Bir çözümün maliyeti...

Yayın Tarihi: 21/06/19 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Kıbrıs sorunuyla ilgili umutsuz ve olumsuz sözler söylemek ve çözüm olmayacağına dair bir algı yaratmak son derece kolay ve sık yapılan bir olaydır. Liderler sorunu çözmekle uğraşırken çözümden sonraki fotoğrafın nasıl olacağını, yeni kurulacak federal devleti nelerin beklediğini de konuşmak gerekiyor. Çünkü mesele Kıbrıs sorununu çözmekle bitmiyor. Örneğin çözümden sonra kurulacak yeni devletin borç yükü ne olacak, her iki devletin diyelim konunun daha iyi anlaşılabilmesi için kendi iç borçları ve dış borçları ne kadardır ve bu borçlar yeni devlete nasıl bir yük getirecek; bu sorular son derece önemli.

Aslında hiç bunlar konuşulmuyor…

Ben ekonomist değilim ve bu tür önemli soruların cevabını elbette ki iyi ekonomistler kategorisine koyduğum değerli ekonomist dostum Görkem Çelebioğlu'na sordum ve yalnızca benim için değil, siz okurlarım için bir değerlendirme yapmasını istedim.

Oldukça çarpıcı veriler çıktı ortaya. İşte Görkem'in değerlendirmeleri;

Yeni Federal Devlet'in borç yükü ne olacak?

Olası bir çözüm olsa daha önce açıklanan rakamlar ışığında çözümün finansmanı için 25 milyar Euro gibi bir rakam telaffuz edilmekte.

Bu tutar gerçekten de çok büyük bir rakam. Bir örnek ile anlatmak gerekir ise.

Eğer Kuzey ve Güney Kurucu Devletleri'nin hiç borcu olmasaydı. Yeni borçlanılacak olan tutar yeni kurulacak federal devleti, kamu borcunun ekonomiye oranı olarak, dünya'nın en borçlu devletleri arasında ilk 10'a sokmaya yeterli.

Mevcut haliyle Kuzey Devleti'nin borcu ekonomisinin 1.5 katı, Güney Devleti'nin borcu ekonomisinin 1 katı. Avrupa Birliği'nin Euro Para birimi kullanmak için koyduğu devlet borç oranı ekonominin 0.6 katı.

Çözümün artıları ile bu borç döndürülebilir mi?

Tabi ki hepten karanlık bir senaryo çizmek doğru olmayacaktır. Uluslararası örgütlerin yapmış olduğu çalışmalar doğrultusunda Kuzey ve Güney'in birleşmesi neticesinde ada ekonomisi senede ortalama %3.6 büyüyecek ve ekonomisi 20 senede tam iki katına katlanacak.

Buna ilaveten 25 milyar Euro'ya federal devletin birinci gününden ihtiyaç duyulmayacak. Bu para kademeli olarak ekonomiye Federal Devlet üzerinden sokulacak.

Her ne kadar kurucu devletleri kamu maliyesi idare karneleri zayıf olsa da, Federal Devlet'in tutumlu ekonomik politikalar takip etmesi ile ilave finans yükü azalacak.

Ayrıca, yeni borçların kullanım alanının çoğunlukla ülke içindeki yatırımlar ve tazminatlar olacağından bu borcunda yerel ekonomi içerisinde büyük bir geri dönüşümü olacaktır.

KKTC Kamu Borcu ne durumda?

Yeni Federal Devlet'in kurucuları olacak olan KKTC ve Güney Kıbrıs'ın halihazırda borçlarına azaltmak yönünde finansörlerine verdiği sözler mevcut.

KKTC Devleti'nin borcu 2015 yılı itibari ile 5 Milyar USD. Bu tutar KKTC ekonomisinin ortalama bir buçuk katı. Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında imzalanan 2016-2018 Ekonomik protokol çerçevesinde Telefon Dairesi ve Limanlar özelleşecek.

Devlet Sosyal Sigortalar ve Elektrik Kurumu dışında hiçbir kamu iktisadi teşebbüsüne zarar bütçesi ayırmayacak. Yani bu iki kurum haricindeki kurum batar ve finansman bulamazsa kapanacak.

Yukarıdaki önlemlere ilaveten Kamu'nun verimliliğini arttırmak üzere belli başlı yasalar hayata geçecek.

Güney Kıbrıs Kamu Borcu ne durumda?

Güney Kıbrıs'ta kamu borcu 22 Milyar Dolar seviyesinde. Rum ekonomisinin bir katı.

Güney Kıbrıs mevcut hali ile bu borç stokunu önümüzdeki 4 sene içerisinde 5.5 milyar Dolar düşürme sözünü Avrupa Birliği'ne verdi.

Bunu başarabilmesi için devlet gelirlerinin harcamalar ve borç faizlerinin üzerinde olması gerekli. Şu anda bu fark ekonominin %0.5'i seviyesinde. Bu süratle devlet borcunun ödenmesi Avrupa Birliği'nin Güney Kıbrıs'a dayattığı 2020 hedefleri için yeterli olmayacaktır.

Hedeflere ulaşılması için AB yeni tedbirlerde diretmekte. Güney Kıbrıs Ekonomisindeki sıradaki gelişmeler Özelleştirme ve Kamu Verimliliğini arttıracak reformlar ile ilgili olacak.

Şu an itibari ile yapılmakta olan reformlar: Güney Kıbrıs Telefon Dairesi (CTA) ve Elektrik Kurumu (EAC) özelleştirilecek, devlet bürokrasisi e-devlet sistemi ile azaltılarak girişimcilerin önü açılacak ve devlet memurlarının maaşları performanslarına endeksli olacak.

Bu açıdan baktığınızda Güney Kıbrıs ve KKTC ekonomilerinin mevcut hallerinde kamu borcu ve gerçekleştirmeleri gereken reformlar haliyle fazla.

Çözümü kim finanse edecek? Koşulları ne olacak?

Finansın temel kurallarından biri Risk ve Getiri oranıdır. Yüksek riskli yatırımlar yüksek faiz getirilerine sahip olmalıdır.

Federal Devlete kullandırılacak olan borcun vadesi ve faiz oranı maalesef müzakere masasında iki toplumun görüşlerini alarak hesaplanmayacak.

Çözümün finansmanı Londra ve New York merkezli çok uluslu finans ve kredi notu şirketlerinin değerlendirme departmanlarında ortaya çıkacaktır.

Bu kuruluşlarda kurucu devletlerin geçmiş kredibilitesi, mevcut siyasi istikrar ve geleceğe karşı olan güven ortamı önemli olacaktır.

Maalesef iki kurucu devletin de geçmiş kredibilitesi çok düşük. İki devlet de finansörleri tarafından özelleştirmeler ve kamu reformları yapmaya itildi.

Yeni kurulacak olan Federal Devlet Dünya üzerinde daha önce hiç denenmemiş koşullar altında kurulacak. Birbirleri ile ticari ilişkisi yok denecek kadar az olan, birbirine karşı kronikleşmiş bir güvensizliği olan iki toplum dünyada ilk defa denenmiş bir sosyal deneye tabi olacak.

Geçmiş ve gelecek ile kaygılı durum mevcut. Ancak iki toplum liderinin verdiği pozitif mesajlar şu anda somut olarak elde tutulan tek faktör.

Yunanistan Bağımsızlık Bonoları

Finans piyasalarının ve devlet borçlarının ülkelerin egemenliği ve huzuru üzerinde etkisi büyük. Finans'ın kaynağı olayları olmasını istediği şekilde manipüle edebilmekte.

Yunanistan'ın bağımsızlık bonoları devlet borçlarının tarihsel önemi ile ilgili ilginç bir hikaye. 1821 yılında Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki Yunan halkı ayaklandı.

İngiliz halkı Yunan bağımsızlığına sempati duymaktaydı. Hatta ünlü İngiliz Şair Lord Byron Yunanistan'a gidip bizzat başkaldıranlar yanında savaştı.

Dönemin Londralı finansçıları İngiliz Halkının bu ilgisini fırsata çevirdiler. Finansörler Londra Borsa'sında ''Yunanistan Bağımsızlık Bonoları'nı halka arz etmeye başladılar. Böylece Yunanistan Halkı daha devletleri kurulmadan İngiliz Halkı'nın sempatisini nakite çevirmeyi başardı.

Bu bonolar kurulmamış olan bir devlete ait olduğundan oldukça yüksek bir faiz getirisini de beraberinde getirmekteydi. Bu da talebi daha da arttırdı.

Ancak Yunanistan'ın bağımsızlık savaşı beklediği kadar iyi gitmemekteydi. 1827 Yılı'na gelindiğinde Osmanlı isyanı büyük ölçüde bastırmıştı. Ancak İngiliz Halkı'nın finansal çıkarları artık İngiltere Devleti'nin çıkarı olmuştu. Benzer bir şekilde Yunanistan Bağımsızlık Bonolarına Fransız Halkı ve Rus Devleti de ciddi yatırımlar yaptılar.

Finansal çıkarlar 10 sene öncesinde birbirleri ile savaş halinde olan İngiltere, Fransa ve Rusya'yı birleştirdi. Bu güçler ortak donanmalarını Yunanistan'a göndermiş ve Navarin Deniz Muharebesi'nde Osmanlı Donanmasını yenilgiye uğratarak Yunan Halkı'nın aynı yıl devletlerine kavuşmalarını sağladılar.

Yunan Halkı bağımsızlığına kavuşmuştu ancak karşılığında aldığı borçlar yüksek faizi ile o kadar yüksek rakamlara ulaştı ki Yunan Devleti 1878 Yılı'na kadar bağımsızlık süresinde aldığı borçları ödedi. Bağımsızlığın bedeli 50 yıllık ekonomik çöküş oldu.

Şu anda çok farklı bir çağda yaşıyoruz. 19. Yüzyıl Avrupa'sı ile günümüzü kıyaslamak çok zor. Değişmeyen tek şey insanların para kazanma arzusu. Tarihin bize gösterdiği Federal Devlet'in geleceğini iki toplumlu halk dansları etkinlikleri değil devleti finansörlerinin istekleri olacağıdır.

GÜNÜN SÖZÜ

Mutlu insanlar; her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.