Hipokrat mezarında ters döndü!

Yayın Tarihi: 10/05/17 07:30
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+
  • Maddi durumu yerinde olmayan, gerek kendisi gerekse çocukları hasta olduğunda hastane kapısına başvurmak dışında başka seçeneği olmayan binlerce insan var bu ülkede. Bir kamu doktoru, sistemdeki yanlışlar ve devlet hastanesindeki eksiklikler yüzünden ihtiyaçlı insanlara, devletin hastanesinde bakmayı reddedemez. Bu hakkı hiçbir şekilde yoktur.
  • Devlet bugün grev yapan doktorlara maaş ve emeklilik garantisi vermiş ve bir tür güçlü teminat sağlamıştır. Kimse bana laf cambazlığı yapmasın. Dahası anayasa tarafından yasalarla belirlenmiş ikinci iş yasağını delmelerine de bugüne kadar tüm KKTC hükümetleri göz yummuştur.
  • Sağlık Bakanı Sucuoğlu bu soruna artık neşteri vurup Anayasa Mahkemesi'nin kararını uygulamak zorunda. İşte Serbest Çalışan Hekimler Birliği gerekli yardım hazır, özel hastanelerde görev yapan doktorlar hazır. Devlet devletliliğini göstersin ve hasta çocukların, kadınların mağduriyetini durdursun. Burası bir hukuk devletiyse yasaları ülkeyi yönetenler uygulamak zorunda, uygulanmayınca işte böyle kaos oluyor.

Kamu doktorlarının eylemleriyle ilgili neredeyse her gün yazı yazar hale geldik. Gündem belki bu ama bu yanlış ve sağlıksız bir gündem. Tıp-İş'in eylemi, hak arayışı ne yazık ki yanlış bir boyuta kaydı. Her zaman yazdım hiçbir zaman da yazmaktan çekinmeyeceğim. Bu ülkede devlet hastaneleri olması gereken yerde değil henüz. Çok ciddi sıkıntılar olduğunu biliyoruz. CTP döneminde başarısız sağlık bakanları yüzünden daha vahim noktaya gelen devlet hastaneleri, Sağlık Bakanı Dr. Sucuoğlu göreve geldikten sonra ciddi bir toparlanma içine girdi.

Bitti mi hastane sorunları, tabii ki hayır. Tıp-İş'in devlet hastanelerinde yaşanan sorunlara tepki koymasını ve bu yönde kamuoyu yaratmaya çalışmasını son derece doğru buluyorum. Ancak burada önemli bir hata yapılıyor. Mesai saatleri içinde hasta oldukları için, iyileşmek için devletine başvuran insanlara doktorların bakmama tercihini kullanması kesinlikle vicdani bir durum değildir.

Tıp-İş'in işte bu nedenle hak arayışı yanlış bir boyut kazanmıştır ve kamuoyunun ciddi tepkisini toplamaktadır.

Herkes özel doktora gidecek kadar zengin değil

Gelin olayın vicdani boyutunu konuşalım. Ben bir gazeteciyim, telefonu kaldırdığım anda birçok doktora ulaşıp tedavimi yaptırabilirim. Hatta para da harcamayabilirim bunun için. Para harcayacak olsam dahi, buna maddi gücüm yettiği için bu durum beni olumsuz etkilemez. Keza bir memur, iş adamı, bakan, vekil, maddi durumu iyi olan her birey hasta olması halinde özel hastanelere başvurabilir.

Ancak maddi durumu yerinde olmayan, gerek kendisi gerekse çocukları hasta olduğunda hastane kapısına başvurmak dışında başka seçeneği olmayan binlerce insan var bu ülkede.

Bir kamu doktoru, sistemdeki yanlışlar ve devlet hastanesindeki eksiklikler yüzünden ihtiyaçlı insanlara, devletin hastanesinde bakmayı reddedemez.

Bu hakkı hiçbir şekilde yoktur. Devlet bugün grev yapan doktorlara maaş ve emeklilik garantisi vermiş ve bir tür güçlü teminat sağlamıştır. Kimse bana laf cambazlığı yapmasın. Dahası anayasa tarafından yasalarla belirlenmiş ikinci iş yasağını delmelerine de bugüne kadar tüm KKTC hükümetleri göz yummuştur.

Dostlar; doktorlar bugün hem devlette hem de özel hastanelerde ya da kliniklerde birçok hastaya hizmet veriyor ve bunun karşılığını da gayet iyi bir şekilde alıyorlar.

Kamu hekimi olan bir doktor, ikinci iş yaparak yasalara karşı suç işliyor açıkça.

Maaşlar yetersiz, imkanlar kötüyse cezasını vatandaş çekmemeli

Bir kamu hekimi devletten aldığı maaştan mutlu olmayabilir. Hastane imkanları da yeterli olmayabilir ve bağlı oldukları sendika, hak arayabilir. Allah aşkına bu hak arama, tedaviye muhtaç çocuk, yetişkin, yaşlı insanların tedavi edilmemesi ile taçlandırılabilir mi?

Bir doktorun vicdanı bunu nasıl kabul eder?

Diyelim ki hükümet duyarsız ve umursamaz; peki ya doktorlar?

Bakınız bu çok önemli bir durum. Diyelim ki kamu hekimleri sıkıntılarında yüzde yüz haklı ve diyelim ki hükümet onların sesini hiçbir şekilde umursamıyor. Bakınız en kötüsünü yazıyorum ki bu tam anlamıyla böyle değil. Eğer bir doktor hasta bir çocuğu poliklinikte tedavi etmezse; yani doktoru önemsemeyen bir hükümeti kendisi de hastasını önemsemeyerek cezalandırırsa o zaman suçladığı hükümetten, siyasilerden ne farkı kalacak?

Maaşlara zam yapıldı ama yetmiyor

Bir zanaatkarın emeği biçilmez. Bir tabloyu ya da bir masayı bin liraya da satmak isteyebilir onu yapan bir milyon liraya da. Bu emeğin karşılığı yoktur. Elbette ki insanı hayata yeniden döndüren bir doktorun maaşı ne beş bin lirayla ne de 500 bin lirayla ölçülebilir ama bu hak arayışı sosyal bir kazanımdan menfi taleplerin karşılanmamasına kaymaya başladı ki bu durum artık kabak tadı verdi.

Tüm dertleri ikinci iş mi?

Bu soruya doğrudan evet cevabını verebiliriz. Bana göre evet bütün bu patırtının ardında yatan konu ikinci iş yasağı. Bakan Sucuoğlu göreve geldiği günden beri adeta hükümetle kavga edip doktorların maaşına iki bin lira zam yaptı. Akmayan sıcak sular aktı, yeni klimalar takıldı, kötü olan birçok koşul iyileştirildi ama bu doktorlara yetmedi.

Gelin görün ki bu devletin her bir doktora verecek 30 bin lirası yok.

Bizim memlekette her yanlış hasıraltı edildi bugüne kadar. Doktor hatası yüzünden ölen onlarca vatandaşın soruşturması tamamlanmadı, birçok sağlık bakanı bazı doktorların kabahatlerini görmezden geldi. Yaşandı bunlar, kimse yaşanmadı demesin. Hastanede olması gerekirken işini bırakıp özel hastanede ameliyata giden doktorlara tanık olduk.

Tıp-İş eylem ve grev yaparken kliniğinde bu greve katılmayıp hasta bakan doktorlar olduğunu anlattı bana Remzi Gardiyanoğlu.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım; doktorların hepsi değil ama bazıları neden bu yanlışlara yöneldi?

Hapiste olan, ceza alan doktorlara şahit olduk. Neden?

Para için beyler, para için.

Tanrı aşkına doktorun imajını sarsacak, masumiyetini yitirecek davranışlardan artık doktorlar vazgeçsin. Bunu tüm doktorlar için söylemiyorum. Kendini mesleğine adamış ve paranın önüne insanı koymuş, parayı geri plana itmiş doktorlara hiçbir sözüm yok. Yarası olan gocunsun bu noktada.

Yasalara herkes uyacak!

Yasalarımıza göre ikinci iş yasak. Tüm kamu görevlileri için geçerli bu yasak. Şu anki patırtı kamu hekimleri için kopuyor. Mahkeme emri ortada, bu mahkeme emrine doktorlar da uyacak Sağlık Bakanlığı da bu emri uygulayacak. Bunu yapmadığı sürece bakanlık da yasalara karşı gelmiş oluyor.

Bakan Sucuoğlu artık ağırlığını koymalı

Serbest çalışan Hekimler Birliği Başkanı Remzi Gardiyanoğlu'nu ve birliğini kutlamak istiyorum. Çok önemli bir hak mücadelesi sergiliyorlar. Bir doktora en güzel yakışan söylemleri var: "Hastalara bakmaya hazırız…" Bakınız ne kadar önemli bir söylem. Onlar için tüm sorun ve sıkıntılardan önce insan var. Hangi ülkenin sağlık sistemi ya da hastaneleri tam anlamıyla mükemmel?

Ama sorunlar var diye hasta çocuklara bakmayı da reddetmek ne demek?!

Yanlış burada yapılıyor.

Sağlık Bakanı Sucuoğlu bu soruna artık neşteri vurup Anayasa Mahkemesi'nin kararını uygulamak zorunda. İşte Serbest Çalışan Hekimler Birliği gerekli yardıma hazır, özel hastanelerde görev yapan doktorlar hazır. Devlet devletliğini göstersin ve hasta çocukların, kadınların mağduriyetini durdursun.

Burası bir hukuk devletiyse yasaları ülkeyi yönetenler uygulamak zorunda, uygulanmayınca işte böyle kaos oluyor.

Gözünü sevdiğim yargı; iyi ki sağlam temeller üstünde duruyor. İyi ki sağlam bir başkanı ve değerli yargıçları var.

***********

Günün Sözü

Önce menfaatler sonra fikirler çatışır.

Viking Atasözü

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.