Polis teşkilatı SOS veriyor

Yayın Tarihi: 22/03/18 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+
  • Erhürman eğer konuşmalarında samimiyse ve polis teşkilatının sorunlarını gerçekten önemsiyorsa, otursun ve Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu'na şu soruyu sorsun "Ne ye ihtiyacınız var?!" Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu son derece başarılı ve işini iyi yapan bir polistir. Herkes Manavoğlu'na ve teşkilatına sonuna kadar güvensin. Ama Hükümette bu teşkilatı güçlendirsin. Kullandıkları araçlar kaç yıllık bir sorun bakalım, mesailerini alıyorlar mı bir sorun bakalım! Motivasyonları yerinde mi, bu işi yapmaktan mutlu mular bir sorun bakalım. Alacağınız cevap hayır olacaktır. Polis konuşamaz, açıklama da yapamaz, ben yazıyorum işte buradan.
  • Bütçe belli diyorlar; kardeşim her şeyi Türkiye'den istediğiniz gibi yapın bunun da bütçesini gidin bunu da Türkiye'den isteyin. Otursun başbakan ile Polis Genel Müdürü ve önümüzdeki on yılı planlasın. Kaç polise ihtiyaç var, nasıl araçlara ihtiyaç var, mevcut imkanlar ne kadar güncel ve yeterli.

Uzun bir tatilin ardından memlekete geri döndüm, döndüm dönmesine de tatildeyken de gündemi sıkı sıkıya takip ettim. Takip ederken de kendi kendime sürekli söylendim, "Değişen pek bir şey yok". Hâlbuki dünya öyle mi? Kıbrıs'ın dışında o kadar çok önemli gelişmeler yaşanıyor ki; yurt dışından bizim memlekete baktığımda kendi kendimize didindiğimizi ve bir o kadar boş şeylerle uğraştığımızı gördüm bir kez daha.

Geçtiğimiz hafta Maliye Eski bakanı Ersin Tatar'ı konuk almıştım ve Tatar bana canlı yayında "CTP artık değişti, başkanı da değişti, parti meclisi de değişti" demişti. Tatar'ın bu söylemini haklı çıkaran bazı gelişmeler oldu son günlerde.

Bugünkü yazımda özellikle polis teşkilatına değineceğim. Yaşanan Nevruz olaylarında genel yayın Yönetmenimiz Rasıh Reşat'ın yazısı son derece önemliydi. Başbakan Erhürman belli olayın akışını tahmin ettiği için tutuklananlarla ilgili bazı tespitlerde bulundu ama yanlış bir şekilde yaptı bunu. Rasıh Reşat da bunu iyi yakaladı.

CTP Genel Başkanı koltuğunda oturan siyasinin hele hele Başbakansa polisle iyi ilişkiler kurması pek alışıla geldiğimiz bir durum değil. Çünkü CTP dendiğinde polis ve asker istemeyen bir parti çıkar karşımıza. Geçmiş yıllarda Polis Teşkilatının CTP'li hükümetler tarafından ne kadar çok yıpratıldığını iyi hatırlamak lazım. Ancak Başbakan Erhürman, diğer başbakanlara kıyasla Polis Genel Müdürüyle sıkı bir işbirliği yaptı bu sefer ve son olarak mecliste GKK ile polis teşkilatının bütçesi tartışıldı.

Gelin bu konuyu detaylandıralım.

Polis teşkilatı SOS veriyor

Bakınız olaya bu kadar nettir. Bu ülke de birileri polis teşkilatının hiçbir zaman güçlendirilmesini istemedi. Keza Yargı sisteminin de öyle. Ama biz bugünkü yazımızda polis teşkilatını konuşalım.

Siz boş verin hangi bakan ile hangi vekil atışmış, tartışmış. Onlar hep sahne önünde oynanan perde gerisinde sevişen kimselerdir. Asıl orunları masaya yatırmak lazım.

Önceki akşam İstanbul'dan Ercan'a geldiğimde ilgimi önemli bir şey çekti. Çıkışta her zaman görmeye alıştığım ve her zaman yalnız başına duran ve söz de güvenliği sağlayan polis memuru yoktu. Bakın saat de veriyorum 21:40.

Hâlihazırda Ercan havalimanının güvenliğini sağlayan bir polis ekibinden de bahsedemeyiz. Biz hala çok ama çok eski yıllarda yaşıyoruz. Hâlbuki dünya değişti ve daha tehlikeli bir yer oldu.

Var sayalım ki bir adet polis memuru belinde tabancasıyla Ercan havalimanının girişinde duruyor ve içeri eli silahlı beş kişi daldı; oradaki herkes ölür. Anlıyor musunuz ne demek istediğimi.

Ercan havalimanı gerektiği gibi korunmuyor. Malum adada çevik kuvvet var, Türk Silahlı Kuvvetleri de var ama ben iş işten geçtikten sonraki durumu konuşmuyorum, caydırıcılığı konuşuyorum.

Ciddi istihdam artık şart

Erhürman eğer konuşmalarında samimiyse ve polis teşkilatının sorunlarını gerçekten önemsiyorsa, otursun ve Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu'na şu soruyu sorsun "Neye ihtiyacınız var?"

Bakınız bu soru çok ama çok önemli. Ercan havalimanını sadece bir örnek olsun diye veriyorum. KKTC'nin her ilçesinin ciddi polis ihtiyacı var. Nüfus hızla artıyor ve hızla artan bu nüfus artışının nerden bakarsanız bakın % 30'u suçlu ve kalitesiz bir nüfus artışından oluşuyor. Sizin polis sayısınız bu ülkedeki asayişi sağlama konusunda yeterli değil.

Eğer yeterli olsa her yıl defalarca kez şahit olduğumuz kurşunlanma olaylarına şahit olmayız, memlekette kol gezen mafyalarada şahit olmayız.

Bakınız olası bir olayın ardından yapılacak müdahalenin gücünden bahsetmiyorum, olmaması için yapılacak caydırıcılıktan bahsediyorum.

Gerek Girne gerekse Lefkoşa'da ki mevcut polis sayısı şehrin işleyişini çevirebilecek sayıda değil.

Turist sayısının arttığı açıklanıyor sürekli. Peki bu turistlerin güvenliğini kim sağlayacak. Özellikle yoğun turist bölgelerinde polis devriyesi görmüyoruz, ellerinde otomatik silahlarla bekleyen birkaç polis görmüyoruz. Dünya bu işi böyle yürütüyor.

Polis Genel Müdürü Manavoğlu'nun elinde yığınla polis mi varda yollamadı. Elde ne varsa o sayı ile çark döndürülmeye çalışılıyor.

Aynı sorun trafikte de yaşanıyor. Defalarca kez yazdım. Bu ülkenin köşe başında bekleyip trafik cezası yazacak polise değil, yol güvenliğini sağlayacak polise ihtiyacı var.

Bizim halkımız böyle. Polis korkusu olmadığı için uçak niyetine araba sürüyor. Eğer bilse ki sürekli devriye var yollarda bu rahatlığı bulamaz. Eğitimsiz bir halkız bu bir gerçek. Cezadan anlıyoruz. Korkutulmaktan alıyoruz.

Örneğin Nevruz kutlamaları. Orada yaşanan arbedeye müdahale edecek kişilerin düz polis değil, eğitimli özel polis ekiplerinin olması lazım. Polisle arbede ne demek Allah aşkına.

Öyle bir ekip durmalı ki bu tür eylemlerde sorun çıkaracaklar o ekipten korkmalı. Siz oraya üzerinde sadece üniforma olan sade polisi görevlendirirseniz, yaşanacak ciddi olayların önüne geçemezsiniz.

Burada polis devletinden değil polis teşkilatının güçlendirilmesinden bahsediyoruz.

Polise mukavemet. Bunu sade bir vatandaş yapsa güneş yüzü görmez ama Başbakan Erhürman sanıklar tutuklandıktan sonra dava okunup bırakılacağını duyurabiliyor. Çıldırmamak elde değil.

Hade ben bir polise yumruk atayım bakalım ne olacak. Anlatabiliyor muyum? Çünkü birileri polisin güçlü olmadığını düşündüğü için buna cüret edebiliyor.

Hadi gitsin aynı kişiler Türkiye'deki polise bunu yapsın bakalım.

Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu son derece başarılı ve işini iyi yapan bir polistir. Herkes Manavoğlu'na ve teşkilatına sonuna kadar güvensin. Ama Hükümette bu teşkilatı güçlendirsin. Kullandıkları araçlar kaç yıllık bir sorun bakalım, mesailerini alıyorlar mı bir sorun bakalım !

Motivasyonları yerinde mi, bu işi yapmaktan mutlu mular bir sorun bakalım. Alacağınız cevap hayır olacaktır. Polis konuşamaz, açıklama da yapamaz, ben yazıyorum işte buradan.

Bütçe belli diyorlar; kardeşim her şeyi Türkiye'den istediğiniz gibi yapın bunun da bütçesini gidin bunu da Türkiye'den isteyin. Otursun başbakan ile Polis Genel Müdürü ve önümüzdeki on yılı planlasın. Kaç polise ihtiyaç var, nasıl araçlara ihtiyaç var, mevcut imkanlar ne kadar güncel ve yeterli.

Beyler bu ülke de her şey bir anda karışabilir. Olmaz bizim memlekette öyle şeyler değil mi? Olursa da asker ne güne duruyor ellerinde silahlarla o müdahale eder. Olacak iş değil. Askerin yeri kışlası, polisin yeri sokaklardır.

Asker ülkeyi dış saldırılara karşı korur savunur, polis iç huzuru sağlar. Bakın bakalım KKTC ne kadar güvenli bir yer. Bakın bakalım yılda kaç kaza, kaç cinayet, kaç olay yeri kurşunlama oluyor.

KKTC değişti fakat devlet gelişmekte ve bunu yakalamakta gecikiyor.

Umarım Başbakanımız bu işe erken zamanda bir el atar.

Biz hâlâ ala franga yaşıyoruz.

*************

Günün Sözü

Gel sevgilim gel, benim dünyama gel çok zaman var içimde yerini hazırladım.

Attila İlhan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları