Nikos'la çözüm yapılmaz

Yayın Tarihi: 29/01/18 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

• Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti'ye istediği tüm bakanlıklarla birlikte bir de ekstra bakanlık teklif etti. Ve bu bakanlıklar oldukça güçlendirilmiş bakanlıklar. Ayrıca yerel seçimlerde işbirliği ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birlikte çalışma teklif edildi. DP tabanı, UBP ile koalisyon kurulmasını istiyor ancak Serdar Denktaş'ın gönlü dörtlü koalisyondan yana. Bu akşam yapılacak DP Parti Meclisi'nde Parti Meclisi UBP'den yana tavır koyacak muhtemelen fakat Denktaş'ın elinde "istifa ederim ama yapmam" diyebilecek kadar gergin bir durum var. Yani işin özeti Demokrat Parti de 'Parti Meclisi şunu istedi' diye o olacak demek değil.

• Rum tarafındaki başkanlık seçimlerini açıkçası çok da önemli bulmuyorum. Zira ister Anastasiades ister Malas seçilsin, Rumların çözüm konusunda pek de istekli olduklarını söyleyemeyiz. Nikos ile Malas arasındaki en bariz fark; Nikos çözüm ister gibi görünüp kesinlikle çözüme yanaşmayan bir siyasetçi. Malas ise AKEL çizgisine yakın olduğu için çözüm için daha fazla çaba harcayacak biri. Ama hepimiz biliyoruz ki asıl mesele liderlerin değil halkın ne istediği. Ve şu gerçek var ki Rum tarafında bizi kendileriyle eşit gören bir halk yok.

Oldukça hareketli bir haftaya girmiş bulunuyoruz. Rum tarafında yapılan başkanlık seçimleri, Demokrat Parti'nin koalisyonda nasıl bir karar üreteceği konuları ve yeniden çözüm çalışmalarına kadar oldukça hareketli bir hafta olacak. Yazacak çok konumuz var bu hafta. Aslında bir an önce hükümetin kurulması ve işlerin yoluna girmesi gerekiyor. Yazımızda son gelişmelerle ilgili sizlere bazı kısa bilgiler vereceğim. UBP ile DP arasında yaşanan tüm gelişmelerin ne olduğunu harfiyen biliyorum ancak bunları ilerleyen günlerde konuşacağız.

Bugün Kıbrıs konusunu işleyeceğiz köşemizde ama Kıbrıs konusuna geçmeden sizlere biraz hükümet çalışmalarıyla ilgili bilgi vereyim fakat detayına birkaç gün sonra gireceğiz. Öncelikle bir olup bitsin bakalım ne olacak.

UBP'DEN ÇOK CİDDİ TEKLİFLER GİTTİ AMA!

Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti'ye istediği tüm bakanlıklarla birlikte bir de ekstra bakanlık teklif etti. Ve bu bakanlıklar oldukça güçlendirilmiş bakanlıklar. Ayrıca yerel seçimlerde işbirliği ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birlikte çalışma teklif edildi. DP tabanı, UBP ile koalisyon kurulmasını istiyor ancak Serdar Denktaş'ın gönlü Dörtlü koalisyondan yana. Bu akşam yapılacak DP Parti meclisinde Parti meclisi UBP'den yana tavır koyacak muhtemelen fakat Denktaş'ın elinde "istifa ederim ama yapmam" diyebilecek kadar gergin bir durum var. Yani işin özeti Demokrat Parti de parti meclisi şunu istedi diye o olacak demek değil. Bazı şeyleri yazmak için biraz daha beklemek lazım. Demokrat Parti için üçlü koalisyona girmenin de dörtlü koalisyona girmenin de sakıncaları ve artıları var. DP bu süreci doğru yönetebilirse büyür ama yönetemezse ilk seçimde sandıkta kalır. DP'nin gerçek DP'lileri geri kazanması ve yerel seçimlerde kısmen de olsa başarılı olması gerekiyor. İşte Serdar bey bunun hesabını iyi yapması lazım. Gerçekten de DP'nin kaderi Serdar beyin elinde ama yeri gelmişken şunu da söylemek lazım herşeye rağmen Serdar Denktaş başarılı bir başkandır. Bu kadar bıçak darbesine rağmen partisini sandıktan çıkarıp kilit parti yapmayı başardı.

RUM BAŞKANLIK SEÇİMLERİ ÖNEMİNİ YİTİRDİ

Rum tarafındaki başkanlık seçimlerini açıkçası çok da önemli bulmuyorum. Zira ister Anastasiades seçilsin ister Malas seçilsin, Rumların çözüm konusunda pek de istekli olduklarını söyleyemeyiz. Nikos ile Malas arasındaki en bariz fark; Nikos çözüm ister gibi görünüp kesinlikle çözüme yanaşmayan bir siyasetçi. Malas ise Akel çizgisine yakın olduğu için çözüm için daha fazla çaba harcayacak biri. Ama hepimiz biliyoruz ki asıl mesele liderlerin değil halkın ne istediği. Ve şu gerçek var ki Rum tarafında bizi kendileriyle eşit gören bir halk yok.

Bu konuları ve Cumhurbaşkanı Akıncı'nın bundan sonraki süreçte nasıl bir tavır içinde olacağını uzun uzun yazacağız. Sadece yeri gelmişken şunu söylemek istiyorum; Cumhurbaşkanı Akıncı'yı son bir haftadır hiç iyi görmüyorum. Yaşadığı moral bozukluğu adeta yüzüne yansımış durumunda. Umarım herşey yolundadır.

Tabii bu yıl yeniden görüşmeler başlayacak, bilemediniz birkaç ay sonra. Başlayacak da liderler neyi görüşecek nasıl uzlaşacak asıl merak edilen durum bu. Cumhurbaşkanı Akıncı, sorun güç paylaşımı dedi ama asıl sorun güç paylaşımı ile birlikte eşitlik ilkesinin kabulü. Rum tarafı eşitlik konusunda pozitif deniliyor ama ne yazık ki değil.

AKINCI ELİNDEN GELENİ YAPTI BAŞKA NE YAPACAK?

Çözümü gerçekten isteyen ve sınırlarını sonuna kadar zorlayan, dünyanın hiç gündeminde yokken bir anda tüm Avrupa'nın, Amerika'nın ve Rusya'nın dikkatlerini Mont Peleri'ne toplamayı başaran bir liderdir Akıncı. İstemeye istemeye yeni BM Genel Sekreteri Guterres'i toplantıya getirten bir liderdir.

Hani sürecin toplamına baktığınızda Akıncı çözüm için daha ne yapsın demeyen her Allah'ın kulu insafsızlık yapmış olur.

Cumhurbaşkanı Akıncı'yı tanımasam naza çeken damat diyeceğim, zaten masadan kalkmaya bahane arardı ve o nedenle masadan kalktı diyeceğim. Ya da sosyal demokrattı da şahin oldu diyeceğim; Ankara Rüzgarı şarkısını da hatırlayarak.

Fakat bunların hiçbiri Cumhurbaşkanı için geçerli değil.

Peki ne olacak sorusuna da bir cevap yazalım… Görüşmeler yeniden başlayacak ve zorlamayla devam edecek, Rum tarafındaki seçimler nedeniyle doğal bir ara verilecek ve yeni başkanla ki bu Anastasiadis olmayacak bu sefer devam edecek. Yıllardır bu filmi izliyoruz…

Üzgünüm ama durum bu. Ne Türkiye'ye ilhak gerçekleşir ki asla istemeyiz böyle bir durumu ne KKTC'nin tanıtımı için bir yeni vizyon konulur ortaya ki bunu da isteyen yok zaten, ne Türkiye ne hükümet ne Akıncı böyle bir şeyi ister, istesek de zaten olmaz, olamaz. Bu süreç böyle devam eder gider.

Ancak Rumlar günün birinde biz ne Türkleri isteriz ne de çözüm isteriz hade barra dediği gün o zaman KKTC'ye bir Tayvan modeli uygulaması gelebilir.

Ben bunun dışında bir gelişme beklemiyorum.

Kıbrıs hep bölünmüş mü kalacak peki? Evet kalabilir. Bunun dünyanın pek çok ülkesinde örneği de var.

En basiti İrlanda, Kore, Tayvan, Kırım ve daha nicesi. Ama konseptleri farklı diyebilir birileri. Ne fark eder, siz bölünmüş mü değil mi ona bakın. Bir yarısı AB'de olan diğer yarısı dışarıda kalan, bir yarısı Amerika tarafından diğer yarısı Çin ya da Rusya tarafından desteklenen ülkeler var. Kıbrıs'ın da kaderi böyle kalabilir, olabilir.

Keşke böyle olmasa… Olmasa ama oluyor işte.

Umarım yeni hükümetin bir Kıbrıs politikası olur. Bugüne kadar ne KKTC'yi tanıtma politikaları oldu ne de çözüm politikaları.

Ne kadar yazık.

************

Günün Sözü

Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum…

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları