Özgür: "CTP'de romantizm siyaseti geride kalmalı"

Yayın Tarihi: 28/03/18 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+
  • Siyasette romantizm olmaz diyerek başladı söze. Geçmiş dönemdeki hükümetlerin en çok düştüğü hatalardan biri olduğunu söyledi ve bu kategoriye CTP'yi de dahil etti. Öyle anlıyorum ki romantizm derken duygusallık demek istedi. Yani duygusallıkla ülke yönetilmez zarar görürsünüz demeye getirdi. Haksızda sayılmaz. "Hükümet romantizme kaymamalı" dedi ısrarla ve imzalanmış olan mali protokolün harfiyle uygulanması gerektiğini hatırlattı.

Maliye eski Bakanı Birikim Özgür ile Kıbrıs Genç TV'de buluşup güzel bir canlı yayın yaptık. Aslında Birikim Özgür bana hep işte CTP'nin modern yüzü hissiyatını vermiştir. Bir yanda geleneklerine sıkı sıkıya bağlı kalırken diğer taraftan da Türkiye ile ilişkileri dengede tutmaya çaba sarf eden ve kendi ülkesi için maksimum menfaatini düşünen ve talep eden bir vizyonu var. Tabii bu vizyonu Maliye Bakanı olduğu dönemlerde belli çevrelerce kabul görmemiş olsa dahi bana göre CTP'nin Ankara ile ilişkilerini sağlıklı bir zemine çekme konusunda çabaları hayli işe yaramıştır ama yetmemiştir.

Birikim Özgür son gerçekleşen genel seçimlerde ne yazık ki parlamentoya giremedi. CTP hayli düşük oy alınca ucu ucuna birçok adat vekil olmayı kaçırdı bu seçimde. Özgür her zamanki eleştirel ama ayakları yere basan tarzıyla karşımdaydı. Seçilmediği için kırgın mıydı ya da üzgün müydü orasını bilemem ama ölçülü sitemleri de yok değildi. Özellikle CTP'nin yeni dönemde hükümette olması hasebiyle bolca tavsiye ve bolca öğüt verdi diyebilirim.

Özgür :"Siyasette romantizm olmaz"

Siyasette romantizm olmaz diyerek başladı söze. Geçmiş dönemdeki hükümetlerin en çok düştüğü hatalardan biri olduğunu söyledi ve bu kategoriye CTP'yi de dahil etti. Öyle anlıyorum ki romantizm derken duygusallık demek istedi. Yani duygusallıkla ülke yönetilmez zarar görürsünüz demeye getirdi. Haksızda sayılmaz.

"Hükümet romantizme kaymamalı" dedi ısrarla ve imzalanmış olan mali protokolün harfiyle uygulanması gerektiğini hatırlattı.

Tabii en önemli sıkıntı da reformların imzalanmasına karşın yapılmamış olması. Geçtiğimiz yıl reformlar yapılmadığı için 600 kusur milyon kaynak kullanılamadı. Bu yıl ki reform paketindeki para ise 900 milyondan fazla ve ülke bir seçimden bir başka seçime giriyor. Tek kelimeyle sıkıntı.

"Reformlar yapılmazsa hükümet zora girer ve bozulabilir"

CTP-UBP hükümetinin bozulmasının iki önemli nedeni vardı. Birincisi su meselesi diğeri ise protokolün imzalanmaması.Özgür, mutlak sürette protokole sadık kalınarak uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Sıkça kullandığı deyimlerden biridir "CTP protokol imzalamayan parti olmamalı" diye.

"biz kaşıkla beslenen bir toplum değiliz, olmamalıyız. 2000 yıllara kadar öyleydik. Fakat 2003'ten sonra bu durum değişti. Olması gereken de buydu. Türkiye haklı olarak verdiği paranın nereye kullanıldığı bilmek istiyor, doğru kullanılmasını istiyor. Reform kalemine her yıl ciddi bir kaynak aktarılıyor ama ne yazık ki CTP imzalamadı, UBP de imzaladı ama hiç uygulamaya koymadığı için tek bir kuruşu kullanılamadı. Bu çok büyük bir kayıptır" dedi ve Özgür'e "protokol uygulanmaz ya da 2019 protokolü imzalanmazsa hükümet yine bozulur mu diye sordum; "oldukça zora girilir ve sorunlar yaşanır, bozula da bilir"dedi.

"Hükümetle ilgili bazı sorular var aklımda"

Protokol imzalamayan bir CTP ve protokollere dayatma paketler diyen bir TDP olduğunu, hükümete bu anlamda ne kadar güvenim güvenmediğini sordum.

"Aklımda birtakım soru işaretleri olduğunu gizlemeyeceğim" dedi. "Programın başında da ifade ettiğim gibi siyasette romantizm olmaz, romantizm çiftler arasında olur. Eğer romantizm yapılmaz ve gerekli olan doğru siyaset yapılırsa ülke kalkınır ve refah düzeyi artar, aksi takdirde yıllar önce başladığımız noktaya geri döneriz. Aynı hataları tekrarlamış oluruz" dedi.

"CTP iyi yönetilmeli, yönetiliyor da"

Biraz dürteyim dedim ve CTP'nin son seçimlerde aldığı kötü sonuçları hatırlatarak, "CTP kötü bir mirasın cezasını ödedi, sizce şu an iyi yönetiliyor mu?" diye sordum; "CTP iyi yönetilmeli" dedi ve hızla cümleyi tamamladı, olma ki bir yanlış anlama olur diye sanırım "CTP iyi yönetilmelidir, yönetiliyor da ben genel başkanımıza güveniyorum" diyerek cümleyi tamamladı.

"Elektrik konusu şart koşmadan kabul edip kovalanmalıdır"

Birikim Özgür'ü ben sıkıştırdıkça O kablo ile elektrik getirilmesi projesine girmek istedi. En nihayet istediğim başlıkları aldıktan sonra detayları bırakıp genel konulara geçtik.

Özgür bir an önce kablo ile elektrik getirilmesi projesinin başlanması gerektiğini anlattı. Hemen araya girerek Başbakan Erhürman'ın enterkonnekte sistemle gelmezse bu işe evet demeyeceği sözünü hatırlattım.

"Elektrik konusu şart koşmadan kabul edilip kovalanmalıdır. Bu hükümet beş dakika kaybedecek zamanı söz konusu olamaz bu konuda. Bugüne kadar bu iş savsaklandı. Sankide elektriğe muhtaç biz değilmişiz de Türkiye muhtaçmış gibi davranıyoruz. Benzer bir olay Malta'da yaşandı. Malta İtalya'yı kablo ile elektrik konusunda ikna edebilmek için canını yedi. Ekonomi bakanımız Özdil Nami, oturup da Berat'ın "Türkiye Enerji Bakanı Berat Albayrak" kendisini aramasını beklememeli, hemen kendisi bu işin üstüne düşüp kovalamalıdır. Elbette ki enterkonnekte bir sistemle bu olay tamamlandıktan sonra Güney'e de bu elektrik satılabilir. Çok önemli bir projedir ve jeneratör alarak geçici çözümlerle değil köklü bir proje ile bunu çözmeniz gerekiyor.Kıbtek'deki yapıyla bu iş olmaz. Ben Kıbtek dışlansın demiyorum ama size bağlı gibi görünen bir kurum var fakat siz istediğiniz gibi yönetemiyorsunuz. Zaten santraller de yeterli değil, dövizin yükselmesinden ötürü petrol fiyatları da pahalı olacak ve elektriğe zam kaçınılmaz hale gelecek. Bu sürdürülebilir bir durum değil.

Yerel seçimler ve belediyelerin durumu

Yerel seçimleri de değerlendiren Özgür, Türkiye'den gelen su projesine sahip çıkmak gerekiyor. Bu su projesi tamamlanabilmeli ki alt yapı hizmetleri de yapılsın. Vakti zamanında biz Türkiye'ye anlaşma yapmak için gidiyoruz ama arkamızdan başka şeyler yapılarak bu olay durduruluyor. Su projesi son derece önemli.

"Bazı Afrika ülkelerinden bile kötü altyapımızdan biz sorumluyuz ve eğer halksak, kendi kendimizi idare etmek arzusundaysak, bu zorlu süreci hep birlikte göğüslemek gibi de bir görevle karşı karşıyayız. Belediye başkanlığına aday olanları katıldıkları televizyon programlarında izlerken şu cümlelerin kararlı bir ses tonuyla ağızlarından çıkıp çıkmadığına özellikle kulak kabartmakta çok büyük yarar görüyorum: Türkiye ile imzalanan su anlaşması iyidir. Altyapı eksikliklerimizi hızla gidermemiz için doğru bir adım atılmıştır. Bu zorlu süreçte belediye başkanı olarak elimi taşın altına koyacağım ve kentimin altyapı sorunlarının hızla aşılması için gerekli katkıyı sağlayacağım. Bu süreçte görevde hangi parti ya da partiler olursa olsun merkezi hükümetle en üst seviyede istişare ederek belediyemin mali ya da başka yönlerden zarar görmemesini de sağlayacağım. Halkımız bu seçimde 28 belediye başkanını ve beldelerindeki belediye meclis üyelerini seçerken aslında önemli bir karar vermiş olacak"

*******************

Günün Sözü

Bilirsin günahları yazan melek soldadır. Hatta bundandır kalbin solda olması. Çünkü belki de aşk, yaşanılan en büyük günahtır.

Aziz Nesin

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları