Muhasebe mesleğinin KKTC'deki durumu (1)

Yayın Tarihi: 15/08/11 09:10
okuma süresi: 12 dak.
A- A A+

A- Muhasebenin Sosyo-Ekonomik Planlama İçindeki Yeri:

İnsanların toplu olarak yaşamaya başlamaları ve bu oluşumu geliştirmeleri, sonuçta kişilerin her birinin ihtiyaçlarının dışında veya üstünde yeni bir takım toplumsal gereksinmelerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Bu gelişmeler devletin her geçen gün artan toplumsal faaliyetleri ve yükümlüleri açısından daha büyük çaplı örgütlenme ve düzenlemeleri, dolayısıyla da buna paralel olarak artan harcamaları zorunlu kılmıştır.

Bu toplumsal faaliyet ve amaçların gerçekleştirilebilmesi ise elbette ki yeterli düzenli mali kaynakların ve kaynaklıların var olmasıyla mümkündür.

Düzenli mali kaynakların ve kayıtların en önemli kalemini vergi gelirleri oluşturur.

En basit tanımıyla vergi, devletin toplumsal faaliyet ve görevlerini yerine getirilmesi ve gereken finansmanı sağlayabilmesi için kişilerin ve tüzel kişiliğe sahip işletmelerin mali güçleri oranında devlete ödemek zorunda oldukları mali katkıları olup bu ilke ayni zamanda KKTC Anayasası'nın 75(1) maddesinde de kurala bağlanmıştır.

Tek başına kaynak yeterli değildir.

Kaynağın en iyi şekilde amacına uygun kullanılması ve yönlendirilip denetlenebilmesi için de muhasebe kayıtlarına ihtiyaç vardır.

Kaynağı oluşturan iyi bir vergi sisteminden söz edebilmek için; vergi adaletinin, verimliliğinin, etkinliğinin, güvenliğin hem yasalara uygun olması, hem de uygulayıcıların mesleklerini seven kamu görevinin ne olduğunu bilen kişilerden oluşması gerekir.

Bu nedenle vergi uygulayıcılarının bilgili, vizyon sahibi, eğitimli, mesleğini seven sağlam karakterli kişilerden oluşması vergi mevzuatı ile sisteminin başarı ile uygulanmasını sağlayacaktır. Bunlardan birinin eksik olması halinde başarı beklemek mümkün değildir.

Ayrıca, böyle bir başarı için gerekli şartların en önemlisi, bir yandan vergi şuuru ve ahlakı gibi manevi değerlerin, diğer taraftan etkin bir vergi idaresi ve sistemi, uygun ve riayet edilir bir muhasebe ve belge düzeni gibi kuralların ve uygulamaların toplumda yerleşmiş olması gereğidir.

Devletlerin amaçladığı sosyo-ekonomik kalkınma ihtiyacı gerek bireyler gerekse devlet açısından bakıldığında aynı amaca yönelmiş bir olgudur.

Bireylerin gelirlerinin artması nasıl toplumsal ve ekonomik kalkınmanın bir hızlandırıcısı olursa, devletin ekonomik alanda plan ve programlara bağlı olarak sağlayacağı kalkınma başarıları da sonuçta bireylerin refahlarını artırıcı bir etken olur.

En gelişmiş ülkeler için bile ekonomik kalınma, ne kadar yaklaşılırsa yaklaşılsın daima uzakta kalan, yaklaşdıkça uzaklaşan bir dinamik hedeftir. Zira bireylerin de, toplum ve devletlerin de ekonomik ihtiyaçlarının sınırı yoktur.

Elbette ki sosyo-ekonomik kalkınma, devletin en zor uğraşılarından biridir ve çok çeşitli çapraşık ve devasa sorunlar yumağıdır.

Bunun için de diğer ülkelerde olduğu gibi KKTC'nin bir ekonomik plan ve programa ihtiyacı vardır.

Bugün ise KKTC ekonomik plan ve programından bahsetmek maalesef mümkün değildir.

Ayrıca, sosyo-ekonomik kalkınmanınım sağlanabilmesi her şeyden önce sağlam bir veri tabanı, sosyal, ekonomik, teknolojik, mali ve ahlaki altyapının oluşturulması gerekir.

Bu altyapının oluşturulmasında tarafsız, objektif ve çağdaş norumların gözetilmesi ile populist ve günübirlik uygulamalardan kaçınılması gerekmektedir.

Keza, uygulayıcıların da birer kamu görevlisi olduklarını her zaman gözönünde bulundurmaları gerektiğinin ve "halkın hizmetkârı" (civil sevant) oldukları için buna göre hareket etmelerinin görevleri olduğunun da bilinci içinde davranmalıdırlar.

Günümüzde vergi, Devlete sadece mali kaynak sağlayan bir araç olmaktan çıkmış, sosyal ve ekonomik amaçların gerçekleştirilmesinde yararlanılan vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir.

Önemli olan bu aracı en verimli şekilde kullanmaktır.

Bu konuda da uzmanlara ihtiyaç vardır.

Amatörlerle bir yere varılması olanaksızdır.

Bugünkü hükümet ve kamu mekanizmasına bakıldığı zaman bunlar çok büyük bir kısmının amatörlerden hatta acemilerden oluştuğunu görmekteyiz.

Günümüzde sosyo-ekonomik kalkınma, tasarruf ve sermaye birikimi, dış ticaretin ve özelikle ihracatın, sanayinin, turizmin, eğitimin ve finansal faaliyetlerin geliştirilmesi, yabancı sermeyeninin ülkeye girişinin sağlanması, kolaylaştırılması, bilmesel, kültürel ve teknolojik faaliyetler ile kurumlaşmanın teşvik bazı kısıtlamaların kaldırılması suretiyle serbest rekabetin ve servet unsurlarının ekonomiye kanalize edilmesi gibi pek çok konuda vergi politikası etkili bir araç olarak kullanılır hale gelmiştir.

Bu unsurların KKTC'de bulunduğunu veya uygulandığını söylemek maalesef mümkün değildir.

Bunların yerine, hükümetlerimiz siyasi popülizm veya rant uğruna gelişigüzel ve sürekli değişen veya geri çekilen kararlarla mali ve ekonomik düzenlenmeler yapmaya çalışmakta ancak hiçbir hedefe ulaşamamaktadırlar.

Bunun başlıca nedeni hükümetlerin ileriye yönelik ekonomik plan ve programlarının olmayışı yani pusulalarının veya var gibi görülmüş olsa dahi mevcut bilimsel verilerin güncel veya gerçekçi olmayışıdır.

Unutulmamalıdır ki hesap verebilirliğin temelini muhasebe ilmi ve uygulanması gerekliliği oluşturmaktadır.

B- Muhasebe Mesleğine Duyulan İhtiyaç:

1- Kurumlar ve İşletmeler Açısından Muhasebenin Gerekliliği:

Ekonomik mekanizmanın vazgeçilmez aktörlerinden olan ister Devlet, tek kişilik işletmeler, özel şirketler, yüzlerce ortaklı işletmeler, dernekler veya diğer sivil toplum örgütleri olsun, bunların herhangi bir tarihteki mali durumunun ve mal varlığının gerçek verilere dayandırılmış, genel kabul görmüş muhasebe düzenine ve kurallarına göre hazırlanmış sonuç hesaplarına ve mali tablolara ihtiyaçları vardır.

Bu nedenle, gerek Devletin gerekse diğer kurumların statüleri ile muhasebe ve vergi mevzuatının karmaşıklığı, bu tür işler için hem esas konularda hem de ilgili veya ilişkili konularda çok iyi yetişmiş elemanların istihdam edilmelerini zorunlu kılmaktadır.

Başarılı kurumlar, işletmeler ve sermaye sahipleri ekonomik ve ticari alanlardaki faaliyetlerini ehliyetli ve bilgili elemanların saptama, yorum ve tahminlerini gözönünde tutarak yönlendirmeyi yararlı, hatta zaruri addederler.

Özellikle kişilerin tasarruflarını ve işletmelerin sermayelerini en iyi şekilde değerlendirmeleri veya bunların kredilendirilmeleri veya iş ortaklığı yöntemi ile ekonomiye sokulması durumunda, mali ve ekonomik durumlarına ilişkin muhasebelerinin uzman, tarafsız ve güvenilir kişiler tarafından hazırlanmış ve bağımsız denetçiler tarafından davetlenmiş olması büyük bir önem taşır.

Esas olan, muhasebe kayıtlarının sadece vergi amaçları bakımından tutulmadığını Şirketler Yasası (Fasıl113) kurallarında da açıkça görmekteyiz.

Bu mevzuatta da belirtildiği gibi ortaklara hesap verebilirlik ve dürüstlük anlayışına gerekli hassasiyetin gösterilmesi amacıyla özellikle de muhasebe de ilmine sadık kalınması bilincine önem verilmesidir.

2- Devlet Açısından Muhasebenin Gerekliliği:

Devletin başta gelen görev ve sorumluluklarından bir tanesi, yükümlülerin yasalara göre ödemesi gereken vergileri en düşük maliyetle ve vergi kaçağına meydan vermeden tahsil etmeye çalışmaktır.

Bu amacı gerçekleştirmek için vergi mevzuatında öngörülmüş olan beyan esasının amacına ulaşması için gerçek usulde vergilendirilme ilkesi gereği akla ilk gelen ve dünyada uygulanan teknikler kapsamında vergi incelemeleri ve denetimlerinin gerçekleştirilmesidir.

Yükümlülerin kazançlarına ve mali durumlarına ilişkin vergilendirme işlemlerinin en adil şekilde yapılabilmesi için uluslararası vergi hukuku tüm kurum ve işletmeleri genel kabul görmüş muhasebe kayıtları tutulmasını öngörmüştür.

Muhasebe kayıtlarına istinaden düzenlenen ve bağımsız davetçiler tarafından denetlenerek raporlanan mali tabloların incelemesi uzman kişiler tarafından yapılmalıdır.

İşin tabiatı gereği çağdaş ülkelerde bu inceleme ve denetimlerin çok titizlikle seçilen, en ağır şartlarda mesleki eğitimden ve sınavlardan geçirilerek yetiştirilen elemanlar tarafından yapılmaktadır.

Hal böyle olunca bu elemanların sayılarının çoğaltılması bir yana, mevcutlarının muhafazası bile oldukça zor olmaktadır.

Bu durum ise sayıları her yıl önemli ölçüde artan yükümlüler nezdinde yapılan vergi denetim ve incelemelerinin etkinliğinin artırılması açısından engel oluşturur. Acaba bu durum KKTC'de böyle mi? Buna olumlu cevap vermek maalesef mümkün değildir.

Birkaç kişi haricinde sadece vergi mevzuatını değil muhasebe ilmine vakıf olmayan elemanların sayısı çok fazladır.

Gayet doğaldır ki daha işin ta başında, muhasebe kayıtları tutulurken, netice hesapları ve beyannameler düzenlenirken bu işlemlerin bilgili, yetenekli ve mesleki sorumluluk taşıyan elemanlar eliyle yürütülmesinde Devletin her kurumu açısından sonsuz yararları vardır.

Öteyandan, çok iyi yetişmiş muhasebe meslek mensupları ve özellikle de Maliye Bakanlığı tarafından "Yetkili Muhasip-Murakıp" yetkisi ile yetkilendirilenlerin gerek vergi gerekse muhasebe açılarından hem uygulama birliği yaratılmasına, vergi şuurunun ve ahlakının yerleşmesine büyük katkıda bulunabilecekleri olanağı üzerinde durulması gereken bir konudur.

Bunun gerçekleştirilmesi ise muhasebe meslek Yasasının yürürlüğe geçirilmesi ve bu konuda Maliye Bakanlığının ciddi durması gereken tutumudur.

Bu nedenle, Maliye Bakanlığı tarafından yetkilendirilen sözkonusu yetki sahiplerinin mesleğini iyi bilen ve işletme ile muhatapları arasındaki ilişkileri yürütmede ve sorunların çözümünde katkıda bulunacak meslek mensuplarına her ülkede olduğu gibi KKTC'de büyük ihtiyaç vardır.

Ancak, bugün için ülkemizde bu mesleğe gerekli önem verilmemektedir.

Her fatura kesen, her bankada çalışıp fiş düzenleyen veya para tahsil eden kişiler kendini "muhasip" olarak tanımlamaktadır.

Bu yetmezmiş gibi özellikle geçmiş hükümetin Maliye Bakanı hiçbir sınav, hatta mülakata dahi tabi tutulmadan beyan esasında başvuran ancak muhasebe ilmine ve tecrübesine yeterli düzeyde sahip olmayan yüzlerce kişiye sadece takdir yetkisini!! kullanarak "Yetkili Muhasip-Murakıp" yetkisi vermek suretiyle bu mesleği dejenere etmiştir.

Böylece işletmelerin ve Devlet kurumlarının işleri daha da zorlaştırılmış ve bu mesleğin ülkemizdeki güvenirliği ve mesleki prestiji menfi yönde etkilenmiştir.

(Devamı Gelecek Hafta)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.