Akıncı'ya görüşmek yasak! Haziran'a kadar...

Yayın Tarihi: 23/04/18 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Bildiğiniz gibi 24 Haziran'da Türkiye genel erken seçime gidiyor ve bu konuda AK Parti ile MHP'nin ille ki bir seçim ittifakı olacak. Olmasa bile Türkiye kamuoyu Kıbrıs meselesi konusunda her zaman hassastır ve bu seçim sürecinde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kıbrıs'ı satıyorsunuz" eleştirilerine maruz kalmak istemiyor.
  • Bir başka önemli iddia ise Haziran seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kıbrıs konusunun hızlı çözümü için ortaya güçlü bir irade koyabileceği eğer çözüm olmazsa da KKTC'nin Türkiye'ye bağlı özerk bir yapıya dönüştürülebileceği şeklinde. Tabii bunlar iddialar.
  • Hatırlayın; birkaç hafta önce Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun "Kıbrıs'ta çözüm olmazsa yeni yolların denenebileceğine ilişkin" bir açıklaması olmuştu. İşte bu açıklama KKTC'nin özerk bir yapıya dönüştürülmesi iddiasını bana hayli düşündürdü.

Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan desem dahi inanmayın; bugün sadece çocuklara güzel. O kadar. Oldukça kritik ve sancılı günlerden geçiyoruz. Özellikle Kıbrıs konusunda tam bir kilitlenme yaşanıyor dersek mübalağa etmiş olmayız. Türk Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı görüşmesinin perde gerisini biraz aralayıp baktık ve neler olup bittiğini bir nebze olsun öğrendik.

Yazıya başlamadan önce ortaya atılan bir dedikoduya değinecek olursak; "Hani Akıncı, Ankara'nın bilgisi ya da izni dışında Anastasiades ile görüştü ve Çavuşoğlu da buna tepki koydu" söylentisi asılsızdır.

Birincisi Akıncı, KKTC Devlet başkanı olarak biri ile görüşecekse kimseden izin almaz. Hali hazırda devlet görgü ve geleneği açısından da Ankara Hükümeti buna her zaman saygı duyar. Kaldı ki Akıncı'nın, Rum Lider Nikos ile yapacağı görüşme haftalar öncesinden belliydi. Kaldı ki bu yemek sadece bir görüş alış verişinden ibaret olacaktı, deyim yerindeyse zemin yoklama yapılacaktı. Öyle de yapıldı zaten.

Bu nedenle Türkiye'nin buna tepkisi falan yok. Ama Türkiye'nin bazı şeylere tepkisi var, o işin doğru olan kısmı.

24 Hazirana kadar müzakere başlayamaz

Bildiğiniz gibi 24 Haziran'da Türkiye genel erken seçime gidiyor ve bu konuda AK Parti ile MHP'nin ille ki bir seçim ittifakı olacak. Olmasa bile Türkiye kamuoyu Kıbrıs meselesi konusunda her zaman hassastır ve bu seçim sürecinde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kıbrıs'ı satıyorsunuz" eleştirilerine maruz kalmak istemiyor. Bu konuda MHP'nin gerçek anlamda bir hassasiyeti bulunurken CHP'nin de tribünlere oynayan sahte bir tepki yaratma oyunu var.

Her hâlükârda Cumhurbaşkanı Erdoğan oldukça iddialı gireceği bu seçimlerde herhangi zayıf bir zemin yaratmak istemiyor.

İşte bu durum ve bu konuda ki hassasiyet bizzat Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya iletildi.

Çavuşoğlu çözüm istiyor ama..

Yine öğrendiğime göre Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun müzakerelerin başlaması konusunda herhangi bir rahatsızlığı yok ama Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan herhangi bir problem yaşamak istemiyor, Sn Erdoğan'ın şu an konsantre olduğu oldukça iyi bir sonuçla erken genel seçimleri göğüslemek ve tek başına iktidar çıkmak. Yani bir diğer deyişle anti propaganda istemiyor hiçbir şekilde.

Zaten görüşmelerin başlaması konusunda pek de sıcak bir zemin yok ama istenirse yaratılır. Demokrasilerde bilirisiniz çareler tükenmez.

İşte bu nedenle Türkiye şu an Kıbrıs'ta seçimler bitene kadar herhangi bir hareketlilik kesinlikle istemiyor.

Bu durum net bir şekilde Akıncı'ya iletildi.

Hiçbir KKTC Cumhurbaşkanı, Ankara Hükümetiyle uyum içinde olmadan hareket etmez.

Bu bir işbirliği sürecidir.

Ortak menfaatlerin pozitif devamının zorunluluğudur.

Hazirandan sonra kritik günler başlayabilir

Bir başka önemli iddia ise Haziran seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kıbrıs konusunun hızlı çözümü için ortaya güçlü bir irade koyabileceğieğer çözüm olmazsa da KKTC'nin Türkiye'ye bağlı özerk bir yapıya dönüştürülebileceği şeklinde.

Tabii bunlar iddialar.

Hatırlayın; birkaç hafta önce Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun "Kıbrıs'ta çözüm olmazsa yeni yolların denenebileceğine ilişkin" bir açıklaması olmuştu. İşte bu açıklama KKTC'nin özerk bir yapıya dönüştürülmesi iddiasını bana hayli düşündürdü.

Bu denenebilir mi peki? Bence çok zor. Bir kere KKTC'den bu konuda evet çıkmaz. Çıkmaz çıkmasına ama Ankara'ya yakınlığıyla bildiğim bazı UBP'li milletvekillerinin de yakın geçmişte bana bu tür şeyleri bahsettiğini iyi hatırlarım.

Böyle bir iddia ortaya ancak çözümün oluşması için güçlü bir şekilde atılabilir. Yoksa özerklik, bağlanma gibi meseleler uluslararası hukukta Kıbrıs için olması mümkün şeyler değil. Velev ki tek bir ağızdan tüm KKTC bunu talep etsin.

Sonuç olarak 24 Haziran'a kadar müzakereler hiçbir şekilde başlayamaz. Haziran ayından sonra başlayabilir ama bu noktada Rumların bilmesi gereken bir şey var ki Türk tarafıyla artık antlaşmaktan başka çareleri olmayacak, zira aksinin kaybı daha çok büyük olacaktır.

BM'nin 550 nolu kararı

Şimdi gerçekleri konuşalım. Hamaseti ve lafazanlığı bir yana bırakalım. BM'nin 550 nolu kararı var. Bu karar orada durduğu sürece KKTC'yi hiçbir ülke tanımıyor ki buna Türkiye Devleti de dahil. Kimse kusura bakmasın. Saatlerce tartışabilirim bu konuyu. Türkiye'nin güçlü bir ülke olması, Nato üyesi olması ve daha birçok etkenden ötürü Türkiye uzun yıllardır, Kıbrısın Kuzeyi ile yakın ilişkiler kurabilmiştir. Yoksa Türkiye güçlü ve önemli bir ülke olmasaydı bugünkü ilişkiler içinde olunamazdı.

Demem o ki, Birleşmiş Milletler'in bu tanınmama yasağına rağmen ancak bu kadar ilişki kurulabilmişken Kıbrıs Türk halkı külliyen vilayet talebinde bile bulunsa bu gerçekleşmez. AB-İngiltere Amerika gibi ülkeler buna müsaade etmez. Bunlarda işin gerçeğinin özeti.

Kabul etmesek de Kıbrıs adası Avrupa Birliği toprağı. Amerika, İngiltere, Fransa, İsrail burada petrol ve gaz arıyor; Türkiye de bu gazın kendi üzerinden geçmesini istiyor ki bu en doğal hakkı, bunda hepimiz hem fikiriz.

Çocuk olmayın. Uluslararası hukuk var, güç dengeleri var.

Haa nedir mesele? Türkiye Akdeniz'de ciddi bir güçtür ve herkes Türkiye ile paşa paşa iyi geçinecektir. Kimse Türkiye'ye ayar veremez. Hele hele bir jet uçağı sesi duyduğunda üstüne pisleyen Rum ve Yunan hükümetleri hiçbir surette ayar veremez. Şu an devam eden gaz aramaları devam edecek fakat gerginlik tırmanacak.

Sön söz olarak;

Tayyip beyin önceki akşam canlı yayında kullandığı bir ifadeye yer vermek istiyorum "Bunlar alıştı ne derse olacak ama bilmiyorlar ki Türkiye artık eski Türkiye değil". Tabii Tayyip bey bunu Avrupa ülkeleri için kullandı ama aynı sözler Kıbrıs sorunu için de geçerlidir. Yani Rum tarafının karşısında artık aklına koyduğunu yapan bir Türkiye var.

Demem o ki işler hayli sıkıya girecek.

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

Zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama…Çokta takılmıyorum artık bu uyku konusuna,

Uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana…

Câhit Sıtkı Tarancı

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları