Özgür: "Recep Akdağ mesajı alsın"

Yayın Tarihi: 13/09/17 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Özgür: "Recep Akdağ'ın Kıbrıs İşlerinden Sorumlu olması bir şeyi değiştirmeyecek, Türkiye bu noktada ne yapabilir ki, sonuçta hükümet bu protokolü uygulamak istemiyor. Sendikalardan çekiniyorlar. Recep Akdağ mesajı alsın. Vergi Affı demek alternatif para yaratmaya yönelik atılan adımlar demektir."
  • Özgür, CTP'nin son hükümet döneminde yaşananlardan iyi bir ders aldığını düşündüğünü ifade ederek "CTP protokol imzalamayan parti olmamalı" diyerek de geçmiş yönetime bir mesaj göndermiş oldu diye düşünüyorum.
  • Örneğin CTP Genel Başkanı Erhürman'ın AKEL Genel Sekreteri ile görüşmesi manidarken ve bu fotoğraf alıştığımız bir fotoğrafken Erhürman'ı Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım ile aynı karenin içinde göremiyoruz ya da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı karenin içinde göremiyoruz.
  • Örneğin Ana Muhalefet Başkanı olarak Tufan Erhürman, "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin" önemli bir partisi olan AKEL Genel Sekreteri ile görüşürken ülkeyi yönetmeye aday potansiyel bir Başbakan adayı olarak birlikte çalışacağı Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ziyaret etmiyor.

Maliye eski Bakanı Birikim Özgür ile Kıbrıs Genç TV'de buluşup güzel bir canlı yayın yaptık. Aslında Birikim Özgür bana hep işte CTP'nin modern yüzü hissiyatını vermiştir. Bir yanda geleneklerine sıkı sıkıya bağlı kalırken diğer taraftan da Türkiye ile ilişkileri dengede tutmaya çaba sarf eden ve kendi ülkesi için maksimum menfaatini düşünen ve talep eden bir vizyonu var. Tabii bu vizyonu Maliye Bakanı olduğu dönemlerde belli çevrelerce kabul görmemiş olsa dahi bana göre CTP'nin Ankara ile ilişkilerini sağlıklı bir zemine çekme konusunda çabaları hayli işe yaramıştır ama yetmemiştir.

Neyse biz yaptığımız söyleşiye dönelim.

Özgür Maliye Bakanlığı da yaptığı için gündeme ilişkin ilk önemli açılışı Başbakan Hüseyin Özgürgün'ün Vergi Affı'yla ilgili yaptı. Birikim'e göre hükümetin Vergi Affı'nı yapacak olması Mali Protokolü uygulamayacağının en bariz göstergesi.

Özgür: "Recep Akdağ mesajı alsın"

"Vergi affı sisteme ciddi zarar verecek. Bu hükümetin Mali Protokol'ü uygulamaya niyetinin olmadığı bundan da net anlaşılıyor. Belli ki bu afla 50-100 milyon bir para toplayıp on üçüncü maaşları ödemeyi planlıyorlar. Tanrı aşkına altına imza koyduğunuz bir protokol var ve siz bu protokolün gerekliliklerini yerine getirmiyorsunuz. Recep Akdağ'ın Kıbrıs işlerinden sorumlu olması bir şeyi değiştirmeyecek, Türkiye bu noktada ne yapabilir ki, sonuçta hükümet bu protokolü uygulamak istemiyor. Sendikalardan çekiniyorlar. Recep Akdağ mesajı alsın. Vergi affı demek alternatif para yaratmaya yönelik atılan adımlar demektir. Düşünsenize protokol uygulansa 540 milyon lirayı kullanımına alabilecekken ısrarla protokolü uygulamak istemiyorlar. 540 milyon ciddi bir para, bütçenin onda biri. Türkiye ile resmen dalga geçiyorlar."

Özgür: "Türkiye, CTP dönemini arıyordur bence"

Birikim Özgür'e kendi maliye bakanlığı dönemini ve Türkiye ile ilgili yaşanan sıkıntıları hatırlattım.

" Doğrudur birtakım sıkıntılar yaşanmıştır ama biz ciddi bir disiplinle iş yapıyorduk, ilişkilerimizi iyi tutmaya özen göstermenin de ötesinde samimiydik. Hiçbir zaman Türkiye'yi kandırmadık. Şu anki hükümet böyle değil. CTP döneminde birtakım tutukluluklar vardı ama Türkiye CTP'yi arıyor bence".

Özgür: "CTP protokol imzalamayan parti olmamalı"

Özgür, CTP'nin son hükümet döneminde yaşananlardan iyi bir ders aldığını düşündüğünü ifade ederek "CTP protokol imzalamayan parti olmamalı" diyerek de geçmiş yönetime bir mesaj göndermiş oldu diye düşünüyorum.

Tabii Özgür, CTP'nin hızla güçlendiğini, sorunlarını geride bıraktığını ve toplumun Tufan Erhürman'ı artık bu ülkenin başbakanı olarak görmek istediğini de sözlerine eklemeyi ihmal etmedi.

CTP, Türkiye hükümetlerine karşı duruş meraklısı olmamalı

Hemen belirteyim bu benim yorumum. Sevgili Birikim Özgür'ün değil. Birikim'le uzun ve faydalı bir sohbet yaptık, ben önemli gördüğüm detayları aktardım burada. Ne yazık ki bugüne kadar CTP yönetimleri bugüne kadar hep Türkiye hükümetleri ile uyuşmama ya da her söyleneni yapmama sloganıyla politika yaptı ve ülkede Türkiye antipatisi olanların oyuna oynadı. Kimse kusura bakmasın ama gerçek böyle.

Halbuki dönemin genel başkanı Mehmet Ali Talat'ın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir dönem çok iyi ilişkileri vardı. Öyle tahmin ediyorum ki bu ilişkiler bozulunca CTP'nin hükümetten gitmesi de kaçınılmaz oldu.

Kelime anlamıyla Ankara ile kafa tutan bir CTP hükümetinin yarattığı kaotik ortam ülkede işlerin yapılmasını, Mali Protokol'ün imzalanma noktasında ciddi direnç gösterilmesi hep bunlar CTP'yi hükümetten uzaklaştırdı. Yani CTP'yi hükümetten götüren aslında o dönemki CTP yönetimidir dersek yanlış söylemiş olmayız sanırım.

Tabii bu ortamda Başbakan olmak için ellerini ovuşturan Hüseyin Özgürgün için büyük bir fırsat olmuştu.

Yani açık konuşacak olursak özellikle Birikim Özgür'ün Maliye Bakanı olduğu dönemde bilhassa su projesi konusunda ve Mali Protokol'ün imzalanmaması konusunda tam bir kaos ortamı hakimdi.

Kimse bunun aksini iddia edemez. Genel başkanın ayrı Başbakan'ın ayrı olması aralarda yaşanan koordinasyonsuzluklar. Bakanlar Kurulu'nda alınan kararların parti tarafından iptal edilmesi, UBP'nin hükümet idaresini adeta CTP Parti Meclisi'nin inisiyatifine terk etmesi ancak kaosla tanımlanabilir.

CTP, Ankara ile barışmalı

Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre Ankara hükümetinin çalışabilirlik açısından CTP'ye karşı bir güven sorunu var. Bu durum da son derece normal diye düşünüyorum. Düşünsenize şu an protokolü imzalayıp da uygulamayan UBP hükümetini eleştiriyoruz ama unutulmaması gereken bir konu var ki o da CTP'nin bu protokolü imzalamama konusunda direttiğiydi. Yani CTP hükümetteyken protokolü imzalamıyordu, UBP de imzalayıp uygulamıyor. Her iki durum da son derece yanlış ve sağlıksız.

Zaten Birikim Özgür de konuşmalarında "CTP protokol imzalamayan parti olmamalı" diyerek önemli bir tespit yapmış oldu.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman halkın arasına inmeyi başardı ve şu an vatandaşla artık yakın temas halinde. Bu son derece önemli. Halk kendi yanında olan ve ona dokunan siyasetçiler görmek ister. Tufan hoca şu an bunu asgari şekilde yerine getiriyor. Bundan sonrası inandırıcı bir vizyonu ortaya koyabilmek.

Örneğin CTP Genel Başkanı Erhürman'ın AKEL Genel Sekreteri ile görüşmesi manidarken ve bu fotoğraf alıştığımız bir fotoğrafken Erhürman'ı Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım ile aynı karenin içinde göremiyoruz ya da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı karenin içinde göremiyoruz.

Örneğin Ana Muhalefet Başkanı olarak Tufan Erhürman, "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin" önemli bir partisi olan AKEL Genel Sekreteri ile görüşürken ülkeyi yönetmeye aday potansiyel bir Başbakan adayı olarak birlikte çalışacağı Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ziyaret etmiyor.

Bence Tufan hoca bunu bir değerlendirsin.

Anlıyor musunuz verdiğim örneği ve ardında yatan derinliği?

CTP'de bazı şeyler artık söylemden öteye gidip gerçekçi olmalı diye düşünüyorum.

*******************

Günün Sözü

Bilirsin günahları yazan melek soldadır. Hatta bundandır kalbin solda olması. Çünkü belki de aşk, yaşanılan en büyük günahtır.

Aziz Nesin

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.