Vergi güvenlik yöntemleri (1)

Yayın Tarihi: 28/06/11 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Özellikle son yıllarda ülkemizin en büyük sorunlarından bir tanesi adaletli vergi toplayamaması olmuştur.

Bunun başlıca nedeni çeşitli ekonomik olumsuzluklarla, hükümete duyulan güvesizlik, ağır vergiler, sınırlamalar ve güncelliğini çoktan kaybetmiş düzenlemeler dolayısıyla kayıtdışılığın yüksek oranlara çıkması ve Vergi Dairesi uygulayıcıların büyük bir kısmının mesleki bilgi ve vergilendirme tekniklerinden yoksun olması veya yoksun bırakılması nedeniyle sözde idari tasarruflarla zoraki yollara başvurmalarıdır.

Her zaman belirttiğim gibi başarının sırrı eğitimdir.

Eğitimin ise gelişen çağdaş uygulamalar paralelinde verilmesi ile mümkündür.

Halbuki, son 10 yılda bu konuda hiçbir mesleki eğitim faaliyeti yapılmadığı, özellikle yeni göreve alınanlar hiçbir mesleki temel veya ihtisas eğitimine tabi tutulmadıkları ancak kendilerine vergi tarh, tahakkuk ve tahsil etmek veya hesap inceleme amacıyla yetkiler verildiğine şahit oldum.

Durum bu olunca da bu kişiler bilinçsizliklerini kamufle etmek veya Vergi hukukunu bildiklerini kanıtlamak için bir çok defa yükümlülere karşı agresif tavırlar içine girmektedirler.

Bütçe disiplinine bağlı kalmadan hesapsız kitapsız yapılan harcamalar dolayısıyla bütçenin ihtiyaç duyduğu mali kaynağı sağlamak için de vergi güvenlik ensturumanlarına başvurma yerine en kolay ancak adaletsiz olan re'sen vergilendirme yönüne başvurulmuş ve birçok vatandaştan haksız yere vergi ve para cezası ödemesi talep edilmekte veya yersiz tedirgin edilmektedir.

Benzeri durumlar diğer kamu kurum ve kuruluşlarında da yeralmaktadır. Halbuki, bu işlemler siyasi tercihlerden arınmış eğitimli ve mesleki bilgi, vizyonu geniş ve vergilendirme tekniklerini iyi bilen elemanlar yetiştirilmesi ve daireiçi hiyerarşik bir düzen içinde yapılmış olsa idi ülkemizin bugünkü sosyo-ekonomik durumu bu kadar kötü olmazdı.

Kamu reformunun bu durumu düzelteceğine de inancım pek yoktur.

Önemli olan mentalite ve yasa kurallarının tarafsız uygulanmasıdır.

Vergi Dairesi'nin bugünkü durumunu ve gerekli mesleki eğitimlerin gerçekleştiğini dikkate alarak uluslararası genel kabul görmüş bazı vergilendirme teknikleri hakkındaki bilgileri ülkemizin kamu maliyesinin etkinleştirilmesi bakımından ilgililerin ve yetkililerin bilgisine getirmeyi uygun mütalâa ettim.

1. VERGİ GÜVENLİĞİ:

Çağdaş vergi sistemlerinin ayırıcı özelliklerinden bir tanesi vergilere ait matrahların, yani kazanç, irat ve malların, bizzat yükümlüler tarafından hesaplanıp beyan edilmesi ve ayrıca bazı hallerde işletmelerin Vergi Dairesi yerine geçerek yasaların kendilerine verdiği "vergi sorumlusu" yetkisine istinaden vergi kesintisi (stopaj) yolu ile diğer yükümlülerden ödeme anında kaynağında tahsil ettikleri vergileri Hazineye aktarılmasıdır.

Bu bakımdan çağımızın yoğun randımanlı vergilerinin kendilerinden beklenen fonksiyonlarını ifa edebilmeleri bu vergilerin yükümlüler tarafından doğru olarak hesaplanması ve Vergi Dairesi'ne beyan edilmesine bağlıdır.

Bunun karşılığında ise beyanın doğruluğunu kontrol etmek amacıyla deliller elde etme bakımından, inceleme ve araştırma gibi işlemlerde bulunmak suretiyle gerekli vergi güvenlik yöntemlerinin Vergi Dairesi tarafından uygulanmasıdır.

Vergi güvenlik yöntemlerinin gerektiği gibi uygulanmadığı zaman verginin miktarı ve dolayısıyla devlete sağladığı randıman azalır ve vergi yükü bütün ağırlığı ile ücretlilere ve vergilerini doğru olarak ödeyen bir zümre üzerine binmiş olur.

Hal böyle olunca da çeşitli sosyal huzursuzlukların başlamasına neden olunur.

Vergi güvenliğinin oluşturulmasında etkili olan başlıca unsurları aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür.

a) Olanaklar ölçüsünde "pay-as-you-earn" (kazandıkça öde) prensibine göre vergiyi kaynakta kesme (stopaj) usulünün uygulanması;

b) Vergileme tekniğinde otokontrolü sağlayan çeşitli yöntemlerin ve vergi istihbarat arşivlerinin tesisi ve uygulanmasının günün koşullarına göre geliştirilmesi;

c) Vergi uygulaması ve denetiminde idare ile yükümlü işbirliği esasına ve güven ilişkine büyük ölçüde yer verilmesi, böylece yükümlülerin vergi kültürlerinin, yönetime olan güvenin tesisi ve vergi ahlâklarının yükseltilmesi.

2. GELİR-SERVET İLİŞKİSİ:

Bilindiği gibi, elde edilen gelirin ya tümü tüketilir veya bir kısmı tüketilerek kalanı tasarruf edilir.

Tasarruf edilen kısım (elde veya bankada) para halinde tutulabileceği gibi taşınır mal (hisse senedi, tahvil, araba, dayanıklı tüketim malı) veya taşınmaz mal haline dönüştürülebilir.

Hangi şekilde olursa olsun tasarruf bir serveti oluşturur.

Bu nedenle servet, gelir birikiminin, başka bir anlamla tasarrufun bir sonucu sayılır.

Servet gelirin donmuş bir şeklidir.

Diğer bir anlatımla, tüketilmeyip, maddi ve gayri maddi mal durumuna getirilmiş olan gelir serveti oluşturur.

Bu nedenle, servet gelir birikiminin bir sonucu sayılmaktadır. İşte bu yakın ilişki sonucudur ki vergilendirme tekniğinde "servet beyanı" bir vergi güvenlik önlemi olarak denetim aracı olarak kullanılabilmektedir.

Vergilendirme tekniği yöntemlerinin daha iyi anlaşılabilmesi ve bu konuda bir bütünsellik oluşturmak için gelecek haftaki yazımda vergi güvenlik yöntemlerinin yasal işlevliği, gerçek usulde vergilendirmeyi destekleyici güvenlik önlemleri, vergi güvenlik önlemlerinin karşılıklı işleyişi hakkında açıklayıcı bilgiler vermeye çalışacağım.

3. SERVET BEYANI:

Vergi tekniğinde "otokontrol" denildiği zaman sadece yükümlülerin diğer yükümlüler ile gerçekleştirdikleri işlemlerin kayıtlara işlenip işlenmediğini denetlemek değildir.

Buna, somut verilere dayanan ortalama kâr haddi esası, gider bildirimi esası ve servet beyanı esasını da eklemek gerekir.

Beyan edilen kazanç vergilerinin veya zararların açıklanması yöntemi ise güncelliğini kaybettiği için bu yöntem bir vergi güvenlik önlemi olarak kabul edilmesi güncelliğini kaybetmiştir.

Yukarıda belirtilen vergi güvenlik önlemlerinden bir tanesi olan "servet beyanı esasını" ele almakta yarar görmekteyim.

Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi gibi yıllık gelir beyanına dayanan vergi türlerinde, gelirle servet ve servet artışı arasındaki ilişkilerin oluşturduğu maddi delillerden yararlanarak vergiye tabi gelir saptamalarında bulunulmasını en etkin vergi güvenlik yöntemlerinden biri olarak kabul etmek gerekir.

Çağdaş vergicilik anlayışı içinde servet beyanı esasını gerçekleştirmekte en önemli unsurlardan biri de vergi istihbarat arşivi kaynaklarından yararlanarak inceleme zamanını iyi saptayarak yükümlülerin gelir-servet ilişkisi hakkındaki güvenlik yönteminin uygulanmasını gerçekleştirmektir.

Konunun bu noktasında ülkedeki enflasyon durumunu ve bunun için vergi yasalarında alınmış olan (varsa) önlemleri de göz önünde bulundurmak kaçınılmazdır.

Enflasyonla ilgili vergi yasalarında yükümlüleri koruyucu önlemler yeterince alınmamış veya somut deliller yerine takdir esasına dayalı hesaplar yapılmış ise servet beyanı esası yükümlüler aleyhine olumsuz durumlar yaratmakta ve reel esaslar dikkate alınmadığı sürece haksız vergilendirmelere yol açmaktadır. Önemli olan vergiye tabi gelirin hesaplanmasında elde edilecek istihbaratın somut bilgi ve delillere dayandırılmasıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.