İnsanlar ölürken erken seçim zırvalığı

Yayın Tarihi: 24/10/17 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
  • Memleketteki erken seçim zırvalığı sürerken ülke genelinde yaşanan trafik trajedisi bas bas bağırıyor halbuki. Meclis'te erken seçimin telaşı. Aslında kimse erken seçime gitmek istemiyor ama bir kere artık ağızlar açıldı, konuşmalar yapıldı ve seçim için tüm partiler gemilerine bindiler. Herkes limandan ayrılmak için gün saat bekliyor. Onlar için gün gibi açık bir gerçek var; en az yarısı seçim kaybedecek. Birçok vekil için tatlı bir hava olan milletvekilliği son bulacak. Cebini dolduran da varsa o da yanlarına kar kalacak.

  • Alkol ve sakinleştirici alan bir bayan vatandaş kırmızı ışıkta süratli bir şekilde geçiyor ve araçla orta refüjde bekleyen üç kişiye çarpıyor. Kıbrıs Postası görüntüleri dün yayınladı. Ne kadar doğru oldu bilemem bunu yayımlamamız. Belki sürat yapan bizlere ibret olur. Sürat yaptığı için sürücü aracı kontrol edemiyor ve orta refüje çarpıyor. Kim bilir o aracı kaç kez öyle sürmüştür; Facebook'ta paylaşımlar da gırla; biz gazetecilere saldırıyor bazı vatandaşlar. Ses verin, kazayı yapan kızı parçalayın, asın kesin demeye getiriyorlar. Peki ne fayda? Zaten kazayı yapan kızcağız kaç yıl ceza yerse yesin psikolojisi bir daha kolay kolay düzelmeyecek.

  • Dedik ya her şey aileden bitiyor. Alkol ve sakinleştirici alan bu kızın ailesi nerede, bu kızcağız nasıl bu hale gelmiş, üstelik de çok genç, eminim onlar da perişan.

Günlerdir yazdığım köşe yazıları liste başı yapıyor. Seçimi yazıyoruz seçimi. Büyük olay hem de çok büyük olay. Zira elli vekilin milletvekili olabilme derdi bizi tuttu. Bizi diyorum ki çünkü bu yazıları biz gazeteciler yazıyor siz vatandaşlar ise okuma rekoru kırıyorsunuz. Memleketteki erken seçim zırvalığı sürerken ülke genelinde yaşanan trafik trajedisi bas bas bağırıyor halbuki. Akşam saatleri. Yazımı yazmak için bilgisayarımın başındayım. Eve gelirken aklımda binbir soru. Bugün ne yazmalıyım? Meclis'te erken seçimin telaşı. Aslında kimse erken seçime gitmek istemiyor ama bir kere artık ağızlar açıldı, konuşmalar yapıldı ve seçim için tüm partiler gemilerine bindiler. Herkes limandan ayrılmak için gün saat bekliyor. Onlar için gün gibi açık bir gerçek var; en az yarısı seçim kaybedecek. Birçok vekil için tatlı bir hava olan milletvekilliği son bulacak. Cebini dolduran da varsa o da yanlarına kar kalacak.

Ama gelin görün ki yaklaşık bir haftadır yaşanan trajik kazalar, ölümler, yaralılar var. Psikolojisi bozulan ve uzun süre düzelmeyecek insanların sayısı meclisteki vekillerin sayısını çoktan bulmuştur.

Varsın polisler Girne Kapısı'nda telefonda konuşanları yaza dursun; ülkenin dört bir yanında kazalar olmaya devam ediyor. Acaba diyebilir miyiz ki Polis Trafik Müdürlüğü kazaları önlemekte yetersiz; elbette ki tam olarak hayır. Zira hiçbir polis aracıyla sürat yapan bir insanın ayağının altına girip de ayağını benzin pedalından çekemez.

SÜRAT ÖLÜM GETİRİYOR

Şu kelimeyi ne kadar çok duyuyoruz. Aracın kontrolünü kaybetmesi sonucu! Evet bu kelime. Bir insan neden kaybeder aracın kontrolünü peki? En temel nedeni sürat.

Peki bir sürücü neden sürat yapar? Hadi cevaplayın!

Acaba dersiniz havalı bir müzik dinlediği için mi? Kim bilir belki de kendini F1 pilotu sanıyorlardır. Peki başka? Sinirli olduğu için belki de; belki de yarış yaptığı için. Ama ne için sürat yapıyorsa yapsın; sonunda ölüm onu bekliyor.

Pazar günü Girne'den dönüyorum. Ciklos mevkiine yaklaşmak üzereyim; malum Girne yokuşunu tırmanırken arabamın motorunu doldurmakla meşgulüm, yokuş çıkıyoruz ya 80-90 derken hanım seslendi, yavaşla bir şey oldu. Bir de bakıyorum ki Ciklos mevkiinde inanılmaz bir kalabalık. Vatandaşın biri kontrolünü kaybedip uçuruma yuvarlanmış. Sonra öğreniyorum ki hafif yaralarla kurtulmuşlar. Allah ömür versin ve ıslah etsin. Bir araç nasıl virajdan uçup uçuruma yuvarlanır?

Duracaktım ki vazgeçtim, yola devam ederken ambulans çekilin yoldan derecesini karşıdan gelmekteydi. Lefkoşa'ya vardığımda ikinci ambulans yola çıkmıştı.

Bakın tüm bu anlattıklarım 10 dakika içinde oldu ve tüm bunlar olurken Lefkoşa-Boğaz istikametine son sürat gitmekte olan bir motorlu gördüm. Büyük bir gürültüyle geçti ve gitti. Dedim ki kendi kendime, şimdi kaza yapsa ve ölse üzülmeli miyim? Tereddüt etmeden hayır cevabını verdim.

O ölmeyi tercih ettiyse bu onun hakkı çünkü. O motorla 240 km sürat yapmak onu mutlu ediyorsa ölümü beni üzmeyecek.

Üzgünüm ama bu böyle.

Çok klasik belki ama bir insanı ancak çocukken eğitebilirsiniz, büyüdükten sonra ancak başına bir felaket gelirse kendine geliyor, başka türlü değil.

YENİŞEHİR IŞIKLARINDAKİ KAZA

Son derece trajik. Alkol ve sakinleştirici alan bir bayan vatandaş kırmızı ışıkta süratli bir şekilde geçiyor ve araçla orta refüjde bekleyen üç kişiye çarpıyor. Kıbrıs Postası görüntüleri dün yayınladı. Ne kadar doğru oldu bilemem bunu yayımlamamız. Belki sürat yapan bizlere ibret olur. Sürat yaptığı için aracı kontrol edemiyor ve orta refüje çarpıyor. Kim bilir o aracı kaç kez öyle sürmüştür; Facebook'ta paylaşımlar da gırla; biz gazetecilere saldırıyor bazı vatandaşlar. Ses verin, kazayı yapan kızı parçalayın, asın kesin demeye getiriyorlar. Peki ne fayda? Zaten kazayı yapan kızcağız kaç yıl ceza yerse yesin psikolojisi bir daha kolay kolay düzelmeyecek.

Dedik ya her şey aileden bitiyor. Alkol ve sakinleştirici alan bu kızın ailesi nerede, bu kızcağız nasıl bu hale gelmiş, üstelik de çok genç, eminim onlar da perişan.

Ben hep yazıyorum zaten, aileler çocuklarına göz kulak olacak, yok bunun başka çaresi. Akşamın ilk saatlerinde kimse keyfinden alkol ve sakinleştirici alıp yollarda sürat yapmaz ama bunun bir önemi yok toplum indinde. Basın ve vatandaş sert bir şekilde yargılayacak; peki sonra ölen öldüğüyle kazayı yapan da karanlık yarınlarla yoluna devam edecek.

ELDE VAR HÜZÜN!

Tabii bir de başka bir gerçek var; yolları polis doldursanız da vatandaşın sürat yapma şevkini kıramıyorsunuz.

Eceli gelen gider diyeceğim, vakti geldi vesile oldu öldü diyeceğim, onunda ömrü o kadarmış diyeceğim ama dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde neredeyse ölümlü kazalar olmuyor.

Yoksa Tanrı işini gücünü bıraktı bizimle mi uğraşıyor?

Ne dersiniz hangisi?

Aklınızı başınıza toplayın beyler. Aklınızla araba sürün, aklınızla!

************

Günün Sözü

Gülmek için mutlu olmayı beklemeyin belki de gülmeden ölürsünüz.

Victor Hugo

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.