Ankara, Akıncı'yı neden itibarsızlaştırdı?

Yayın Tarihi: 27/11/18 07:30
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu'nun Rum Politis gazetesine vermiş olduğu röportaj gündeme bomba gibi düştü. Dikkat ettim de neredeyse hiçbir gazeteci bu konuyu ciddiye alıp bir kelam kesmedi. Bugün yazan çizen olur mu bilemem. Hani ciddiye almak demeyelim de belki de gereksiz bir gündemin ve tartışmanın olmaması için gazeteciler Çavuşoğlu'nun açıklamalarıyla ilgili kayıtsız kalmayı tercih edebilirler.

Fakat ortada konuşulması gereken başka bir gerçek var ki zaten bu haber sitelerinde aynen benim düşündüğüm gibi yansıdı. Sanki de Bakan Çavuşoğlu, Rum gazetesi üzerinden Cumhurbaşkanı Akıncı'ya "artık seni istemiyoruz" mesajı gönderdi. Sırasıyla konuşalım bu konuyu.

Bakan Çavuşoğlu'nun Kıbrıs konusunda Cumhurbaşkanı Akıncı ile ters düştüklerini Rum basınından duyurması ne kadar gerekliydi ?!

Sorulması gereken önemli sorulardan biri bu. Bence son derece yanlış olmuş, gerek yoktu. Kıbrıs müzakerelerinde Ankara ile Akıncı'nın arasının açık olduğu herkesçe biliniyor zaten. Ama konu sadece bundandır deyip de kesip atmamak gerek.

Federasyon zaten Türk tezi

Şimdi bu yazacağımı Türk Dışişleri Bakanı'nın bilmiyor oluşu mümkün mü? Elbette ki değil. Bir kere çözüm şekli olarak zaten Federasyon bir Rum tezi değil, tek kelimeyle Türk tezi. Yani çözüm şekli olarak Federasyon "Akıncı'nın şahsi fikridir" demek anlamsız oldu. Bakan Çavuşoğlu açıklamasının devamında federasyonun da bir çözüm şekli olabileceğini fakat bunun denendiğini ama başarılı bir netice alınamadığını teslim etmesinden de anlıyoruz ki aslında Çavuşoğlu da Federasyon'a karşı değil.

Mevlut beyin bu konudaki rahatsızlığı Rumların herhangi bir çözüm yapmak yerine mevcut yapıyla dalga geçiyor olmasıdır.

Zaten bundan dolayı Rumlara "nasıl bir çözüm istiyorsunuz" diye soruyor. Aslında kendisi de biliyor Rumların herhangi bir çözüme sıcak bakmadığını ve mevcut durumun devamını istediklerini.

Aslına bakacak olursanız mevcut durumun devamı sadece Rumların değil Türkiye'nin de çıkarlarına uygun. Bu nedenle Kıbrıs'ta değil federasyon hiçbir çözüm en azından şu sıralar mümkün gözükmüyor. Haftaya bugün ya da birkaç ay sonra şartlar değişirse de şaşırmayın.

Akıncı'nın şahsi fikridir demesi ise "Ankara olarak biz artık Federal bir çözümü desteklemiyoruz" mesajını hem Rum tarafına hem de Akıncı'ya bir kez daha tebliğ etmesi anlamına geliyor.

Akıncı küçük düşürülmemeli

"Mustafa Akıncı'nın Kıbrıslı Türklerin seçilmiş lideri olduğunun belirtilmesi üzerine de Çavuşoğlu "Olabilir; ancak hem Kıbrıs Türk hükümetinin hem de Kıbrıslı Türklerin de söz hakkı vardır." http://www.kibrispostasi.com/c137-GOZDEN_KACMAYANLAR/n269142-cavusoglu-akinci-ile-gorus-ayriligini-ilk-kez-acikca-ortaya

Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun bu cümlesinden de yola çıkalım ve felaket çığırtkanlığı yapmadan yorumlayalım.

Rum meslektaşımız her kimse önemli bir soru sorarak önemli bir cevap almış Bakan Çavuşoğlu'ndan. Fakat Çavuşoğlu'nun basına yansıyan kısmında Çavuşoğlu'nun söylediklerinde herhangi bir yanlış yok. Zaten şahsi fikrim diye de ekliyor açıklamasının devamında.

Ancak KKTC Cumhurbaşkanını toplum lideri statüsünde olan deyim yerindeyse masanın Ankara tarafında oturan adamı itibarsızlaştırmış oldu ki yazının başında da ifade ettiğim gibi buna hiç gerek yoktu.

Peki şimdi ne oldu? Cumhurbaşkanı Akıncı gidip de Rum liderle neyi nasıl görüşecek. Yakın zamanda ya da uzak zamanda. Ortada gün gibi açık bir sonuç var. Ankara Hükümeti, Kıbrıs Türk tarafının görüşünde değil. Akıncı nasıl ve ne şekilde Rumlara gidip "ben Federasyonu savunuyorum gelin bunu görüşelim" diyecek.

Bu durum şimdilik ortadan kalkmış görünüyor.

Kıbrıs sorununda bir nevi sona gelinmiş gibi, tüm köprüler atılmış gibi bu süreçte Akıncı artık sanki de Türk tarafının görüşlerini savunamaz duruma getirilmiş oldu.

Evet bizim ülkemizde Cumhurbaşkanları Kıbrıs sorunundan ötürü ve bugüne kadar teamüller gereği görüşmeci unvanına sahip. Zaten olası bir çözümü de halk onaylayacak.

Hani Akıncı ben şunu istiyorum dese de Çavuşoğlu'nun dayandığı KKTC hükümeti ben bunu istiyorum dese de Kıbrıs Türk halkı karar verecek.

Felaket senaryosu yazmak istemiyorum ama Türk Dışişleri Bakanı bu açıklamasıyla, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Türk tarafının sanki de görüşlerini değil kendi görüşlerini savunuyor durumuna düşürmüş oldu.

Unutmamak gerekir ki Başbakan Tufan Erhürman ile birlikte CTP, çözüm konusunda halen federasyonu savunuyor ve bu konuda Cumhurbaşkanı Akıncı'yı destekliyor. Yani bir nevi hükümetin iki ayağı Akıncı'yı desteklerken evet diğer iki ayağı Akıncı'yı desteklemiyor.

Bu bir kısır döngü gibi uzar gider.

Sonuca bakacak olursak Bakan Çavuşoğlu'nun açıklaması, % 62 oy almış bir toplum liderini ve devlet başkanını itibarsızlaştırmışla kalmadı, federal çözüm vadederek Kıbrıs Türk halkından yüksek oy almış bir siyasetçiyi de pasif duruma yitmiştir.

Son derece gereksiz ve tehlikeli bir gelişme olarak nitelendiriyorum.

Ankara'nın gelinen bu aşamada bunu yapmasına bence hiç gerek yoktu. Devlet terbiyesine son derece önem veren bir ülke olan Türkiye'nin neden böyle bir yola başvurduğunu da anlamış değilim.

Akıncı ister bir daha aday olur ister olmaz. Federasyonu değil de başka bir çözüm şeklini ya da kesinlikle çözümsüzlüğü savunan bir devlet başkanı da bu göreve gelebilir birkaç yıl sonra ama Ankara'nın bu tür tutumlar içine girmesi KKTC ve Türkiye dostluğunu bozmak isteyen felaket tellallarının ekmeğine bal sürmekten öteye gitmemiştir.

Kaldı ki Kıbrıs'ta çözüm Türk tarafı açısından zaten bir bacaklı değildir. Burada birinci Kıbrıs Türk halkının, ikinci KKTC Cumhurbaşkanı'nın en nihayetinde de Türkiye'nin oluruyla sonuca ulaşabilecek bir çözüm şekli gerçekleşebilir.

Öte yandan Kıbrıs'ta çözüm Rum tarafının olurunun ötesinde büyük aktörlerinde oluruna takılmış durumdadır.

Sonuca bir daha bakacak olursak zaten ortada bir çözümsüzlük ve bu çözümsüzlüğü destekleyen birçok aktör vardır.

Rum basını üzerinden Akıncı'yı dövmek ancak ve ancak KKTC halkının ve devletinin itibarını zedeler, üzer ve öfkelendirir.

Peki böyle şeylere ihtiyacımız var mıdır? !

Olayın en ilginç kısmı da Kıbrıs'ta federal çözümü savunan Talat gibi Soyer gibi CTP vekilleri gibi siyasilerin bu duruma hiç ses çıkarmamasıdır.

Hayırlısı bakalım.

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

"Ne yapalım yani bu dünyanın gerçekleri varsa, bizim de hayallerimiz var."

Pablo Neruda

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.