Ölünce çirkinleşiyor mu insan?

Yayın Tarihi: 22/12/17 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

• Mesela benim aklımdan ezan sesi hiç çıkmaz. Sık sık puro içtiğim için Bengü Şonya da aklımdan çıkmaz. En ilginç olanı da kaybettiğimiz insanların ses tonlarının aklımızdan çıkmayışıdır. Ne kadar ilginç bir durumdur bu düşünsenize ve bir bakın etrafınıza ne kadar çok insan ölüyor. Şonya ile ortak dostlarımız beni gördüklerinde "Bilin be dost Şonya'yı hatırlarım seni gördüğümde" diye söze başlarlar. Yüzlerinde masum bir gülümseme ile "İşte Şonya'nın insanlarda bıraktığı etki" diye söylenirim. Bir insanın geride bırakacağı güzel miraslardan biri. Acaba ruhlar öldükten sonra geride bıraktıklarını görür mü? Ya da Şonya onun için bu yazdıklarımı okur mu sizce?

Seçimlerin tamamlanmasına kısa bir süre kaldı ve inanılmaz yoğun bir döngünün içindeyim. Bazı şeyler insanın aklından hiç çıkmaz. Mesela benim aklımdan ezan sesi hiç çıkmaz. Sık sık puro içtiğim için Bengü Şonya da aklımdan çıkmaz. En ilginç olanı da kaybettiğimiz insanların ses tonlarının aklımızdan çıkmayışıdır. Ne kadar ilginç bir durumdur bu, düşünsenize ve bir bakın etrafınıza ne kadar çok insan ölüyor. Şonya ile ortak dostlarımız beni gördüklerinde "Bilin be dost Şonya'yı hatırlarım seni gördüğümde" diye söze başlarlar. Yüzlerinde masum bir gülümsemeyle. İşte Şonya'nın insanlarda bıraktığı etki diye söylenirim. Bir insanın geride bırakacağı güzel miraslardan biri. Acaba ruhlar öldükten sonra geride bıraktıklarını görür mü? Ya da Şonya onun için bu yazdıklarımı okur mu sizce?

Kendimi yine kötü hissediyorum. Parmaklarım, klavyedeki harfleri bulamayacak kadar çaresiz. İşte geldi çattı. Şonya'nın vefatının yıl dönümü. Bugün canlı yayınım olduğu için mezarı başında onu anmaya gidemeyeceğim. Ailesi de Şonya da beni affetsin. Okuyucunun da affına sığınarak geçtiğimiz yılki yazımı yayınlıyorum. Bugün hiçbirşey yazmak içimden gelmiyor. Sevdiklerinizin saçlarını koklayın ve sarılın. Asıl zenginlik hala ölmemek ve yalnız olmamak.

Kadim dostum Bengü Şonya'nın ölümünün üçüncü yıl dönümü bugün. Bir yıl önce pazarı pazartesiye bağlayan gece son dakikalarını yaşadığı telefonunu almış, evde yalnız olmadığım için serde erkeklik olduğundan ağlamamak için direnmiştim kendi kendime. Telefondaki ortak dostumuz ağlıyordu. Yapacak hiçbirşey kalmamıştı artık. Şonya tüm dostlarını iyiyim diyerek kandırmıştı. Hepimiz onun bir süre sonra iyileşeceğini düşünüyorduk. Son zamanlarında oldukça yakındık,bana dahi söylememişti. Tam bir yıl önce hafta sonuna denk getirip bazı dost ziyaretleri için İstanbul'a gitmiştim. Cuma gününü cumartesiye bağlayan gece rüyamda Bengü Şonya'yı gördüm. Saçları simsiyahtı beyaz duvarlarında kısmen ahşap döşemesi olan bir odanın içindeydi. Üzerinde lacivert bir yelek vardı. Yan profilden onu görünce Şonya olduğunu anladım. Yüzü bembeyaz ve oldukça sert bir ifadeye sahipti. Kendi kendime "Sanırım onunla yeteri kadar ilgilenmediğim için bana darıldı" diye düşündüm ve uyandım bu rüyadan.İki gece sonra Şonya hayatını kaybetti. Aynı hafta telefonda konuşmuştuk yanılmıyorsam. "Nasıl gidiyor siyasi durumlar siz daha iyi bileceksiniz tabii" diye yorumda bulunmuştu. Her konuda söylem gerçekleştirmekten çekinmeyen dostum, biraz da nefes nefese kalarak. Telefonun ardından küçük kız torunu ona sesleniyor, haylazlık yapıyordu. "Bir dakika Gökhan" deyip, torunuyla ilgilendikten sonra "kusura bakma" diyerek geri dönmüştü telefona. Kısa bir konuşma sonrasında telefonu kapattık.

Ne söylenir ne yazılır ki böyle günlerde. Benim gibi bir laf cambazı neden susar ve konuşamaz. Dostlar arasında konu Şonya'dan açıldı mı hepimiz duygulanırız,ne zaman resmini görsem kendimi tutamam, toparlayamam , gözlerim birden dolar ve ağlamamak için dişlerimi sıkarım. Hani Attila İlhan der ya dokunsalar ağlayacaktım, işte o hesap dostlarım.

Şonya ülkesine inanmış ve daha bu ülke için yapacak çok şeyi olan bir insandı. Uzun zamandır kanser illetiyle uğraştığını ve her defasında kanseri yendiğini anlatırdı bana.

Açıkçası içim çok acıyor, ne yazsam nasıl yazsam ne söylesem hiç bilemiyorum. Dostluğumuzu bilenler zaten biliyor. Şu Küba purolu fotoğrafların asıl mimarı Şonya'dır, puro içenler bilir purocular purolaranı hediye etmez, çok Siglo 6'sını içmişimdir. Demek ki beni o kadar çok sevmişti, taa en başından.

Hep birlikteydik, hep beraberdik. Şonya çok değerli çok kıymetli biriydi, bu ülkeye çok lazımdı. Zaman zaman geceleri yürüyüş yapar, uzun uzun Demokrat Parti'yi konuşurduk. İçi çok acırdı parti için, Serdar Denktaş'a çok kızardı, çok söylenirdi, yanlışlarını anlatırdı. İnanılmaz bir inancı vardı partiye karşı., İnanılmaz bir sevgisi vardı.

Bengü Şonya'yla geceleri Yenişehir'deki evinden yola çıkardık yaya bir şekilde konuşa konuşa ya Cafe Delicious'a giderdik puro içmeye ya da Zihni Türksel'e giderdik Arapahmete. Uzun uzun yürürdük. Yolda yürürken de ikimiz taklitler yapardık, tiplemeleri canlandırırdık. Gülme krizi geçirdiğimiz çok olmuştur. Gece karanlığında bizi biri görse biri bir partinin genel sekteri, biri gazeteci nedir bu adamların yaptığı diyecekti muhtemelen. Resimlerde pek güleç yüzlü çıkan bir adam değildi aslında ama Şonya kadar iyi fıkra anlatabilen birini daha görmedim.

Nerdesin be bay, noldu be çocuk diye seslenirdi genelde bana. Çok iyi bir dostluğumuz vardı vesselam. Şimdi onunla gittiğimiz pek az yere gidebiliyorum, açıkçası bana ağır geliyor. Hatta bazen Zihni Türksel'de oturduğumuzda ansızın kapıdan içeri girecekmiş "Yes baylar" diyecekmiş gibi geliyor hala; genelde ben geç kaldığım için arayıp "Ben kaçıyorum ha" diyecekmiş gibi geliyor bazen.

Ölüm hele hele genç yaşta yakışmıyor insana. Makamın âlâ olsun dostum makamın âlâ olsun. Bir gün ahirette buluşmak dileğiyle…hepimiz seni çok özlüyoruz…

Biz bu gece yine Zihni'de olacağız bayım, bir jest yap çık gel. Söz puron benden buzsuz black da benden. Sen mi gelirsin yoksa ben mi alayım seni…
**************
GÜNÜN SÖZÜ
Üstü Kalsın
Ölüyorum Tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum Tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın...
Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları