Hükümet davul çalıyor…

Yayın Tarihi: 22/07/19 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Başbakan Ersin Tatar ile Dışişleri Bakanı Kudret Özersay adeta bir hükümet bütünlüğünde açıklamalar yaptılar. "beşli zirve olacaksa federasyon dışındaki modeller de konuşulmalı".

Belli ki aralarında bir fikir birliği var. Gerçekten buna şaşırmadığım gibi kendi adıma da sevinmiyor değilim. Neden sevindiğimi de birazdan açıklarım.

20 Temmuz kutlamaları son derece zayıf geçti dersem abatmış olmam sanırım. Özellikle Lefkoşa'da düzenlenen törende resmigeçitten çok konuşmalar yer tuttu. Bana göre bir sakıncası yok. 3-5 tane askeri araç ile dört adet tankın resmigeçitlere katıldığını göz önünde bulundurursak artık 20 Temmuz kutlamalarının da sembolik ve iş ola yapıldığını düşünebiliriz.

Bunu 20 Temmuz'u önemsizleştirmek için söylemiyorum, öyle anlıyorum ki artık devlet bu tür günleri sembolik olarak kutluyor. Hani daha önce uzun askeri araç konvoyları olur adeta Rum medyasına göz dağı verilirdi.

Zamanla bazı şeyler biz de de önemini yitiriyor. En nihayetinde KKTC Devleti'nin kurucusu olan Rauf Denktaş'ın anıt mezarının doğru düzgün halen yapılamadığı bir devletten bahsediyoruz, bilmem anlatabildim mi?

Bu konulara girmeyeceğim.

Bu arada Mali protokolün artık imzalanmış olması da yerinde oldu. Umarım bizim Hükümet, Ankara Hükümetiyle olan ilişkilerini iyi bir zemine çeker ve güzel işler yapar.

Tatar-Özersay hamaseti

Gelelim Tatar ile Özersay'ın artık çözüm modeli olarak federasyon haricindeki modelleri de olası beşli toplantıda ya da görüşme masasında konuşması gerektiği uyarısına.

Hem Başbakan hem de Başbakan Yardımcısı; her ikisi de okumuş, aklı başında adamlar. Kendi alanlarında oldukça uzman kişiler. Hal böyle olunca da bu tür açıklamalara benim gülesim geliyor.

Çünkü iş ola rast gele açıklamalar ve öneriler yapıyorlar. Tek kelimeyle açıklama olsun diye bir açıklama olmuş ortakların yaptığı açıklamalar.

Yani hamaset olmuş, boş laf olmuş, bu kadar.

Rumlar hiçbir çözüm modelini istemez

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile CTP ve diğer sol partiler, bir Türk tezi olan ve Rumlar tarafında da kabul gören ancak üzerinde uzlaşıya varılamayan bir müzakere şekli.

Sanki de Rum tarafı "ben federasyonu kabul etmem başka bir model ile gelin konuşalım" dedi de gerek Cumhurbaşkanı ya da bir başkası bunu reddetti.

Hadi çıksın Anastasiadis desin "ben konfederasyon, iki ayrı devlet, falan filanı" görüşmeye hazırım, desin bunu ve akıncı reddetsin.

Hacım ortada hiçbir şekilde antlaşmak istemeyen bir Rum tarafı var. Siz hangi model önerisiyle giderseniz gidin Rumlar sizinle oturup anlaşma yapmaz. Federasyon dışında da herhangi bir çözüm şeklini müzakere etmez.

Bu kadar yıldır konuşulan federasyon tabanında anlaşamadığımız Rumlarla başka bir çözüm modeli üzerinde anlaşacağız; nasıl olacak bu?

Hadi diyelim Nisan 2020'de Cumhurbaşkanlığını seçimlerini Kudret Özersay kazandı ve dedi ki "ben federasyondan vazgeçtim, ab çatısı altında iki ayrı devlet istiyorum"; Rumlar da buna hayır dedi ki diyecek. Ne yapacak o zaman?

Ben size Kudret hocanın ne yapacağını söyleyeyim ; "o zaman bu iş bitmiştir ben artık görüşmem" deyip masadan kalkacaktır".

Hali hazırda Özersay'ın da istediği budur. İkinci Cumhurbaşkanı Talat'ın, Özersay için yaptığı "Yeni Denktaş" benzetmesi birebir doğrudur. Bir diğer deyişle Mr NO!

Madem 50 yıldır olmuyor bu iş…

Evet bir de bu cümle var. Temcit pilavı gibi Hükümet başta olmak üzere bazı çevreler bu cümleyi sık sık tekrarlıyor; " elli yıldır mademki bu iş olmuyor, başka yollara bakmak lazım"...

Bakın başka yollara, bakmayın diyen mi var. İster Hükümet ister bir başkası başka yollara baksa da baktıkları yollar herhangi bir sonuca çıkacak değil.

Açıkçası ben ne federasyonun ne de başka bir çözüm modelinin Rumlar tarafından kabul göreceğini düşünmüyorum.

Zaten Kıbrıs'ta bir süreliğine kimse çözüm istemiyor. Bunu kaç kez yazdım.

Hükümet''in Kıbrıs konusunda ağırlığı yok

Yazının başında niye hükümetin bu tür açıklamalarına sevindiğimi söyleyeyim. Nisan 2020'de ne UBP'nin ne de HP'nin adayları seçim falan kazanmayacaklar. Çünkü bu tür Ankara'ya şirin gözükmek için yapılan altı boş açıklamalar halk tarafından nefretle karşılanıyor.

Hem Tatar'ın hem de Özersay'ın Kıbrıs konusuyla ilgili herhangi bir ideolojileri yok. Olsa içim yanmaz. Her ikisinin de tek bir derdi var; Kıbrıs konusunda Ankara'ya şirin gözükecek açıklamalar yapmak.

Eğer ideolojileri olsaydı, Yine Ankara'yı mutlu edecek ama aynı zamanda halkı da inandıracak mantıklı görüşler koyarlardı ortaya.

Bu hükümetin Kıbrıs konusunda ne yazık ki ağırlığı yok. İfade ettiğim gibi ağırlığı olabilmesi için kendi özgün ideolojileri ve görüşleri olması gerekiyor.

Sizce var mı? Soruyorum size.

Çözüm şimdilik rafa kalkmıştır

Yeri gelmişken şunu da söylemekte fayda var. Bu doğal gaz konusunda Türkiye istediğini alıncaya kadar çözüm meselesi rafa kalkmıştır. Bu bağlamda başta Cumhurbaşkanı Akıncı olmak üzere herkesin çabası beyhudedir. Ama neticede bir müzakere devamlılığı da olması gerekiyor.

Bunun da en mantıklı olanı Türk tezi olan Federasyondur, bunun dışında saçma sapan hele hele Rum tarafının hiçbir zaman görüşmeye dahi yanaşmayacağı çözüm modelleri olmamalıdır.

Çözüm olacaksa olacaktır olmayacaksa olmayacaktır.

50 yıldır çözüm olmadı da biz açlıktan öldük mü? Yok! Ama tecrit edilmiş durumdayız, işte bu çok kötü.

50 yıldır çözüm olmadı ve bir 50 yıl daha olmazsa ne olacak sanıyorsunuz?

Türkiye'ye mi bağlanacağız? 50 yıl daha böyle devam edecek.

Siz kimin gerçekten çözüm istemediğine iyi bakın. Sahnedeki figüranlara değil.

Ne zaman ki Türkiye doğal gaz konusunda istediği noktaya gelecektir, göreceksiniz hükümet ortakları da dahil olmak üzere federasyon diye yanıp tutuşacaktır.

Niye yazım bunları peki?

Hükümetin Nisan 2020'de sahaya sürecekleri adaylarının bir parça şansı olsun istiyorlarsa kulağa hoş gelen bir müzik çalmaları gerekir, kuşları kaçıran davul ile zurna değil.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

İki seçeneğin var; ya kal, ya gitme! Beni yokluğunla savaştırma, kaybederim!

Özdemir Asaf

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.