Çözüm artık Nikos'la mümkün değil

Yayın Tarihi: 25/09/17 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Çözümü gerçekten isteyen ve sınırlarını sonuna kadar zorlayan, dünyanın hiç gündeminde yokken bir anda tüm Avrupa'nın, Amerika'nın ve Rusya'nın dikkatlerini Mont Pelerin'e toplamayı başaran bir liderdir Akıncı. İstemeye istemeye yeni BM Genel Sekreteri Guterres'i toplantıya getirten bir liderdir. Guterres'in pek istekli olduğu da söylenemez. Hani sürecin toplamına baktığınızda Akıncı çözüm için daha ne yapsın demeyen her Allah'ın kulu insafsızlık yapmış olur.

O nedenle Anastasiadis hep görüşmeye hazırdır ve hazır olmaya devam da edecek. Seçimi var, çok geniş bir cephe var karşısında. Aslında Akıncı, yıl sonuna kadar masaya dönerek Anastasiadis'i bir çözüm meleği haline bile getirebilir, bu belki boş bir çaba olur ama en azından çözüme dinamit koyan Nikos'a seçim kaybettirir. Çünkü çözüm artık Nikos'la mümkün değil.

Kıbrıs konusu gündem olmaya çalışıyor ama bir türlü olamıyor. Başta Rum lider Anastasiadis olmak üzere herkes Cumhurbaşkanı Akıncı'yı masaya çağırmakla meşgul şu sıralar. Hele hele Nikos'un aramadığı kalmadı "Ben görüşmeye hazırım" diyerekten. Cumhurbaşkanı Akıncı'nın yaşadıklarını hızlı unutur olduk ki Kıbrıs'ın kuzeyinde de Akıncı'ya "hade dön masaya" diyenlerin sayısı hızla artıyor.

Akıncı, New York'taki BM Genel Kurulu'nda bir kez daha noktayı koydu ve Rumların gerçek niyetini herkese hatırlattı.

Çözümü gerçekten isteyen ve sınırlarını sonuna kadar zorlayan, dünyanın hiç gündeminde yokken bir anda tüm Avrupa'nın, Amerika'nın ve Rusya'nın dikkatlerini Mont Peleri'ne toplamayı başaran bir liderdir Akıncı. İstemeye istemeye yeni BM Genel Sekreteri Guterres'i toplantıya getirten bir liderdir.

Hani sürecin toplamına baktığınızda Akıncı çözüm için daha ne yapsın demeyen her Allah'ın kulu insafsızlık yapmış olur.

Cumhurbaşkanı Akıncı'yı tanımasam naza çeken damat diyeceğim, zaten masadan kalkmaya bahane arardı ve o nedenle masadan kalktı diyeceğim. Ya da sosyal demokrattı da şahin oldu diyeceğim; Ankara Rüzgarı şarkısını da hatırlayarak.

Fakat bunların hiçbiri Cumhurbaşkanı için geçerli değil.

Peki ne olacak sorusuna da bir cevap yazalım… Görüşmeler yeniden başlayacak ve zorlamayla devam edecek, Rum tarafındaki seçimler nedeniyle doğal bir ara verilecek ve yeni başkanla ki bu Anastasiadis olmayacak bu sefer devam edecek. Yıllardır bu filmi izliyoruz…

Üzgünüm ama durum bu. Ne Türkiye'ye ilhak gerçekleşir ki asla istemeyiz böyle bir durumu ne KKTC'nin tanıtımı için bir yeni vizyon konulur ortaya ki bunu da isteyen yok zaten, ne Türkiye ne hükümet ne Akıncı böyle bir şeyi ister, istesek de zaten olmaz, olamaz. Bu süreç böyle devam eder gider.

Ancak Rumlar günün birinde biz ne Türkleri isteriz ne de çözüm isteriz hade barra dediği gün o zaman KKTC'ye bir Tayvan modeli uygulaması gelebilir.

Ben bunun dışında bir gelişme beklemiyorum.

Kıbrıs hep bölünmüş mü kalacak peki? Evet kalabilir. Bunun dünyanın pek çok ülkesinde örneği de var.

En basiti İrlanda, Kore, Tayvan, Kırım ve daha nicesi. Ama konseptleri farklı diyebilir birileri. Ne fark eder, siz bölünmüş mü değil mi ona bakın. Bir yarısı AB'de olan diğer yarısı dışarıda kalan, bir yarısı Amerika tarafından diğer yarısı Çin ya da Rusya tarafından desteklenen ülkeler var. Kıbrıs'ın da kaderi böyle kalabilir, olabilir.

Keşke böyle olmasa… Olmasa ama oluyor işte.

Şu bizim hükümetin de keşke bir Kıbrıs politikası olsa diyorum. Ne KKTC'yi tanıtma politikaları var ne de çözüm politikaları var. Çözüm istemeyiz diye çok bağırdıklarında Ankara'dan "şişşt susun bakayım" dendiğinde susuyorlar. Ara sıra yine mızırlık yapıyorlar.

Ne kadar yazık.

Rumlar ne yapmak istiyor?

Bakınız bu soru son derece önemli. Rumlar gerçekten çözüm istiyor mu? Yani müzakere edelim daha da edelim, hep bir temas içinde olalım, böyle geçsin günler gitsin. İstenen bu mu?

Şimdi Anastasiadis aptal bir adam değil, akıllı bir avukat, kendisine sunulan şartların asgari şartlar olduğunu bilmiyor mu? Biliyor.

Türkiye diyor ki 15 yıl bu işi yürütün her şey tamamsa ben askerimi çekerim ve sembolik bir asker bırakırım. Nikos neden bunu kabul etmiyor? Bakınız bu soru çok önemli. İşte tüm mesele bu sorunun ardında yatıyor. Neden 15 yıl daha Türk askeri adada olmasın?

Düşünün bir; Nikos imza atsa 15 yıl sonra o çok korktuğu Türk askerinden kurtulacak, akıllı durup Türkleri 1963'te olduğu gibi öldürmeye başlamazsa da Türkiye asla ve asla müdahale etmeyecek ve sorun yaşanmayacak, dahası yalnızca adadın %70'inin değil hepsinin başkanı da olmuş olacak sırası geldiğinde ve çoğu zaman.

Ama gelin görün ki Rumlar tüm bunlara "Ohi" dedi. Peki neden?

Çünkü dostlar; Rumlar, Kıbrıslı Türkleri eşit değil azınlık görüyor. Cumhurbaşkanı Akıncı'nın yüzüne beraber "Dönüşümlü başkanlığı cebinde bil" demesinden nasıl da caydı.

Rumlar; Kıbrıslı Türkleri azınlık gördüğü için; Türkler tarafından da yönetilmek istemiyorlar.

Türkiye büyük ve güçlü bir devlet olduğu için adanın garantörü ve müdahale hakkı olmasını da istemiyorlar.

Bir insanı sevmiyorsanız ölmesini beklemek yerine öldürürsünüz ve kurtulursunuz. Eğer bunu yapan da o devletin kendisiyse bu öldürme meşru da olmuş olur. Aynen 1963'te olduğu gibi…

Bu nedenle ben Rumların çözüm yapacağına değil yapacakmış gibi davranacağına inanıyorum.

O nedenle Anastasiadis hep görüşmeye hazırdır ve hazır olmaya devam da edecek. Seçimi var, çok geniş bir cephe var karşısında.

Aslında Akıncı, yıl sonuna kadar masaya dönerek Anastasiadis'i bir çözüm meleği haline bile getirebilir, bu belki boş bir çaba olur ama en azından çözüme dinamit koyan Nikos'a seçim kaybettirir. Çünkü çözüm artık Nikos'la mümkün değil.

****************

Günün Sözü

Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum…

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.