Türkiye'nin 'evet'e ihtiyacı var

Yayın Tarihi: 10/03/17 07:54
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
  • Anayasa değişikliğine evet denmesi halinde artık bir partinin genel başkanı ölünceye kadar başkan ya da başbakan olamayacak. Başbakanlık sistemi ortadan kalkacağı için halkın oyuyla seçilecek cumhurbaşkanı sadece iki dönem yani toplamda 10 yıl başkan seçilebilecek, sonrasında siyasete veda edecek. Seçimi kaybeden partinin genel başkanı partisinin başkanlığından da istifa etmek zorunda kalacak. Görüldüğü gibi şu anki sistemden daha demokratik ve bir politikacıyı uzun yıllar siyasette tutmamaya yarayacak bir değişim olacak bu. Yani kimse ilanihaye devlet başkanı olamayacak.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın varlığı bu nedenle önemli ve gerekli. Çok önceden de yazmıştım; Sn. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması hataydı; başbakan kalıp Türkiye'yi yönetmeye devam etmesi gerekiyordu. Şu an masum da olsa bir iki başlılık var Türkiye'de. Her ne kadar yine Tayyip beyin vizyonu yönetiyor olsa dahi Türkiye'yi neticede cumhurbaşkanı olarak yetkileri sınırlandırılmış. Bu yetki karmaşasının bir an önce ortadan kalkması lazım.

Türkiye önemli bir sınav daha veriyor. Malum Türkiye'nin gündemi anayasa referandumu. 18 Nisan tarihinde gerçekleşecek. Bu süreci başta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti tek vücut destekliyor. MHP'nin de desteğini unutmamak lazım. Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım dün gece son derece güçlü bir mitingle ülkemizde yaşayan ve bu referandumda oy verecek Türk yurttaşlarına seslendi. İşi sıkı tutuyorlar diyebiliriz.

Şahsen oy verebilseydim referandumda kesinlikle ben de evet derdim ve bunda tek bir dakika bile tereddüt etmezdim. Bunun bir tek nedeni yok birçok nedeni var; ancak en önemli nedeni de Cumhurbaşkanı Erdoğan. Yalnızca Türkiye'nin değil Kıbrıs'ın kuzeyinin de Sn. Erdoğan'a ihtiyacı var. Hatta Rum tarafının dahi. Rumlar diyorum çünkü zaman zaman çözüm zeminini Tayyip beyle kurmaya çalışıyorlar.

Türkiye artık yönetilmesi kolay bir ülke değil

Daha önceleri de yazdım yeri geldi söylemekte fayda görüyorum; Türkiye artık yönetilmesi kolay bir ülke değil. Bir kere ekonomisi ciddi anlamda büyüdü ve bu büyümenin etkisiyle eski yıllara nazaran daha çok diklenebiliyor; eskiden neydi; Türk lirasının değeri mi vardı? Yine yok demeyin; şu an Türkiye'deki döviz miktarını hayal bile edemezsiniz. AK Parti hükümeti istediği anda doları da avroyu da süratle aşağıya çekebilir. Türkiye'nin çok ciddi sıcak döviz parası var. Bu durum Avrupa Birliği'ni de Amerika'yı da oldukça tedirgin ediyor. Dövizin düşürülmemesinin ardında yatan en önemli gerekçesi de Türkiye'nin ihracatına getirdiği pozitif etki.

Artık Ankara'da AB'nin ya da Washington'un sözünü dinlemeyen ve kendi ülkesini kendi yönetme konusunda duruş sergileyen bir hükümet var; bütün terör eylemlerinin, bütün darbe denemelerinin arkasında yatan tek gerekçe bu. Artık otur Arap kalk Arap meselesi Türkiye'de çoktan bitti.

Türkiye'yi karıştırmalarının en büyük gerekçelerinden biri de bu. İşte ikinci nedenle Türkiye artık yönetilmesi kolay bir ülke değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın varlığı bu nedenle önemli ve gerekli. Çok önceden de yazmıştım; Sn. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması hataydı; başbakan kalıp Türkiye'yi yönetmeye devam etmesi gerekiyordu. Şu an masum da olsa bir iki başlılık var Türkiye'de. Her ne kadar yine Tayyip beyin vizyonu yönetiyor olsa dahi Türkiye'yi neticede Cumhurbaşkanı olarak yetkileri sınırlandırılmış.

Bu yetki karmaşasının bir an önce ortadan kalkması lazım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hiç olmadığı kadar ihtiyaç var

Türkiye yaşadığı bu kadar kötü kadere karşın dağılmadan ayakta durabiliyorsa bu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sayesindedir. Bunun onlarca sebebini yazabiliriz. Türkiye'de yaşananların yarısı Fransa'da ya da Almanya da yaşansaydı iç savaş çıkardı. Kimse kusura bakmasın ama CHP'nin Türkiye gibi büyük bir devleti yönetebilecek ne vizyonu var ne de kabiliyeti.

Ben Türkiye vatandaşı değilim; oy verme hakkım da yok ama oy verme hakkı olan 80 milyon Türk neden CHP'yi iktidar yapmıyor, bunu oturup CHP'nin de sorgulaması lazım. Vardır bir bildiği Türk halkının deyip bırakıyorum.

Anayasa değişikliği daha demokratik bir ortam yaratıyor

Anayasa değişikliğine evet denmesi halinde artık bir partinin genel başkanı ölünceye kadar başkan ya da başbakan olamayacak. Başbakanlık sistemi ortadan kalkacağı için halkın oyuyla seçilecek cumhurbaşkanı sadece iki dönem yani toplamda 10 yıl başkan seçilebilecek, sonrasında siyasete veda edecek. Seçimi kaybeden partinin genel başkanı partisinin başkanlığından da istifa etmek zorunda kalacak. Görüldüğü gibi şu anki sistemden daha demokratik ve bir politikacıyı uzun yıllar siyasette tutmamaya yarayacak bir değişim olacak bu. Yani kimse ilanihaye devlet başkanı olamayacak.

İşte bazı maddeler;

Başbakanlık ve bakanlık kurulu olmayacak ve yürütme görevi cumhurbaşkanı tarafından kullanılacak.

Bütçeyi de yine cumhurbaşkanı Meclis'e sunacak.

Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkartılacak ve milletvekili seçilme yaşı 18'e düşürülecek.

Partisiyle bağlantısı kesilmeyecek olan cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl olacak ve en fazla 2 dönem görev yapabilecek.

Devlet başkanının yürütme yetkisine sahip olan cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkartabilecek ve aynı zamanda başkomutanlığı da temsil edecek

Cumhurbaşkanı bir veya birçok yardımcı ve bakanları atayabilecek ayrıca görevlerine son verebilecek.

Cumhurbaşkanı şartlar yerine getirilince OHAL ilan edebilecek ve askeri mahkemeler kurulamayacak. Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve askeri mahkemeler kaldırılacak.

Meclis üyeleri cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanları hakkında soruşturma açılmasını talep edebilecek.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun adı, Hakimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek ve üye sayısı 13 olacak.

**********

Günün Sözü

"Düşmanınız mı var? Güzel! Demek ki hayatınızda bir ara bir şey için dik durmuşsunuz."

Winston Churchill

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları