakkıdır bunları yapmak 12 yıl okumuştur ve kendisi dışında geriye kalanlar ahmaktır.

Konuşurken bile eğer karşısındaki hakim ya da güçlü bir gazeteci değilse ağzını yayvanlaştırarak konuşacak, kapris yapacak.

Bunları başkalarından duymadım ben kaç kez yaşadım bire bir. Kaç kez şahit oldum doktorların hastalara nasıl davrandığına.

Doktorlar usanmış istifa edecek

Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu ile de birçok kez konuştum. Takdir ediyorum Faiz beyi, elinden geleni yapıyor değiştirilmesi zor bu yapıyı biraz olsun toparlamak için. Faiz bey alınmasın ama işi gerçekten zor.

Sıkça duyuyorum istifaları ceplerindeymiş hastane doktorlarının; istifa etsinler efendim öyleyse, istifa etsinler. Madem bu devlet bu doktorlara adam gibi para veremiyor, girmesinler devlet zincirine, vatandaş da gitsin Rum hastanelerinde tedavi olsun ya da ölsün. Ve bu adamlar da ettikleri Hipokrat yemininin ıslatıp suyunu içsin şifa bulsunlar.

Adam mezun oluyor, yeni doktor olarak geliyor ve üç kuruş maaş alacağını bilmesine rağmen devlet hastanesine giriyor, sonra ne oluyor peki? Hemen özel hastaneler doktor arkadaşlara iş teklif ediyor, adamlar haklı olarak atlıyorlar bu işin üstüne ve özel hastanelerde de hizmet vermeye başlıyorlar. Peki ardından ne oluyor? Devletteki işlerine gitmemeye başlıyor birçoğu.

Filanca doktor nerede diye sorulduğunda, filanca özel hastanede ameliyatta cevabını alıyorsunuz.

Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Remzi Gardiyanoğlu da feryat ediyor bu taraftan. İkinci iş yasak; yasak tabii ama kim takar.

Bu iş nasıl çözülecek?

En çok sevdiğim, cevabının belli olduğu ama kimsenin uygulamak gibi bir niyetinin olmadığı bir sorudur ikinci iş yasağının nasıl çözüleceği konusu.

Dahası Serbest Çalışan Hekimler Birliği'nin olayı mahkemeye taşımasını haklı bulurken bir diğer taraftan da bu olayın mahkemede olmasını yadırgıyorum.

Sağlık Bakanlığının ya da hükümetin yasalar tarafından belirlenen yasakları uygulatmaması saçma ve yanlış. Bakanlığın bu konuda en büyük dayanağı "doktorların istifası cebinde" dayanağıdır. Doktorlar "İstifa ederiz haa" diye bakanlığı dizginlerken mahkeme de Serbest Çalışan Hekimler Birliği'nin açtığı davayı da erteledikçe erteliyor. Yaklaşık 1.5 yıldır açılan bu dava bir türlü bitmiyor.

Doktorlar ikinci işten vazgeçmez

Tıp-İş Başkanı Dr. Sıla Usar'ın açıklamalarını okudum. Yalnız burada önemli bir nokta var. Sıla hanım haklı olarak Sağlık Bakanlığı ile vardığı uzlaşı neticesinde doktor maaşlarına zam istiyor. İstemek hakkı mı? Tabii ki hakkı. Peki neden hakkı çünkü kendisine zam konusunda söz verildi. Kim verdi bu sözü? Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu! Nasıl oldu da söz verdi Faiz bey? Hani söz demeyelim de uzlaşı diyelim buna; Maliye Bakanı Serdar Denktaş'ın olurunu alarak. Zaten Serdar bey bu konuda hakim maaşı ile hekim maaşı aynı olmalıdır diye Meclis kürsüsünden de Bakanlar Kurulu'nda da defalarca kez söylemiştir.

Bugün bu konu Başbakanlık seviyesinde ele alınacak. Açıkçası ben pozitif bir karar çıkacağına şüpheyle bakıyorum. Yapılacak iyileştirmeler sonucunda devlete bu işin yükü aylık 450 bin lira olacak. Sağlık Bakanlığı bu iyileştirmenin yapılmasını ısrarla savunuyor.

Haklı da. Doktorların maaşları iyileştirilsin ve doktorlar daha çok kazansınlar buna hiçbir diyeceğim yok ama bakınız tarihe not düşmek adına buraya da yazıyorum; bu iyileştirmeler olsa dahi doktorlar hiçbir şekilde ikinci işten vazgeçmezler, vazgeçmeyecekler. Çünkü özel hastanelerde ya da kendi özel kliniklerinde kazandıkları para hayli fazla. Devlet 3500 lira vermemiş de 4500 lira vermiş. Siz sanıyor musunuz bu parayla doktorların razı geleceğine? Gelmeyecekler ve ikinci işe de devam edecekler.

Peki devletin maaşını az bulmakta haklı mılar? Evet haklılar. O zaman istifa edecekler özel hastanelerde devam edecekler.

En azından mesai saatinde özel hastanede olmayacak bu doktorlar. Dr. Usar bunun garantisini bildiğim kadarıyla Bakan Sucuoğlu'na verdi. Öyle tahmin ediyorum ki mahcup olacak. Doktorları bu iyileştirmeler tatmin etmeyecek çünkü.

****************

Günün Sözü

Hiç kimseye güvenmiyorum diye bir şey yoktur, ''zamanında ona güvendiğim için, artık kimseye güvenmiyorum" diye bir şey vardır.

Aziz Nesin

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları