Denetim tekniğinin önemi ve sürekliliği

Yayın Tarihi: 05/09/11 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Çağdaş ekonomilerin temeli tüm borç-alacak, gelir-gider nitelikli ve ekonomik kıymetin işlemlerin muhasebeye doğru ve mevzuata uygun olarak yansıtılması prensibine dayandırılmış olduğu tüm kesimlerce bilinmektedir.

Gerek resmi kurumlar gerekse işletme ve müşteri konumunda bulunan kişilerin ilgili kurumun kendisine yönelik veya ürünleri hakkında verecekleri ekonomik düzenleme kararlarına esas oluşturulan bilgilerin eksiksiz ve hatasız olarak düzenlenmesi ile mümkün olabilmektedir. Bu nedenle gerek Devlet ve resmi kurumların gerekse işletmeler ve müşterilerin yaptıkları tüm işlemleri en gerçekçi şekilde kayıt altında tutmaları çok önemlidir.

Gerekli kayıtları güncel ve en gerçekçi şekilde tutmayan hangi resmi kurum ve işletme olursa olsun verilecek kararlardan yarar veya verim beklemek mümkün değildir. Maalesef birçok işletmelerin ve kamu kurum ve kuruluşlarının gerektiği biçimde muhasebe kayıtları tutmadıkları veya tutmakla beraber zaman zaman doğru kayıt yapmadıkları gözlemlenmektedir. Uygunluk veya doğruluk kriterlerine uymayan işlemler iki nedenle muhasebeye yanlış tutar veya içerikte yansıtılmaktadır.

Birinci neden, işlemin bir hata sonucu yanlış olarak kayıtlanmasıdır. Bu yanlışlığın masum tarafı olabilmektedir. Hiç şüphesiz bu istenilen bir durum değildir. İkinci neden ise, işlemlerin bilerek, plânlayarak, belli bir ön çalışma yaparak ve özellikle bir takım yarar ve fayda sağlamak amacına yönelik olarak yasal mevzuat hükümlerine aykırı ve gerçeğinden farklı bir biçimde kayıtlara işlenmesidir. Vergi hukukunda bu tür işlemler " hileli işlem" olarak tanımlanmakta ve vergi cezalarına ilâveten ceza mahkemelerine yansıtılması da öngörülmektedir.

Yanlış işlemler daima kendi mağdurunu yaratır. Mağdur devlet ve dolayısıyla halk veya müşteri ya da rakip işletme olmaktadır. Hatalı işlemlerde, hatanın taraflardan herhangi biri olan gerek mağdur, gerekse hata yapan veya denetim yapan tarafından saptanması durumunda bu hatanın giderilmesine yönelik yapılacak işlemlerle düzeltilmesi sağlanmaktadır.

Hileli işlemler ancak etkin bir denetim ile ortaya çıkmaktadır çünkü bu işlemleri yapanlar, ilgili mağdurlar tarafından işlemin saptanamaması için çeşitli düzenleme yöntemleriyle kamufle edilmiştir. Bu tür işlemlerin saptanabilmesi için denetim fonksiyonu ihtiyaç haline gelmekte hatta kaçınılmaz olmaktadır.

Denetim fonksiyonu, ister bağımsız denetim yetkisine sahip kişiler, isterse devlette görevli veya atanan kişiler tarafından yapılsın, en önemli unsur denetim işlemlerini yapacak olanların belli bir eğitime ve daha da önemlisi denetim deneyimine sahip olmaları kaçınılmaz bir zorunluluktur. Denetim tekniği iyi kavranmadığı, ilgili kişilerin en etkin eğitimlerden geçirilmediği ve gerekli tecrübeye sahip olmadıkları takdirde denetim çeşitli olumsuz sonuçları da beraberinde getirir.

Özetlemek gerekirse, denetimin amacı, objektif şeffaf ve hatalı veya hileli işlemin ortaya çıkarılması yönünde olmalı, sadece belgenin kayıtlara uygunluğunun onaylanması ile yetinilmemeli, gerçeğe ve mevzuata uygunluğu onaylanmalıdır.

Ayrıca, bu işlemleri yapan denetici prensip sahibi ve cesur olmalı, bulgularını en gerçekçi şekilde raporlamalıdır.

Çerçevesi ve amacı çok iyi bir şekilde belirlenmemiş ve planlanmamış bir denetimden azami yarar beklemek mümkün değildir.

İster bağımsız denetim yetkisine sahip kişilerin isterse devlet tarafından görevlendirilen veya atanan deneticilerin yukarıda belirtilen özelliklere sahip olmaları ve denetimlerin belirtilen ilkeler kapsamında yapılması için gerekli düzenlemelerin ve buna göre görevlendirmelerin yapılmasında yetkililer tarafından azami özen gösterilmelidir.

Aksi takdirde, yapılacak denetimler sadece gösterişten öte bir yarar sağlaması mümkün olamaz.

Gelelim denetimin KKTC'deki durumuna. Zaten her bakımdan bozuk, sistemsiz ve hantal olan kamu hizmetleri bir de denetim dışı bırakılırsa vay halimize.

Ay geçmiyor ki bir kamu kurum ve kuruluşunda bir yolsuzlukla karşılaşmayalım. Kamu disiplini sadece mesai saatlerine uyulup uyulmadığını veya izinleri izlemekle sağlanamaz.

Performans ölçümü, mali ve diğer hususlarda da denetim gereklidir. Her denetimin kendine özgü teknik ve yöntemleri vardır.

Acaba bunları isteyen hükümetler var mı? Bu da tartışmaya açık bir konudur, çünkü denetlenecek olan veya olanlar gelecek seçimlerde kendilerine oy vermeyebilirler.

İster kamu sektörü, ister özel sektör veya sivil toplum örgütleri olsun, her zaman denetimin öneminden söz ederler ancak işin faaliyete geçirilmesinden pek hoşlanmazlar.

Başka ülkelerde sadece dış denetim değil, sürekli görev yapan iç denetim organları da mevcut olup yönetime dönemsel raporlar sunmaktadırlar. KKTC'de kaç tane denetim kurumu varsa hepsinin şikâyeti ya kadro eksikliği ya da lojistik veya yasal düzenleme eksikliğinden bahsedildiğini görmektesiniz.

Bu konutlar yıllardan beri tüm gelmiş geçmiş hükümetlerde en yetkili makamlar tarafından dile getirilmiş olunmasına rağmen hiçbirine çözüm getirilmemiş, diğer konular gibi "cek-caklarla" geçiştirilmiştir. Önemli olan niyet ve kararlılıktır.

Bunu ne geçmişteki, ne de bugünkü hükümette görmekteyiz. Sadece bilinen şey sınavsız veya göstermelik kahve sohbetli mülâkatlarla devlete memur istihdam etmek. Bu memurların yetkileri, görev ve sorumlulukları ne olacaktır?

Yapacakları muhtemel hata veya neden olacakları zararlardan kim sorumlu olacaktır?

Gördüğüm kadarıyla çeşitli denetim kurumları arasında görev ve sorumluluğunu en etkin ve ciddi bakımdan yerine getiren kurum, KKTC Merkez Bankası Denetleme Şubesi'dir. Neden mi? Çünkü bu, Kurumun en üst hiyerarşik yetkilisinin kararlılığı ve ciddiyeti ile ilgilidir.

Ne demiş büyüklerimiz, "Sonuçta kontrol edilmeyen her şey ya davulcuya ya da zurnacıya varır!!!" KKTC'de bu duruma düşmek üzeredir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.