Kaza geliyorum der... Aklınızla...

Yayın Tarihi: 05/03/19 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Kaza geliyorum der... Aklınızla...

Yazının hemen başında belirteyim, hafta sonuna kadar yurt dışında olacağımdan bu hafta başka yazı yazamayacağım, İnşallah Pazartesi yine birlikte olacağız.

İçimizde trafik canavarı falan yok, sadece yollarda hiç kimsenin canını dikkate almadan sürat yapan külhan Beyleri var. Eskiden sürat yapanlar yanımdan Azrail ile yarışırcasına geçip gittiğinde, Allah acısın diye söylenirdim, şimdi bir başkasını öldürmeden umarım ölürsünüz diye beddua ediyorum. Bakın bu kadar da açık yazıyorum bunu. Gece yarıları park yerlerinde arabalarıyla show yapanlar mı istersiniz, yollarda her gün birilerinin trafik kazalarında öldüğünü görülmesine karşın yarışanlar mı istersiniz, akıl alır gibi değil. Mesele şu, bu sürati yapanlar ölmesi halinde memleket kurtulur, ama başkalarını da öldürmeden ölmüyorlar. Bu hepimizin çocuğu, babası, annesi olabilir. Ve işin en kötüsü bu her an başımıza gelebilir.

Geçtiğimiz hafta bir meslektaşımla bir petrol istasyonuna girdim. Siyah bir spor araba içinde siyah mont giymiş cakalı bir erkek, yanında da güzel bir kız benzin almaya gelmişler, genç benim arabama hafif değdi, park edeyim derken, ben dahil herkes inip baktık çizildi mi diye ama "afa" hani onların dilinde yazalım hiç havasından ödün vermeden benzinini aldı ve kaçtı. Hani bir "abi bir şey mi oldu, çok pardon" dahi demeden, plakayı aldım ve düşündüm o an Lefkoşa Polis Müdürünü arayıp doğrudan şikayetçi olayım, koca Pazar mahvolacak deyip vazgeçtim. Belki de vazgeçmemeliydim. Çizik de olmadığı için şikayetçi olmam belki de yersiz olacaktı ama bu saygısız davranışına bir ders vermek için.

Niye yazdım peki bunu; işte anlattığım gibi gençlerle dolu memleket. Adamların umurunda değil, yanındaki hatuna hava atsın diye belki sürat yapacak ya kendi ya yanındakini ya da başkalarını öldürecek ve biz gazetelerdeki aynı ağlayan aileleri göreceğiz. Polisin suçu yok, polis son derece ciddiye alıyor bu işi. Yalnız Girne'deki polis arkadaşlar, Girne çemberine 30 değil de 40 km hızla giren sürücülerin peşine düşmenin yanı sıra şu Lefkoşa-Girne anayolunu da gece yarıları bir kontrole alsınlar.

Asıl iş orada.

Türk sigortalı olmayı şimdi anladım

Her şey de olduğu gibi ülkemizdeki sigorta sisteminde de sıkıntılar olduğunu ve bunların bir an önce iyileştirilmesi gerektiğini her zaman gözlemleme şansı buluyorum. Tüm bu karmaşanın içinde Türk Bankası gibi önemli ve köklü bir kuruluşun parçası olan Türk Sigorta Sigortacılık işini en iyi yapanlar arasında başı çekiyor. Bunu yazmamın elbette ki geçerli sebepleri var. Bilirsiniz hiçbirimiz yılsonu geldiğinde yüksek sigorta ücreti ödemek istemeyiz, öderken de her zaman söyleniriz. Ben de aynen bu kategoriye giriyorum. Hatta Bankadaki müşteri temsilcime "benim arabanın hiç fiyatı düşmüyor " diye takılırım, müşteri temsilcimde "öyle demeyin ya kötü bir kaza geçirirseniz, yerine başka bir araç alabilmelisiniz" der. İşte bu cevabın ne anlama geldiğini geçtiğimiz kötü bir tecrübeyle idrak etmiş oldum.

Malum memlekette İngiltere havası yaşıyoruz, hava aniden yağışlı ve güneşli oluyor. Geçtiğimiz hafta sonu benden kaynaklanmayan bir kaza geçirdim.

Karşı taraf suçlu olduğunu kabul etti ve polis çağırmadan bu sorunu çözüp çözemeyeceğimizi deneyi demek istedik. Karşı taraf sigortasını aradı ve durumu anlattı; aldığı cevap tam gazete manşetine eşdeğerdi "ben şimdi Karpazdayım gelemem polisi ara".

Kazanın şokunu atlatmaya çalışan kızcağız pür ateş, haliyle ve haklı olarak. İsmini vermem doğru olmaz karşı tarafın sigortasını rencide etmemek adına. Telefonu hemen ben çevirdim, yağmur da bir taraftan tüm şiddetiyle yağıyor. 24 saat acil hattı bulunan ürk sigortanın yetkilisi son derce kısa ve pratik konuştu; "Siz tamam mısınız? Suçlu taraf kim? Sigortası ne diyor? Polis raporu alın ne olur ne olmaz, gereğini yaparız rahat olun".

Kendi kendime dedim ki işte benim sigortam. Karşı tarafa aldığım cevabı anlattım; sigortam biter bitmez Türk sigortaya geçeceğim oldu ama hayli sinirli ve gergin olarak.

Daha bitmedi. Hafta başı onların sigortasına gittik, ilgilendiler tabii ama benim mağduriyetimi giderirken karşı taraf "peki benim araba" diye her seslendiğinde "siz bekleyin, acele etmeyin" cevabı aldı. Ben de dayanamadım ve gülümseyerek "evet siz bekleyin ben birinci sınıf siz üçüncü sınıfsınız" diye iliştim. Kendi müşterilerine nasıl davrandıklarına şahit oldum.

Ardından kaportacıya gittim ve aracımda kısa süre önce meydana gelen bazı çizikleri göstererek bunları da yapalım dedim. Hani gelmişken; kaportacı sigortanızla konuşun tamam derlerse yapalım dediler.

Telefonun ucunda Sefa Doğan vardı. Durumu anlattım; cevap ilk seferki gibi kısa ve netti; "olur Gökhan Bey yardımcı olalım, kaportacı bize hasar tespiti göndersin. Aracınız yoksa hakkınızdır size hemen araç temin edelim"... Sefa Bey bunları söylerken ben haliyle şaşkınım, biraz daha muadili, araba verelim konforunuz bozulmasın diyecekler, bir de karşı tarafın sigortacısı geliyor aklıma.

Olur mu peki dedim araç verecek misiniz? Cevap kısa ve net "elbette ki hakkınız bu, sizi araçsız bırakmayız, rahat olun".

Bir tarafta müşterisine Karpaz'da olup gelemem diyen sigortacı ile size araç verelim mahrum olmayın diyen sigortam.

Kaç kişinin sigortasından şikayetçi olduğunu biliyorum, sık duyduğum şikayetler zira.

Kazayı yapmanın ardından tamire vereceğim ana kadar hem Türk Sigorta'nın hem de Sefa Beyin alakası ve ilgisi 10 numara, tek kelimeyle. Karşıda arabamı onarmak istemeyen bir sigorta değil, beni yayan bırakmak istemeyen bir sigorta var.

Daha uzun bir yazıyı hak ediyorlar. Sigorta sektörünün hızla iyileştirilmesi ve dünya standartlarına çıkarılması gereken bir ülke de Türk sigorta daha uzun bir yazıyı fazlasıyla hak ediyor.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Bir gün ayrıldık ve sevilmekten eskimiş bir renk gibi hissettim kendimi…

CEMAL SÜREYA

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.