Anayasanın iptal ettiği emekli vergileri gereğinden fazla kesildi

Yayın Tarihi: 25/01/11 15:27
okuma süresi: 16 dak.
A- A A+

13 Ocakta Anayasa Mahkemesi'nin kararına göre emeklilerin ödeneklerinden vergi kesintisi yapılmasını düzenleyen yasal düzenlemeler Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Bu karar sadece emeklilerin haklarını değil ayni zamanda KKTC'nin geleceğini ve varlığını da her bakımdan garanti altına almıştır. Şayet aksi bir karar çıkmış olsa idi "kazanılmış haklar" büyük yara almış, dolayısıyla hükümetlere de her türlü hak gasp edici olanaklar tanınmış olacaktı ki "ben yaparım olur" anlayışı geniş zemin bulacak, dolayısıyla sosyo-ekonomik olumsuzluklar ile siyasal etkilerin önüne geçilemeyecekti.

Bu konuda KKTC vatandaşlarının haklarını korumak için yargıya başvuru yapan muhalefet partilerini ve basın mensuplarını ve Emekliler Eşgüdüm Komitesi Yönetim Kurulu'nu kutlarım. Özellikle de Eşgüdüm Komitesi'nin oluşturduğu teknik komitenin yapmış olduğu çalışmalar sonucunda davanın çeşitli yönlerden savunulmasına güç kazandırmıştır. Ben de olanaklar ölçüsünde bu teknik komite çalışmalarına katkı koyduğum için kendimi mutlu hissediyor ve özellikle gündüzünü gecesine katan değerli dostum Mustafa Tolga'yı da özverili çalışmalarından dolayı kutluyorum.

Maliye Bakanlığı'nın emekli ödeneklerinin vergilendirilmesi ile ilgili yasal çalışmalara başladığı günlerden itibaren gerek yazılı gerekse görsel basın vasıtasıyla bu konuda özellikle vergi hukuku konusunda ilgilileri, yetkilileri ve çok bilir geçinen kılavuzları bilinçlendirmeye çalıştım ama onlar hep "biz yaparız olur" anlayışı içerisinde bu konu ile ilgili hiçbir alternatif arayış veya sivil toplum örgütleriyle diyalog ve herhangi bir konsensüs ilişkisine girmeden bildiklerinden vazgeçmediler.

Anayasa Mahkemesi son kararını verdiği için bu, emekli ödeneklerinin vergiye tabi tutulmasına ilişkin bu konudaki yazılarımın sonuncusu olduğuna inanıyorum. 01 Eylül 2010 tarihinden itibaren emekli ödeneklerinden yapılan vergi kesintilerinin maalesef Gelir Vergisi (Değişiklik No:2) Yasası'ndaki kurallara rağmen Vergi Dairesi'nin uzman kılavuzlarının hatalı formüle ettiği vergi kesinti hesaplamaları nedeniyle kesilmesi gereken aylık miktarlarının çok üzerinde vergiler kesildiğini üzülerek saptadım. Diğer bir anlatımla, sadece emekli ödeneklerinden vergi kesintilerinin yarattığı sıkıntı değil, bir de bu kesintilerin gereken miktardan çok daha fazla hesaplanmasıdır. Dolayısıyla, şayet bahse konu vergi uygulaması iptal edilmemiş olsa idi Maliye Bakanlığı fazla 2010 yılında kesmiş olduğu vergileri emeklilere iade etmek zorunda kalacaktı. Hatalı hesaplamanın nasıl yapıldığına ilişkin görüş ve bulgularımı aşağıdaki neden ve rakamlarla açıklamayı uygun gördüm.

1 Eylül 2010 tarihinden itibaren emekli ödeneklerinden vergi kesintisi yapılmasına ilişkin Gelir Vergisi Değişiklik (No:2) Yasası kurallarına istinaden "pro-rata" esasındaki uygulamaların ayni türdeki aylık ücret gelirlerinin ayni ailevi statüde olmalarına rağmen değişik miktarlarda vergi kesintisine tabi tutuldukları veya tutulacakları dolayısıyla da Anayasamızın eşitlik ilkesinin ihlâl edildiği veya edileceği hususunda geçmiş haftalardaki yazılarımda Vergi Dairesi'nin "Yöntem Belirleme Yetkisine" istinaden öngördüğü esas ve kıstaslar ile Aylık Vergi Cetvelini dikkate almak suretiyle bu eşitsizliği rakamlarla anlatmaya çalışmıştım. Bu çalışmanın ikinci ve kesin hesaplama aşaması olan "Yıllık Esasta Vergilendirme" kuralına istinaden yapmış olduğum hesaplamalarda aylık vergi kesintileri toplamının yıllık vergi toplamına eşit olması gerektiği gerçeğini bir türlü sağlayamadığım için uygulanan pro-rata formülü ile ilgili hesaplama çalışmalarımı sürdürdüm.

Sonuçta, Vergi Dairesi'nin aylık Vergi hesaplamaları toplamının neden yıllık vergi yükümlülüğü miktarına eşit olmadığının nedenini çözdüm ve uyguladıkları vergi hesaplama yöntemini düzenleyen kılavuzların hesaptan, matematikten, vergi yasalarından, mesleki bilgi ve yeteneklerden ne kadar uzak olduklarını bir kez daha anladım.

Diğer bir anlatımla, vergi kılavuzları, Değişiklik Yasası ile kendilerine verilen "vergi hesaplama yöntemi belirleme" yetkisine (ki kanaatimce bu yetkinin Tüzükle düzenlenmediği için hukuken geçersizdi) istinaden, yıllık Kişisel Muafiyeti (14.844 TL) 13'e bölmek ve emeklilere bir tür geçici lütuf olarak verilen ek vergi muafiyeti amacıyla 2 ile çarpmak suretiyle 5 aylık bir muafiyeti 2.283,69 TL olarak hesapladılar. Şayet sözkonusu Yıllık Kişisel İndirimin bir bütün olarak verilmesi öngörülmüş olsa idi, yapılan hesaplama doğru olurdu. Ancak, kendilerini çok bilir zanneden bu kılavuzların, emekli ödeneklerinin 2010 yılında 8 ay vergiden muaf tutulduğu gerekçesiyle bu indirimin emeklilere yıllık esasta değil ki bu esas Gelir Vergisi Yasası'nın temel kuralıdır "pro-rata" esasta verilmesinin öngörülmüş olması dolayısıyla hatalı hesaplama yapmalarına neden oluşturmuştur. Vergi Cetvelindeki artan miktarlı matrah dilimleri ile vergi oranlarının aylık ödeneklere isabet eden miktarları da yanlış hesaplanmıştır.

Özetle, Gelir Vergisi Yasasındaki tüm indirim ve muafiyetler "Vergilendirme Dönemi" olarak tanımlanan 12 aylık takvim yılına münhasır olduğu ve "vergiyi doğuran olay" ile tahakkuk esası kuralına istinaden 13'üncü maaşın veya ödeneğinin de 2010 yılının geliri olduğu gerçeğine istinaden pro-rata esası kapsamındaki indirim ve muafiyetlerin de Eylül-Aralık 2010 yıllarına münhasır olması yasa gereğidir. Bunun aksini düşünerek bahse konu indirim ve muafiyet miktarlarını yıllık Vergilendirme Dönemi 12 aylık takvim yılı dışına çıkarmak mümkün değildir, çünkü 13'üncü maaş, ikramiye, kar payı veya ödeneğin adı ne olursa olsun 2010 yılının bir geliridir. Yani her ödeme türü veya nedeni için yıllık Vergilendirme Dönemi dışına çıkılamaz veya her ödeme için Gelir Vergisi Yasası'nda öngörülen yıllık indirim toplamları aşılamaz. Ne anlatmak istediğimi aşağıdaki örneklerle açıklayım:

1. Gelir Vergisi Yasası kuralları uyarınca yapılması gereken indirim hesaplama yöntemi:

(a) 2010 yılı Kişisel İndirim Miktarı: 14.844 TL.

(b) Emekliler için öngörülen Yıllık Kişisel İndirim Miktarının 2 katı: (14.844 TL x 2) 29.688 TL.

(c) Şayet Değişiklik Yasasındaki "pro-rata" esasta indirim kuralı öngörülmemiş

olsa idi, emeklilerin 2010 yılı Aylık Kişisel İndirim miktarı (29.688 TL ÷ 12) 2.474 TL olacaktı;

(d) Yıllık Kişisel indirim hakkının emekliye tam değil de "pro-rata" esasında verilmesi öngörülmüş olduğu için 2.474 TL aylık indirim hakkının Eylül-Aralık 2010 aylarına ait 4 aylık indirim miktarının 2010 Yılı Vergilendirme Dönemine tekabül eden yıllık kısmı (2.474 TL x 4) 9.896 TL'dir.

Dolayısıyla, emekli ödeneklerinin yıllık kesin vergi hesaplanmasında 9.896 TL'nin dikkate alınması Yasa gereğidir;

(e) Aylık vergi kesintisi hesaplaması ile ilgili yapılması gereken"pro-rata" işlemlerde Yıllık İndirim miktarının ilgili ödeme aylarına, yani 13'üncü maaş ile birlikte 5 ödeme süresine bölünmesi suretiyle (9.896 TL ÷ 5)1.979,20 TL olarak saptanması gerekirdi;

Bu hesaplama yönteminin, yıllık olarak saptanan 2010 yılının eş, çocuk, sakatlık ve yaşlılık indirimleri için de aynen uygulanması gerekirdi. Yani, indirim haklarının miktarı o şekilde hesaplanması gerekirdi ki Gelir Vergisi Yasasında yıllık olarak saptanmış olan miktarlar aşılmamalıydı. Sonuçta belirtmiş olduğum bu hesaplama yöntemi sadece yasal bir kural değil ayrıca mantıksal ve matematiksel bir gerçektir.

2. Vergi Dairesi tarafından yapılan hatalı hesaplama yöntemi:

(a) 2010 yılı Kişisel İndirim Miktarı 14.844 TL x 2=29.688 TL. Bu yıllık Kişisel İndirim miktarı13 ödeme ayına bölünmek suretiyle bu indirim miktarı 2.283,69 TL olarak hesaplanmış ve 5 ödeme süresi için uygulanmak suretiyle yıllık pro-rata miktarı 11,418.45 TL olarak esas alınmıştır.

(b) 2010 yılı eş, çocuk, sakatlık ve yaşlılık indirimleri de benzeri görüş ve esaslar çerçevesinde hesaplandığı için bu indirim miktarlarında da yanlışlık yapılmıştır.

Sonuç itibarıyla, sözkonusu aylık kişisel ve diğer indirimlerin olması gerekenden fazla olarak hesaplanmış olması dolayısıyla ilk bakışta emeklilerin daha az vergi kesintisine tabi tutulduğunun bir avantaj gibi görülse de benzeri bir hesaplama hatasının yıllık Vergi Matrahı ve Vergi Oranlarına ilişkin Aylık Cetvelinin düzenlenmesinde de yapıldığı için avantaj gibi görülen durum tamamen ters dönmüş ve emekli ödeneklerinden yapılan vergi kesinti miktarlarının gerekenin çok üstünde gerçekleştirilmesine neden olmuştur. Bu vergi kesinti miktarları kanaatime göre takriben %40-%60 arasında fazla yapılmıştır.

Vergi Dairesi kılavuzları ne yapmışlar biliyor musunuz? Vergi Oranlarının Yıllık Matrah dilimlerini yasal, mantıksal ve matematiksel gerçekleri dikkate almadan bunları 13 ödeme süresine bölmek suretiyle emeklilerin vergi matrah dilimlerini o kadar küçültmüşlerdir ki 3.000 TL emekli ödeneği olan evli bir kişinin matrahı bir çırpıda %25 vergi dilimine kadar uzandığı için ayda 114.25 TL vergi kesintisi yapılmasına sebep olunmuştur. Bir emekli kişinin 13'üncü ödeneği de dahil olmak üzere yıllık gerçek vergi yükümlülüğü hesaplandığı zaman aylık 2010 yılı toplam yıllık gelir vergisi 341.63 TL olarak olması, yani aylık vergi kesintisi(341.63÷5) 68.33 TL olması gerekirdi. Dolayısıyla, 2010 yılı için bu durumda olan bir emekliden toplam (114.25x5-341.63) 229.62 TL fazla vergi kesilmiş veya Yasa iptal edilmemiş olsa bu kadar kesilmiş olacaktı. Halbuki, Sn. Maliye Bakanı ve diğer yetkililer ne demişlerdi? 3.000 TL aylık emekli ödeneği olanlardan vergi kesilmeyecekti. Bunu Maliye Bakanına, Başbakana ve diğer siyasilere kim söyletmiştir?

Pekâlâ, aile durumları ve emekli statüleri değişik olmasına rağmen tüm vergiye tabi emeklilerden fazla vergi kesintisi nasıl olmuştur? Sayın çok bilir kılavuzlar sayesinde Yıllık Vergi Cetvelindeki Matrah Dilimlerini 5 aylık ödeme süresine bölecekleri yerde bu matrahları 13 aylık ödeme süresine bölmek suretiyle emekli ödeneklerinin dâhil olması gereken vergi matrahı ve oranı iki-üç dilim yükselmiştir. Yani %10 dilimi yerine % 20 hatta %25;


%25 dilimi yerine %30 hatta %37 dilimine dahil edilmelerine haksız neden oluşturulmuştur. Bunun da başlıca nedeni "pro-rata" esasının bilimsel yorumlanmasının ve vergi hukukunun yeterince bilinmemesinden kaynaklanmıştır.

Yukarıdaki iddialarımı destekleyen çeşitli aylık ve yıllık esaslarda çalışmalar yaptım. Bu çalışmalar sonucunda Vergi Dairesi kılavuzlarına hatalı hesaplama yöntemleri dolayısıyla emekli ödeneği arttıkça verginin gerekenden çok daha fazla kesilmiş olduğunu, bunların nereden kaynaklandığını ve bu hataların en çarpıcı olanının Vergi Cetvelinin aylık esasa dönüştürülmesinden dolayı meydana geldiğini saptadım.

Durumu iki örnek vermek suretiyle açıklamak gerekirse durum şöyledir.

(Evli, çocuksuz, emekli bir aile reisi)

(1) Aylık 3.000 TL emekli ödeneği olan emekliden kesilen Aylık Vergi 114.25 TL

Kesilmesi Gereken Aylık Vergi: 68.33 TL

Fazla Kesilen Aylık Vergi 45.92 TL

Fazla Kesilen Yıllık Vergi (45.92 TL x 5) 229.60 TL

(%67.21 fazla kesinti yapıldı)

(2) Aylık 5.000 TL emekli ödeneği olan emekliden kesilen Aylık Vergi 677.59 TL

Kesilmesi Gereken Aylık Vergi 490.41 TL

Fazla Kesilen Aylık Vergi 187.18 TL

Fazla Kesilen Yıllık Vergi (187.18 TL x 5) 935.91 TL

(%38 fazla kesinti yapıldı)

Bu hesaplamaların detayını her zaman ilgililere ve yetkililere sunmaya hazır olduğumu ayrıca belirtmek isterim.

2010 Vergilendirme Dönemi bitmiştir. Ancak, bu düzenlemeye ilişkin yasal düzenleme de 13.01.2011 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bu yasal düzenleme iptal edilmemiş olsa idi 24/1982 sayılı Gelir Vergisi Yasası'na göre yapılan bu vergi kesintilerinin doğru kesilip kesilmediğini kontrol etmek için yıllık vergilendirme esasında Vergi Dairesi tarafından kesin hesaplamasının yapılması ve bu fazla kesintilerin emeklilere iadesi gerekecekti.

Uygulamanın iptali sonucu kesilen tüm vergilerinin ilgililere iade edilmesi geciktirilecek olsa bile, 2010 yılının vergi yükümlülüğü kesinleştiği için yanlış hesaplama sonucu emeklilerden fazla yapılan vergi kesintisi için Maliye Bakanlığı bu miktarları bugünden itibaren emeklilere iade etmek zorundadır. Vergi fazlalığının iade edilmesi için şayet Maliye Bakanı yıllık esasta kesin vergi hesaplamasını yaptırmamak gibi bir düşünce içerisine girecekse bu da mümkün olmayacaktır; çünkü vergi yükümlüleri yıllık Beyanname vermek suretiyle vergilerinin hesaplanması yönündeki hakları Gelir Vergisi Yasasında mevcuttur.

Her ''acele işe şeytan karışır'' derler ya; sanırım bu işe şeytan değil cinler karıştı. İşte kılavuzların bu hatalı hesaplama yöntemi sonucudur ki başta Sn. Maliye Bakanı olmak üzere iktidar milletvekillerinin 3,000.00 TL'na kadar olan emekli ödeneklerinden vergi kesilmeyeceği, bunun üzerinde emekli ödeneği alanlardan ise 50-60 TL civarında vergi kesileceği yönünde gerçek dışı beyanatlar vermelerine sebep olmuştur.

Hukuku dikkate almayan, her yaptığını doğru kabul eden, konularında uzman kişilerden görüş almayı zül sayan, sivil toplum örgütleri ile koordineli çalışmayı öğrenmeyenlerin ve onlarca kılavuzların KKTC halkının huzurunu, sükûnetin ve psikolojisini bozmaya hatta KKTC'nin geleceğini tehlikeye koymaya hiç hakları yoktur. Ülke gerçeklerini dikkate almadan, ekonomik akıldan uzak ve hukuka uymayan yasal düzenlemelerin uygulanması veya başarı şansı olamaz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.