Doktorlar itibar kaybediyor

Yayın Tarihi: 30/03/17 07:30
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Tabii ki para için! Daha çok daha çok para için her türlü yanlışa tevessül ettikleri için bugün bazı doktorlar hapiste ve belki de hapse girecek daha nice doktorlar vardır. Bu ülkede o kadar çok doktor hasta ölümüne sebep oldu ki ve o doktorları kimler kimler korudu bir bilseniz? Hangi Sağlık Bakanları bildikleri kabahatleri görmezden geldi bir bilseniz! Yaşanan ne trajik olaylar oldu ve bu olaylar asla yargıya gitmedi, gitse yargı cezasını verecekti ama gitmedi. Doktorları anlamakta güçlük çekiyorum, neden bu kadar paragöz davranıyorlar?
  • Dostlar! Farkında mısınız? Doktorlarımız ne kadar yanlış ve kötü olaylara karışmaya başladılar ya da bu hep böyleydi ve artık gün yüzüne çıkıyor. Her şey para olmamalı… Hipokrat mezarında ters dönmüştür çoktan.

Bu yazıda vefakar ve karakter sahibi tüm doktorları tenzih ederim. Kendi kabahatinden haberdar olan tüm doktorlar üstüne alınabilir ama…

Doktorları biraz da pilotlara benzetirim. Her ikisinin yaptığı işi iyi bir eğitim almadığınız takdirde yapamazsınız. Örneğin yasaları biraz bilirseniz kendinizi savunabilirsiniz, hele hele biraz da hatipliğiniz varsa. Kendi davasında avukat istemeyen çok insan örneği var dünyada. Öğretmenlik de öyle; ille ki eğitim almanız gerekmiyor. Örneğin tecrübeli bir gazeteci üniversite bitirmese de o alanda dersler verebilir.

Ama doktorluk öyle mi? Eğer eğitimini almamışsanız bir kalbi çalıştıramazsınız, bir mermiyi çıkaramazsınız yerinden. Keza pilotluk mesleği de doktorlar kadar olmasa da, kocaman bir uçağı bir havalimanından bir başka havalimanına sağ salim götüremezsiniz. Mümkün değildir bu.

Ve ne kadar ilginçtir dostlarım, bu iki mesleği yapan kişiler genellikle havalıdır. Çünkü vatandaşı ahmak zannederler. Konuşma şekillerinden bile bunu hissedersiniz. Tabii çok iyi karaktere sahip doktorlar da pilotlar da var, onlar üstüne alınmasın.

Aklıma bu iki zor meslek geldiği için örnek verdim. Konu tabii ki doktorluk mesleği.

Doktor vardır ki mütevazıdır, çok kazanmasa da olur, durumu idare eder, hakkının karşılığını çoğu zaman alamaz ama söylense de dediğim gibi durumu idare eder. Doktor vardır ki kaprislidir, para kazanmak ister, herkese göre en zeki odur çünkü 10 yıl okumuştur, 12 yıl okumuştur. Arabanın iyisini o sürecek, kadının ya da erkeğin güzeliyle o evlenecek, en güzel evlerde o oturacak. Çünkü o doktordur.

İkinci iş de yapacak, üçüncü iş de yapacak. Devletteki görevi sırasında özel hastanede ameliyat yapacak, istifa ederim haaa diye bakanlığı tehdit edecek, hakkıdır bunları yapmak 12 yıl okumuştur ve kendisi dışında geriye kalanlar ahmaktır.

Konuşurken bile eğer karşısındaki hakim ya da güçlü bir gazeteci değilse ağzını yayvanlaştırarak konuşacak, kapris yapacak.

Bunları başkalarından duymadım ben kaç kez yaşadım bire bir. Kaç kez şahit oldum doktorların hastalara nasıl davrandığına.

Doktor Küçük'e hiç çekmemiş yeni doktorlar

Kıbrıs Türk halkına çok ciddi yardımları geçmiş bir isim Dr. Fazıl Küçük. Ücretsiz muayenelerinden tutun da, kendi malı olan Göçmenköy'ü vatandaşlara bağışlayan bonkör bir adam. Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinin yegane simgelerinden biri. Şimdi bir Dr. Küçük'e bakıyorum bir de zamane doktorlarının çoğuna.

Usta! Aralarında dağlar kadar fark var. Gelin yasa dışı kürtaj davasını örnek verelim. Neden yaşandı bu kadar sıkıntı, hapislik, tepki? Neden? Herhalde hiçbir doktor yapmaması gereken yanlış bir işi durup dururken yapmaz değil mi? Yani bu kadar risk ne için göze alınır?

Tabii ki para için! Daha çok daha çok para için her türlü yanlışa tevessül ettikleri için bugün bazı doktorlar hapiste ve belki de hapse girecek daha nice doktorlar vardır.

Bu ülkede o kadar çok doktor hasta ölümüne sebep oldu ki ve o doktorları kimler kimler korudu bir bilseniz? Hangi Sağlık Bakanları bildikleri kabahatleri görmezden geldi bir bilseniz! Yaşanan ne trajik olaylar oldu ve bu olaylar asla yargıya gitmedi, gitse yargı cezasını verecekti ama gitmedi.

Doktorları anlamakta güçlük çekiyorum, neden bu kadar paragöz davranıyorlar? Her doktoru aynı kefeye koymuyorum kimse yanlış anlamasın, sözüm düzgün doktorlara değil.

Doktorlar ettikleri yemini unutmamalı…

Prof. Dr. Ferhat Erişir'i tanımayanımız yoktur. Değerli bir insan olmasının yanı sıra özellikle İstanbul'da çok tanınmış bir profesördür. Sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta Ferhat Hoca, Aktaç Atai isminde bir vatandaşın başından geçen kötü bir olayı paylaştı. Bu nedenle Hoca'nın hoşgörüsüne sığınarak bunu alıp yayımlıyorum… Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu'nun da dikkatine gelsin bu olay…

"Dün gece tansiyonumun yükseldiğini fark ederek Nalbantoğlu Acili'ne gitmek durumunda kaldım. Öncelikle şunu söylemeliyim, acil servis pırıl pırıl, başkente yakışan bir hale dönüşmüş. Oldukça kibar bir erkek hemşire tarafından tansiyonum ölçüldü ve 18'e 10 oldukça yüksek bir değer ortaya çıktı. Acil nöbetçi doktoru bir dil altı hap ve iğne yapılmasını ve eve gidip dinlenmemi söyledi. Kronik kalp rahatsızlığım olduğunu söylememe rağmen EKG ve tahlilleri istememesi üzerine nöbetçinin uzmanlığını sordum ve radyolog olduğunu öğrendim. Hemşireden rica ederek EKG'min çekilmesini sağladım. EKG üzerinde 1120 sinus taşikardi, 6230 sol atriyal genişleme ve 1014 ANORMAL ECG sonuçlarını görünce nöbetçi kardiyolog ile görüşmek için kardiyoloji servisine çıktım. Nöbetçi doktor serviste değildi, arabasından şarj cihazı almaya gittiği söylendi. Bu arada, Kıbrıs gerçeğinden hareketle, kendisine bir arkadaşım vasıtası ile ulaşıp beni görmesini rica ettirdim. 50 dakikalık bekleyişten sonra geldi. EKG'me bakmadı, ileri tetkik ve tahlil istemedi. Dil altını almadan yukarıya çıktığımı anlayınca "Hap içecen hap... Hap öldürmez ama tansiyon öldürür. Ben sana bakmak zorunda da değilim, X aradı diye konuşuyorum seninle bunu da bil" dedi. Muhtemelen tansiyonum o anda 20'ye fırladı. Gözlerimden anladığını sanıyorum ki bir anda "E aşağıdakiler da bir şey istememiş yahu. Napalım, aha eldeki imkanlarımız bu. Çıkacaksan da in aşağıda imza ver, sonra benim başım ağrımasın" deyiverdi. Şu gün şu saatte gel, detaylı kontrollerini yapalım demesini beklerken bu sözleri duyunca, olay çıkarmamak ve aracı olan arkadaşımı zor durumda bırakmamak için hastaneden ayrıldım. Sağlık Bakanımızın hastane genellerini, Sağlık ve Maliye Bakanlarımızın da doktor özlük haklarını iyileştirmek için olağanüstü gayretlerinin olduğu bu dönemde, doktorlarımızın da kendi özlerini iyileştirmelerinde fayda görüyorum. İnanın daha iyisini hak ediyoruz."

Bu olayı Aktaç bey yaşayıp kendi sitesinde paylaştıktan sonra hayli ilgi gördü paylaşımı. Aktaç beyi tanımam ama kim olursa olsun hiç kimse böyle talihsiz bir muameleyi yaşamamalı. Umarım Bakan Sucuoğlu gerekli soruşturmayı açar.

Sonuç olarak yazıyı bağlayacağım noktaya gelelim. Dostlar! Farkında mısınız? Doktorlarımız ne kadar yanlış ve kötü olaylara karışmaya başladılar ya da bu hep böyleydi ve artık gün yüzüne çıkıyor. Her şey para olmamalı.. Hipokrat mezarında ters dönmüştür çoktan.

***********

Günün Sözü

Ama sen yine de gitme. Gidersen peşinden gelmem ama kalırsan bu masalın sonunu birlikte öğreniriz.

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.