Baybars artık biraz iş yapmalı

Yayın Tarihi: 09/10/18 07:30
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

HP Lefkoşa Milletvekili Gülşah Manavoğlu'nun sopa paylaşımı hafta sonuna damgasını vurdu. Herkes Sevgili Gülşah'a verdi veriştirdi. Peki hatalı mıydı Gülşah? Bir nebze evet.

Peki neydi hatası; bir milletvekilinin bu tür paylaşımlar yapması. Yani bir vekil temsil ettiği topluma "ben kendi güvenliğimden endişe ediyorum, bu nedenle ben kendi güvenliğimi böyle sağlamayı planlıyorum, siz de kendi kendinizi korumaya alın".

Gülşah'la konuşmadık ancak dün sabah ki yayınımda da söyledim, hiçbir surette ben Gülşah'ın arabasında bir sopayla gezeceğine inanmıyorum. Hele hele Gülşah'ı tanıyan biri olarak. Aslında O bir mesaj vermeye çalıştı. Kimeydi bu mesajı peki? Belki polise bir tepkiydi bu, belki de kendi partisinden olan İçişleri Bakanına.

Bizim ülke de bu güvenlik işleri son derece karmaşık. Polis sözde Başbakanlığa bağlı gibi gözükse de değil. Cumhurbaşkanı baş komutan sıfatını taşısa da asker Cumhurbaşkanına bağlı değil.

Daha önce de yazdık, o meşhur geçici onuncu madde. Güvenlik güçlerinin sivile olan bağlılığını ortadan ayırıyor.

Halbuki askeri rejimden son darbe denemesiyle birlikte yıllardır acılar çeken Türk halkının vermiş olduğu demokrasi sınavına hep birlikte şahit olduk.

Türkiye bu sıkıntıları son yaptığı yasal düzenlemelerle aştı. Artık Genel Kurmay Başkanı yasalarla Ankara Hükümetinin bir memuru durumuna geldi.

Doğrusu muydu ? Elbette ki buydu.

Bunu askerin itibarını sarsmak için yazmıyorum. Askerin yeri kışlasıdır, siyaset yapmak değil. Polisin yeri de karakolu ve şehrin sokaklarıdır.

Demem o ki, herkes yerini bilirse sorun da çıkmaz.

Gelelim yeniden ülkemize. Dediğim gibi bizim ülkede her şey birbirine girmiş durumda, ciddi bir yetki karmaşası var. Günlerce yazdık. Polis teşkilatının güçlendirilmesi lazım. Yapılıyor mu, hayır. Bugüne kadar da kesinlikle bilinçli olarak yapıldı.

Ülke nüfusu son 10 yılda ciddi oranda arttı ve artmaya devam ediyor. Bu artışın temelinde yabancılarla birlikte suçlu ithali de var. Peki nasıl çözülecek güvenlik sorunu.

İçişleri Bakanlığına çok görev düşüyor

Sırayla gidelim. Polisin ya da tüm güvenlik güçlerinin sivil otoriteden emir almaması ciddi bir sorun mudur? Bana sorarsanız bazı durumlar hariç hayır değildir. Bugün polis teşkilatının güçlendirilmesine Polis Genel Müdürü ya da KTBK engel midir? Elbette hayır.

Devam edelim. Yasalarla KKTC'ye gelen öğrenci ya da turistlerin giriş koşullarının ağırlaştırılması Hükümetin ya da daha doğrudan söyleyelim İçişleri Bakanının yetkileri arasında değil mi?

Her ne kadar tanınmamış bir devlet olsak dahi ,birçok ülkeden daha iyi korunduğumuz yalan mıdır?

Her ne kadar bir Devlet olmanın vasıflarını tam olarak taşımasak da polisimiz ve ordumuz yok mudur?

Anlatmaya çalıştığım, bugün ülke de yaşanan asayiş sorunlarının temelinde polisin sivile bağlanması değil hükümetlerin duyarsızlığı ve İçişleri Bakanlarının arsa ve izin işlerine bakmanın ötesinde bir şey yapmaması yatıyor.

Hukuk devleti olduğumuzu kabul ederek yola çıkarsak, şu an ki hükümet ülkeye giriş çıkışları sertleştirecek önlemler alırsa, Polis teşkilatının bunu uygulamamak gibi bir lüksü olabilir mi?

Adınız gibi emin olun söz konusu bile değil.

İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars yeni olduğu kadar tecrübesiz bir vekil ve seçilir seçilmez oldukça önemli bir bakanlığın başına getirildi. Elinde tabii ki bir sihirli değnek yok ama artık Baybars'ın kollarını sıvayıp iş yapması lazım, yapması lazım ki hem rüştünü ispatlasın hem de halk hükümete güven sağlasın.

Ortada çok ilginç bir tablo var. Gösterilmek istenen aynen şudur; "polis güvenliği sağlamaktan aciz". Hayır efendim polis güvenliği sağlamaktan aciz değil, memlekette güvenliği sağlayacak yeterli polis ve teknik donanım yok.

Geri kalmış bir ülke de polis ne yapacak?

İçişleri Bakanına işini tarif etmek benim haddim değil, ancak tavsiyelerde bulunabilirim. Örneğin tüm gelişmiş ülkelerde artık mobese kamera takip sistemi var. Hızlı bir şekilde kalabalık şehirlerin ya da daha da sınırlayalım bunu, kalabalık caddelerin güvenliği kameralarla sağlanabilir. Düşünsenize başınızın üzerinde attığınız her adımı kaydeden birkaç yüz kamera olursa siz kolay kolay suç işleyemezsiniz. Bilirsiniz ki kameralar sizi kaydetmektedir ve suçu işler işlemez yakalanmanız an meselesidir. Geri kalmış ülke diyorum. Eğer bir ülke de suç işlendikten sonra polis dükkan dükkan gezip mağaza sahiplerinin kamerasından suçluları bulabiliyorsa, bu suçların işlenmesinde birinci derece suçlu devletin kendisidir.

Devam edelim, hava ve kara liman giriş çıkışları. Ülke de ciddi anlamda muhaceret memuru sıkıntısı var. Güya yirmi istihdam yapılacakmış, peki bunun olması için bıçağın kemiğe dayanması mı lazım?

Havalimanlarındaki cihazlar kesinlikle gelişmiş değil, sahte pasaportu çoğu zaman tanımlayamıyor bile ! Görevlinin şüpheleri üzerine sahte pasaportla giriş yapmaya çalışanlar yakalanıyor. Muhaceret memurunun önündeki cihazlar hızla yenilenmeli ve modernleşmeli.

Bunun da mı sorumlusu polis? Suçlu yine siyasi erk.

Güvenlik kamera sistemi yok, devriye yapacak polis yok, teknik olarak son derece geri kalmış bir işletim sistemi, memleket sorma gir hanı, sonra da polis sivile bağlansın.

Usta polisin sivile bağlanması konusuna gelinceye kadar İçişleri Bakanlığının yapacak çok ama çok işi var.

Kimse Baybars'tan bir dokunuşla harikalar beklemiyor ama sanırım bir yıl içinde bu saydıklarımın hepsi yapılır ve işler hızla yoluna girer.

Bir ülke de suçlular korkmadan suç işleyebiliyorsa bunun sorumlusu polis mi yoksa ülkeyi yönetenler mi?

Hükümet olarak siz polise ne kadar imkan sunarsanız polis de o kadar iş yapar. Siz sunun tüm imkanları, yapın tüm yenilikleri, sonra polis işini ihmal ederse medya o polis teşkilatını yer bitirir.

Tanınmamış bir ülkeyiz ne yapalım, ambargo var ekonomimiz kötü deniliyor. Bunu diyerek başarısızlığımızı nasıl ki örtemeyiz, modern dünyanın uyguladığı güvenlik kurallarını uygulamamakla polis başarısızdır, sivile bağlansın demekle de başımızı kuma sokan deve kuşları gibiyiz.

Olay bu kadar nettir.

****************

Günün sözü

İtfaiye ile ateş arasında tarafsız kalamam

Winston Churchill

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları