Tepki "In" şiddet "Out" beyler... Olmadı

Yayın Tarihi: 23/01/18 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

• Afrika gazetesinin Türkiye'nin Afrin operasyonunu işgal olarak değerlendirmesi son derece maksatlı ve provokatörce bir tavırdır. Kesinlikle ideolojik değildir. Keza Afrika Gazetesinin bir süreden beridir Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan haberleri de var. Karikatür bunun en bariz örneğidir. Afrika gazetesi % 100 yanlış bir manşet atmıştır ama bu manşete verilen tepki % 100 yanlış olmuştur. Bu tür olaylar karşısında duygusal değil mantıklı hareket edilmesi gerekilir. Aksi takdirde şiddet boyutu kontrol dışı kalır ve hiç beklemediğiniz anda infiale ve öfke seline dönüşür.

• Bakınız net olarak söylüyorum. Polis teşkilatı tek kelimeyle sınıfta kaldı. Bir kez daha gördük ki isteyen Meclisin kapısından girip dama çıkabilir. Meclis kutsal ve önemli bir yer. Eğer bir olay karşısında bir eylem yapılacaksa bunun edebi adabı vardır, polis kontrolünde yapılır. Polis son derece zafiyet gösterdi. Ankara'da TBMM'nin damına biri çıkabilir mi? Ya da başka bir ülke de? Dahası; Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya yapılan saldırılar. Polis bu konuda da gerekli tedbiri alamadı. Cumhurbaşkanını korumaları ve gazeteciler korumak durumunda kaldı.

• Özellikle dün yaşananların ardından öyle görülüyor ki CTP-HP-TDP-DP koalisyonu bir şekilde kurulacak. Cumhurbaşkanı Akıncı, kesinlikle bu işi uzatmadan kurabilecek parti başkanına hükümeti kurma görevini vermesi gerekiyor. Bu ülkenin ivedi olarak bir hükümete ihtiyacı var. Kantarın topuzu kaçtı kaçıyor zira.


Son derece rezil bir günü geride bıraktık. Son birkaç gündür yaşananları düşündüğümüzde adeta bilinçli bir şekilde kaos ve kriz ortamının yaratıldığını düşünüyorum. Türkiye'nin Afrin operasyonunu memleketteki koalisyon çalışmalarından ötürü hiç değerlendiremedik. Aslında pek de değerlendirilecek bir durumu yok bence. Günün sonunda Türkiye Cumhuriyeti meşru haklarını kullanıyor ve elbette ki sınır güvenliğini yalnızca sınır değil ülke güvenliğini sağlamak durumundadır. Türkiye gerek Fırat Kalkanı gerekse Afrin operasyonları konusunda son derece haklıdır ve gereğini de zaten yapıyor. Yeri gelmişken şunu bir daha söylemekte fayda görüyorum, Türkiye Kıbrıs'ta işgalci değil garantör ülke olarak Kıbrıs Türk Halkının da arzusuyla bulunuyor. Afrin'de on binlerce sivil katledilirken Türkiye'nin yardım eli uzatmasını işgal kelimesiyle nitelendirmek ancak ideolojik değil bilinçli bir tahrik unsurudur.

Afrika gazetesi yanlış yaptı, cevabi eylem şekli de yanlış oldu

Eğri oturalım doğru konuşalım. Afrika gazetesinin Türkiye'nin Afrin operasyonunu işgal olarak değerlendirmesi son derece maksatlı ve provokatörce bir tavırdır. Kesinlikle ideolojik değildir. Keza Afrika Gazetesinin bir süreden beridir Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan haberleri de var. Karikatür bunun en bariz örneğidir. Daha önce de yazmıştım, birini eleştirmekle hakaret emek aynı şey değildir.

Etki tepki meselesidir olay. Afrika gazetesi, Türkiye Devletine işgalci dediği zaman, Türkiye Devlet Başkanı da Kuzey Kıbrıslı Yurttaşların buna cevap vermesini isteyecektir haliyle. Ve günün sonunda dün bu cevap eylem şeklinde değil, şiddet şeklinde gerçekleşmiştir.

Olayı özetleyecek olursak tam da istenen olmuştur aslında. Afrika gazetesi % 100 yanlış bir manşet atmıştır ama bu manşete verilen tepki % 100 yanlış olmuştur. Bu tür olaylar karşısında duygusal değil mantıklı hareket edilmesi gerekilir. Aksi takdirde şiddet boyutu kontrol dışı kalır ve birileri ölürse bu durum hiç beklemediğiniz anda infiale ve öfke seline dönüşür. Eylemciler Afrika gazetesine girseydi daha kötü sonuçlar çıkardı. Ama Afrika gazetesi de artık provokasyon yapmaktan vazgeçmesi gerekiyor. Halkın büyük bir çoğunluğu Afrika gazetesine karşı yapılan eylemi desteklemediği gibi Afrika gazetesini de kınıyor.

Polis sınıfta kaldı

Bakınız net olarak söylüyorum. Polis teşkilatı tek kelimeyle sınıfta kaldı. Bir kez daha gördük ki isteyen Meclisin kapısından girip dama çıkabilir. Meclis kutsal ve önemli bir yer. Eğer bir olay karşısında bir eylem yapılacaksa bunun edebi adabı vardır, polis kontrolünde yapılır. Polis son derece zafiyet gösterdi. Ankara'da TBMM'nin damına biri çıkabilir mi? Ya da başka bir ülke de?

Dahası; Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya yapılan saldırılar. Polis bu konuda da gerekli tedbiri alamadı. Cumhurbaşkanını korumaları ve gazeteciler korumak durumunda kaldı. Devlet başkanına eylemciler yuh çekebilir, bu eylemcilerin ayıbı ama polis bunun önlemini almalıydı. Adeta eylemcilerin Cumhurbaşkanının üstüne yürüyüp "defol" çektiklerine şahit olduk. Cumhurbaşkanının yüzü asık olay yerinden ayrıldı.

Adeta polis olanları seyretti ve müdahale etmedi. Aynısını Türkiye de birileri Tayyip beye yapsın bakalım neler oluyor. Bilemem polis bir emir mi aldı ve yeterli müdahaleyi yapmadı.

Meclis evlere şenlik

Meclis'te dün yaşananlar bize bu meclis yapısının kesinlikle sürdürülebilir olmayacağını ve erken seçime gidilmek zorunda kalacağını net bir şekilde ortaya koyuyor. Hakaretler, sövmeler, sloganlar, tüm bunlar son derece çirkin ve yanlış davranışlar. Seviye bir anda düştü. Hükümet kurulduktan sonra Meclis başkanı kim olursa olsun disiplini sağlamak zorundadır.

Dörtlü koalisyon bir şekilde kurulacak

Özellikle dün yaşananların ardından öyle görülüyor ki CTP-HP-TDP-DP koalisyonu bir şekilde kurulacak. Cumhurbaşkanı Akıncı, kesinlikle bu işi uzatmadan kurabilecek parti başkanına hükümeti kurma görevini vermesi gerekiyor. Teammülleri bir yana bırakacak ve Anayasa'nın kendisine verdiği yetkiyi kullanacak. Eğer gidip de bir parti başkanı ben koalisyonu kurabilirim biz hazırız derse, ona verecek. Bu şahıs ister Özgürgün olsun ister Erhürman. Bu ülkenin ivedi olarak bir hükümete ihtiyacı var. Kantarı topuzu kaçtı kaçıyor zira.

Bakınız beyler. Türkiye ile KKTC ilişkilerinin zarar görmesini isteyenlerin sayısı çok. Kimsenin buna hizmet etmemesi gerekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gerek Kıbrıs'ta gerekse Suriye'de meşru hakları vardır. Unutmayın ki Türkiye hem Kıbrıs'ın hem Suriye'nin "İran ve Rusya" ile birlikte garantörüdür. Kaldı ki Türkiye kendi halkının güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Herkes Türkiye'nin bu meşru hakkına saygı duyacak ama KKTC'nin ayrı bir devlet olduğunu kimse unutmadan hareket edecek ki KKTC'de bir iç çatışma kültürünün zemini hazırlanmasın.

Açıkçası ben yakın gelecekteki KKTC'yi pek iyi günlerin beklediğini görmüyorum.

İvedi bir şekilde yeni hükümet kurulmalı ve ülkeye hizmet etmelidir. İki ülke arasındaki ilişkilerin de dozu ayarlanmalı ve iyileştirilmelidir.
****************
GÜNÜN SÖZÜ
Demokrasi karşıtı en iyi argüman averaj bir oy verenle beş dakikalık muhabbettir.
Winston Churchill

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları