Hiç mi güzel haber yok postacı?

Yayın Tarihi: 02/10/19 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Ne berbat bir haftadan geçiyoruz, akıllara zarar gerçekten. Geçtiğimiz hafta sonu bir intihar vakası. Önceki gün Alayköy yolunda gerçekleşen kazayla ilgili herkesin ağzında kazayı yapan bayan kardeşimizin intihar ettiği iddiaları ve dün bir annenin kazara minik çocuğunu basması meselesi. Kıbrıs'ın üzerine adeta kara bulutlar çöktü. Minik çocuğun hayati tehlikesi devam ediyor. Öksüz kalan çocuklar, evlat acısına boğulan aileler. Olacak gibi değil.

Hiç mi güzel haber yok postacı?

Alayköy yolunda yaşanan trafik kazasıyla ilgili elimizde bilgiler var. Ne kadarı doğru bilemem ama yazmaya da elim varmıyor. Şiddet var, intihar deniliyor ama ne kadarı doğru bilemeyiz ama geriye üç annesiz çocuk kaldı. İşte bu koca kötü bir gerçek.

Pazartesi günkü yazımda intihar bulaşıcıdır diye yazmıştım ve gerçekleşen bir intiharın ardından başka intiharlarda tetiklenir diye yazmıştım, ne yazık ki bu doğrudur sevgili dostlar. Sanırım öyle de oldu.

Çocuğunu kazara basan anne için bir şey yazmayacağım çünkü yazılmaz. Böylesine kötü bir olayı yaşayan anneye ancak Allah sabır versin diyebilirim. Umarım minik çocuğu hayata tutunur ve yaşar. Bu acıları geçmişte kalır. Allah ömür versin minik çocuğa ama yaşanan intiharlar, öte yandan taciz edilen sekiz yaşındaki iki çocuk, bu vakaların hiç mi önüne geçilemez?

Toplum intiharın eşiğinde

"2004-2007 yılları arası %60'a yakın bir oranla artan rekor 910 "intihar girişimi vakası" tespit edildi… Annan Planı sonrası hayal kırıklığı… En çok vaka 2006…

Araştırma sonuçlarına göre yıllara göre intihar girişim sayıları 2002 – 2012 (sırasıyla): 183, 160, 226, 198, 252, 234, 209, 243, 239, 223, 199 şeklinde. İntihar girişimlerinde artış trendi arandığı zaman 2003 – 2006 yılları arasında %58'lik anlamlı artış trendi dikkat çekiyor.

En çok Mayıs, en az Şubat…

KKTC de intihar girişimlerinin en çok Mayıs, en az ise Şubat ayında olduğu da araştırma sonuçlarında dikkat çeken bir başka nokta…

Bir başka yeni veri, daha kötü…

Devlet planlama Örgütü'nün resmi verilerini paylaşıyorum sizlerle. 2013-2017 tarihleri arasındaki verilerdir. http://www.devplan.org/Ist_yillik/IST-YILLIK-2017.pdf

Suçun Nevi

Type of Crime 2013 2014 2015 2016 2017

Genel Toplam

Grand Total 6,658 5,022 4,937 4,740 5,092

Şahsa Karşı İşlenen Suçlar - Toplam

Offences Against The Person - Total 834 716 717 720 760

Taammüden Katillik ve Adam Öldürme

Premeditated Murder 6 6 4 2 9

Öldürmeye Teşebbüs

Attempt to Murder 14 10 7 7 15

İntihara Teşebbüs

Attempt to Commit Suicide 38 16 27 19 26: Toplam 126 kişi

Ciddi Bedensel Zarar ve Yaralama

Wounding and Grievous Harm 109 95 92 104 118

İhmalkarlıkla Başkasının Ölümüne

Sebep Olma

Causing Death By Negligence or Lack

of Precaution

12 9 4 4 1

16 Yaşından Küçük Kız Kaçırma

Abduction of Girls Under 16 12 3 - 1 3

Oldukça uzun veriler var DPÖ'nün sitesinde. 2013-2017 tarihleri arasında toplamda 126 kişi intihar etmeye teşebbüs etmiş kurtulan ya da hayatını kaybeden olmuştur. Olayın vahametinin ne kadar ciddi olduğunun anlaşılması için bu sayıyı ortaya koyuyorum.

Akıl hastaları da tehlike altında

Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre akıl hastanesinde tedavi gören hastalara pahalı olduğu gerekçesiyle devlet modern ilaç uygulaması yapamıyor ya da yapmıyor. Psikolojik sorunların çözümünde kullanılan ve yan etkisi çok olan ilaçlar var. Bu ilaçlar kullanıldığı için hastalarda tam anlamıyla iyileşme gerçekleşmediği iddia ediliyor.

Dahası bazı hastaların fiziki yakınlık kurdukları da iddia ediliyor. En belirgin bilinen gerçek ise zaman zaman hastaların intihar ettikleri gerçeği.

İşte bu nedenle yaşanan hastaneden kaçmaları ya da zaman zaman yaşanan ölümleri ben masum bulmuyorum. Sağlık Bakanı Dr. Pilli görevine tam anlamıyla ısındıktan sonra bu konularla ilgili ciddi bir soruşturma başlatması gerekiyor.

Onkoloji bölümü önemli olduğu kadar uyuşturucu bağımlılarının tedavisi ve psikiyatri hastalarının iyileştirilmesi de son derece önemli. Ve bugüne kadar ne bu devlet ne de sağlık bakanlığı bunu başaramadı.

Kadına şiddet tavan yaptı

2012 yılında yaklaşık bin evli kadınla yapılan bire bir anket sonrasında gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koyan rakamlar çıkıyor karşımıza.

İlk olarak katılımcıların aile içi şiddet denilince ne tür bir şiddet algıladıkları ölçülmüştür. Beklenildiği üzere fiziki şiddet en fazla algılanılan tanım olarak ortaya çıkmıştır.

Katılımcıların aile içi şiddet denilince akıllarına gelen şiddet türleri şunlardır:

- Fiziksel şiddet: %61.4

- Psikolojik şiddet: %43.1

- Ekonomik şiddet: %37.7

- Özgürlüğün kısıtlanması: %34.9

- Cinsel şiddet: %20.6

http://www.yeniduzen.com/Ekler/gaile/241/kibris-in-kuzeyinde-aile-ici-siddet/916

Gazete sayfalarına yansıyan ve belli tarihlerde yapılan anketler bize sadece buz dağının üstünü gösteriyor, açıkçası bunu anlıyoruz.

Düşünsenize kıskançlık ya da şiddetli geçimsizlikten ötürü kocalar kendi eşlerini öldürebiliyor. Bireyin kıskandığı ya da geçinemediği hayat arkadaşını öldürme yolunu tercih etmesi, aramızda ruhsal bozukluk yaşayan belki de binlerce kadın ya da erkeğin olduğunu ortaya koymanın ötesinde, toplumun küçümsenemeyecek bir kesiminin psikolojik bakım ve ilaç tedavisine ihtiyacı olduğu gerçeğini koyuyor ortaya.

Antidepresanlarda patlama

Toplumun önemli bir kesim psikolojik tedavi almayı reddederken önemli bir kısmı da ilaçlara teslim olmuş durumda. Özellikle mutluluk hapı adı altında piyasaya çıkan ilaçların satışında ciddi patlama var. Bu ilaçları psikoz vakalarını iyileştiren diğer psikolojik ilaçlar takip ediyor.

Ülkede kullanılan antidepresan ilaçlarının başını Xanax çekiyor. Ülkede Xanax marka antidepresan ilacının kullanım oranı rekor seviyeye ulaşarak, aynı yıl 484 bin 870 adet Xanax marka ilaç kullanıldığı belirtildi. Diğer yandan Xanax marka ilacın yanı sıra ülkede yaygın olarak kullanılan antidepresan ilaçların arasında Diazem 177 bin 800 kutu tüketilirken, 300 bin kutu Cipram marka antidepresan ilacı kullanıldığı öğrenildi.

Bu kadar yaygın ilaç kullanımı toplumun psikolojik travma noktasında nerelerde olduğunu anlamamıza yetiyor da artıyor bile.

Küçük toplum ve devletin acizliği

Küçük bir toplum olmamız, halen örf ve adetlerin ağır bastığı bir düzende yaşamamız insanımızın kendi kendini ya da ailesini tedavi ettirmesinin önüne geçiyor. Devlet ise kendi içine halen kapalı olan bu toplum için alında bir çözüm planına sahip değil.

******************

Günün Sözü

Kadından meleklik bekliyorsan, ona cennetini sunacaksın.

Can Yücel

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları