Hükümet kaç gün sürecek?

Yayın Tarihi: 04/09/19 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Umut fakirin ekmeğidir derler. Hükümetin dün gece alışılagelmiş 100 gün toplantısını izleme şansım oldu. Bizim gibi gelişmemiş ülkelerde politikacıların dilek ve temennilerden oluşan ve içeriği tamamen umut veren açıklamalardan oluşan beyanatları bizim ülkemizde sıkça görebilirsiniz.

Bu kadar yıllık meslek hayatımda dün gece yapılan basın toplantısı gibi onlarca basın toplantısı izlemişimdir. Sonrasına gelince ilk yüz günün ardından beş yüzüncü gün dolunca da hükümet ya erken seçime gidiyor ya da istifa ediyor ya da düşürülüyor bir şekilde.

Yani demem o ki dün gece birçoğumuzun izlediği ve bugünün manşetlerinde okuyacağınız onlarca açıklama ve bu açıklamanın içeriğinde dilek ve temenniler, umut vari sözler, cek-cakların ardından toplamda 15-18 ay sonra tüm hükümetlerin istifa etmesi ve erken seçime gitmesi bana dün gece ki basın toplantısının da içinin boş olduğunu düşündürdü.

Bir başka deyişle yeniden söyleyecek olursak ne olmasa erken seçime gitmek zorunda kalacak bir hükümetin neyini neden dinleyim diye düşündüm ama yine de flaş bir açıklama çıkar mı diye bekledim.

Ama flaş bir açıklama çıkmadı.

Açıkçası beklediğim flaş soru hali hazırda her iki ortağı bir arada bulmuşken Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak bir tavrınız olacak mı sorusuydu ama bu soru sorulmadı.

Para gelecek deniliyor ama ne zaman?

Birçok projenin durduğunu ve ivedi olarak ek kaynak gerektiğini hepimiz biliyoruz. Uzunca bir süredir Türkiye'den yakın bir zamanda kaynak aktarılacağı sözü sıkça kullanılıyor ve bu konuda açıklamalar yapılıyor ama gelin görün ki halen bu para aktarımı yapılmadı. Başbakan Tatar açıklamasında yıl sonuna kadar 900 milyon liranın aktarılmış olacağını ifade etti. Açık konuşmak gerekirse bu para gelmeye başlamadan bunun gerçekleşeceğini sokaktaki vatandaş gibi ben de inanmakta güçlük çekiyorum. Sokaktaki vatandaş kesinlikle inanmıyor ama ben yine de inanmaya çalışıyorum.

Bu konu oldukça önemli bir konu. Sebebi de çok açık. Şu an ülke de Elektrik konusunda yaşanan sıkıntılar, Cuma günü gerçekleşecek süresiz grev, maaşlardan mahkeme emrine rağmen yapılan % 2 kesinti ve bunun sonra paşa paşa iade edileceğinin açıklanması ve daha birçok konu henüz 100 günlük olan hükümetin çok ciddi maddi kriz içinde olduğunu anlatıyor bize.

İşte bu nedenle Türkiye'den ivedi olarak gelmesi beklenen katkılara acilen ihtiyaç var.

Her ne kadar Başbakan Tatar, bu para akışının talimatının verildiğini söylese dahi yinelemekte fayda var para gelmeden benim pek inanasım yok.

Hükümetin ömrü ne kadar?

Gelelim asıl önemli soruya. Tatar-Özersay Hükümeti bu ülkenin 41'nci hükümeti. KKTC Devletinin kuruluş tarihi 1983'ü baz alırsak ilk genel seçim 23 Haziran 1985'de gerçekleşmişti. Yıl 2019 ve yaklaşık olarak devletimiz 36 yaşında ve bir şekilde 408 aydır bu devlette hükümetler kuruluyor ve bozuluyor. 408 ayı 41'e bölerseniz net istatistik olarak 9,95 ayda bir hükmet değişiyor.

Elbette ki her hükümet 9,95 ay değil daha uzun sürüyor ama istatistik olarak sayı bu. 1976 yılından baz alırsanız bu sayı fazla artmıyor; 12,5 ayda bir yeni hükümet.

Daha gerçekçi bakarsak hükümetlerin ortalama ömrü 15 ay. Bu rakama bakarak söz konusu bu hükümetin kaldı 12 ayı.

Hani 12 ay derken de kulağa gerçek dışı gelmiyor çünkü Dokuz ay sonra gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından hükümetin ömrü gerek olası ortaklar arasında yaşanacak krizden gerekse UBP içinde yaşanacak krizden dolayı bitmeye gebe durumuna gelebilecek.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk kriz olacak

Hükümetin kuruluşunun temelinde kim ne derse desin iki önemli nokta var. Bunlardan birincisi, dörtlü koalisyon içindeki DP ve TDP'nin Ankara'yı rahatsız etmesi, ikinci önemli konu ise Kudret Özersay'ın UBP-HP ortak aday olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılması ve kazanması beklentisi yatar.

Bu hükümet kurulurken ki doğal algısı budur ve iki koşulda bana göre gerçektir. İşte bu nedenle cumhurbaşkanlığı seçimlerinde her ne kadar belirsizlik devam ediyor olsa dahi ben halen Kudret Özersay'ın merkez sağın adayı değil de UBP-HP hükümetinin ortak adayı olabileceğini düşünüyorum.

En azından bu denenecek ve zorlanacak. İnanın ki olasılık dışı değil.

Eğer UBP bu konuda dirayetli durursa UBP ile HP arasında doğrudan bir kriz oluşacak, işte bu kriz en fazla cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından iki ortak arasında ciddi bir sorun oluşturacak ve hükümetin erken seçime sürüklenmesine neden olacak.

Bu durum şüphe yok ki en fazla UBP'nin işine gelecektir. Zira Başbakan Tatar'ın olağan genel kurul öncesi en geç Ekim 2020 tarihinde bir erken seçim düşündüğünü duyuyorum. Amaç ise parti içi genel kurul yarışına başbakan olarak girip kazanmak yatıyor.

Diyelim ki böyle bir kriz yaşanmadı ve hükümet yoluna devam etti. İşte o zamana kadar şekillenecek olan UBP'nin iki vekilinin yargılanma süreci UBP içinde ayrılık ve parçalanma sinyallerini yaratacak ve UBP içinden bir grup hükümeti düşürme noktasında hareket edecek.

Bu son yazdığımı da mutlaka ihtimaller arasında tutun.

Yazının başına dönecek olursak. Evet, belki hükümetin ilk yüz gününü dinledik dün gece; peki hükümetin ömrü kaç gün? Bunu bilen var mı?

*******************

Günün sözü

Ateş karşısında bozulmayan altın, altın karşısında bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan erkek; kalitelidir.

Maksim Gorki

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları