Milli günleri kutlamada üstümüze yok

Yayın Tarihi: 21/11/13 07:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
Milli günleri organize edenleri takdir ederim. Böyle günlerde en zor iş onların.

Uzun bir hazırlık ve bir hafta kala ülkemizin top protokolunun ve misafirlerinin kullanacağı güzergah ve tören alanı pırıl pırıl edilir.

Yolların beyaz çizgileri yenilenir, kenarlardaki çöpler ve otlar temizlenir.

Görenler hayran kalır tanıyamaz memleketi.

İçimden "keşke bu organizasyonları yapanlar ülkeyi de yönetseler" diye düşünürüm.

Havaalanında devlet misafirlerini karşılamaya gidenlerin uçak yanındaki protokol sıralaması düşündürücü olsa da, karşılama disiplini mükemmel.

Makamları ziyaretlerdeki dakiklik olağanüstü.

Hediye olarak verilen tabak, çanak ve plaketler artık ambarlara sığmıyor.

Bir defa kullan at.

Tören tribünlerinde herkesin yeri ayrılmıştır. Makamları getiren şoförlerin ve korumaların şovları ajan filmlerini aratmaz.

Tribünlere cep telefonlarını devre dışı bırakan cihazlar yerleştirilir.

Konuşmalar yapılır ve ülkede herşeyin tamam olduğu söylenir.

Tören birlikleri tank, top, tüfek ne varsa savaş çığlıkları gibi duyulan şiirler eşliğinde teşhir edilir. Çocuklar da psikolojik olarak paylarını alırlar.

Daha sonra yeni binaların açılışı, temel atmalar, gurdellalar, kokteyl partileri.

Davetli 500 kişi de kutlamaların hepsine yetişmek için bir heyecan içinde bir törenden diğerine koşar.

Mecburiyetten gidenler, görülmek için gidenler, gitmiş olduğunu arkadaşlarına söylemek için gidenler.

Peki bunların dışındaki halk ne yapıyor acaba?

Onların işi kolay.

Elektrik parası, su parası, belediye harcı ve vergilerini ödüyorlar ki bu 500 kişi törenleri izlesin, yemekleri yiyebilsin ve kokteyllerde kadehlerini tokuşturabilsin.

Madem ki böyle günlerde hiçbir eksik bırakılmadan, herşey dört dörtlük organize edilebiliyorsa devletimiz de bu titizlikte yönetilemez mi?

Büyüklerimiz bu başarıyı devletimizi yönetmekte de gösterebilirlerse bütün yedikleri içtikleri helal olsun.

Önce halkın refahı, sonra sizinki.

İnanın sizi tekrar seçmek istiyoruz. Bize şans tanıyın.

Kutlamalar bittikten 4 gün sonra da Cumhuriyet Konseri yapılıyor.

Konsere giden arkadaşım Dincer Çağın sitem ediyor. "Cumhuriyet Konserine Cumhuriyet Meclisi'nden sadece Zorlu Töre katılmış". Kutlamaların yorgunluğundan olacak.

Törenlerimiz keşke silahların gölgesinde değil de bir orkestradan yükselen güzel melodiler ile başlasaydı. Çocuklarımızın barış anlayışına da katkı olurdu.

Bu arada 6 edebiyat ödülü ve Nobel ödülü sahibi Doris Lessing 94 yaşında hayata veda etti. Bize ne kadar uzak duyuluyor değil mi?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Doç. Turgay HİLMİ yazıları