Erdoğan'ın ziyareti ve sonrası

Yayın Tarihi: 05/07/18 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Siyaset matematik gibidir. Yapmanız gereken doğru sonuca ulaşmaktır, problemi nasıl çözdüğünüzün pek bir önemi yoktur, önemli olan sonucu doğru bulmaktır. İşte TDP, hükümette olmaya devam edecekse bu dediğim örnekteki gibi davranmalıdır. Bu boyun eğme, ya da el pençe divan durma değildir. İmamın ordusu gafından sonra başörtüsü krizi, Ankara'ya peşi sıra gelen mesajlar gibi oldu ki bunlara aslında hiç gerek yoktur.
  • Son günlerde Tayyip beyin ziyaretinde sarf edeceği sözlerden ötürü hükümetin TDP kanadının hükümetten ayrılabileceği dedikoduları ortalıkta geziyor. Ben böyle bir duruma ihtimal vermiyorum ama bu ziyarette ve sonrasında bir iç kriz yaşanacağını net bir şekilde ifade edebiliriz.

Türkiye'de her ne kadar lider değişmese de gerçekleşen erken seçimin ardından yeniden seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemde oldukça önemli gelişmelere imza atmaya hazırlanıyorlar. Hani derler ya her başlangıç bir umuttur, işte Türkiye Tayyip beyin bu yeni dönemde oluşturacağı yeni kabineden tutun da atacağı yeni adımlara kadar Türkiye'nin son birkaç yılda yaşadığı sıkıntıları hem geride bırakacak hem de komşularıyla ve dış dünyayla sürekli sorun yaşayan Türkiye'yi bu açmazların içinden çıkaracak.

Kolay değil, Tayyip bey Türkiye'de herşeyin başı olsa ve Türkiye'yi O yönetiyor olsa dahi Türkiye'nin iç dinamiklerinde Tayyip beye yakın gözüken ama arızalı olan birçok isim var. İşte bu yeni dönemde öyle tahmin ediyorum ki Cumhurbaşkanı Erdoğan bu ağırlıklardan kurtularak yoluna devam edecek ve daha başarılı olacak.

Bildiğiniz gibi 10 Temmuz da Tayyip bey geleneklerin de gereği olarak ilk ziyaretini KKTC'ye gerçekleştirecek ve bu ziyarette bazı siyasi kesimlerin üzerinden prim elde etmeye çalıştığı hem lehte hem aleyhte Hala Sultan Camii'nin açılışını yapacak. Tabii öte yandan Tayyip beyin Camii'nin açılışını yapmayacağı bilgisi de var. Çok kısa süreli bir ziyaret olacağı da gelen bilgiler arasında. Net programı bilemiyoruz.

KKTC siyaseti açısından son derece önemli bir ziyaret olacak Tayyip beyin ziyareti.

HÜKÜMET BOZULUR MU?

Son günlerde Tayyip beyin ziyaretinde sarf edeceği sözlerden ötürü hükümetin TDP kanadının hükümetten ayrılabileceği dedikoduları ortalıkta geziyor. Ben böyle bir duruma ihtimal vermiyorum ama bu ziyarette ve sonrasında bir iç kriz yaşanacağını net bir şekilde ifade edebiliriz.

AKDAĞ'DAN TDP'YE "FAŞİZAN ZİHNİYET"

İlahiyat kolejinin diploma töreninin gerçekleşmesinde TDP genel başkanı ve Eğitim Bakanı Cemal Özyiğit'in diplomaları vermeme konusunda hem küçük bir hükümet krizi yaşanmış hem de Ankara'nın sert tepkilerine vesile olmuştu.

Kim ne derse desin Recep Akdağ, Türkiye'de siyaseten hem önemli bir isim hem de Tayyip beye oldukça yakın isimlerden biri. Diploma krizi üzerine Başbakan Erhürman'ın aranması ve doğrudan Ankara Hükümeti'nin Kıbrıs'tan sorumlu devlet bakanı tarafından olaya müdahale edilmesi ve Eğitim Bakanı Özyiğit'in "faşist" olarak nitelendirilmesi son derece sıkıntılı bir durum olmuştu.

İşte Tayyip bey bu açılış sırasında alenen Bakan Özyiğit'e sataşır mı orasını kestirmek zor. Yapabilir de yapmaya bilirde. Umarım kamuoyu önünde siyasi bir kriz yaşanmaz ama Tayyip bey her ziyaretinde tüm parti başkanlarıyla ve hükümet yetkilileriyle mutlaka ayrı ayrı biraraya gelir ve kısa bir sohbet yapar. İşte kapalı kapılar arkasındaki bu sohbette Özyiğit'e oldukça tepki gösterileceğini ve bazı önemli sorular sorulacağını tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek.

TDP DİN ÜZERİNDEN KRİZ YARATMAMALI

Din ve özgürlükler noktasında TDP Genel Başkanı Özyiğit'in oldukça geniş vizyonu olan biri olduğunu biliyoruz ama Cemal başkanın siyaset yaparken iktidar koltuğuna oturduğunda kendisine dayatılanı değil siyaseten hassas dengeleri kurabilme başarısını göstermesi beklenir.

Cemal hocanın baş örtüsü konusunda kötü bir niyeti olduğunu düşünmüyorum ama İlahiyat Kolejine parti olarak karşı oldukları ve kapatmak istedikleri gerçeğini masanın üzerine koyduğumuzda Cemal hocanın yaptığı bazı davranışların yasalar çerçevesinde olsa bile böyle anlaşılmayacağı ve tepki göreceği de bir gerçektir.

İşte bu nokta da TDP'nin İslam dini üzerinden kriz yaratacak olaylardan kaçınması gerekiyor. Yine TDP'nin siyasi olarak AK partinin politikalarını hiçbir zaman desteklemediği ve karşısında olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurursak, TDP'nin iki ülke arasındaki ilişkilerin zarar görmemesi içinde dikkat etmesi gerekiyor.

Ya da muhalefetteki yerini alıp muhalefetteyken yaptığı siyasi angajmanlarına devam edecektir.

Siyaset matematik gibidir. Yapmanız gereken doğru sonuca ulaşmaktır, problemi nasıl çözdüğünüzün pek bir önemi yoktur, önemli olan sonucu doğru bulmaktır. İşte TDP, hükümette olmaya devam edecekse bu dediğim örnekteki gibi davranmalıdır.

Bu boyun eğme, ya da el pençe divan durma değildir.

İmamın ordusu gafından sonra başörtüsü krizi, Ankara'ya peşi sıra gelen mesajlar gibi oldu ki bunlara aslında hiç gerek yoktur.

TDP eğitime katkı koymaya ve KKTC eğitim sistemini olumlu yönde değiştirmek ve inşaa etmek istiyorsa yapması gereken hükümette kalmasıdır.

Matematik örneği işte bu nedenle önemlidir.

FOBİLERDEN KURTULMALIYIZ

Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım. Türkiye'nin dört dörtlük bir Kıbrıs politikası olduğunu söyleyemeyiz. Nüfus politikasından tutun da ekonomik ilişkilere kadar bazı sorunlar var. Peki bu sorunlara rağmen her ay maaşlar ödensin, yollar, okullar, hastaneler yapılsın diye para gönderen kim? Türkiye !

İster AK parti olsun makamda ister başka parti. Bunu kabul edin. Şu an KKTC'ye tek yardım eden ülke Türkiye. Peki biz neden Türkiye ile düşman olmalıyız? Bunu kim ister?

Bakınız hiç cevap yazmıyorum; bunu kim istiyorsa ve bunu isteyenlere kimler maaş karşılığı hizmet ediyorsa onlar bu ülkenin hainleridir.

"İki devlet düzeyinde olmalıyız; paranı da al askerini de al bas git, Türkiye bizi bunun içinde yedi bitirdi"...Ve dahası. Tamam kardeşim. Sen ayda dört bin lira maaş almaktan vazgeç, Mercedes sürmeyi isteme, güzel bir evde oturmayı isteme, yanı başında seni boğmaya hazır olan ve asla sana eşitlik, hak, hukuk, adalet reva görmeyen Rumları bir atom bombasıyla yok et. Yani egonomiya yap, düşmanlarının hepsini öldür, sonra da Türkiye gibi güçlü bir devletin himayesine muhtaç kalma.

Yapabiliyor musun? Hayır.

Neyi konuşuyoruz hâlâ?

********************

Günün Sözü

Hadsizin biri Mevlana'ya sormuş "Sen ne bilirsin ki?" diye, Mevlana da ''Haddimi bilirim'' demiş.

Mevlana

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.