Petrol depolama tesisi devlet bütçesine ne gelir sağlayacak? (2)

Yayın Tarihi: 02/04/12 07:00
okuma süresi: 13 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz hafta ayni başlık altındaki yazımda, Yedikonuk bölgesine yapımı gündeme gelen petrol depolama tesisinin sürekli açık veren KKTC bütçesine katkısı olup olmayacağı? Olacaksa bunun ne kadar olacağı? bu yatırımın gerçekleştirilmesinde ısrar edilmesinin bütçeye sağladığı kaynak miktarına değip değmeyeceğinin de dikkate alınmasının karar vericiler bakımından önemli bir unsur olduğunu belirtmek amacıyla Serbest Bölge ve Liman Yasası kapsamında gerçekleştirilmesi öngörülen bu yatırımın çok geniş kapsamlı vergisel ve diğer kamusal muafiyetler içeren mevzuat hakkında bazı bilgiler vermeye çalışmıştım.

Geçen haftaki yazımda belirtmiş olduğum çeşitli muafiyetlere ek olarak başka yasalar uyarınca da sağlanan diğer vergisel muafiyetler hakkında da bilgiler vermeye devam edip bu yatırım faaliyetleri nedeniyle bütçeye navlun ve uluslararası ulaştırma kurumlarına verilen taşımacılık hizmetleri dolayısıyla da bütçeye vergisel bir kaynak sağlanmayacaktır; şöyle ki

· Yürürlükteki mevzuat uyarınca KKTC'den navlun (taşımacılık) geliri elde eden yabancı (hava, deniz, kara) ulaştırma kurumlarının vergi yükümlülükleri 56/2006 sayılı Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasası ile bu konudaki vergi oranını sıfıra kadar indirmek için Bankalar Kurulu yetkisi kılınmış ve Bankalar Kurulu buna istinaden aldığı bir kararla 15.08.2006 tarihinden itibaren yabancı ulaştırma kurumlarının KKTC'den elde ettikleri gelirler Gelir ve Kurumlar Vergilerinden muaf tutulmuştur.

· Taşımacılık faaliyetlerinde bulunan hava, deniz ve kara ulaştırma faaliyetleri araçlarına KKTC'de sağlanan her türlü mal ve hizmetler de KDV Yasası'nın uluslararası ilkeleri gereği ötedenberi KDV'den istisna tutulmuş olduğundan bu vergi kaynağından da bütçeye kaynak gelmeyecektir.

Yukarıdaki bu iki muafiyet durumu dikkate alındığı zaman sadece yatırımı yapan şirketin faaliyetleri değil, bu faaliyetlerden dolayı gelir elde edecek olan diğer yabancı uyruklu işletmelerin de KKTC'ne ne Gelir Vergisi ile Kurumlar Vergisi ne de KDV ödeme yükümlülükleri olmayacaktır.

Bilindiği gibi KKTC'deki çeşitli sektörel esasta mal ve hizmet üretme faaliyetlerini teşvik etmek amacıyla aşağıda belirtilen özel yasalar mevcuttur. Bunların belli başlı olanları şunlardır;

(a) 47/2000 sayılı Teşvik Yasası

(b) 26/1983 sayılı Serbest Bölge ve Liman Yasası

(c) 16/1987 sayılı Turizm Endüstrisi Teşvik Yasası

(d) 38/2005 sayılı Uluslararası İşletme Şirketleri Yasası

(e) 41/2008 sayılı Uluslararası Bankacılık Birimleri Yasası

Bu yasaların son iki tanesi tamamen yabancı kişi ve kuruluşlara yönelik olup faaliyet konuları tamamen ve münhasıran yurtdışına hizmet sunmalarına yöneliktir.

İlk üç Yasa ise yerli ve yabancı kişi ve/veya kuruluşları yatırım yapmaya teşvik amacı içermektedir. Ancak, Teşvik Yasası ve Serbest Bölge ve Liman Yasası ile Turizm Endüstrisi Teşvik Yasasında öngörülen teşvik unsurları incelendiği zaman bu Yasaların öngördüğü gümrük vergisi, fon inşaat ruhsat ve KDV muafiyetlerinin süresi Teşvik Belgesine bağlanan yatırımın tamamlanması ile son bulmaktadır. İlgili yatırımın tamamlanmasını müteakiben her türlü vergi yükümlülüğü devreye girmektedir. Turizm Endüstrisi Teşvik Yasası kurallarına istinaden Gelir ve Kurumlar Vergisi muafiyet süresi ise 10 yıl ile sınırlı tutulmuştur. Yani, istihdam v.s. ekonomik katkılara ilaveten belli bir süre sonra devlet bütçesine doğrudan vergi ödenmesine başlanılmaktadır.

Ancak, Serbest Bölge ve Liman Yasasında öngörülen tüm vergisel ve diğer kamusal muafiyetlere ilişkin miktar veya süre bakımından hiçbir sınırlama yoktur.

Sözkonusu yasalar dikkate alındığında petrol dolum tesisinin devlet bütçesine ve diğer kurumlara muhtemel gelir kaynakları ancak aşağıdaki unsurlardan oluşabilecektir.

(a) Devlet Bütçesine sağlanması muhtemel gelir kaynakları:

· İşletici şirket talep etmesi halinde Limanlar Dairesi tarafından sağlanacak gemi kılavuzluk hizmet bedelleri;

· Serbest Bölge ve Liman Yasası kapsamına alınacak arazinin kiralanması dolayısıyla ilgili Bakanlığın alacağı yıllık kira. (Bu kira bedeli genellikle dönüm başı ortalama 200-300 ABD Doları civarında takdir edilmektedir);

· İşletici şirket ile düzenlenecek uzun vadeli kira sözleşmesinden binde 5 ile binde 1 arasında bir defaya mahsus olmak üzere Pul Vergisi.

(b) Serbest Bölge Yönetimi Bütçesine ve Belediye Bütçesine sağlanması muhtemel gelir kaynakları:

· Faaliyet İzni Başvuru harcı (200 ABD Doları bir defaya mahsup 1500 ABD Doları şirket tescil ücreti);

· Rıhtım harçları, liman ve gemi ücretleri (İşletme Sözleşmesinde düzenlenmesi koşuluyla İşletici şirket tarafından da tahakkuk ve tahsil edilebilir - md.19/2);

· Sağlık hizmetleri bedeli (talebe bağlı olarak ilgili Belediye tarafından sunulan hizmetler);

· İşletici tarafından yapılacak talep üzerine ilgili Belediye tarafından verilecek temizlik hizmeti bedeli (Bu hizmet olsa olsa çöp toplama vergisi olabilir ki bu da çok yüksek bir meblağ oluşturmayacağı kanaatindeyim).

Sözkonusu yatırım fayda maliyetine bir göz atılacak olursa, petrol dolum tesisi özellikli bir yatırım olması, dolayısıyla yapılacak yatırımın her türlü hizmet ve malzemesi ile ekipmanının çok büyük kısmı yurtdışından sağlanacağı için KKTC ekonomisine dolaylı katkı ancak taş, toprak ve asfalt malzemesinin tedarikinden başka bir şey olmayacaktır. İddia edildiği gibi bu yatırımın istihdama büyük katkısı olacağı da çok şüphelidir; çünkü mademki ileri teknoloji ile ilgili bir yatırım olacağı iddia edilmektedir, o zaman da yerel işgücüne ihtiyaç düz işçilik düzeyinde ve asgari miktarda olacaktır.

Elbetteki her kişi ve işletmenin yürürlülükteki Teşvik Yasalarından yararlanması en doğal hakkıdır. Ancak, mademki sözkonusu yatırım KKTC'nin öncü ve en önemli sektörlerinden olan turizm potansiyeli ile ters düşmüştür bu yatırımın adı edilen bölgeye yapılmasından vazgeçilmeli ve uygun başka bölge aranmalıdır. Örneğin, bu yatırımın 1975 yılından beri Kıbrıs Türk Petrolleri ile Altınbaş Petrolleri tarafından petrol depolama yöresi ile kullanılan bölgeye yapılması hususunda çalışmalar yapılması ve şayet ekonomik kalkınma için bu tesis bu kadar önemli ise o takdirde devletin mülkiyeti dışındaki bazı yerlerin bedeli ödenmek kaydıyla kamulaştırılması da düşünülebilir.

Şayet hükümet bu yatırımın her şeye rağmen "İLLA DA" bu bölgeye yapılması için izin vermede ısrar edilecekse en azından bu yatırım faaliyetlerinden dolayı devlet bütçesinin azami geliri elde etme yönüne gitmelidir. Bunun için de bahse konu yatırımcı şirketin kuruluş statüsünü Şirketler Yasası (Fasıl113) altında tescil edilmesini sağlamalı, böylece vergi ve diğer mevzuatın mahalli şirket statüsündeki şirketlere öngörmüş olduğu yükümlülükler kapsamına girmesine ve bu şirketlere tanınan muafiyet haklarından yararlanması gerçekleştirilmelidir.

Yukarıdaki mevzuat içeriklerini özetledikten ve gerek KKTC kamu kurum ve kuruluşlarına gerekse maliyesine sağlaması muhtemel belli başlı gelir kaynaklarını belirttikten sonra acaba bu yatırımın gerçekleştirilmesine veya bu konuda sivil toplum örgütleri ile hükümet yetkilileri arasındaki eylem ve söylem savaşına gerek var mı? KKTC'nin geleceğini ve sosyo-ekonomisinin düzeltilmesi için yapılacak çok daha önemli çalışmalar dururken bu konuda hükümetin ve ilgili sivil toplum örgütleri ile kurumların daha fazla zaman ve enerji harcamak kanımca mantıksızlıktır.

Bu arada değinmeden geçemeyeceğim bir diğer konu da sözkonusu petrol dolum tesisi yatırımını savunanların iddialarını somut verilere dayandırmak yerine en yakın komşunuz olan Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde ve diğer bazı ülkelerdeki benzeri yatırımları örnek göstermek suretiyle kendilerini haklı gösterme uğraşlarıdır. Özellikle şunu belirtmek gerekir ki bir mukayese yapılırken bunun sonuçlarının geçerli olabilmesi için mukayese edilen tüm olguların, unsurların ve durumların eşit düzeyde olması gereklidir.

Örneğin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi uluslararası normlara sahip, dünyaca tanınmış ve sosyo-ekonomik kalkınmasına ilişkin gerekleri ve kurumlaşmayı tamamlamış bir özelliğe ve duruma sahiptir.

Bunun yanında, sözkonusu petrol depolama tesisi işletmelerinin her türlü faaliyetlerinden genelde ülke ekonomisi, özelde ise devlet bütçesi dolaylı ve dolaysız vergi gelirleri elde etmektedir. KKTC'de olduğu gibi Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde bu tesislerin faaliyet alanlarını serbest bölge kapsamına almak ve bizdeki gibi her türlü vergi muafiyeti sağlamak uygulaması yoktur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Avrupa Birliğine girmesi ile off-shore, serbest liman ve benzeri statüler kapsamında geçmişte uygulanan muafiyetlerin tümü 2004 yılında itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer bir anlatımla, Güney Kıbrıs Rum Yönetimindeki tüm işletmelerin vergilendirilmesi mahalli şirketler kapsamında olanlara uygulanan vergilendirme rejimi uygulanmaktadır. Ayrıca, bu tesislere taşımacılık hizmetleri veren gemilerin yaklaşık tümü Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bandıralı olduklarından bunları işleten yerli veya yabancı ulaştırma kurumlarının elde ettikleri gelirlerden de çeşitli dolaylı ve dolaysız vergi ve sair lisans gelirleri elde edilmektedir.

Temel amacı ve öncülüğü oy uğruna ve/veya kişisel amaçlar için sınavsız istihdamlar yapmak, her ay maaş ödemek, bu arada da sürekli yurtdışı kafileler halinde yapılan seyahatlerle gününü gün etmek olan bugünkü iktidarın turizm potansiyeli yüksek bir yörede gerçekleştirilmesi gündemde olan petrol dolum tesisinin devlet bütçesine mali kaynak getirisinin kaydadeğer bir katkı sağlamayacağını gayet iyi bilmesi, kararlarını bu doğrultuda alması ve bu konuda başka alternatifler üretmesi gerekir.

Biz Kıbrıslı Türkler olarak işimize geldiği zaman Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni veya diğer ülkeleri örnek göstermeye, işimize gelmediği zaman ise onu hiç tanımamayı veya bize göre olmadığını iddia etmeyi çok fena öğrendik. Özetle, her konuda olduğu gibi plansızlık ve projesizlik dolayısıyla somut bir kalkınma ve fiziki planlaması hususunda pusulası olamayan bir hükümetin yaratmış olduğu bu olumsuz duruma süratle son verilmeli ve KKTC'nin geleceği olan turizm, sağlık, eğitim ve modern tarıma gerekli önem verilmelidir.

Pek tabi ki sözkonusu yatırımla ilgili bu samimi görüş ve önerilerimin dikkate alınacağına ilişkin hiçbir ümidim yoktur. Bunun da en somut nedeni bir tüp gazın fiyatının saptanmasını bir defada beceremeyen, bayram tatili günlerini bir defada düzenleyemeyen, mesai saatlerini günlerce problem yapan, yegane düşüncesi makam arabası almak olan bir yönetim yapısından hesaplı-kitaplı, sosyo-ekonomik amaca yönelik plan ve projeye dayalı uygulama beklemek hayaldir. Mevcut iktidardan bekleyebilinecek yegane husus siyasal rant, popülizm ve zevk amaçlı yaşam harcamalarına ilişkin düzenleme ve uygulamalardır.

Bütçe disiplininden bahsedenlerin bunu icraatlarıyla ve ekonominin temelini oluşturan bütçe gelir kaynaklarını ve kullanımını ilmi ve gerçek anlamda dikkate aldıklarını halka kanıtlamalıdırlar. Bunu yapmak ise kanımca olanaksızdır. Nedeni ise her şeyin başı olan güven duygusudur ki bugünkü iktidar halk nazarındaki güvenini kaybetmiştir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.