Polisin otoritesi sallanmasın!

Yayın Tarihi: 10/01/19 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Polisin otoritesi sallanmasın!

Herifi Girne Kapısında dövmüşler av arkam demiş. Rahmetli babaannem bu örneği çok verirdi ve çocuk aklımla tam olarak ne demek istediğini anlamaz sorardım; "ay oğlum arkan varsa biri sana bir şey yapamaz" bu söz o anlama gelir derdi.

Birkaç gündür memleket şiddet haberleriyle çalkalanıyor. Kim haklıdır kim haksızdır meselenin özünde o ayrı konu ama kimse kimseyi darp etmeye, öldürmeye teşebbüs edecek noktaya varmaya hakkı yok.

Son iki günde tanık olduğumuz olaylarda bir kez daha anladık ki eğer cüzdanın doluysa polisten de torpilin olabiliyor, doktorlardan da.Yok eğer garibanın tekiysen ayvayı yediğin gündür.

Eğer zengin biriyseniz ve başınız belaya girmişse parayı konuşturur ve küçük sıyrıklarla kurtulmanın yolunu arasınız girmiş olduğunuz beladan. Eğer zenginseniz paranızla satın almayı başardıklarınız size iyi davranır, muameleleri iyi olur.

Ama fakirseniz yani bir diğer deyişle arkanız yoksa sizi korkutur ve sindirirler.

İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars'ın bir açıklaması oldu önceki gece. Çok hoşuma gitti; devletin otoritesini sarsmak kelimesini kullandı. Halkın hem devlet üzerinde hem polis üzerinde ki güveninin sarsılmasından bahsetti ve buna izin vermeyeceklerini ifade etti.

Son derece önemli ve yerinde bir açıklamaydı. Umarım gerçekten yaşanan tüm şiddet olaylarını sonuna kadar takipçisi olur Sayın Bakan.

Sokaktaki vatandaşın aklındaki algıyı sizlere net olarak söyleyeyim; eğer paran varsa herkesin bir fiyatı vardır satın alır ve kurtulursun.

Bu durum ille ki böyle değil belki de ya da küçük bir zümre için geçerlidir ama gelin görün ki vatandaşın zihnindeki genel algı böyledir.

Eğer algı böyleyse o zaman herkes kendi adaletini kendi arama yoluna gidecektir.

Kaldı ki zaman zaman belki de bu oluyordur ama kamuoyuna yansımıyordur.

Mafyacılık oyunu oynayanlar

Bu yaşın sahibiyim zaman zaman gerçekten kendini mafya zanneden birçok insana rastladım. Kabadayılara da rastladım. Kabadayılara saygım vardır, kabadayılar namus bekçisi olurlar çoğu zaman. Fakiri ve güçsüzü korurlar, mafyalar deyim yerindeyse siyasete yön verirler ve ülkenin kararlarında etkin olurlar. Bizim memlekette mafya yok, onu söyleyeyim.

Eline silah alan, arkasında birazcık devlet gücü bulan sakin insanları "seni şöyle yaparım böyle yaparım" deyip korkutabiliyor.

O sizi tehdit eden insanların gözünün içine bakıp "polise gidiyorum" deyin bakalım yüz ifadeleri nasıl değişir.

Kimse o korkunç yere cezaevine gidip girmek istemez, buna adınız gibi emin olun.

Ama asıl sorgulanması gereken ise şu; dünkü yazımda son iki yılda yaşanan cinayet, katle teşebbüs, fiziki darp ve yaralanmaları yazdım. İstatistikler ortada, durum son derece vahim, asıl sorgulanması gereken durum, bu suçları işleyen insanlar neye güvenerek bunu yapıyorlar. Dayanakları ne? Kime güveniyorlar?

İnanın ki ülkedeki tüm otoriteler sorgulanıyor ve zan altında kalıyor böyle olunca.

İşte o zamanda Bakan Baybars'ın dediği oluşuyor; halk devletine olan inancını kaybediyor ki bu çok tehlikeli bir durumdur.

Filanca bana bunu yaptı, mahkemeye versem, polise gitsem bir şey çıkmaz deyip ya siniyor ya da kendi cezasını kendi uygulama yoluna gidiyor.

Bu düşünce tarzı KKTC'de her geçen gün artmaktadır ve artarak devam edecektir.

İşte bu nedenle polis işi daha sıkı tutmak zorundadır.

Kaç kez yazdım; Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu, teşkilatın içindeki çürük elmaları temizlemelidir.

Mafya'nın tanımı nedir?

Size bir genel kültür olması da maksadıyla Mafya'nın genel tanımını anlatan bir yazı paylaşıyorum. Keyifle okumanızı umarım.

Mafya (İtalyanca: Mafia) ya da CosaNostra (Türkçe: bizim işimiz ya da şeyimiz ya da davamız) yasa dışı işlerle uğraşan, zor kullanarak birtakım gizli çıkarlar sağlayan, çoğunlukla gizli ve hiyerarşik bir teşkilatlanmaya dayalı örgüt ya da bu örgütün mensubu kişiler anlamına gelir. Kumar, ticaret, uyuşturucu, finans, inşaat, kadın ticareti ve fuhuş, kaçakçılık, gasp ve adam öldürme, fidyecilik gibi yüzlerce yasal ve yasa dışı sektörde faaliyet gösterebilir.

1860'da Sicilya'ya gelen Napoli Kralı IV. Ferdinand, Fransız Devrimi'nden sonra olası bir Fransız işgaline karşı 1283'lerdeki bir savaş çağrısından esinlenerek MAFIA'yı (Morte alla Franciaİtaliaanela: İtalya, Fransa'ya ölüm diye bağırıyor) kurdu.

Fransızcada gizli teşkilat manasına gelen mafia veya maffia kelimeleri Sicilya lehçesinde de aynı manayı ifade etmektedir. Mafya şeklinde de söylenen bu kelime, ortaçağ sonlarında kullanılmaya başladı. Ortaçağ sonlarında Müslüman ve İspanyol idarelerini devirmeye yönelik bir teşkilat olarak ortaya çıkan mafyanın kökü mafie denen küçük silahlı gruplara dayanır. Bu gruplar Sicilya'daki toprak sahiplerinden ürünlerini koruma karşılığında haraç almaya başladılar. İdarecilerin keyfi tutum ve davranışlarından yılmış olan halk da mafyaya sığınmaya başladı. Sicilya'nın batısındaki köylerde yerleşik çeşitli mafya aileleri ve aile grupları bir konfedarasyon altında birleştiler. 1900'lü yıllarda kendi yörelerinde ekonomik faaliyetlerin hemen hepsini denetim altına aldılar. Mafya Sicilya'daki büyük toprakların idaresini hızla ele geçirdi. Mafya üyeleri BenitoMussolini'nin baskıcı idaresi zamanında geniş çapta tutuklandılar. Pek çok mafya üyesi uzun süreli hapis cezasına çarptırıldı. Ağır bir darbe indirilen mafya mensupları İkinci Dünya Savaşından sonra serbest bırakıldılar. Yeniden toparlanan mafya, Sicilya'nın orta ve batı kesimlerindeki kırsal alanlarda tutunamayarak Palermo'ya yöneldi. Burayı kendine merkez üssü olarak seçti.

Sanayi, ticaret ve inşaat sektörlerine, ayrıca rüşvet, şantaj, haraç ve kaçakçılık işlerine girdi. İtalya'dan ABD'ye olan göç hareketi sırasında Amerikan Suç Teşkilatlarıyla yakın münasebet kuran mafya, ABD'ye gönderilen eroinin işlenmesi ve taşınması işiyle uğraşmaya başladı. Bu işten elde edilen yüksek miktarda para, mafya içindeki çeşitli gruplar arasında şiddetli bir rekabet doğurdu. Bunun neticesinde cinayetler arttı. Resmi makamlar mafya üyelerinin üzerine yeniden gittiler. Sicilya ve İtalya'dan göç eden gruplar içindeki mafya üyeleri, ABD ve Güney Amerika ülkelerinde benzer bir teşkilatlanmaya girdiler. Bu ülkelerde meydana gelen kanundışı faaliyetler, mafya tarafından yürütüldü. İçki yasağının kaldırılmasından sonra Amerikan mafyası; kumar, sarı sendikacılık, dolandırıcılık, tefecilik, uyuşturucu kaçakçılığı ve fuhuş gibi işlere girdi. ABD'deki en büyük ve en güçlü suç teşkilatı durumuna gelen mafya, kanundışı yollarla kazanılan paraları otel, lokanta ve eğlence yeri gibi yerlere yatırdı.

ABD idaresi mafya hakkında yaptığı takibat ve soruşturma neticesinde, ülkenin dört bir yanına dağılmış pek çok bağımsız grup veya aile tarafından mafya faaliyetlerinin yürütüldüğünü tespit etti. Buna göre her şehirde bir veya birkaç aile hakimdir. Her ailenin başında bulunan don adı verilen patronlar ve her patronun altında yardımcılık vazifesini yürüten bir ikinci don ile kurmay olarak güçlü ve nüfuzlu konumu olan bir consigliere (danışman) bulunur. Patron yardımcısına bağlı olarak çalışan coporegimeler (teğmen), patronun teşkilatın kanundışı işleriyle doğrudan ilişkiye girmemesini sağlar. Ailenin kanuni olan işleri, otomatik satış makineleri (marketler, lokantalar vb.) ile fuhuş, kumar ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi kanundışı işleri caporegimelere bağlı askerler tarafından yürütülür.

Bugün çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren mafyanın ABD'deki ağırlığı giderek azalmaktadır. İtalyan ve Sicilyalı azınlıkların ABD toplumuyla kaynaşması ve mafyanın kolayca eleman bulamaması bu neticeyi doğurmuştur.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Mafya

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

Yalnızca tatlı dille başardığınızdan daha çok şey başarırsınız.

Al Capone

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.